Yargıtay Kararı – Malullük Maaşı
T.C
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/293
K. 2010/8166
T. 8.7.2010
DAVA: Davacı, 2/3 oranında iş gücü kaybının olduğuna, malullük maaşın kesildiği tarihten itibaren tekrar malullük maaşının bağlanmasına, malullük maaşın kendisine bağlandığı tarihten kendisine ödeme yapıldığı tarihe kadar ödenmeyen malullük maaşlarına en yüksek faiz uygulanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Havva Aydınlı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR: Davacı, çalışma gücünün kaybı dolayısıyla Kurum tarafından kesilen maluliyet aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 1479 Sayılı Kanunun 28 vd. maddeleri ile 5510 Sayılı Kanunun 25. vd. maddeleri olup 1479 Sayılı Kanunun 28. maddesi uyarınca beden çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirdiği tespit edilen sigortalı malul sayılır. 5510 Sayılı Kanunun 25. maddesinde ise Sigortalının veya işverenin talebi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu, 4. maddenin 1. fıkrasının (a) ve (b) bendleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını (c)bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilen sigortalının malul sayılacağını hüküm altına almıştır.
Somut olayda; davacının 3.3.1978 tarihinden ibaren 1479 Sayılı yasaya tabi olarak tescil edildiği, davacıya 29.5.2003 tarihinde çalışma gücünün 2/3’ünü kaybetmesi dolayısıyla maluliyet aylığı bağlanarak 27.5.2005 tarihinde kontrol muayenesinin kararlaştırıldığı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinin 10.5.2005 tarihli raporunda maluliyet konusunda bir oran belirtilmeksizin davacının Hodgkin Lenfoma (kısmi remisyon) hastalığından dolayı halen tetkik ve tedavisinin devam ettiğinin bildirildiği davalı Kurumun 31.8.2005 tarihli işlemi ile bu rapor esas alınarak kontrol muayenesi sonucunda maluliyet halinin reddine karar verilmiştir.
Ancak davacının devam eden tetkik ve muayeneleri sonucunda Karabük Devlet Hastanesi Sağlık Kurulunun 28.6.2006 tarihli rapor içeriğinden davacının Hodgkin Lenfoma yanında diabet, opere testis, sol monoparazi, hipertansiyon v.s çok sayıda hastalıklarının bulunduğu, Ankara Üniversitesi İbni Sina Cebeci Hastanesi Özürlüler için Sağlık Kurulunun 19.4.2007 tarihli raporundan davacıdaki mevcut hastalıkları sebebiyle özür durumunun %68 olarak belirlendiği görülmüştür.29.4.2009 tarihli Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile davacının çalışma gücünün 2/3’ünü kaybetmemiş olduğundan malul sayılamayacağına karar verildiği görülmüştür. Davacı YSK raporuna itiraz etmiştir.
Mahkemece bu durumda yapılacak iş öncelikle davacının kontrol kaydının bulunduğu 27.5.2005 tarihinde çalışma gücünün 2/3’ünü kaybedecek derecede malul olup olmadığı, davacının çalışma gücünün 2/3’ü oranında malul olmadığının tespiti halinde ise; 5510 Sayılı Kanunun 25. vd. maddeleri uyarınca çalışma gücünün en az %60’nın kaybedilmesi durumunda sigortalının malul sayılacağına dair düzenleme gözetilerek maluliyet oranı ve bu oranın tarihi, maluliyetin (%66.6) oranın altında olması halinde ise maluliyet oranının %60’a ulaşıp ulaşmadığı 5510 Sayılı yasa uyarınca malul sayılıp sayılamayacağı Adli Tıp ve Adli Tıp Genel Kurulu raporu ile tespit olunmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle hüküm BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde davacıya iadesine, 8.7.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.