Aracın Trafikten Meni Hakkında Yargıtay Kararları
T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/3434
K. 2008/4872
T. 27.10.2008
• ARAÇ TAMİRİ ( Tazminat Davası – Araç Maliki İle Yapılan Görüşmelerde Aracın Perte Ayrılmaması İçin Trafik Sigortasından Hasar Talep Edildiğinin Belirtilmesi Karşısında Bilirkişiden Aracın Tamirinin Ekonomik Olup Olmadığının Sorulması Gerektiği )
• ARACIN PERTE AYRILMAMASI İÇİN TRAFİK SİGORTASINDAN HASAR TALEP EDİLMESİ ( Belirtilmesi Karşısında Bilirkişiden Aracın Tamirinin Ekonomik Olup Olmadığının Sorulması Gerektiği )
• BİLİRKİŞİ RAPORU ALINMASI ( Tazminat Davası – Araç Maliki İle Yapılan Görüşmelerde Aracın Perte Ayrılmaması İçin Trafik Sigortasından Hasar Talep Edildiğinin Belirtilmesi Karşısında Bilirkişiden Aracın Tamirinin Ekonomik Olup Olmadığının Sorulması Gerektiği )
• HURDAYA AYIRMA ( Bilirkişiden Aracın Tamirinin Ekonomik Olup Olmadığının Sorulması Hurdaya Ayrılmasının Gerekmesi Halinde Tazminat Hesabının Buna Göre Yapılması İçin Rapor Alınması Gerektiği )
6762/m.1269
ÖZET : Araç maliki ile yapılan görüşmelerde aracın perte ayrılmaması için trafik sigortasından hasar talep edildiğinin belirtilmesi karşısında; bilirkişiden, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığının sorulması, hurdaya ( pert-total ) ayrılmasının gerekmesi halinde, tazminat hesabının buna göre yapılması için rapor alınması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Sigorta vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait davalıya trafik sigortalı olan araca 34 BBS 69 plakalı aracın 30.09.2004 tarihinde tam kusurlu çarpması sonucu hasarlandığını, hasar ihbarına rağmen davalının ödemede bulunmadığını ileri sürerek, 4.500 YTL tazminatın kaza tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili cevabında, davacıya ait aracın bu olaydan bir süre önce 21.09.2004 tarihinde kaza geçirdiğini, kazanın gerçek olmadığını ve hasar miktarının da fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 3.900 YTL tazminatın 17.12.2004 temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı sigorta vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Mahkemece hükme dayanak yapılan 27.6.2006 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait 34 SFY 74 plakalı aracın 21.9.2004 tarihinde birinci kazadan sonra tamirini yapan servise hangi tarihte verildiği ve hangi tarihte teslim alındığına dair belge ibraz edilemediği bildirilmiştir. Mahkemece aracın 21.9.2004 tarihli birinci kazadan sonra tamir edilip edilmediği, tamirine ilişkin belgelerin, ( fatura vs. ) bulunup bulunmadığı araştırılmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Keza aracın, 21.9.2004 tarihli birinci kaza ile 30.9.2004 tarihli ikinci kazada, hasar gören kısımlarının aynı olup olmadığı konusu bilirkişiden sorulup araştırılmadan karar verilmesi de, isabetli değildir.
