Alıcının Hakları Hakkında Yargıtay Kararları
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/210
K. 2008/6782
T. 17.6.2008
• İTİRAZIN İPTALİ ( Ayıplı Çıkan Malları İade Faturasıyla Zamanında Geri Göndermiş Olan Alıcının O Mallar Bakımından Borcunun Olmadığı Sonucuna Varılması Gerektiği )
• AYIPLI ÇIKAN MALLAR ( İade Faturasıyla Zamanında Geri Göndermiş Olan Alıcının O Mallar Bakımından Borcunun Olmadığı Sonucuna Varılması Gerektiği )
• ALICININ HAKLARI ( İtirazın İptali – Ayıplı Çıkan Malları İade Faturasıyla Zamanında Geri Göndermiş Olan Alıcının O Mallar Bakımından Borcunun Olmadığı Sonucuna Varılması Gerektiği )
2004/m.67
ÖZET : Ayıplı çıkan malları iade faturasıyla zamanında geri göndermiş olan alıcının o mallar bakımından borcunun olmadığı sonucuna varılmalıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalıya faturalı mal sattığını, ancak davalı şirket teslim edilen bir kısım mallar için iade faturası kestiğini, iade faturalarının müvekkili tarafından kabul edilmediğini, müvekkilinin davalı taraftan 3.653,80 TL. alacaklı olduğunu, bu alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, derdestlik itirazında bulunarak davacıdan alınan malların tüm bedellerinin ödendiğini, bir kısım malların ayıplı çıktığını, ayıplı malların iade faturası kesilerek davacıya iade edildiğini, bu hususta Şişli 3. Sulh Mahkemesi’nde açılan itirazın iptali istemli dava dilekçesinde de bu hususun ikrar edildiğini, davacı alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddi gereğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının ayıplı çıktığını iddia ettiği malları davacıya teslim ettiğini kanıtlayamadığı ve bilirkişi raporuna göre davacının davalıdan alacaklı olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davacının davasının kısmen kabulü ile, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 3.653,80 TL. asıl alacağa takip tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsili şeklinde devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıya sattığı malları teslim ettiğini, davalı şirketin teslim edilen bir kısım mallar için düzenlendiği iade faturasının kabul edilmediğini, mal bedelinin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı ise davacıya borçlu olmadığını yaptıkları ödemelerin yanı sıra davacıdan bir kısım malların ayıplı çıktığını ve ayıplı çıkan malların da iade faturası ve irsaliye ile davacıya teslim edildiğini, davacının cari hesap ekstresinde de iade faturalarının görüldüğünü savunarak davanın reddini istemiştir.
Taraf defterleri ve kağıtlar üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde davalı tarafından kesilen iade faturalarının davacı kayıtlarında yer aldığı hususuna değinilerek alacağının olmadığı kanaatine varılmıştır.
Mahkemece karar gerekçesinde davalının ayıplı çıktığını iddia ettiği mallan davacıya iade ettiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle itirazın iptaline karar verilmiş ise de, bu kabul bilirkişi tarafından incelenen davacı defter kayıtları ile çelişkilidir.
Mahkemece bu yön gözetilip gerektiğinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna uygun bir karar vermek gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/6422
K. 2006/12365
T. 25.12.2006
• ARAÇ SATIŞI ( Satılan Araçtaki Gizli Ayıbın Varlığının Anlaşılmasından Sonra Süresi İçerisinde Dava Açan Alıcı Aracın Yenisi İle Değiştirilmesini İsteyebileceği )
• GİZLİ AYIP ( Satılan Araçtaki Gizli Ayıbın Varlığının Anlaşılmasından Sonra Süresi İçerisinde Dava Açan Alıcı Aracın Yenisi İle Değiştirilmesini İsteyebileceği )
• ALICININ HAKLARI ( Satılan Araçtaki Gizli Ayıbın Varlığının Anlaşılmasından Sonra Süresi İçerisinde Dava Açan Alıcı Aracın Yenisi İle Değiştirilmesini İsteyebileceği )
• ARACIN YENİSİYLE DEĞİŞTİRİLMESİ ( Satılan Araçtaki Gizli Ayıbın Varlığının Anlaşılmasından Sonra Süresi İçerisinde Dava Açan Alıcı İsteyebileceği )
818/m. 202, 203
ÖZET : Satılan araçtaki gizli ayıbın varlığının anlaşılmasından sonra süresi içerisinde dava açan alıcı, aracın yenisi ile değiştirilmesini isteyebilir.
