Yargıtay Kararı – Markanın Hükümsüzlüğü
T.C
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/945
K. 2011/10250
T. 12.9.2011
DAVA: Taraflar arasında görülen davada Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20.10.2009 tarih ve 2008/246-2009/341 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Murat Azaklı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR: Davacı vekili, müvekkili adına 30.12.1998 tarihinde tpe nezdinde 29. sınıfta c… b…. v… + şekil ibareli markanın tescil edildiğini, davalı şirketin ise besler ibareli markası bulunmakla birlikte 556 Sayılı khk’nın 14 üncü maddesine aykırı olarak bugüne kadar hiç kullanılmadığını, 5 yıllık sürenin dolduğunu ileri sürerek khk’nın 42/1 .c hükmü gereğince süttozu, salep ve peynir mayası emtiaları yönünden hükümsüzlüğüyle sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın haksız olarak açıldığını, halen derdest olan ve müvekkili tarafından açılan 2009/10 esas sayılı dosyada Yargıtay bozma ilamının bulunduğunu, bozma gerekçesinde müvekkilinin, khk gereğince karşı koyma hakkı ve tescilin reddini isteme hakkının bulunduğunun belirtildiğini, davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı vekilinin uzun süre kullanmama iddiası yönünden 2003 yılına kadar olan süre için bu hususunun doğruluğu açık ise de davalı adına tescilli markanın süresinin yeniden 10 yıl süreyle uzatıldığı ve böylece 2003 yılından itibaren 10 yıllık süre geçmeden bu davanın açıldığı, 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, davanın erken açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Hükümsüzlüğü talep edilen davalı adına tescilli markanın ilk defa 30.12.1993 tarihinde tescil edildiği, 30.12.2003 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle tescilin yenilendiği anlaşılmıştır Markanın ilk tescil tarihinden itibaren davanın açılış tarihi itibariyle 5 yıllık sürenin geçtiği ve marka tescilinin yenilenmesiyle yeni bir süre başlamayacağı dikkate alınarak markanın kullanılıp kullanılmadığının araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yenileme tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 12.9.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.