2- Kabule göre de; davalı sigortanın, davacı aracı üzerinde yaptırdığı expertiz incelemesinde aracın değerinin 4.000 YTL, toplam hasar miktarının 3.970 YTL olduğunun, araç maliki ile yapılan görüşmelerde aracın perte ayrılmaması için trafik sigortasından hasar talep edildiğinin belirtilmesi karşısında; bilirkişiden, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığının sorulması, hurdaya ( pert-total ) ayrılmasının gerekmesi halinde, tazminat hesabının buna göre yapılması için rapor alınması gerekirken; bu hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması da bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Sigorta Şirketine geri verilmesine, 27.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/4005
K. 2009/6903
T. 27.10.2009
• KASKO SİGORTASI ( Maddi Tazminat İstemi/Aracın Pert Total Olması – Bilirkişi Heyetinden Ek Rapor Alınarak Aracın Sovtaj Bedelinin Belirlenerek Piyasa Değerinden Mahsubu Gerektiği )
• MADDİ TAZMİNAT ( Aracın Pert Total Olduğu Kabul Edilerek Piyasa Değeri Üzerinden Hüküm Kurulmuş İse de Hasarlı Aracın ( Sovtajın ) Kimde Olduğu Hususlarının Araştırılmadığı – Bilirkişi Heyetinden Ek Rapor Alınarak Aracın Sovtaj Bedelinin Belirlenerek Piyasa Değerinden Mahsubu Gerektiği )
• ARACIN PERT TOTAL OLMASI ( Maddi Tazminat İstemi – Piyasa Değeri Üzerinden Hüküm Kurulmuş İse de Hasarlı Aracın ( Sovtajın ) Kimde Olduğu Hususlarının Araştırılmadığı/Bilirkişi Heyetinden Ek Rapor Alınarak Aracın Sovtaj Bedelinin Belirlenerek Piyasa Değerinden Mahsubu Gerektiği )
• HASARLI ARACIN DEĞERİ ( Sovtajın Kimde Olduğu Hususlarının Araştırılmadığı – Bilirkişi Heyetinden Ek Rapor Alınarak Aracın Sovtaj Bedelinin Belirlenerek Piyasa Değerinden Mahsubu Gerektiği )
• SOVTAJ BEDELİ ( Maddi Tazminat İstemi/Aracın Pert Total Olması – Bilirkişi Heyetinden Ek Rapor Alınarak Aracın Sovtaj Bedelinin Belirlenerek Piyasa Değerinden Mahsubu Gerektiği )
6762/m. 1263,1299
ÖZET : Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir. Kasko Sigortası Genel Şartlarına göre, aracın tüm hasara uğraması halinde Karayolları Trafik Yönetmenliğinin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez. Değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde, sigortacının malı olur.
Mahkemece, aracın pert total olduğu kabul edilerek piyasa değeri üzerinden hüküm kurulmuş ise de, hasarlı aracın ( sovtajın ) kimde olduğu hususları araştırılmamış olup, davacıda olduğunun tespiti halinde, bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak aracın sovtaj bedelinin belirlenerek piyasa değerinden mahsubuna karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz, edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ve yüksek hadli ihtiyari mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın müvekkili şirkete ait araca çarpması nedeniyle aracın ağır hasar gördüğünü, davalı şirkete yapılan başvuru sonucunda aracın pert total kabul edildiğini; ancak, araç bedelinin ödenmediğini belirterek 16.800 YTL tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirkete süper trafik poliçesi ile sigortalı aracın neden olduğu kazada davacıya ait aracın pert total olduğunu, araç bedelinin 11.500 YTL. nin. olduğunun tespit edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 16.000,00 YTL. Tazminatın 13.06.2007 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı sigorta şirketinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyadaki ekspertiz raporunda, araçta meydana gelen hasar bedelinin 6.515 YTL aracın piyasa değerinin ise 11.000-12.000 YTL olduğu belirlenmiş, hükme esas alman bilirkişi raporunda ise, ekspertiz raporunda belirtilen hasar bedelinin uygun olduğunu, aracın piyasa değerinin 16.000,00 YTL, onarırımın ekonomik olduğunu belirtmiş olup, aracın piyasa değeri olan 16.000,00 YTL. nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.3.3.1.2. maddesine göre, aracın tüm hasara uğraması halinde Karayolları Trafik Yönetmenliğinin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez. Değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde, sigortacının malı olur.