DAVA : Davacı yetkilisi, davalı H. AŞ’nin ürettiği, diğer davalının sattığı H. 1,6 GLS 2004 Model aracı 03.10.2003 tarihinde, 23.968.750.000 TL bedelle satın aldıklarını, araç trafiğe çıktıktan sonra boya üzerinde lekeler oluştuğunu ve boyanın akmaya başladığını belirterek, aracın yenisi ile değiştirilmesini, olmadığı takdirde mal bedelinin rayiç değeri üzerinden tarafına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı H. Otomotiv San. ve Tic. AŞ vekili, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, aracın ayıpsız olarak davacıya teslim edildiğini, boyanın kimyasal yapısının dış etkenlerle bozulabileceğini, aksi görüsün kabulü halinde kullanım bedelinin satış değerinden dürülmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı K. San. Tic. Ltd. Şti. vekili, talebin hakkaniyete uygun olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, zamanaşımı definin yerinde olmadığı, ayıbın gizli olmasına rağmen aracın değiştirilmesini gerektirecek bir durumun bulunmadığı, davacı vekilinin hasar tazmini taleplerinin olmadığını açıkça belirttiği gerekçesiyle, aracın değiştirilmesi ile ilgili talebin reddine, semenin tenzili hususundaki dava hakkı saklı kalmak üzere, bedelin tahsiline ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
KARAR : Dava, satılanın ayıbı nedeniyle yenisi ile değiştirilmesi ya da rayiç bedelinin tahsili istemi ile açılmıştır. Davacı vekili yargılama aşamasında alınan beyanında da aynı istemi tekrarlamıştır.
Davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu bilirkişi raporu ile sabit olduğu gibi, ayıp ihbarının süresi içinde yapıldığı ve davanın da süresinde açıldığı mahkemenin kabulündedir.
BK’nın 202. maddesi hükmüne göre “Satıcının tekeffülü altındaki satılanın ayıbı anlaşıldığı zaman alıcı mukayyerdir. Dilerse satılanı redde hazır olduğunu beyanla şahının fesli edilmesini, dilerse satılanı alıkoyup kıymetinin noksanı mukabilinde semenin tenzil olunmasını dava eder.” Aynı yasanın 203. maddesinde ise, “Satılan, miktarı muayyen misli şeylerden ise alıcı dilerse fesih veya semenin tenzilinden hiç birini talep etmeyip satılanın ayıptan ah misliyle değiştirilmesini dava edebilir.”
Bu durumda mahkemece, satılan aracın gizli ayıplı olduğu, ayıbın nitelik ve boyutu, davanın süresinde açıldığı ve davacının öncelikle satılanın ayıptan ari yenisi ile değiştirilmesini talep ettiği gözetilerek, BK’nın 203. maddesi gereğince aracın ayıptan ari misli ile değiştirilmesine karar verilmesi gerekirken, olaya uygun düşmeyen gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA peşin harcın istek halinde iadesine, 25.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/2803
K. 2003/7304
T. 3.6.2003
• TAZMİNAT DAVASI ( Terasa Döşemek Amacıyla Alınan Seramikler – Malın Ayıbı )
• AYIPLI MAL ( Satıcının Tekeffülü Altında Bulunma – Alıcının Hakları )
• ALICININ HAKLARI ( Satılanı Redde Hazır Olduğunu Beyanla Satımın Feshini İsteme )
• SATIMIN FESHİ ( Fesih İstemeyen Alıcının Semenin İndirilmesi Talebi )
• SEMENİN İNDİRİLMESİ ( Hakimin Feshi Muhik Görmeyerek Semenin Tenziline Hükmetmesi )
818/m. 202
ÖZET : BK.nun 202. maddesine göre satıcının tekeffülü altındaki satılanın ayıbının anlaşılması halinde alıcı, dilerse satılanı redde hazır olduğunu beyanla satımın feshini, dilerse satılanı alı koyup kıymetinin noksanı mukabilinde semenin indirilmesini isteyebilir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise “hakim, alıcının satılanı red davası üzerine hal icabı satımın feshini muhik göstermiyorsa semenin tenzili ile iktifa edebilir” hükmünü getirmiştir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:
KARAR : Davacı, Bodrumdaki evinin terasına döşetmek için davalıdan aldığı seramiklerin, döşendikten sonra su kirecini satıhta tutmaya başlayarak kirli beyaz renk bulamacını yüzeye aksettirdiğini, seramikleri kendi rengine döndüremediklerini davalıya başvurusundan sonuç alamadığını ileri sürerek davalıya ödediği 285.000.000TL. seramik bedeli ile, seramiklerin döşenmesi için çimento, kum, işçilik, derz, süpürgelik, nakliye gibi işlemler için harcadığı 265.000.000TL. olmak üzere toplam 550.000.000TL.nin tahsilini istemiştir.
