Yargıtay Kararı – Tüketici Kanunu Sebebiyle Alacak Davası
T.C
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/15179
K. 2012/23632
T. 17.10.2012
DAVA: Taraflar arasındaki tüketiciyi koruma kanunundan kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR: Davacı, davalı bankadan 55.000,00.-TL konut kredisi çektiğini, ilk krediyi aldığında 1.100,00.-TL, 1. yapılandırmada 1.666,00.-TL, 2. yapılandırmada 1.573,00.-TL olmak üzere dosya masrafı ve kullandırma komisyonu adı altında kendisinden haksız para aldıklarını, hiçbir hizmet verilmeden tahsil edilen bu miktarların 4077 SY’nın 6. maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek, kesilen miktarlar toplamı 4.339,00.-TL’nin kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, kredinin her aşamasında tüm hususların davacıyla müzakere edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalı bankanın, tüketiciye verdiği krediden dolayı yaptığı masrafların, mamelekinden ne oranda eksilme oluştuğuna dair kurumsal olarak detay bilgisi vermediği, bu yönde delil sunmadığı, keza komisyon başlığı altında ücret tahsil etmesini gerektirecek hizmetin ne olduğunun da davalı banka tarafından ispat edilemediği, tüm kesintilerin haksız şart niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 4.339,00.-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı banka tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı banka tarafından komisyon ve masraf kesintisi adı altında tahsilat yapılmasının hukuka aykırı olduğunu ve müzakere edilmeden yapıldığını ileri sürerek 4.339,00.-TL’nin tahsiline karar verilmesi talebi ile dava açmış, mahkemece yapılan kesintilerin yasal olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesiyle sözleşmelerdeki haksız şart düzenlenmiş ve Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı değildir. Eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması sebebiyle tüketici içeriğine etki edememişse, o sözleşme şartının tüketiciyle müzakere edilmediği kabul edilir. Sözleşmenin bütün olarak değerlendirilmesinden standart sözleşme olduğu sonucuna varılırsa, bu sözleşmedeki bir şartın belirli unsurlarının veya münferit bir hükmünün müzakere edilmiş olması, sözleşmenin kalan kısmına bu maddenin uygulanmasını engellemez. Bir satıcı veya sağlayıcı, bir standart şartın münferiden tartışıldığını ileri sürüyorsa bunu ispat yükü ona aittir. 6/A, 6/B, 6/C, 7, 9, 9/A, 10, 10/A ve 1 l/A maddelerinde yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen tüketici sözleşmeleri en az oniki punto ve koyu siyah harflerle düzenlenir … hükmü, yine 4077 Sayılı Kanunun değişik 6 ve 31. maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde satıcı, sağlayıcı veya kredi veren tarafından tüketici ile akdedilen sözleşmede kullanılan haksız şartlar batıldır hükmü getirilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 13.9.2010 tarihli sözleşme öncesi bilgi formunun masraf ve diğer giderler başlığında yapılacak kesintilere dair düzenlemelere yer verilmiş, benzer hükmün akdedilen sabit faizli konut finansman sözleşmesinin 6. maddesinde de bulunduğu anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, davalı banka sadece kredinin geri verilmesi için zorunlu olan masrafları tüketiciler isteyebilir. Kredi verilmesi için gereken zorunlu masrafların neler olduğu konusunda ispat yükü ise davalı bankaya aittir. Aksi halde, masraf ve diğer giderler başlığı altında maktuen belirlenen bir miktarın tüketiciden alınacağına dair hüküm yukarda açıklanan yasa ve yönetmelik hükümleri karşısında haksız şart niteliğinde olur.
Hal böyle olunca, davalı bankadan bu yönde delilleri sorulup; davalı bankanın zorunlu, makul ve belgeli masrafları olup olmadığı araştırılarak, konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan kredinin kullanılması için zorunlu, makul ve belgeli masrafların neler olduğunun ve miktarının tespiti bakımından rapor alınması ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, değinilen bu yönler gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, 17.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.