Buna göre mahkemece, aracın pert total olduğu kabul edilerek piyasa değeri üzerinden hüküm kurulmuş ise de, hasarlı aracın ( sovtajın ) kimde olduğu hususları araştırılmamış olup, davacıda olduğunun tespiti halinde, bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak aracın sovtaj bedelinin belirlenerek piyasa değerinden mahsubuna karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 no.lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 no.lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 27.10.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/716
K. 2010/5469
T. 14.6.2010
• TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN MADDİ TAZMİNAT ( Hesaplanan Tazminat Miktarına Göre Aracın Pert Total İşleme Tabi Tutulması Gerektiği – Hükme Esas Alınan Raporda Aracın Tamirinin Ekonomik Olup Olmadığı Perte Ayrılmasının Gerekip Gerekmediğinin Değerlendirilmesi Gerektiği )
• ARACIN PERT TOTAL İŞLEME TABİ TUTULMASI GEREKMESİ ( Hükme Esas Alınan Raporda Aracın Tamirinin Ekonomik Olup Olmadığı Perte Ayrılmasının Gerekip Gerekmediğinin Değerlendirilmesi Gerektiği )
• BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ ( Davacının Gerçek Zararının Bulunması Yönünden İTÜ Trafik Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti Gibi Kuruluşlardan Seçilecek Yeni Bir Bilirkişi veya Bilirkişi Kurulundan Rapor Alınması Gerektiği )
2918/m.20
ÖZET : Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Hesaplanan tazminat miktarına göre, aracın pert total işleme tabi tutulması gerekir. Mahkemece hükme esas alınan raporda aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı perte ayrılmasının gerekip gerekmediği değerlendirilmemiş olup, hüküm kurmaya elverişli değildir. O halde, mahkemece yapılacak iş; davalı araç trafik sigortacısı Mapfre Genel Sigorta A.Ş. nezdinde açılan hasar dosyası da getirtilerek, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, tamir ekonomik olmayacak ise aracın kaza tarihindeki hurda ( pert ) değerinin ve 2. el piyasa değerinin belirlenmesi, 2. el değerden hurda değeri indirilmek suretiyle davacının gerçek zararının bulunması yönünden, İTÜ Trafik Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kuruluşlardan seçilecek yeni bir bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınarak, sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde birleştirilen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait araca, davalının sürücüsü olduğu aracın tam kusurlu çarpması sonucu hasar meydana geldiğini belirterek, 14.297.79 TL hasar bedelinden, trafik sigortasından tahsil edilen 6.000.00 TL’nin mahsubu ile bakiye 8.297.79 TL’nin, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen davada davacı vekili, aynı olay nedeniyle, 8.297.79 TL’nin, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, zarara neden olan araç maliki davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı M. E., kazada kusurlu olduğunu, aracı haricen satın aldığım tazminat miktarının fazla olduğunu savunmuştur.
Davalı M. E. vekili, müvekkilinin kayıt maliki olduğu aracı, kazadan evvel dava dışı C. D.’e haricen sattığını, hasar miktarını kabul etmediklerini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna, kusur durumuna göre, asıl ve birleştirilen davaların kabulüne, 8.279.00 TL’nin, 15.07.2007 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, birleştirilen davada davalı M. E. vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 2918 Sayılı KTK’nun 20/d maddesi uyarınca, noterler dışında yapılan harici araç satışlarının geçersiz olmasına göre, birleştirilen davada davalı M. E. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının sunduğu faturalara göre inceleme yapılarak, dava tarihi itibariyle aracın onarımı için gereken malzeme ve işçilik giderlerinin toplam 14.297.34 TL, aracın piyasa fiyatının ise 18.000.00 TL olduğu belirlenmiştir. Hesaplanan tazminat miktarına göre, aracın pert total işleme tabi tutulması gerekir. Mahkemece hükme esas alınan raporda aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı perte ayrılmasının gerekip gerekmediği değerlendirilmemiş olup, hüküm kurmaya elverişli değildir.