Davalı, seramiklerdeki kirlenmelerin döşeme sırasında kullanılan derz malzemesinin kurumadan hemen silinmesi gerektiği için silinmediği için yüzeyde kuruyarak kirli görüntüye neden olduğunu, seramiklerde ve kendilerinde bir kusur olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, döşeme sırasında kullanılan derz malzemesinin derhal silinmesi gerektiği yönünde davalının davacıya bir uyarıda bulunduğu ispat edilemediğinden ve davacının kusuru bulunmadığından davanın kabulü ile 550.000.000TL.nin 29.5.2000 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalıdan satın aldığı seramiklerin döşendikten sonra kirli beyaz renk aldığını, bildirerek ödediği bedel ile seramiklerin döşenmesi için yaptığı işçilik giderlerinin ödetilmesini istemiştir. Davacı, dava dilekçesinde ve yargılama aşamasında seramikleri söküp yerine yeniden seramik döşeteceğini iddia etmemiştir. Şu hale göre mevcut olan ve davalıdan satın aldığı seramikleri kullandığı açık ve belirgindir. BK.nun 202. maddesine göre satıcının tekeffülü altındaki satılanın ayıbının anlaşılması halinde alıcı, dilerse satılanı redde hazır olduğunu beyanla satımın feshini, dilerse satılanı alı koyup kıymetinin noksanı mukabilinde semenin indirilmesini isteyebilir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise “hakim, alıcının satılanı red davası üzerine hal icabı satımın feshini muhik göstermiyorsa semenin tenzili ile iktifa edebilir” hükmünü getirmiştir. Mahkemece yasanın bu maddesi üzerinde durulup bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, satışa konu olan seramiklerin davacı yedinde bırakılmak suretiyle bedelinin tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 3.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2000/4621
K. 2000/5048
T. 2.6.2000
• TAŞIMA SÖZLEŞMESİ ( Düzenlenen Tutanağın Davalının Araç Sürücüsü Tarafından da İmzalanmış Olması Davacının Süresinde Hasar İhbarında Bulunma Zorunluluğunu Yerine Getirmiş Olduğunun Kabulü Gereği )
• EMTİANIN HASARLI TESLİMİ ( Düzenlenen Tutanağın Davalının Araç Sürücüsü Tarafından da İmzalanmış Olması Davacının Süresinde Hasar İhbarında Bulunma Zorunluluğunu Yerine Getirmiş Olduğunun Kabulü Gereği )
• ALICININ HASAR İHBAR YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Davacının Süresinde Hasar İhbarında Bulunma Zorunluluğunu Yerine Getirmiş Olduğunun Kabulü Gereği )
6762/m.781
ÖZET : Davacıya ait trafoların taşınmasını üstlenen davalının trafolardan birini hasarlı teslim etmesi nedeniyle zararın tazmininin talep edildiği davada, taşınan emtianın gümrüğe girişi sırasında trafolardan birinin hasarlı olduğuna ilişkin olarak yetkililerce düzenlenen tutanağın davalının araç sürücüsü tarafından da imzalanmış olması davacının süresinde hasar ihbarında bulunma zorunluluğunu yerine getirmiş olduğunun kabulünü gerektirir.
DAVA : İ… Elektronik San. Tic. A.Ş. ile İ… Tur Ulus. Nak. Denizcilik Turizm Tic. Ltd. Şti. arasındaki davadan Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11.12.1998 gün ve 1997/803 – 1998/1405 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından ve 1999/5013-9490 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla dosya için düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait trafoların taşınmasını üstlenen davalının trafolardan birini hasarlı teslim ettiğini öne sürerek, zarar karşılığı ( 2.850.000.000 ) TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, malların gümrükten sağlam teslim alınıp, davacının işyerine taşınması sırasında hasarlandığını müvekkilinin sorumlu olmadığını, süresinde ihbarda bulunulmadığı savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davalının eşyayı gümrükte hasarlı teslim ettiği, davalının TTK’nın 781. maddesi, CMR Konvansiyonunun 17/1 maddesi uyarınca hasarın önlenmesi imkansız bir nedenden ileri geldiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle ( 2.390.663.337 ) TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairece onanmıştır.
