Aracın Değişimi Hakkında Yargıtay Kararları
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/1892
K. 2011/13831
T. 13.9.2011
• YOL BİLGİSAYARININ TÜRKÇE MENÜ İÇERMEMESİ ( Satımdan Önce Davacıya Anlatıldığının ve Davacının da Bu Durumu Bilerek Otomobili Satın Aldığının Davalı Tarafından İspatlanamadığı – Araçta Türkçe Menülü Bilgisayar Olduğu Zannıyla Satın Alan Davacının Araçtan Beklediği Faydanın Azaldığı )
• OTOMOBİL YOL BİLGİSAYARININ TÜRKÇE MENÜ İÇERMEMESİ ( Türkiye’de Satılan Aracın Türkçe Menülü Bilgisayar Olduğu Zannıyla Davacı Tarafından Satın Alındığının Kabulü Gerektiği – 4077 S.K. Anlamında Ayıp Niteliğinde Olduğu )
• TÜRKÇE MENÜ İÇERMEYEN YOL BİLGİSAYARI ( 4077 S.K. Anlamında Ayıp Niteliğinde Olduğu – Aracın Yenisiyle Değişimi veya Araç İçin Ödenen Bedelin İadesi Dışında Kalan Diğer Taleplerin Değerlendirilerek Karar Verileceği )
• ARAÇTAN BEKLENEN FAYDANIN AZALMASI ( Yol Bilgasayarında Türkçe Menü Olmadığı/Davacının Bu Durumu Bilerek Aracı Satın Aldığının İspatlanamadığı – Türkçe Menü İçermeyen Araçtan Dolayı Beklenen Faydanın Azaldığı/4077 S.K. Anlamında Ayıp Niteliğinde Olduğu )
• ARACIN DEĞİŞİMİ VEYA ÖDENEN BEDELİN İADESİ TALEBİ ( Yol Bilgisayarının Türkçe Menü İçermediği/Bu Taleplerin Taraflar Arasındaki Hak ve Menfaatler Dengesini Bozar Nitelikte ve İyiniyet Kurallarına Aykırı Olduğu – Diğer Taleplerin Değerlendirileceği )
4077/m.4
ÖZET : Otomobilde yol bilgisayarının Türkçe menü içermediğinin satımdan önce davacıya anlatıldığı ve davacının da bu durumu bilerek otomobili satın aldığı davalılar tarafından ispat edilememiştir. Bu itibarla, Türkiye’de satılan aracın Türkçe menülü bilgisayar olduğu zannıyla davacı tarafından satın alındığının kabulü gerekir. Türkçe menü içermeyen araçtan dolayı, davacının araçtan beklediği fayda azalmaktadır. Bu husus 4077 sayılı yasa anlamında ayıp niteliğindedir. Davacının aracın değişimi veya araç için ödediği bedelin iadesi talebi taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesini bozar nitelikte ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil eder. Aracın yenisiyle değişimi veya araç için ödenen bedelin iadesi dışında kalan diğer talepleri değerlendirilmek suretiyle karar verilmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı D…A.Ş. avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, 30.12.2008 tarihinde satın aldığı araçta bulunan yol bilgisayarının Türkçe olmadığı konusunda daha önce uyarılmadığını, yabancı dil bilmediği için türkçe menü içermeyen bilgisayardan yararlanamadığını, bu durumun maldan beklediği faydaları azalttığını ileri sürerek, Türkçe tanımlı menünün yüklenmesini Türkçe menülü yol bilgisayarıyla değişimini, otomobilin Türkçe menülü olanı ile değiştirilmesini, bedeli oranında indirim yapılmasını ve tahsilini istemiştir.