O halde, mahkemece yapılacak iş; davalı araç trafik sigortacısı Mapfre Genel Sigorta A.Ş. nezdinde açılan hasar dosyası da getirtilerek, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, tamir ekonomik olmayacak ise aracın kaza tarihindeki hurda ( pert ) değerinin ve 2. el piyasa değerinin belirlenmesi, 2. el değerden hurda değeri indirilmek suretiyle davacının gerçek zararının bulunması yönünden, İTÜ Trafik Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kuruluşlardan seçilecek yeni bir bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınarak, sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle, birleştirilen davada davalı M. E. vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün adı geçen davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı M. E.’e geri verilmesine, 14.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/2380
K. 2012/7859
T. 14.6.2012
• FAİZE FAİZ YÜRÜTÜLMESİ ( Kasko Sigorta Şirketinden Talep Edilen Faize Faiz İşletilmesine Olanak Sağlayacak Şekilde Hüküm Kurulamayacağı – Yapılan Yanlışlığın Giderilmesinin Yargılamanın Tekrarını Gerektirir Nitelikte Olmadığı )
• ARACIN PERT OLMASI NEDENİYLE TAZMİNAT ( Geç Ödeme Nedeniyle Davalı Kasko Sigorta Şirketinden Faiz Talebinin Kısmen Kabul Edildiği – Faize Faiz İşletilmesine Olanak Sağlayacak Şekilde Hüküm Kurulamayacağı )
• GEÇMİŞ GÜNLER FAİZİNİN TEDİYESİ ( Temerrüt Sebebi İle Faiz Yürütülemeyeceği )
818/m. 104/son
ÖZET : Davacı tarafın geç ödeme nedeniyle davalı kasko sigorta şirketinden talep ettiği faiz talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Faize faiz işletilmesine olanak sağlayacak şekilde hüküm kurulması Borçlar Kanunu’nun 104/son maddesine aykırı olup bozma nedenidir. Ancak, yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün düzeltilmesi uygun görülmüştür.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı Fiba Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait araca, davalı F. G.’ün sürücüsü olduğu aracın tam kusurlu çarpması sonucu hasarlanarak pert olduğunu, aracı kasko sigortası ile teminat altına alan diğer davalı sigorta şirketinin eksik ödeme yaptığını belirterek müvekkilinin kırılan gözlük, kullanılamayan benzin, araca sonradan takılan kış lastikleri, pert araç işlem giderleri olmak üzere 872 TL maddi tazminatın ve 6.500 TL manevi tazminatın davalı sürücü F. G.’ten, aracın değerine göre eksik ödeme bedeli 4.000 TL ve geç ödeme avans faiz bedeli 1.228 TL’nin davalı sigorta şirketinden, ayrıca çekici ücreti, araç cam perdesi, tedbir talebi gideri, araç mahrumiyet zararı toplamı 2.821 TL’nin davalılardan olay tarihinden iltibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 781,25 TL maddi tazminatın davalı F. G.’ten, 2.515,07 TL maddi tazminatın davalı Sigorta şirketinden, 50 TL çekici ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı tarafın geç ödeme nedeniyle davalı kasko sigorta şirketinden talep ettiği faiz talebinin kısmen kabulüne karar verilerek 1.015,07 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş olup bu bedele 15.06.2006 tarihinden itibaren faiz yürütülerek, faize faiz işletilmesine olanak sağlayacak şekilde hüküm kurulması Borçlar Kanunu’nun 104/son maddesine aykırı olup bozma nedeni ise de; yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle HUMK.nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilmesi uygun görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı sigorta şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün 4. bendindeki “geç ödemeden kaynaklanan faiz alacağına 15/06/2006 tarihinden itibaren” ibaresinin hükümden çıkarılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 28,55 TL fazla alınan peşin harcın temyiz eden davacıya geri verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Fiba Sigorta AŞ.’ye geri verilmesine, 14.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2007/13-780