Davalı vekili bu defa karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve taşınan emtianın gümrüğe girişi sırasında trafolardan birinin hasarlı olduğuna ilişkin olarak yetkililerce düzenlenen 22.04.1997 tarihli tutanağın davalının aracının sürücüsünce de imzalanmış olmasının CMR’nin 30/1 maddesine göre davacının süresinde hasar ihbarında bulunma zorunluluğu yerine getirmiş olduğunun kabulünü gerektirmesine, hasarın niteliğine ve CMR’nin 17/1 maddesi hükmüne göre gerçek zararın belirlenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına nazaran davalının tüm karar düzeltme istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 2.160.000.- lira karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. madde hükmü uyarınca takdiren 15.000.000.- lira para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine 02.06.2000 tarihinde alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 02.06.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/9348
K. 2005/16119
T. 31.10.2005
• AYIBA KARŞI TEKEFFÜLDEN DOĞAN TAZMİNAT ( Alıcı Davacı Dilerse Sözleşmeden Dönebilir Dilerse Satım Parasının İndirilmesini İsteyebileceği )
• AYIPLI DAİRE SATIŞI ( Davacının Dairedeki Ayıp Nedeni İle Değer Kaybı Ödetilmesi İstemesi Nedeniyle Alıcı Davacının Satım Parasından İndirime İlişkin Seçimlik Hakkını Kullandığının Kabulü Gereği )
• DEĞER KAYBI ( Satım Sözleşmesinin Kurulduğu Tarihte Dairenin Ayıpsız ya da Vaad Edilen Durumdaki Değeri İle Ayıplı Durumda Taşıdığı Değer Arasındaki Oranın Satım Parasına Uygulanması İle Bulunacak Değere Göre Dairedeki Değer Kaybı Tutarı Belirlenmesi Gereği )
• ALICININ SEÇİMLİK HAKKI ( Ayıba Karşı Tekeffülden Doğan Tazminat – Alıcı Davacı Dilerse Sözleşmeden Dönebilir Dilerse Satım Parasının İndirilmesini İsteyebileceği )
818/m.202, 203
4077/m.23
ÖZET : Satıcının tekeffülü altındaki satılanın ayıbının anlaşılması halinde alıcı, dilerse satılanı redde hazır olduğunu beyanla satımın feshini, dilerse satılanı alıkoyup, kıymetinin noksanı mukabilinde semenin indirilmesini isteyebilir. Hakim, alıcının satılanı red davası üzerine hal icabı satımın feshini muhik göstermiyorsa semenin tenzili ile iktifa edebilir. Ayıba karşı tekeffül koşullarının gerçekleşmesi ve yasada öngörülen yüklerin yerine getirilmiş olması durumunda seçimlik haklar tanımıştır. Yani alıcı davacı dilerse sözleşmeden dönebilir, dilerse satım parasının indirilmesini isteyebilir. Bu seçimlik hakların dışında ise, alıcıya başka bir olanak tanınmış değildir. Somut olayda alıcı davacının satım parasından indirime ilişkin seçimlik hakkını kullandığının kabulü gerekir. Davacının dairedeki ayıp nedeni ile değer kaybı ödetilmesi isteğinin; açıklanan seçimlik hakka yönelik olduğunun kabulü gerekir. Bu husus maddi olguları hukuksal açıdan niteleyip, uygulanacak yasa hükmünü bulmak yolundaki hakime verilen görevin bir gereğidir. O nedenle satım parasının indirilmesi olarak uyuşmazlık çözüme bağlanmalıdır. Öğretide ve Yargıtay uygulamalarında benimsenen şekilde değer eksikliğinin hesaplaması gerekir. Yani satım sözleşmesinin kurulduğu tarihte dairenin ayıpsız ya da vaad edilen durumdaki değeri ile, ayıplı durumda taşıdığı değer arasındaki oranın satım parasına uygulanması ile bulunacak değere göre, dairedeki değer kaybı tutarı belirlenmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılardan A. Ltd. Şti. avukatı tarafından duruşmalı davacı tarafından da duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat A. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı şirketten 10.8.2001 tarihinde satın alıp tapudan da devrini aldığı 8 nolu dairenin bir süre sonra pek çok yerinde çatlakların meydana geldiğini, bu durumun tesbit raporu ile de belirlendiğini, davalı şirket ile şirket temsilcisinin ayıplı imalatı nedeni ile taşınmazda değer kaybı oluştuğunu ileri sürerek, fazla hakları saklı kalarak değer kaybı 16.860.000.000 TL.nın faizi ile ödetilmesini istemiştir.
Davalılar, davacının taşınmazı görerek satın aldığını, ayıplı imalat bulunmadığını, şirket ortağının da hasım olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davalı S. hakkındaki davanın husumetten reddine, değer kaybı tutarı 9.181.458.000 TL.nın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı şirketten tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygu,n gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı S. ‘nın tüm, davalı şirket ile davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı, davalı şirketten satın aldığı dairede özellikle salon kısmında ve diğer yerlerde pek çok çatlağın oluştuğunu, bu nedenle taşınmazda değer kaybının bulunduğunu ileri sürerek, bu davayı açmıştır. Davacı tarafından yaptırılan tesbit sonucu alınan bilirkişi raporu, yargılama aşamasındaki beton karot örneklerinin alınması ve laboratuar ortamında incelenmesine yönelik verilen teknik rapor ile konusunda uzman bilirkişi kurulu raporundan ve tüm delillerden, dairedeki beton dayanımının düşüklüğü ve donatı yerleşiminde yeterli özenin gösterilmediği, donatıların aralıklarına dikkat edilmediği, bunun da dairedeki çatlaklara neden olduğu, yani ayıplı imalatın bulunduğu anlaşılmaktadır. BK. nun 202. maddesine göre satıcının tekeffülü altındaki satılanın ayıbının anlaşılması halinde alıcı, dilerse satılanı redde hazır olduğunu beyanla satımın feshini, dilerse satılanı alıkoyup, kıymetinin noksanı mukabilinde semenin indirilmesini isteyebilir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise “hakim, alıcının satılanı red davası üzerine hal icabı satımın feshini muhik göstermiyorsa semenin tenzili ile iktifa edebilir” hükmünü getirmiştir.
