Baltacı Avukatlık Ofisi
  • Anasayfa
  • Kurumsal
    • Hakkımızda
    • Uluslararası
    • Sektörler
    • Diğer Hizmetlerimiz
    • Ofisimiz
    • İşbirliklerimiz
  • Ekibimiz
    • Arif Baltacı
    • Ebru Gülüm Gök
    • Mustafa Gürdal
    • Bahadır Halil Baltacı
    • Abdurrahman Enes Çakar
    • Serhad Ciğer
    • Doç. Dr. Nuri Baltacı
    • Mustapha Boumeshad
    • Aykut Özger
    • Rüstem Yektaş
    • Aytaç Yeni
    • Betül Doğan
    • Aynur Çaylı
    • Muhsin Niyazi Küçük
    • Recep Esen
    • Osman Aydın
  • Uzmanlıklar
  • Hukuki Bilgi
    • Makaleler
    • Dilekçe Örnekleri
    • Basında Biz
    • Haberler
    • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim





Ara Karar Gereği Beyan Dilekçesi Ticaret Mahkemesi

02 May, 2016
Okunma: 50.908
Sosyal Ağlarda Paylaş:
fb-share-icon
Tweet
Pin Share

İSTANBUL … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE

 

DOSYA NO: 2013/……….Esas

DAVACI: ………………………… A.Ş

VEKİLİ: Av.Arif BALTACII

DAVALI: 

KONU: ………………… tarihli ara karar gereği iki haftalık kesin mehil içerisinde cevap dilekçesine karşı beyanlarımızın sunulmasıdır.”

 

AÇIKLAMALAR

 

Davalının cevap dilekçesi ile ileri sürdüğü usule ve esasa ilişkin savunmalarının tamamı yersiz ve hukuki dayanaktan yoksundur. Şöyle ki;

1- Davalı davanın husumet yönünden reddi gerektiğini ileri sürmüştür. Buna dayanak olarak da ………………….. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/………. Hazırlık Soruşturma ve 2013/………. Karar numaralı kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair kararını göstermiştir.

Savcılık tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda “……şüphelinin bu işyerine ………… hizmetini veren yapan …………….. A.Ş şirketinin sahibi olduğu, suç tarihinde …………… olayından kaynaklı mağdurların çıkan zehirlendikleri ve bunun sonucunda tüm mağdurların basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandıkları anlaşılmışsa da; şüphelilere isnat olunan taksirle yaralama suçu bu haliyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/4. maddesine temas edip aynı maddenin 5. fıkrası uyarınca takibi şikayete bağlı suçlardan olduğundan ve mağdurların şikayetçi olmadıkları evrak kapsamından da anlaşıldığından….” gerekçesiyle söz konusu karar verilmiş olup, davalının ve firmasının zehirlenme olayıyla hiçbir ilgisi olmadığını destekleyen nitelikte bir delil kesinlikle değildir.

Numunelerinin sağlıklı olduğuna dair raporlar da davalının mesuliyetini ortadan kaldırmayacaktır. Zira dava dilekçemizde de açıkça ifade edildiği üzere; Resmi Kurumlar zehirlenme sebebinin tespiti konusunda gerekli hassasiyeti göstermemişlerdir, çıkan yemeklerden bazıları üzerinde inceleme yapılmıştır. Bazı ürünlerde ise hiçbir inceleme yapılmamıştır. İncelenmesi gereken numune sayısı 11 iken sadece 2 tanesi incelenmiştir. Üstelik, sabah – öğle – akşam yemeğinden alınan numunelerin analize gitmesi gerekirken, davalının müdahalesi ile sadece sabah yemeğinden alınan numuneler analize gitmiştir. Bu nedenle alınan raporların huzurdaki davada delil kuvveti bulunmamaktadır. Numuneler üzerinde toksikolojik inceleme de yapılmamıştır. Müvekkil davacı ise, su numunesi üzerinde İstanbul İli Sağlık Müdürlüğü İstanbul Halk Sağlığı Laboratuar Müdürlüğü’nde analiz yaptırmıştır ve 22613 analiz numaralı numune, …………….. tarih ve ……………. sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik” in Ek- 2 A’ daki mikrobiyolojik parametrelere uygun olmadığı tespit edilmiştir. Davalı su numunesinde 100 ml’de sıfır olması gereken koliform bakteri sayısı 175 çıkmıştır.

Su numunesinin kirli çıkması, zehirlenmenin yenilen gıdadan kaynaklandığına ilişkin doktor raporları, aynı yemeği yiyen işçilerin toplu olarak zehirlenmiş olmaları, ve yine aynı gün davalı tarafından hizmet sunulan farklı firmalarda da aynı şekilde işçilerin zehirlenmiş olması, zehirlenmenin davalı tarafından üretilen yemeklerden kaynaklandığının açık ve tartışmasız delilleridir.

Tüm bu sebeplerle davalının hukuki dayanağı bulunmayan husumet itirazının reddi gerekmektedir.