K. 2007/757
T. 24.10.2007
• ARACIN TRAFİK KAYDININ TERKİNİ İSTEMİ ( Davacı Araç Kaydının Kendisi Üzerinden Terkinini Dava Dışı Trafik Müdürlüğünden İstemesi Reddedildiği Takdirde İdari Yargıda İptal İstemiyle Dava Açması Gerektiği )
• ARAÇ SATIŞ SÖZLEŞMESİ ( Davacının İbraz Etmek Suretiyle Araç Kaydının Kendisi Üzerinden Terkinini Dava Dışı Trafik Müdürlüğünden İstemesi Reddedildiği Takdirde İdari Yargıda İptal İstemiyle Dava Açması Gerektiği )
• TERKİN DAVASI ( Davacının Araç Kaydının Kendisi Üzerinden Terkinini Dava Dışı Trafik Müdürlüğünden İstemesi Reddedildiği Takdirde İdari Yargıda İptal İstemiyle Dava Açması Gerektiği )
• HUSUMET (Aracın Trafik Kaydının Terkini İstemi – Satış Sözleşmesindeki Alıcı Tarafı Hasım Göstermek Suretiyle Kendisi Üzerindeki Trafik Kaydının Terkini İstemiyle Adli Yargıda Açtığı Eldeki Davanın Mesmu Olmadığı)
• DAVA ŞARTI (Aracın Trafik Kaydının Terkini İstemi – Satış Sözleşmesindeki Alıcı Tarafı Hasım Göstermek Suretiyle Kendisi Üzerindeki Trafik Kaydının Terkini İstemiyle Adli Yargıda Açtığı Eldeki Davanın Mesmu Olmadığı)
2918/m.5,20/d-e
ÖZET : Dava, davacı tarafından davalıya satılmış olan aracın, halen davacı üzerinde bulunduğu iddia edilen trafik kaydının terkini istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki satış sözleşmesiyle birlikte araç mülkiyeti, o tarih itibariyle davalı alıcıya geçmiştir. Davalı alıcının, aracı sonradan başkasına satmış olması da, sözleşme tarihi itibariyle Kanun gereği kendiliğinden oluşan bu sonuca etkili değildir. Hal böyle olunca, somut olayda davacının yapması gereken, mülkiyetin devrini sağlayan satış sözleşmesini ibraz etmek suretiyle, sözleşme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere araç kaydının kendisi üzerinden terkinini dava dışı Trafik Müdürlüğünden istemek; istemi reddedildiği takdirde, idari işlem niteliğinde olacağı açık bulunan bu ret işlemine karşı, idari yargıda iptal istemiyle dava açmaktır. Davacının bu yola gitmek yerine, satış sözleşmesindeki alıcı tarafı hasım göstermek suretiyle, kendisi üzerindeki trafik kaydının terkini istemiyle adli yargıda açtığı eldeki dava dinlenebilir ( mesmu ) değildir.
DAVA : Taraflar arasındaki “tespit ve terkin” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 11. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 22.11.2005 gün ve 2004/411-2005/436 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 8.6.2006 gün ve 2006/6642-9396 sayılı ilamı ile;
( … Davacı, trafikte adlarına kayıtlı Renault aracı 26.5.1995 tarihli noter sözleşmesi ile davalıya satıp teslim ettiğini, ancak davalı tarafından kaydın üzerine alınmadığını, vergi, ceza v.s.nin adlarına geldiğini bu nedenle adlarına olan aracın trafik kaydının terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, cevap vermemiştir.
Mahkemece, trafik kaydının terkini işleminin idari bulunduğundan dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Trafikte davacı adına kayıtlı aracın davalıya resmi yolla satışının yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacının kaydın terkini işlemi idari olmakla beraber, davacı talebinin mülkiyetin davalıya ait olduğunun tesbiti talebini de içerdiği kabul edilerek, aracın mülkiyetinin davalıya ait olduğunun tesbiti şeklinde karar verilmelidir. Mahkemece yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir… ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, davacı tarafından davalıya satılmış olan aracın, halen davacı üzerinde bulunduğu iddia edilen trafik kaydının terkini istemine ilişkindir.