Ayıba karşı tekeffül koşullarının gerçekleşmesi ve yasada öngörülen yüklerin yerine getirilmiş olması durumunda alıcıya yukarıda belirtilen BK.m.202 ve 203 ile seçimlik haklar tanımıştır. Yani alıcı davacı dilerse sözleşmeden dönebilir, dilerse satım parasının indirilmesini isteyebilir. Bu seçimlik hakların dışında ise, alıcıya başka bir olanak tanınmış değildir. Somut olayda alıcı davacının satım parasından indirime ilişkin seçimlik hakkını kullandığının kabulü gerekir. Davacının dairedeki ayıp nedeni ile değer kaybı ödetilmesi isteğinin; açıklanan seçimlik hakka yönelik olduğunun kabulü gerekir. Bu husus maddi olguları hukuksal açıdan niteleyip, uygulanacak yasa hükmünü bulmak yolundaki hakime verilen görevin bir gereğidir. O nedenle satım parasının indirilmesi olarak uyuşmazlık çözüme bağlanmalıdır. Öğretide ve Yargıtay uygulamalarında benimsenen şekilde değer eksikliğinin hesaplaması gerekir. Yani satım sözleşmesinin kurulduğu tarihte dairenin ayıpsız ya da vaad edilen durumdaki değeri ile, ayıplı durumda taşıdığı değer arasındaki oranın satım parasına uygulanması ile bulunacak değere göre, dairedeki değer kaybı tutarı belirlenmelidir. Mahkemece yasanın bu maddesi üzerinde durulup, yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3- 4077 sayılı Kanunun 23. maddesinin 3. fıkrasında, tüketici mahkemesi nezdinde tüketiciler, tüketici örgütleri ve bakanlıkça açılacak davaların her türlü harç ve resimden muaf olduğu belirtilmiştir. Bu hüküm tüketicilerin ve tüketici örgütlerinin kolaylıkla dava açmalarını sağlama amacına yönelik olup, bu nedenle dava açarken bunlar harçtan sorumlu tutulmamışlardır. Mahkemece, davacı tarafından yatırılan peşin dava harcının açıklanan nedenle davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken, bu hususta karar verilmemesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı S.’nın tüm davalı şirket ile davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın taraflar yararına, 3. bent gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 400 YTL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 31.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/14229
K. 2007/2854
T. 2.3.2007
• GİZLİ AYIP ( Aracın Garanti Süresi İçinde İkiden Fazla Arıza Yapması – Arızaların Niteliği İtibariyle Araçtan Beklenen Faydayı Sağlamadığı ve Seçimlik Haklardan Malın Ücretsiz Değiştirilmesi Şartlarının Gerçekleştiği )
• MALIN GARANTİ SÜRESİNDE İKİDEN FAZLA ARIZA YAPMASI ( Otomobil/Gizli Ayıp – Arızaların Niteliği İtibariyle Araçtan Beklenen Faydayı Sağlamadığı ve Seçimlik Haklardan Malın Ücretsiz Değiştirilmesi Şartlarının Gerçekleştiği )
• ALICININ SEÇİMLİK HAKKI ( Gizli Ayıp – Arızaların Niteliği İtibariyle Araçtan Beklenen Faydayı Sağlamadığı ve Seçimlik Haklardan Malın Ücretsiz Değiştirilmesi Şartlarının Gerçekleştiğinden Kabulü Gereği )
• OTOMOBİLİN DEĞİŞTİRİLMESİ ( Aracın Garanti Süresi İçinde İkiden Fazla Arıza Yapması – Arızaların Niteliği İtibariyle Araçtan Beklenen Faydayı Sağlamadığı ve Seçimlik Haklardan Malın Ücretsiz Değiştirilmesi Şartlarının Gerçekleştiği )
• AYIPLI MAL DAVASI ( Aracın Garanti Süresi İçinde İkiden Fazla Arıza Yapması – Arızaların Niteliği İtibariyle Araçtan Beklenen Faydayı Sağlamadığı ve Seçimlik Haklardan Malın Ücretsiz Değiştirilmesi Şartlarının Gerçekleştiğinden Kabulü Gereği )
4077/m.4, 13
Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik m.14
ÖZET : Satın alınan aracın garanti süresi içerisinde ve bir yıl içinde aynı arızanın ikiden fazla tekrarlandığı ve arızaların niteliği itibariyle araçtan beklenen faydayı sağlamadığı ve böylelikle 4077 sayılı yasanın 4. maddesi ile Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 14. maddesinde yer alan seçimlik haklardan malın ücretsiz değiştirilmesi şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı Wolswagen Türkiye Ltd. Şti. hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına diğer davalı Doğuş Oto. Pazarlama ve Tic. A.Ş. hakkındaki davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı Doğuş Oto. Pazarlama A.Ş.’den 1.6.2004 tarihinde Wolsvagen Golf Marka araç satın aldığını, kısa bir süre sonra araçta bazı arızalar meydana geldiğini, araç üzerinde tespit yaptırdığını, ses ile vites aksanıyla yenisiyle değiştirilmesini, olmadığı takdirde fatura bedelinin 8.6.2005 tarihinden itibaren faiziyle ödetilmesini 5.000.000.000.- TL. maddi ve 5.000.000.000.- TL. manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davalı Wolsvagen Türkiye Ltd. Şti. hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına, Doğuş Oto Paz. ve Tic. A.Ş. hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki servis bilgileri ve tüm belgelerden davacının 22.6.2004 tarihinde sağ ön-arka kapı döşemeleri farklı, yağmur sensoru ara-sıra kendiliğinden çalışıyor, bagaj ve gözlük kapağı kapanmıyor şikayetleri ile servise bagaj ve gözlük kapağı kapanmıyor şikayetleri ile servise başvurduğunu, 11.1.2005 günü 15.000 km bakımı için yapılan bakımda 3-4 sn süreyle motordan problemli ses geldiği, 6.4.2005 tarihinde motor arıza ikaz lambası yanıp ses şikayetinin yinelendiği, fren sensor kablolarının kopuk olduğu, gaz pedalı ayar sensoru için tespit yapıldığı, 8.4.2005 günü 26529 km bakımından EPC ve motor ikazı yanık kalıyor şikayeti ile servise gelindiğini, hazır kot ve kablo soketinin değiştiği, gaz pedalı potansiyel metresinin devamlı arıza verdiği ve değişmesinin gerektiği, 22.4.2005 günü AS505, kendi kendine arıza teşhisi protokolü uyguladığı gaz pedalı ayar sensorunun arıza sinyali verdiği, 13.5.2005 tarihinde 29834 km de aracın ilk çalışmasında ses şikayeti ile gelindiği dosyadaki iş emirleri belgeler ve bilirkişi raporuyla anlaşılmıştır.
4077 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince ayıplı bir malın teslimi halinde tüketici bedel iadesi de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme hakkına sahiptir. Aynı yasanın 13. maddesi tüketici onarım hakkını kullanmışsa garanti süresi içinde sık sık arızalanma nedeniyle maldan yararlanamama süreklilik arzetmesi halinde 4. maddede yer alan diğer seçimlik hakların kullanılabileceği düzenlemesini getirmiştir. Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 14. maddesine göre de, tüketicinin onarım hakkını kullanmasına rağmen; malın, garanti süresi içinde kalmak kaydıyla, bir yıl içinde, aynı arızanın ikiden fazla tekrarlanması veya farklı arızaların dörtten fazla meydana gelmesi veya belirlenen garanti süresi içinde farklı arızaların toplamının altıdan fazla olması unsurlarının yanı sıra, bu arızaların maldan yararlanamamayı sürekli kılması durumlarında tüketici malın ücretsiz değiştirilmesi, bedelin iadesi veya ayıp oranında bedel indirimi talep edebilir.