Davalılar aracın standartlarına uygun bir şekilde üretildiğini, Türkçe menünün bulunması zorunluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, Türkçe menünün bulunmamasının teknik ve hukuki anlamda ayıp oluşturmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı ile davalı D… A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacıya satılan araçta bulunan yol bilgisayarının Türkçe menü içermediği, yabancı dil içerir menüye sahip olduğu ihtilafsızdır. Taraflar arasındaki ihtilaf, bu hususun ayıp niteliğinde bulunup bulunmadığı hususundadır. Hemen belirtmek gerekirki otomobilde yol bilgisayarının Türkçe menü içermediğinin satımdan önce davacıya anlatıldığı ve davacının da bu durumu bilerek otomobili satın aldığı davalılar tarafından ispat edilememiştir. Bu itibarla, Türkiye’de satılan aracın Türkçe menülü bilgisayar olduğu zannıyla davacı tarafından satın alındığının kabulü gerekir. Türkçe menü içermeyen araçtan dolayı, davacının araçtan beklediği faydayı azalttığının kabulü gerekir.
Bu husus 4077 sayılı yasa anlamında ayıp niteliğinde olduğu içinde davacının taleplerinin değerlendirilmesi zorunludur. Hal böyle olunca davacının aracın değişimi veya araç için ödediği bedelin iadesi talebi taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesini bozar nitelikte ve TMK 2. maddesinde de iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil edeceğinin kabulü gerekir. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek aracın yenisiyle değişimi veya araç için ödenen bedelin iadesi dışında kalan diğer talepleri değerlendirilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, ( 2 ) numaralı bent uyarınca davalının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına peşin alınan harcın istek halinde davalı D… A.Ş.’ye iadesine, 13.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/12427
K. 2009/2879
T. 5.3.2009
• AYIPLI MAL DAVASI ( Davacının Aracı Hor Kullandığına İlişkin Bir Delil Dosyada Bulunmadığına ve Oluşan Diğer Arızalarla Birlikte Tüm Arızaları Davalının Garanti Kapsamında Giderdiğine Göre Tüm Arızaların Ayıplı İmalattan Kaynaklandığının Kabulü Gerektiği – Aracın Değişmesi Koşullarının Oluştuğu )
• AYIPLI İMALAT ( Aracın Ayıpsız Misli İle Değiştirilmesi İstemi – Davacının Aracı Hor Kullandığına İlişkin Bir Delil Dosyada Bulunmadığına ve Oluşan Diğer Arızalarla Birlikte Tüm Arızaları Davalının Garanti Kapsamında Giderdiğine Göre Tüm Arızaların Ayıplı İmalattan Kaynaklandığı/Davanın Kabulü Gereği )
• ARACIN DEĞİŞMESİ İSTEMİ ( Ayıplı Mal Davası – Oluşan Diğer Arızalarla Birlikte Tüm Arızaları Davalının Garanti Kapsamında Giderdiğine Göre Tüm Arızaların Ayıplı İmalattan Kaynaklandığı/Aracın Değişmesi Koşullarının Oluştuğu )
4077/m.4
ÖZET : Davacı, aldığı aracının kısa sürede arıza yapması ve onarılamaması nedeniyle ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece rapor esas alınarak değişim koşullarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak aracın 2. vitesten boşa atması ve kapıdan ses gelmesi şikayeti ile 2.815 km’de, alt takımdan ses gelmesi nedeniyle 8.421 km’de amortisörleri değiştirilmiştir. Aracın km’si de dikkate alındığında, davacının aracı hor kullandığına ilişkin bir delil de dosyada bulunmadığına ve oluşan diğer arızalarla birlikte tüm arızaları davalının garanti kapsamında giderdiğine göre, tüm arızaların ayıplı imalattan kaynaklandığının, 4077 Sayılı Kanunun 4. maddesi ile Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına dair Yönetmeliğin 14. maddesinde tarif edilen farklı arızanın dörtten fazla gerçekleştiğinin