Davacı Tasfiye Halinde T.Emlak Bankası A.Ş. vekili, 06 … 772 plaka sayılı otomobilin davacı tarafından 11.7.1994 tarihinde noterde düzenlenen sözleşmeyle davalıya satılıp teslim edildiğini, ancak davalının yasal süre içinde aracı kendi adına tescil ettirmemesi nedeniyle kaydın halen davacı üzerinde göründüğünü, bu yüzden davacı adına vergi tahakkuk ettirildiğini, tasfiye halindeki davacı bankanın tasfiye işlemlerinin tamamlanabilmesi için araç kaydının terkini gerektiğini ileri sürerek; 06 … 772 plaka sayılı aracın halen davacı banka üzerinde görünen trafik kaydının terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Gülcan Tozlu cevap dilekçesi vermemiş, duruşmalara da katılmamış; Yerel Mahkemenin önceki kararının temyizine cevap dilekçesinde ise, aracın kendisi üzerine tescili için gerekli müracaatı Ankara Trafik Şube Müdürlüğüne yaptığını; esasen, aracın İstanbul’a nakledilmiş ve orada kendi adına yeni bir plaka numarasıyla tescil edilmiş olmasının, ancak Ankara Trafik Şube Müdürlüğünün bilgisi ve onayı ile mümkün bulunduğunu, buna rağmen kaydın hala kendi üzerinde görünmesinin, anılan şubenin ihmalinden kaynaklandığını, İstanbul’da yapılan tescil üzerine, Ankara’daki kaydın terkini gerektiğini bildirmiştir.
Yerel Mahkeme; davalının noter satışı ile aracı satın aldıktan sonra trafikte kendi üzerine kaydettirip, İstanbul’a naklettirdiği, aracın orada 34 … 12 plaka numarasını aldığı, ancak, Ankara Trafik Tescil Şube Müdürlüğünün ihmali bir davranışı nedeniyle, aracın Ankara’daki kaydının iptal edilmediği; davacının, kendi üzerinde görünen kaydın terkinine ilişkin isteminin idari nitelikte olduğu, aracı satın alan davalıyı hasım göstermek suretiyle adli yargıda kaydın terkinini isteyemeyeceği, davacının yapması gerekenin, Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne müracaatla kaydın terkinini istemek ve yerine getirilmediği takdirde o karara karşı idari yargı yoluna başvurmak olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş; davacının temyizi üzerine Özel Daire hükmü yukarıdaki gerekçeyle bozmuş, Yerel Mahkemenin gerekçesini tekrarlayıp genişleterek verdiği direnme kararını da davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı Banka adına trafiğe kayıtlı 06 … 772 plaka sayılı, Renault Marka 1982 model otomobilin, taraflar arasında Beyoğlu 23. Noterliğinde resen düzenleme şeklinde yapılan 11.7.1994 tarihli satış sözleşmesiyle davalıya satılmış olduğu, sunulan sözleşme örneğiyle sabit ve çekişmesizdir.
Ankara Emniyet Müdürlüğünün 1.2.2005 günlü yazı cevabının “Araç Özet Bilgileri” başlıklı bölümündeki açıklamalara göre, cevap tarihi itibariyle, dava konusu 06 … 772 plaka sayılı otomobil davacı Banka adına kayıtlı görünmektedir. Ankara Emniyet Müdürlüğünün 21.2.2005 tarihli diğer yazı cevabında ise, davaya konu aracın 7.6.1982 tarihinde davacı Banka adına tescil edildiği, 18.7.1994 tarihinde 34 … 12 plaka sayısıyla İstanbul İli’ne naklen gittiği, davalı ile ilgisinin tespit edilemediği belirtilmiştir. Davacı vekilinin, Yerel Mahkemenin bozmaya konu hükmünü temyizine ilişkin 31.3.2006 günlü dilekçesi ekinde sunduğu, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün davacıya hitaplı 18.5.2004 günlü yazı cevabında, dava dışı başka araçlar yanında dava konusu aracın da o tarih itibariyle davacı adına kayıtlı göründüğü, devir işleminin yapılabilmesi için alıcısının müracaatı gerektiği belirtilmiştir.