Somut olayda, 1.6.2004 tarihinde satın alınan aracın garanti süresi içerisinde ve bir yıl içinde aynı arızanın ikiden fazla tekrarlandığı ve arızaların niteliği itibariyle araçtan beklenen faydayı sağlamadığı ve böylelikle 4077 sayılı yasanın 4. maddesi ile Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 14. maddesinde yer alan seçimlik haklardan malın ücretsiz değiştirilmesi şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 02.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/5405
K. 2004/16730
T. 22.11.2004
• GİZLİ AYIP NEDENİYLE SATIM SÖZLEŞMESİNE KONU ARACIN YENİSİYLE DEĞİŞTİRİLMESİ TALEBİ ( Araçtaki Ayıbın Dava Açıldıktan Sonra Giderilmesinin Alıcının Tercihini Geçersiz Kılmayacağı )
• ALICININ SEÇİMLİK HAKLARI ( Satım Sözleşmesine Konu Maldaki Gizli Ayıp Nedeniyle – Araçtaki Ayıbın Dava Devam Ederken Giderilmesinin Alıcının Aracın Yenisiyle Değiştirilmesi Yönündeki Talebini Geçersiz Kılmaması )
• AYIBIN DAVA AÇILDIKTAN SONRA GİDERİLMESİ ( Gizli Ayıp Nedeniyle Satım Sözleşmesine Konu Aracın Yenisiyle Değiştirilmesi Talebi – Alıcının Seçimlik Hakkının Ayıbın Giderilmesiyle Geçersiz Hale Gelmeyeceği )
• SATIM SÖZLEŞMESİNE KONU ARAÇTA GİZLİ AYIP BULUNMASI ( Alıcının Aracın Yenisiyle Değiştirilmesi Talebi – Ayıbın Dava Açıldıktan Sonra Giderilmiş Olmasının Davacının Seçimlik Hakkını Geçersiz Kılmayacağı )
818/m.202,203
ÖZET : Dava konusu aracın, davacıya davalı tarafından 2.7.1999 tarihinde satılıp teslim edildiği ve davacı adına ticari araç olarak tescil edildiği ihtilafsızdır. Satıma konu aracın davacı tarafından teslim alınıp kullanılması sırasında pek çok arızanın meydana çıktığı ve bunların giderilmesi için davacı tarafından aracın, davalıya ait servise 13.7.1999 tarihinden itibaren bir çok defalar götürüldüğü, ancak bir çok parça değişim ve tamirlere rağmen araçtaki arızaların giderilemediği belirlenmiş ve davacı 12.11.1999 ve 30.11.1999 tarihli ihtarlar ile davalıdan aracın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesini isteyip, daha sonra da 13.12.1999 tarihinde bu davayı açmıştır. Yargılama devam ederken aracın su pompasının ve LPG kontrol ünitesinin değiştirilmesi ile araçtaki arızanın giderildiği anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamından aracın ayıplı olarak davacıya satılıp teslim edildiği, dosyadaki servis iş kabul kayıtları ve bilirkişi raporlarından araçtaki ayıbında gizli ayıp olduğu, hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde belirgindir. Satılanın ayıplı olduğunun anlaşılması üzerine alıcı satılanı iadeye hazır olduğunu beyanla satımın feshini, veya satılanı muhafaza ile satış bedelinin indirilmesini isteyebileceği gibi, satılan muayyen misli şeylerden ise, satılanın ayıptan ari misli ile değiştirilmesini isteyebilir. Davacı tercih hakkını ayıptan ari yenisiyle değiştirilmesi yönünde kullanmıştır. Her davanın, açıldığı tarihteki mevcut olan koşullara göre değerlendirilip sonuçlandırılması gerekir. Daha sonra, dava devam etmekteyken araçtaki arızaların giderilmesi, davanın açıldığı tarihte, aracın gizli ayıplı olduğundan değiştirilmesi şartlarının gerçekleşmediğini göstermez. Yargılama devam etmekteyken BK. 204. maddesindeki sınırlamalarında olayımızda gerçekleşmediğinin anlaşılmasına göre, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki aracın değiştirilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı E. Otomobilcilik vekili avukat S. H. ve diğer davalı T. Otomobil vekili avukat A. H. gelmiş davacı adına gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulananların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, 2.7.1999 tarihinde davalıdan 1999 model 1.6 Ş.araç aldığını, ticari taksi olarak çalıştırmaktayken, araçta ortaya çıkan arıza nedeniyle satıcı firmaya başvurduğunu, arıza sebebinin kendisine söylenmediğini, yanan hararet müşirü değiştirildiğini, iki kez şansıman indirildiğini, debriyaj balatasının değiştirilip, orijinalinden büyük radyatör takıldığını, bunların bedellerinin kendisinden alındığını, bunca tamirata rağmen araçtaki arızalar devam ettiğinden 6.10.1999 tarihinde şikayetlerini yazılı olarak bildirdiğini ve netice alamadığını, mahkeme kanalı ile 1999/589-573 D.