ve aracın değişmesi koşullarının oluştuğunun kabulü zorunludur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı 26.02.2003 tarihinde aldığı aracının kısa sürede arıza yapması ve onarılamaması nedeniyle ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının 26.02.2003 tarihinde davalıdan satın aldığı aracın iş emirlerinin incelenmesinde sırasıyla 2.815 km de ve 25.03.2003 tarihinde sağ arka amortisör, 09.05.2003 tarihinde ve 8421 km de sağ ön amortisör, 01.07.2003 tarihinde 14595 kın de ön tampon, 21.07.2003 tarihinde 15.650 km’de akü değişimi yapılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda akü, şanzıman, ön tampon değişini imalat hatası kapsamında değerlendirilmiş, amortisör arızaları ise kullanıma bağlı arıza olarak kabulünün gerektiği bildirilmiştir. Mahkemece bu rapor esas alınarak değişim koşullarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak aracın 2. vitesten boşa atması ve kapıdan ses gelmesi şikayeti ile 2.815 km’de, alt takımdan ses gelmesi nedeniyle 8.421 km’de amortisörleri değiştirilmiştir. Aracın km’si de dikkate alındığında, davacının aracı hor kullandığına ilişkin bir delil de dosyada bulunmadığına ve oluşan diğer arızalarla birlikte tüm arızaları davalının garanti kapsamında giderdiğine göre, tüm arızaların ayıplı imalattan kaynaklandığının, 4077 Sayılı Kanun’un 4. maddesi ile Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına dair Yönetmeliğin 14. maddesinde tarif edilen farklı arızanın dörtten fazla gerçekleştiğinin ve aracın değişmesi koşullarının oluştuğunun kabulü zorunludur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 05.03.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/14326
K. 2011/7114
T. 13.6.2011
• FİNANSAL KİRALAMAYA KONU ARACIN ARIZALANMASI NEDENİYLE TAZMİNAT ( Aracın Değiştirilmesi İstemi – Tebligat Tüzüğünün 13/2 Md. Gereğince Adres Araştırması Yapılmadan Yapılan Tebliğin Geçerli Bir Tebliğ Niteliğinde Olmadığı )
• ARACIN DEĞİŞTİRİLMESİ İSTEMİ ( Tebligat Tüzüğünün 13/2 Md. Gereğince Adres Araştırması Yapılmadan Yapılan Tebliğin Geçerli Bir Tebliğ Niteliğinde Olmadığı )
• TEBLİGAT ( Tebligat Tüzüğünün 13/2 Md. Gereğince Adres Araştırması Yapılmadan Yapılan Tebliğin Geçerli Bir Tebliğ Niteliğinde Olmadığı – Finansal Kiralamaya Konu Aracın Arızalanması Nedeniyle Tazminat )
• DOSYANIN İŞLEMDEN KALDIRILMASI ( Usulüne Uygun Çağrıda Bulunulmadığı Takdirde Dosyanın İşlemden Kaldırılmasına Karar Verilemeyeceği – Tebligat Kanunu’nun 10. Maddesine Göre Tebligat Tebliğ Edilecek Kişinin Bilinen En Son Adresinde Yapılması Gerektiği )
7201/m.10,35
Tebligat Tüzüğü/m.13/2
ÖZET : Dava, finansal kiralamaya konu aracın arızalanması sebebiyle tazminat ve aracın değiştirilmesi istemlerine ilişkindir. Usulüne uygun çağrıda bulunulmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilemez. Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre tebligat, tebliğ edilecek kişinin bilinen en son adresinde yapılmalıdır. Tüzüğün 13/2. maddesine göre de gösterilen adreste tebligat yapılamayan hallerde tebligatı çıkaran mercii tarafından memurların ve diğer meslek ve sanat erbabının adresleri mensup oldukları teşkilattan, avukatlarınki barodan veya Adalet Bakanlığı’ndan sorulmalıdır. Belirtilen Yasa ve Tüzük hükümleri tebligatın muhatabı olan bir kısım kimseler açısından TK’nun 35. maddesine nazaran özel bir düzenleme getirmiş olduğundan sözü edilen özel düzenlemeye riayet edilmeden avukatın daha önce tebligat yapılan adresine sonradan tebliğ yapılamadığı durumlarda Tebligat Tüzüğünün 13/2 maddesi gereğince adres araştırması yapılmadan TK’nun 35. maddesine göre yapılan tebliğ dahi geçerli bir tebliğ niteliğinde değildir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İ. 