İstanbul, Sultanbeyli İlçe Emniyet Müdürlüğünün 5.8.2005 tarihli yazı cevabı ekinde gönderilen 18.7.1994 günlü “Araç Trafik Tescil Müracaat ve İşlem Formu” başlıklı belge içeriğinden de, dava konusu 06 … 772 plaka sayılı aracın, davalının müracaatı üzerine İstanbul’a nakledildiği ve 34 …. 12 plaka sayısı ile davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan duruma, bozma ve direnme kararlarının içerik ve kapsamlarına göre Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; her ne kadar, 11.7.1994 tarihli resmi satış sözleşmesinin yapılmasıyla birlikte, davaya konu araç mülkiyetinin davalıya geçtiği davalı tarafından da kabul edilmekte ve böylece bu husus taraflar arasında çekişmesiz ise de; mülkiyeti davalı alıcıya devreden resmi satış sözleşmesine rağmen, satış sırasında aracın bağlı bulunduğu Ankara Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürlüğündeki kayıtlarda bu mülkiyet devrinin görünmemesi, kaydın davacı üzerinde kalmış olması karşısında; Yerel Mahkemenin, eldeki davada, anılan satış sözleşmesi uyarınca, o tarih itibariyle mülkiyetin davalıya geçmiş bulunduğunun tespitine karar vermesinin gerekli olup, olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bu noktada, konuya ilişkin yasal durum hakkında şu açıklamanın yapılmasında yarar görülmüştür:
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesine göre, trafiğe kayıtlı araçların satış ve devrine ilişkin sözleşmelerin geçerli olabilmesi için, noterce ( resen düzenleme şeklinde ) yapılması, zorunludur. Yine bu maddeye göre, işlemi yapan noter, siciline işlenmek üzere en geç 15 gün içerisinde, satış işlemini ilgili tescil kuruluşuna ve vergi dairesine bildirmekle yükümlüdür. Noterin ilgili vergi dairesine yapacağı bildirimden sonra, önceki araç malikinin vergi mükellefiyetine son verilir ve yeni malik adına vergi mükellefiyeti tesis edilir. Aynı maddenin ( e ) bendi, trafiğe tescilli araçları satın alanların, gerekli belgeleri sağlamak suretiyle, ilgili tescil kuruluşundan bir ay içerisinde kendi adlarına tescil belgesi almak zorunda olduklarını hükme bağlamaktadır.
Görüldüğü üzere, anılan 20. madde, hem resmi satış sözleşmesini yapan notere ve hem de, alıcıya tescille ilgili yükümlülükler getirmektedir.
Yine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 5. maddesinin ( a ) bendi, araçların plaka ve belgelerini vermek ve bu amaca yönelik hizmetleri yürütmek üzere her ilde ve gerekli görülen ilçelerde tescil şube veya bürolarının kurulacağını öngörmekte; maddenin “Görev ve yetkiler” başlıklı ( b ) bendinde ise; araçların tescil işlemlerini yaparak belge ve plakalarını vermek ( fıkra:7 ) ve Ülke çapında taşıtların ve sürücülerin sicillerini tutmak, teknik ve hukuki değişikliklerini işlemek, istatistiki bilgileri toplamak ve değerlendirmek ( fıkra:9 ), trafik tescil şube ve bürolarının görevleri arasında sayılmaktadır. Bu hükümlere göre, araçların trafiğe tescil edilmesi ve sicillerinin tutulması, Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı olarak kurulan Trafik Hizmetleri Başkanlığı bünyesindeki Trafik Tescil Şube veya Bürolarının görevi ve yetkisindedir. Bu şube ve büroların, kanunla kendilerine verilen görevleri yerine getirirken yaptıkları işlemlerin ‘idari işlem’ niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Eş söyleyişle, bir aracın trafiğe tesciline veya trafikteki kaydının terkinine ilişkin işlemler, hukuksal nitelikçe idari işlemlerdir.
Bilindiği üzere, tersini öngören açık bir kanun hükmü mevcut olmadıkça, adli yargı, idareyi belirli bir işlem yapmaya zorlayacak nitelikte karar veremez ve bu tür istemleri taşıyan davalara bakamaz. Esasen; bu yön Özel Dairenin de kabulündedir ve bozma ilamında sözkonusu ilke açıkça vurgulanmıştır.
