5. YARGI PAKETİNİN GETİRDİĞİ YENİLİKLER
5. Yargı paketi meclis gündemine geldi. Kabul edildi ve resmi gazetede yayınlandı. 5. Yargı paketi ile ilgili bir çok spekülasyon yapılmıştı. Denetimli Serbestliğin 2 yıla çıkarılacağı, 5 yıl altındaki cezalara af geleceği, vergi cezalarının affedileceği v.b birçok konudan bahsedildi. Fakat kanun metninde değişmesi gerektiği düşünülen konuların birçoğu ötelendi. Resmi gazetede yayınlanan kanun değişikliği içeriğinde birçok konu mevcut konuları ana başlıklar halinde sıralayacak olursak;
-
Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri Kalkıyor.
-
Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin görevleri normal ağır ceza mahkemelerine veriliyor.
-
Telefon dinleme gibi kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun cezası ağırlaştırılıyor.
-
Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak verilmesi veya farklı şekillerde ele geçirmenin cezası ağırlaştırılıyor.
-
Hukuka uygun şekilde elde edilen kişisel verilerin mahkeme kararına rağmen yok edilmemesi durumunda verilen cezalar artırılıyor.
-
CMK 91 Madde değiştirilerek “düşündürebilecek emarelerin” yerini “somut delil” ifadesi alıyor. Bu şekilde şüpheden sanık yararlanır ilkesi daha işlevsel hale getirilerek kişinin suç işlediğinin şüphe bırakılmayacak derece de yani net bir şekilde ispatı aranıyor.
-
Yakalanan kişinin 24 saat içerisinde ifadesinin alınması zorunlu hale geliyor. Eğer fiziki şekilde ifadesinin alınması mümkün olmaz ise en geç 24 saat içerisinde sesli ve görüntülü iletişim sistemi kullanılarak ifadesinin alınması zorunlu hale geliyor. SEGBİS denilen bu yöntem ülkemiz hukuk uygulamasında ilk defa kullanılacak.
-
Tutuklama için olguların yeterli olmayacağı bunun yerine “somut delil” aranacak. Bu kanun maddesindeki değişiklik haricinde kanun metnine yapılan ekleme ile şüpheli eğer daha önce aynı suçtan mahkum olmuş, suçu meslek edinmiş veya itiyadi suçlu (belirli bir zaman diliminde aynı suçun birden fazla işlenmesi) ise tutuklama nedeni var sayılabilecek. Para Cezası gerektiren veya üst sınırı 2 yıldan az olan suçlarda tutuklama yapılamayacak.
-
Arama kararı almak zorlaşıyor. Artık makul şüphe arama sebebi sayılmayacak bunun yerine somut delillere dayalı kuvvetli şüphenin varlığı aranacak
-
Kişilerin ceza sorgulaması sebebiyle mal varlıklarına el koyma zorlaştırılıyor. Burada önceden aranan kuvvetli şüphe tek başına yeterli olmayacak bu kuvvetli şüphe somut delillere dayanmadan el koyma kararı verilemeyecek. Bu maddenin uygulanmasının şartı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Mali Suçları Araştırma Kurulu, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan, el konulacak taşınmaz hak ve alacağın suçtan elde edildiğine ve suçtan elde edilen değere ilişkin rapor alınması olacak.
-
Bilgisayar, bilgisayar programları ve bu gibi teknolojik aletlerde yapılacak arama, kopyalama, el koyma kararları için somut delilin mevcut olması kabul ediliyor. Kanunda dikkat çeken bir husus ise bilgisayarında veya teknolojik programlarında inceleme yapılan kişi istemese bile tespit edilen hususların bulunduğu bir kopya kişiye verilecek.