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22.6.2009 tarih ve 2008/667-2009/349 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Numan Acar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı Finansal Kiralama şirketinin diğer davalı şirketten satın aldığı üç adet forklift aracını müvekkilinin kiraladığını, araçların alındığı günden beri bir çok arıza verdiğini, tamir süresi içinde araçları müvekkilinin kullanamadığını, aynı arızanın birden fazla tekrarlaması sebebiyle amacına uygun olarak araçların kullanılamadığını ileri sürerek, forkliftlerin yenileri ile değiştirilmesini, aksi halde iş kaybı zararı sebebiyle şimdilik 10.000,00 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta vekili, müvekkilinin merkezinin Beyoğlu ilçesi olduğunu savunarak yetki itirazında bulunmuş, diğer davalı vekilleri davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın davalılardan sigorta şirketi yönünden yetki, diğer davalılar hakkında ise esastan reddine ilişkin olarak verilen kararın Dairemizce bozulması sonrasında, bozma kararının taraflara tebliğinden sonra tensip olunan 3.3.2009 tarihli duruşmaya davacı tarafın katılmadığı, takip edilmeyen davanın bu tarih itibariyle yenileninceye kadar işlemden kaldırılması sonrası H.U.M.K.nun 409/5 maddesi uyarınca 22.6.2009 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, finansal kiralamaya konu aracın arızalanması sebebiyle tazminat ve aracın değiştirilmesi istemlerine ilişkindir.
Yukarıda yapılan özette de açıklandığı üzere mahkemece, 3.3.2009 tarihli oturumda davanın takipsiz bırakıldığı gerekçesiyle H.U.M.K.nun 409. maddesi uyarınca dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılması kararı verilmiş, 22.6.2009 tarihinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Taraflarca takipsiz bırakılması sebebiyle dosyanın dava yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilebilmesi öncelikle tarafların usulüne uygun biçimde oturuma çağrılmaları şartına bağlıdır. Usulüne uygun çağrıda bulunulmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilemez. Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre tebligat, tebliğ edilecek kişinin bilinen en son adresinde yapılmalıdır. Tüzüğün 13/2. maddesine göre de gösterilen adreste tebligat yapılamayan hallerde tebligatı çıkaran mercii tarafından memurların ve diğer meslek ve sanat erbabının adresleri mensup oldukları teşkilattan, avukatlarınki barodan veya Adalet Bakanlığı’ndan sorulmalıdır. Belirtilen Yasa ve Tüzük hükümleri tebligatın muhatabı olan bir kısım kimseler açısından TK’nun 35. maddesine nazaran özel bir düzenleme getirmiş olduğundan sözü edilen özel düzenlemeye riayet edilmeden avukatın daha önce tebligat yapılan adresine sonradan tebliğ yapılamadığı durumlarda Tebligat Tüzüğünün 13/2 maddesi gereğince adres araştırması yapılmadan TK’nun 35. maddesine göre yapılan tebliğ dahi geçerli bir tebliğ niteliğinde değildir.
Somut olayda, Yargıtay bozma ilamı davacı vekiline 4.8.2008 tarihinde tebliğ edilmiş ve aynı adrese gönderilen duruşma gününün tebliğine ilişkin evrak ise davacı vekilinin adreste tanınmadığından bahisle 23.12.2008 tarihinde iade edilmiş ve bu tebliğin sağlanması yönünde mahkemece bir girişimde bulunulmamıştır. Buna rağmen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin son karar da yine aynı adrese tebliğe çıkartılmış ve bu kez davacı avukatına tebligat yapılmıştır.