Somut olayda, resmi şekle uygun olarak düzenlenen 11.07.1994 tarihli araç satış sözleşmesiyle, dava konusu araç davalıya satılmıştır. Satımla birlikte aracın davalıya teslim edilmiş olduğu da, tarafların kabulündedir. Sözleşmeyi düzenleyen Noter tarafından, yukarıda değinilen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d. Maddesinde öngörülen bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmiş olup, olmadığı dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Ancak, anılan satıştan sonra, aracın İstanbul İli’ne nakledilmiş ve orada davalı adına yeni bir plaka sayısı almış olması; davalının, anılan Kanun’un 20/e maddesinin alıcıya yüklediği yükümlülüğü yerine getirdiğini ve aracı kendi adına tescil ettirdiğini göstermektedir. Hatta alıcı, aracı üçüncü bir kişiye resmi şekilde satmıştır. Buna rağmen, aracın satıştan önce davacı üzerinde bulunan trafik kaydının terkin edilmediği, eldeki davanın açıldığı tarih itibariyle de davacı üzerinde kayıtlı göründüğü de dosya içeriğiyle sabittir.
Hal böyle olunca; geçerli satış sözleşmesine rağmen, araç kaydının satış sırasında bağlı bulunduğu Ankara Trafik Müdürlüğündeki kayıtlarda davacı üzerinde görünmeye devam etmesi şeklinde tezahür eden ve davacıyı eldeki davayı açmaya yönlendiren olgunun, davalının yasal yükümlülüğüne aykırı davranmasından değil; Ankara Trafik Tescil Şube Müdürlüğünün, satış işleminin gereklerini yerine getirmemiş olmasından kaynaklandığının kabulü gerekir.
Belirtilmelidir ki; yukarıda değinilmiş olan, trafiğe kayıtlı araç satımına ilişkin yasal düzenleme uyarınca, resmi şekle uygun olarak düzenlenen satış sözleşmesiyle birlikte araç mülkiyeti alıcısına geçer; mülkiyetin devriyle ilgili olarak trafik kaydında ilgili idarece yapılacak işlem, inşai ( kurucu ) değil; izharı ( bildirici ) niteliktedir. Dolayısıyla, böylesi bir işlemin yapılmamış olması, mülkiyetin alıcıya geçmediğinin kabulünü gerektirmez.
Somut olayda, taraflar arasındaki 11.7.1994 tarihli satış sözleşmesiyle birlikte araç mülkiyeti, o tarih itibariyle davalı alıcıya geçmiştir. Davalı alıcının, aracı sonradan başkasına satmış olması da, sözleşme tarihi itibariyle Kanun gereği kendiliğinden oluşan bu sonuca etkili değildir.
Hal böyle olunca, somut olayda davacının yapması gereken, mülkiyetin devrini sağlayan satış sözleşmesini ibraz etmek suretiyle, sözleşme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere araç kaydının kendisi üzerinden terkinini dava dışı Ankara Trafik Müdürlüğünden istemek; istemi reddedildiği takdirde, idari işlem niteliğinde olacağı açık bulunan bu ret işlemine karşı, idari yargıda iptal istemiyle dava açmaktır.
Nitekim, davacının, eldeki davayı açmadan önce bu yönde bir başvuruda bulunduğu ve başvurusunun reddedildiği, davacının bu ret işleminin iptali istemiyle idari yargıda dava açmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ne var ki, önceki başvurunun reddine yönelik bir iptal davasının açılmamış olması, somut olayda davacının yukarıda açıklanan nitelikte yeni bir başvuru yapmasına, böylece idareyi konuya ilişkin yeni bir idari işlem yapmaya zorlamasına ve başvurusu reddedildiği takdirde, o ret işlemi hakkında idari yargıda iptal davası açmasına hukuken bir engel oluşturmaz. Davacının bu yola gitmek yerine, satış sözleşmesindeki alıcı tarafı hasım göstermek suretiyle, kendisi üzerindeki trafik kaydının terkini istemiyle adli yargıda açtığı eldeki dava dinlenebilir ( mesmu ) değildir.
Yerel Mahkemenin aynı gerekçeye dayalı direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, onanmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 24.10.2007 gününde oyçokluğu ile karar verildi.