Baltacı Avukatlık Ofisi
  • Anasayfa
  • Kurumsal
    • Hakkımızda
    • Uluslararası
    • Sektörler
    • Diğer Hizmetlerimiz
    • Ofisimiz
    • İşbirliklerimiz
  • Ekibimiz
    • Arif Baltacı
    • Ebru Gülüm Gök
    • Mustafa Gürdal
    • Bahadır Halil Baltacı
    • Abdurrahman Enes Çakar
    • Serhad Ciğer
    • Doç. Dr. Nuri Baltacı
    • Mustapha Boumeshad
    • Aykut Özger
    • Rüstem Yektaş
    • Aytaç Yeni
    • Betül Doğan
    • Aynur Çaylı
    • Muhsin Niyazi Küçük
    • Recep Esen
    • Osman Aydın
  • Uzmanlıklar
  • Hukuki Bilgi
    • Makaleler
    • Dilekçe Örnekleri
    • Basında Biz
    • Haberler
    • Sıkça Sorulan Sorular
  • İletişim





Yargıtay Kararı Alacak Davası

14 May, 2016
Okunma: 16.489
Sosyal Ağlarda Paylaş:

Yargıtay Kararı Alacak Davası

T.C.

YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/6310

K. 2013/11555

T. 20.6.2013

DAVA: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı erken açılan davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de miktar itibariyle bu istemin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR: Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesi kapsamında davalının markası olan PTT Faturabank adı altında davalının hizmet sağlayıcısı internet sitesi üzerinden, müşterilerin fatura ödemeleri, dijital abonelikler, sigorta hizmetleri, otobüs ve tren biletleri satışı gibi hizmetlerin davacı tarafından gerçekleştirileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin toplamda davalıya 6.750 TL ödeme yaptığını, ancak PTT Konya Başmüdürlüğü tarafından müvekkiline gönderilen 4.6.2012 tarihli yazıda, işletmede asılı bulunan davalı markasını gösterir PTT ibaresinin kaldırılmasının istendiğini, böylelikle bayilik alınan davalıyla PTT kurumunun bir ilgisinin olmadığının ve davalının dürüstlük kuralına aykırı davrandığının anlaşıldığını, durumun davalıya ihtaren bildirildiğini, davalıdan alınan bayilik hizmetinin ayıplı olduğunu, bu sebeple müvekkilinin sözleşmeden tek taraflı dönme hakkını kullandığını iddia ederek davalıdan alınan bilgisayar programının iadesine, davalıya teslim edilen bilgisayarın taraflarına verilmesine, davalıya ödenen 6.750 TL’nin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında, müvekkili ile PTT arasındaki telif hakkına dair yargılama ve harici görüşmelerin sürmekte olup, anlaşmak üzere olduklarını, anlaşma tamamlandığında gerekli tabela ve isim değişikliğine yönelik işlemler yapılarak tüm bayilere bildirileceğini, PTT ile ilgili sorunların müvekkilini bağladığını, karşı yan için her hangi bir ayıp niteliği taşımadığını, müvekkilinin bayilik sözleşmesinden doğan tüm edimlerini yerine getirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece Konya PTT Başmüdürlüğü tarafından 4.6.2012 tarihinde davacıya gönderilen yazı kapsamında davacının davalıya ait tabelaları işyerinden kaldırması ve kullanamaması taraflar arasındaki sözleşmenin 24. maddesi kapsamında davalı tarafın sözleşmeyle davacıya karşı üstlendiği edimlerini idari makamların davranışı sebebiyle yerine getirmemesi sonucunu doğurmuş olup, bu husus davalı yönünden mücbir sebep teşkil ettiği, yanlar arasında imzalanan sözleşme hükümlerinin tarafları bağlayıcı olduğu, davacının sözleşmeyle davalının içinde bulunduğu mücbir sebep sebebiyle 90 takvim günü boyunca mücbir sebebin ortadan kalkması hususunda bekleme yükümlülüğü altına girmiş olması sebebiyle bu süre dolmadan sözleşmeyi fesih hakkını kullanması yerinde olmayıp, sözleşmeyle belirlenen süreden ve prosedürden önce bu davanın açılmış olması erken açılmış bir dava niteliğinde olduğu gerekçesiyle erken açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dışı PTT Genel Müdürlüğünün kendisinden izin alınmadan dava dışı işyerinde bulunan PTT amblemli levhayı indirtmesi olayının taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 24. maddesinde öngörülen mücbir sebepler arasında kabul edilmesi isabetsizdir. Bu durumda mahkemece davacının, davaya konu sözleşmeyi fesihte haklı olup olmadığı ve ödediğini geri isteyip isteyemeyeceği üzerinde durulup, iddia ve savunma çerçevesinde ayrıntılı şekilde araştırma ve inceleme yapılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istenmesi halinde iadesine, 20.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Etiketler:   2014Alacak Davasıbayilik sözleşmesiTelif HakkıYargı Kararıyargıtay kararları

Önceki Yazı Sonraki Yazı 

Benzer Yazılar

  • 6544 Sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilatı Kanun Değişikliği

  • Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı – İşe İade Yetki İtirazı

  • Cebri İhale Taşınmazın Tapuya Tescili Yargıtay Kararı

  • HAGB Uygulamasında Zararın Giderilmesine İlişkin Şartlar




Avukata Soru Sor

Kategoriler

  • Makaleler
  • Dilekçe Örnekleri
  • Yargıtay Kararı
  • Basında Biz
  • Mevzuat
  • Haberler

Takipte Kalın

Yasal Uyarı

“Web sitemizdeki bilgi ve açıklamalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup Türkiye Cumhuriyeti Barolar Birliği’nin ilgili mevzuatına uygun olarak hazırlanmıştır. Sitemizdeki hukuki bilgiler reklam teklif hukuki öneri veya hukuki danışmanlık teşkil etmez. Sitede yapılan bütün açıklamalar bilgilendirme amaçlıdır ve bu bilgiler iş geliştirmeye yönelik olarak kullanılamaz. Sitemizde kullanılan bütün içerikler Baltacı Avukatlık Ofisi’ne aittir ve Elektronik İmzalı Zaman Damgası ile tescil edilmiştir. Ofisimizin açıkça yazılı izni olmadan yazı, resim ve sair bilgileri kullananlar hakkında yasal işlem yapılır. Bu siteyi ziyaret ederek yukarıdaki şartları kabul etmiş sayılırsınız.”


© Copyright 2018 Önem & Baltacı Hukuk Bürosu