Yargıtay Kararı – Nafaka Davası ve Tazminat
T.C
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/18705
K. 2014/2514
T. 19.2.2014
KAVRAMLAR
Nafaka Davası
Tazminat Davası
Boşanma Maddi Tazminat
Boşanma Manevi Tazminat
Şiddetli Geçimsizlik Sebebiyle Boşanma
Yoksulluk Nafakası
Dava Aşamasında Mali Durumun Değişmesi
DAVA: Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR: Davacı-karşı davalı vekili, tarafların 5.10.2009 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten müşterek çocuklarının olmadığını, taraflar arasında geçimsizlik olduğunu ileri sürerek, tarafların boşanmalarına, boşandıktan sonra yoksulluk nafakasına dönüşmek üzere dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının, 30.000,00 TL manevi tazminat, 20.000,00 TL maddi tazminat olmak üzere toplam 50.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, müvekkilinin boşanmayı istediğini, davalının davacı tarafından evden atıldığını belirterek, tarafların boşanmalarına, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiliyle müvekkiline ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2013/1351 Esas-2013/4540 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına, davacı için boşanma kararının kesinleştiği 13.9.2011 tarihinden itibaren aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
T.M.K.nun 175. maddesinde “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer tarafın mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” 176/4. maddesinde de “tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir denilmektedir.
Somut olayda; tarafların 5.10.2009 tarihinde evlendikleri, Beyoğlu 2. Aile Mahkemesi’nin kararı ile, davacı B. E. ile davalı C. O. R.’nin boşanmalarına, dava tarihinden itibaren aylık 100,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, koşullar oluşmadığından davacının yoksulluk nafakasıyla maddi, manevi tazminat taleplerinin ve karşı davacının manevi tazminat taleplerinin reddine karar verildiği, davacı vekilinin temyizi üzerine işbu kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin ilamı ile, sair temyiz itirazlarının reddiyle birlikte davacı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle BOZULMASINA karar verildiği, mahkemece bozma ilamına uyularak davacı kadın lehine aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasına göre, davalının raportör olarak aylık 1.800,00 TL’ye çalıştığı; davacının çalışmadığı, aylık kazancının olmadığı tespit edilmiştir.
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, özellikle davacının kusurlu davranışları ve davacıya atfedilen kusur oranı dikkate alındığında, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı fazla olup, Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 19.2.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.