-
İletişimin denetlenmesinin şartları da bu kanun değişikliği ile ağırlaştırılıyor. Kanun değişikliğine göre iletişimin denetlenmesi kararlarında kuvvetli şüphe yeterli olmayacak somut delil aranması gerekecek. Telefonu dinlenmesi talep edilen kişinin kimliği ve dinlenecek telefonun o kişiye ait olduğu ispatlanmadan dinleme kararı verilemeyecek. Dinleme süreleri 3 ayla sınırlandırılıyor. Ağır ceza mahkemelerine görev verilen bu alanda oy birliği aranması da kanunla gelen önemli değişikliklerden biri.
-
Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi kararı için somut delil bulunması gerekecek. Somut delil olmadan bu karar verilemeyecek. Bu kararı Ağır Ceza Mahkemeleri oy birliği ile verebilecek. Savcının gizli soruşturmacı görevlendirilmesi hakkı bulunmayacak. Bu kararı yapılan itirazlarda da oy birliği şartı aranacak. Eğer bu suçla bağlantılı olmayan kişisel bilgiler elde edilir ise bunlar derhal imha edilecek.
-
Teknik araçlarla yapılacak dinlemeler için somut delil aranacak ve Ağır Ceza Mahkemesi bu kararı oy birliği ile alabilecek. Teknik araçlarla dinleme kararı en fazla üç hafta için verilecek ve gerek olması halinde bir hafta daha uzatılabilecek. Örgütlü suçlarda bu durum en fazla 2 aya kadar uzayabilecek.
-
HSYK artık en üst düzeydeki kolluk amiri için soruşturma izni veremeyecek bu izin Adalet Bakanı tarafından verilecek. Bu soruşturma adalet müfettişleri veya savcılık tarafından yapılabilecek. Mit Kanunu istisna olmak üzere Anayasal Düzene karşı işlenmiş suçlarda savcılar doğrudan araştırma ve soruşturma yapabilecek.
-
TCK da bulunan Kamu Güvenine Karşı Suçlar bölümünde belirtilen suçların bir kısmında kolluk görevlisinin adı yazmayacak. Sadece sicil numaraları bulunacak. Bu kolluğun tanık olarak dinlenmesi durumunda da tebligat kolluğun iş adresine yapılacak.
-
Taşınmazlara, hak ve alacaklara yönelik olarak eski kanun döneminde konulmuş tedbirler kanun değişikliğinin yürürlüğe girmesinden sonra 30 gün içerisinde yeni düzenlemelere göre yeniden değerlendirilecek ve bu doğrultuda karar verilecek. Eğer bu konuda karar verilmez ise bu tedbirler kaldırılacak.
-
İletişimin denetlenmesi yönünde daha önceden alınmış kararlar kanun değişikliğinin yürürlüğe girmesinden sonra 15 gün içerisinde yeni düzenlemelere göre yeniden değerlendirilecek ve bu doğrultuda karar verilecek. Eğer bu konuda karar verilmez ise dinleme kararı otomatik olarak kalkacak.
-
Kamu görevlilerinin atama, naklen atama, görev ve unvan değişiklikleri geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin işlemler uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmayacak. Yani bu sebeple bu işlemler hakkında yürütmenin durdurulması yönünde bir karar verilemeyecek.
-
Mahkeme kararlarının süresi içinde kamu görevlilerince yerine getirilmemesi halinde de tazminat davası ancak ilgili idare aleyhine açılabilecek. Bunun anlamı kararı uygulamayan kamu görevlisi hakkında tazminat davası açılamayacaktır.
-
Terörle Mücadele Kanunu 10. Madde tamamen kaldırılacak. Yani TMK 10 da bildirilmiş olan özel yetkili mahkemeler artık olmayacak. Özel yetkili mahkemelerin elinde bulunan en yüksek tutukluluk süresi olan 1o yıllık süre bu maddenin mülga edilmesi sebebiyle otomatikmen 5 yıla düşecek.
-
Savcının talebi doğrultusunda ceza dosyasını incelemek isteyen müdafilerin talepleri engellenebiliyordu. bu madde kaldırıldığı için soruşturma aşamasında ceza dosyasını incelemek isteyen müdafiler için savcılar herhangi bir şekilde engel olamayacak.