Bu durumda mahkemece, davacı tarafça mahkemeler veznesine yatırıldığı anlaşılan posta giderinin bakiyesinin bulunup bulunmadığı da tespit edilerek bozma ilamı sonrası tensiben belirlenen yeni duruşma günün davacı vekiline tebliğinin yukarda açıklanan Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca usulüne uygun bir şekilde yapılmasının sağlanmadığı durumda davanın takipsiz bırakılması şartı gerçekleşmeyeceğinden yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 13.6.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/13533
K. 2005/19444
T. 30.12.2005
• ARACIN AYIPLI VE ARIZALI OLMASI ( Davalılar Aracın Değiştirilmesi Talebini Red Etmekle Aracın Tamamı Üzerinde Muaraza Çıkardıkları – Niza Konusu Olan Araç Para İle Değerlendirilebilir Nitelikte Olduğuna Göre Davacı Yararına Nispi Vekalet Ücretine Hükmetmek Gerektiği )
• ARACIN DEĞİŞTİRİLMESİ TALEBİ ( Davalıların Reddeikleri/Aracın Tamamı Üzerinde Muaraza Çıkardıkları – Niza Konusu Olan Araç Para İle Değerlendirilebilir Nitelikte Olduğuna Göre Davacı Yararına Nispi Vekalet Ücretine Hükmetmek Gerektiği )
• VEKALET ÜCRETİ ( Aracın Ayıplı Ve Arızalı Olması Nedeniyle Misli ile Değiştirilmesi Talebi – Davalılar Aracın Değiştirilmesi Talebini Red Etmekle Aracın Tamamı Üzerinde Muaraza Çıkardıkları/Araç Para İle Değerlendirilebilir Nitelikte Olduğuna Göre Davacı Yararına Nispi Vekalet Ücretine Hükmetmek Gerektiği )
1136/m.8/2
4077/m.13,15
ÖZET : Davacı, davalıların ithal edip sattığı otomobilin ayıplı ve arızalı olduğunu, 52 gün geçmesine rağmen arızanın giderilmediğini ileri sürerek, ayıpsız misli ile değiştirilmesini istemiştir. Davalılar aracın değiştirilmesi talebini red etmekle aracın tamamı üzerinde muaraza çıkardıklarına ve niza konusu olan araç para ile değerlendirilebilir nitelikte olduğuna göre, mahkemece vekil ile temsil edilen davacı yararına 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun ikinci bölüm 8/2 maddesi delaletiyle üçüncü kısmına göre nispi vekalet ücretine hükmetmek gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
DAVA : Taraflar arasındaki ayıplı malın misli ile değiştirilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalıların ithal edip sattığı otomobilin ayıplı ve arızalı olduğunu, 52 gün geçmesine rağmen arızanın giderilmediğini ileri sürerek ,ayıpsız misli ile değiştirilmesini istemiştir.
Davalı Peugeot Otomotiv A.Ş. değiştirme koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiş, diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Davanın kabulüne ilişkin verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 13 ve 15. maddeleriyle ilgili çıkarılan Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 6/3. maddesi gereğince satılan araçtaki ayıbın 30 günlük sürede giderilmemesine dayalı aracın değiştirilme isteğine ilişkindir. 30 günlük tamir süresinin aşılması nedeniyle aracın değiştirme koşullarının oluştuğu mahkemenin de kabulündedir. Davalılar aracın değiştirilmesi talebini red etmekle aracın tamamı üzerinde muaraza çıkardıklarına ve niza konusu olan araç para ile değerlendirilebilir nitelikte olduğuna göre, mahkemece vekil ile temsil edilen davacı yararına 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun ikinci bölüm 8/2 maddesi delaletiyle üçüncü kısmına göre nispi vekalet ücretine hükmetmek gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne varki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7. maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın hüküm fıkrasının 3. bendinde yer alan “taktiren 150.00 YTL” ibarelerinin karardan çıkarılarak yerine, ( 3.352,00 YTL ) ibaresinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, 30.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.