2- Davalı huzurdaki davanın yetkisiz mahkemede açıldığını ileri sürmektedir. Davalı davada tazmini istenen zararın haksız fiil nedeniyle uğranılmış bir zarar olduğunu bu nedenle davanın fiilin meydana geldiği yer mahkemesi veya davalının ikametgahında açılması gerektiğini ifade etmektedir. Dava dilekçemizde de ifade ettiğimiz üzere, davalı ile müvekkil arasında sözleşmesel ilişki vardır ve bu davadaki talebimiz de sözleşmesel ilişkiye dayanmaktadır. Tekrar belirtmek gerekirse, müvekkil şirket hazır yemek sektöründe faaliyet gösteren lider firmalardan biridir. Ticari faaliyeti nedeniyle ………………… tarihinde davalı ile “Yemek Hizmeti Alım Sözleşmesi” imzalamıştır. Sözleşmenin konusu ise, müvekkil şirketin müşterisi olan ……………’nın İstanbul Merkez Fabrikası ve mağazalarına yemek tedarik edilmesi ve bütün hazırlıkların yapılmasıdır. Sunulan yemeğin, işçilerin zehirlenmelerine neden olması sebebiyle, müvekkil şirket sözleşmesel ilişki çerçevesinde müşterisine …………………TL ödemek zorunda kalmıştır. Zehirlenme nedeniyle, davacı müvekkil dava dilekçesinde belirttiğimiz başkaca zararlara da uğramıştır. Davacı müvekkil ciddi bir itibar kaybı yaşamıştır. Tüm bu zararların, davalı tarafından sözleşmesel ilişki nedeniyle karşılanması gerekmektedir. Zira davalı borcuna aykırı davranmıştır. Davalı ile davacı müvekkil arasında imzalanan sözleşmenin 23. maddesi ile sözleşmeden doğacak ihtilaflarda İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmıştır. Davalının yetki itirazının da reddi gerekmektedir.

3- Davalı zamanaşımı defi ileri sürmüştür. Davalı ısrarla taleplerimizin haksız fiile dayandığını ileri sürmektedir. Oysa, dayanağımız sözleşmedir ve zamanaşımı süresi BK.125 madddesi gereğince, 10 yıldır. Davalının zamanaşımı def’inde bulunmasının hiçbir yasal dayanağı bulunmamaktadır ve reddi gerekmektedir.

4- Davalı esasa ilişkin itirazında, davanın esasını ilgilendiren hiçbir itirazda ve beyanda bulunmamıştır. Cevap dilekçesinin esasa cevap kısmı yalnızca kısa bir paragraftan ibaret olup, dava ile hiçbir surette ilgisi olmayan iddialara yer verilmiştir. Bu çerçevede, usul hukukumuzun en temel ilkelerinden olan savunmanın genişletilmesi yasağının davalı tarafından sunulacak daha sonraki dilekçelerde dikkate alınmasını talep ederiz.

 

SONUÇ ve İSTEM: Yukarıda ve dava dilekçemizde açıklanan nedenlerle, haklı davamızın kabulü ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini tensip ve görüşlerinize arz ederiz.

 

DAVACI VEKİLİ

Av. Arif BALTACI

 

 



Etiketler:   Husumet İtirazıİşyerinde ZehirlenmeMaddi ZararManeviSorumlulukSözleşme İlişkisiTazminatYemek HizmetiZamanaşımı Def'iZehirlenme

Önceki Yazı Sonraki Yazı 

Benzer Yazılar

  • Asıl İşveren Alt İşveren İlişkisi Yargıtay Kararları

  • Yargıtay Kararı – İlamlı Takiplerde Zamanaşımı

  • Banka Hesabından İzinsiz Para Çekilmesi ve Sorumluluk

  • Cevap Dilekçesi – İş Mahkemesi İş Kazası




Avukata Soru Sor

Kategoriler

  • Makaleler
  • Dilekçe Örnekleri
  • Yargıtay Kararı
  • Basında Biz
  • Mevzuat
  • Haberler

Takipte Kalın

Yasal Uyarı

“Web sitemizdeki bilgi ve açıklamalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup Türkiye Cumhuriyeti Barolar Birliği’nin ilgili mevzuatına uygun olarak hazırlanmıştır. Sitemizdeki hukuki bilgiler reklam teklif hukuki öneri veya hukuki danışmanlık teşkil etmez. Sitede yapılan bütün açıklamalar bilgilendirme amaçlıdır ve bu bilgiler iş geliştirmeye yönelik olarak kullanılamaz. Sitemizde kullanılan bütün içerikler Önem & Baltacı Avukatlık Ofisi’ne aittir ve Elektronik İmzalı Zaman Damgası ile tescil edilmiştir. Ofisimizin açıkça yazılı izni olmadan yazı, resim ve sair bilgileri kullananlar hakkında yasal işlem yapılır. Bu siteyi ziyaret ederek yukarıdaki şartları kabul etmiş sayılırsınız.”


© Copyright 2018 Önem & Baltacı Hukuk Bürosu