İşte mecliste kabul edilen ve Resmi Gazetede yayınlanan yargı paketinin tam metni.
YARGI PAKETİNİN TAM METNİ
TERÖRLE MÜCADELE KANUNUNUN 10 UNCU MADDESİ UYARINCA KURULAN AĞIR CEZA MAHKEMELERİNİN KALDIRILMASINA VE ÇEŞİTLİ KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 14- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, 6352 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca görevlerine devam eden ağır ceza mahkemeleri ile bu Kanunla yürürlükten kaldırılan Terörle Mücadele Kanununun 10 uncu maddesi uyarınca görevlendirilen ağır ceza mahkemeleri kaldırılmıştır.
Kaldırılan bu ağır ceza mahkemelerinde görev yapan başkan ve üyeler ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçların soruşturmasında görevlendirilen hâkim ve Cumhuriyet savcıları, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş gün içinde müktesepleri dikkate alınarak uygun görülecek bir göreve atanırlar.
Bu Kanunla yürürlükten kaldırılan Terörle Mücadele Kanununun 10 uncu maddesi uyarınca görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca yürütülen soruşturma dosyaları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, yetkili Cumhuriyet başsavcılıklarına devredilir.
6352 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca görevlerine devam eden ağır ceza mahkemelerinde ve bu Kanunla yürürlükten kaldırılan Terörle Mücadele Kanununun 10 uncu maddesi uyarınca görevlendirilen ağır ceza mahkemelerinde derdest bulunan dosyalar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, yetkili ve görevli mahkemelere devredilir.
Mevzuatta Ceza Muhakemesi Kanununun mülga 250 nci maddesinin birinci fıkrasına göre görevlendirilen ağır ceza mahkemeleri ile Terörle Mücadele Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasına göre görevlendirilen ağır ceza mahkemelerine yapılmış atıflar ağır ceza mahkemelerine; bu mahkemelerin üyelerine yapılmış atıflar ağır ceza mahkemelerinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimlerine yapılmış sayılır.
Bu Kanunla yürürlükten kaldırılan Terörle Mücadele Kanununun 10 uncu maddesi kapsamına giren suçlarla ilgili olarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla açılmış olan davalarda, sanığın taşıdığı kamu görevlisi sıfatı dolayısıyla hakkında soruşturma yapılabilmesi için izin veya karar alınması gerektiğinden bahisle durma veya düşme kararı verilemez.”
MADDE 2- 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 12- Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanununda yer alan yağma (m. 148), irtikâp (m. 250/1 ve 2), resmi belgede sahtecilik (m. 204/2), nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflâs (m. 161) suçları, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (318, 319, 324, 325 ve 332 nci maddeler hariç) ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler, askerî mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler ile çocuklara özgü kovuşturma hükümleri saklıdır.”
MADDE 3- 26/9/2004 tarihli ve5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 135 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “altı aydan” ibaresi “bir yıldan” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 4- 5237 sayılı Kanunun 136 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “bir yıldan” ibaresi “iki yıldan” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 5- 5237 sayılı Kanunun 138 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “altı aydan bir yıla kadar hapis” ibaresi “bir yıldan iki yıla kadar hapis” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(2) Suçun konusunun Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre ortadan kaldırılması veya yok edilmesi gereken veri olması halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.”
MADDE 6– 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 91 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “düşündürebilecek emarelerin” ibaresi “gösteren somut delillerin” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 7- 5271 sayılı Kanunun 94 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 94- (1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen yakalama emri üzerine soruşturma veya kovuşturma evresinde yakalanan kişi, en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkim veya mahkeme önüne çıkarılır.
(2) Yakalanan kişi, en geç yirmidört saat içinde yetkili hâkim veya mahkeme önüne çıkarılamıyorsa, aynı süre içinde yakalandığı yer adliyesinde, mevcut değil ise en yakın adliyede kurulu sesli ve görüntülü iletişim sisteminin kullanılması suretiyle yetkili hâkim veya mahkeme tarafından bu kişinin sorgusu yapılır veya ifadesi alınır.”