İş sayılı dosyası ile araçta bilirkişi incelemesi yaptırıp 9.11.1999 tarihli raporla arızalar tesbit edilip, güvenlik açısından araçtaki arızaların tehlike arzettiğinin belirlendiğini, 12.11.1999 tarihli ihtarla aracın yenisiyle değiştirilmesini istediklerini, davalının talebiyle aracı 19.11.1999 da servise götürdüklerini, ancak sonuç alamadıklarını, 30.11.1999 tarihli ihtarla aracın değiştirilmesini tekrar istediğini davalının cevap vermediğini bildirip aracın yenisi ile değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı şikayetlerinden garanti kapsamındakilerin ücretsiz giderildiğini, ekstra olarak yaptırdığı işler için ücret alındığını 25.11.1999 tarihinde serviste yapılan incelemede aracın normal olduğunun tesbit edildiğini, davacının tercihini tamirden yana kullandığını ve talebinin yerine getirildiğini, tekrar değiştirilme yönünde talebini genişletemeyeceğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 9.10.2002 tarihli rapor ve ek rapordan aracın LPG kontrol ünitesinin değiştirilmesi ile arızanın giderildiği, normal çalışır hale geldiğinden aracın yenisi ile değiştirilmesi şartları kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu aracın, davacıya davalı tarafından 2.7.1999 tarihinde satılıp teslim edildiği ve davacı adına ticari araç olarak tescil edildiği ihtilafsızdır. Satıma konu aracın davacı tarafından teslim alınıp kullanılması sırasında pek çok arızanın meydana çıktığı ve bunların giderilmesi için davacı tarafından aracın, davalıya ait servise 13.7.1999 tarihinden itibaren bir çok defalar götürüldüğü, ancak bir çok parça değişim ve tamirlere rağmen araçtaki arızaların giderilemediği, İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/589-573 D.İş sayılı dosyasındaki 9.11.1999 tarihli bilirkişi raporu ile araçtaki arızaların giderilemediği belirlenmiş ve davacı 12.11.1999 ve 30.11.1999 tarihli ihtarlar ile davalıdan aracın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesini isteyip, daha sonra da 13.12.1999 tarihinde bu davayı açmıştır. Yargılama sırasında yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucu verilen raporlardan araçtaki arızaların devam etmekte olduğu ve ancak 23.9.2000 tarihinde aracın su pompasının, 23.9.2002 tarihinde de LPG kontrol ünitesinin değiştirilmesi ile araçtaki arızanın giderildiği anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamından aracın ayıplı olarak davacıya satılıp teslim edildiği, dosyadaki servis iş kabul kayıtları ve bilirkişi raporlarından araçtaki ayıbında gizli ayıp olduğu, hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde belirgindir.
Taraflar arasındaki ihtilafın BK. 194. ve devamı maddelerine göre çözümlenmesi gerekir. Davalı, satıcı olarak satılandan yararlanmayı ortadan kaldıran ayıptan, ayıbın meydana gelmesinde kusuru olmasa bile alıcıya karşı sorumludur. Öncelikle davacı alıcının BK. 198. maddesinde belirtilen satılanı muayene ve bulduğu ayıpları gecikmeksizin derhal satıcıya ihbar edip etmediğinin irdelenmesi gerekir. Davacı arızalar meydana çıkmaya başladığında, 13.7.1999 tarihinden itibaren davalı satıcıya ait servise kısa aralıklarla gittiği, arızaları bildirdiği, aracın muhtelif parçalarının değiştirilerek arızanın davalı servisince giderilmesine çalışıldığı, ancak arızaların giderilememesi üzerine önce 6.10.1999 tarihinde yazılı olarak davalıya bildirdiği, yine arızalar giderilemediğinde araçtaki ayıbın devam ettiğini 9.11.1999 tarihli raporla tesbit ettirip, hemen 12.11.1999 tarihli ihtarla ayıbı davalıya ihbar edip, aracın değiştirilmesini istemiştir. Dosyadaki bu belirlemelerden davacının satılandaki gizli ayıbı öğrendiğinden itibaren hemen davalıya ait servise götürerek ve ayrıca gizli ayıbın giderilemediğinin tesbiti üzerine de ihtarla ayıbı davalıya BK. 198. maddesine uygun bir şekilde bildirdiğinin kabulü gerekir. Satılanın ayıplı olduğunun anlaşılması üzerine alıcının BK. 202. maddesine göre alıcı satılanı iadeye hazır olduğunu beyanla satımın feshini, veya satılanı muhafaza ile satış bedelinin indirilmesini isteyebileceği gibi, BK. 203. maddesine göre satılan muayyen misli şeylerden ise, satılanın ayıptan ari misli ile değiştirilmesini isteyebilir. Dava konusu olan araç miktarı belli ve misli ile temini mümkündür.
Davacı tercih hakkını ayıptan ari yenisiyle değiştirilmesi yönünde kullanmıştır. Her dava açıldığı tarihteki mevcut olan koşullara göre değerlendirilip sonuçlandırılması gerekir. Daha sonra dava devam etmekteyken araçtaki arızaların giderilmesi, davanın açıldığı tarihte, aracın gizli ayıplı olduğundan değiştirilmesi şartlarının gerçekleşmediğini göstermez. Yargılama devam etmekteyken BK. 204. maddesindeki sınırlamalarında olayımız da gerçekleşmediğinin anlaşılmasına göre, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde iadesine, 22.11.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.