MADDE 8- 5271 sayılı Kanunun 100 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “olguların” ibaresi “somut delillerin” şeklinde, dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(4) Şüpheli veya sanığın mükerrir, itiyadi suçlu veya suçu meslek edinen kişi olması durumunda da tutuklama nedeni var sayılabilir.
(5) Tutuklama kararı;
a) Sadece adli para cezasını gerektiren,
b) Dördüncü fıkra kapsamına giren kişiler hariç olmak üzere, hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan,
suçlarla ilgili olarak verilemez.”
MADDE 9- 5271 sayılı Kanunun 116 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “makul” ibaresi “somut delillere dayalı kuvvetli” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 10- 5271 sayılı Kanunun 128 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “elde edildiğine dair” ibaresinden sonra gelmek üzere “somut delillere dayanan” ve “Elkonulabilir.” ibaresinden sonra gelmek üzere “Somut olarak belirlenen” ibareleri ile aynı fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiş; ikinci fıkrasının (a) bendinin (10) numaralı alt bendi yürürlükten kaldırılmış ve dokuzuncu fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Bu madde kapsamında taşınmazlar, hak ve alacaklar bakımından elkoyma işleminin uygulanabilmesi için ilgisine göre Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Mali Suçları Araştırma Kurulu, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan, elkonulacak taşınmaz hak ve alacağın suçtan elde edildiğine ve suçtan elde edilen değere ilişkin rapor alınması zorunludur.”
“(9) Bu madde hükmüne göre elkoymaya ağır ceza mahkemesince oy birliğiyle karar verilir. İtiraz üzerine bu tedbire karar verilebilmesi için de oybirliği aranır.”
MADDE 11- 5271 sayılı Kanunun 134 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “soruşturmada,” ibaresinden sonra gelmek üzere “suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve” ibaresi eklenmiş ve dördüncü fıkrasında yer alan “İstemesi halinde, bu” ibaresi “Üçüncü fıkraya göre alınan” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 12- 5271 sayılı Kanunun 135 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş; maddeye birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve fıkra numaraları buna göre teselsül ettirilmiş; mevcut üçüncü fıkrasında yer alan “üç ay”, “bir defa” ve “hâkim bir aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar” ibareleri sırasıyla, “iki ay”, “bir ay” ve “mahkeme yukarıdaki sürelere ek olarak her defasında bir aydan fazla olmamak ve toplam üç ayı geçmemek üzere” şeklinde değiştirilmiş; maddenin mevcut dördüncü fıkrasında yer alan “üç ay” ve “bir defa” ibareleri sırasıyla “iki ay” ve “bir ay” şeklinde değiştirilmiş ve mevcut altıncı fıkrasının (a) bendinin (8) numaralı alt bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
“(1) Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, ağır ceza mahkemesi veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Cumhuriyet savcısı kararını derhâl mahkemenin onayına sunar ve mahkeme, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Sürenin dolması veya mahkeme tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır. Bu fıkra uyarınca alınacak tedbire ağır ceza mahkemesince oy birliğiyle karar verilir. İtiraz üzerine bu tedbire karar verilebilmesi için de oybirliği aranır.”
“(2) Talepte bulunulurken hakkında bu madde uyarınca tedbir kararı verilecek kişinin kullandığı telefon hattının veya iletişim bağlantısının tespitine imkân veren kodu taşıyan cihazın sahibini gösterir belge eklenir.”
MADDE 13- 5271 sayılı Kanunun 139 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve altıncı fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“(1) Soruşturma konusu suçun işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka surette delil elde edilememesi halinde, kamu görevlileri gizli soruşturmacı olarak görevlendirilebilir. Bu madde uyarınca yapılacak görevlendirmeye ağır ceza mahkemesince oy birliğiyle karar verilir. İtiraz üzerine bu tedbire karar verilebilmesi için de oybirliği aranır.”
“Suçla bağlantılı olmayan kişisel bilgiler derhal yok edilir.”
MADDE 14– 5271 sayılı Kanunun 140 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “hususunda” ibaresinden sonra gelmek üzere “somut delillere dayanan” ibaresi eklenmiş; aynı fıkranın (a) bendinin (5) numaralı alt bendi yürürlükten kaldırılmış; ikinci ve üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(2) Teknik araçlarla izlemeye ağır ceza mahkemesi tarafından oy birliğiyle karar verilir. İtiraz üzerine bu tedbire karar verilebilmesi için de oybirliği aranır.
(3) Teknik araçlarla izleme kararı en çok üç haftalık süre için verilebilir. Bu süre gerektiğinde bir hafta daha uzatılabilir. Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, mahkeme yukarıdaki sürelere ek olarak her defasında bir haftadan fazla olmamak ve toplam dört haftayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verebilir.”
MADDE 15- 5271 sayılı Kanunun 161 inci maddesinin beşinci fıkrasına aşağıdaki cümle ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“En üst dereceli kolluk amirleri hakkında inceleme ve soruşturma izni Adalet Bakanı tarafından verilir. Adalet Bakanı inceleme ve soruşturmayı, adalet müfettişleri veya Cumhuriyet başsavcıları eliyle yaptırır.”
“(8) Türk Ceza Kanununun 302, 309, 311, 312, 313, 314, 315 ve 316 ncı maddelerinde düzenlenen suçlar hakkında, görev sırasında veya görevinden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır. 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 26 ncı maddesi hükmü saklıdır.”
MADDE 16– 5271 sayılı Kanunun 169 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “zamanı” ibaresi “tarihi, başlama ve bitiş saatini” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(7) Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (318, 319, 324, 325 ve 332 nci maddeler hariç) ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun kapsamına giren suçlarla ilgili yürütülen soruşturma ve kovuşturmalarda, kolluk tarafından düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlilerin açık kimlikleri yerine sadece sicil numaraları yazılır. Kolluk görevlilerinin ifadesine başvurulması gerektiği hallerde çıkarılan davetiye veya çağrı kâğıdı, kolluk görevlisinin iş adresine tebliğ edilir. Bu kişilere ait ifade ve duruşma tutanaklarında adres olarak iş yeri adresleri gösterilir.”
MADDE 17– 23/3/2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 6- (1) Ceza Muhakemesi Kanununun 128 inci maddesi hükmüne istinaden verilmiş tedbir kararları hakkında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç otuz gün içinde bu Kanunla düzenlenen yeni hükümler uyarınca karar alınması zorunludur. Aksi takdirde soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından tedbire ilişkin kararların uygulamasına derhal son verilir.
(2) Ceza Muhakemesi Kanununun 135, 139 ve 140 ıncı maddeleri hükümlerine istinaden verilmiş tedbir kararları hakkında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç onbeş gün içinde bu Kanunla düzenlenen yeni hükümler uyarınca karar alınması zorunludur. Aksi takdirde Cumhuriyet savcısı tarafından tedbire ilişkin kararların uygulamasına derhal son verilir.”
MADDE 18- 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Ancak, kamu görevlileri hakkında tesis edilen atama, naklen atama, görev ve unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirmelere ilişkin idari işlemler, uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerden sayılmaz.”
MADDE 19- 2577 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin (4) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“4. Mahkeme kararlarının süresi içinde kamu görevlilerince yerine getirilmemesi halinde de tazminat davası ancak ilgili idare aleyhine açılabilir.”
MADDE 20- Aşağıdaki hükümler yürürlükten kaldırılmıştır:
a) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 10 uncu maddesi.
b) 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesinin dördüncü fıkrası.
c) 13/11/1996 tarihli ve 4208 sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine, 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakebesi Hakkında Kanunda, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda ve 178 Sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Devlet Güvenlik Mahkemesi” ibaresi.
d) 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 153 üncü maddesinin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları.
e) 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun93/A maddesi.
MADDE 21- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 22- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.