Teminat Mektubunun Nakde Çevrilmesi Hakkında Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/15330
K. 2013/6
T. 2.1.2013
TEMİNAT MEKTUBUNUN NAKDE ÇEVRİLMESİ ( Davalı Bankanın 3. Kişinin Fiilini Taahhüt Ettiği/Davacının Kur Farkından Kaynaklanan Bedeli Talep Ettiği – Mektup Bedellerinin Ödeme Tarihindeki Kurdan ve Talep Tarihinden İtibaren Kanuni Faiz Yürütülmek Suretiyle Ödendiği/Alacak Davasının Reddine Karar Verileceği )
KUR FARKINDAN KAYNAKLANAN ALACAĞIN TAHSİLİ TALEBİ ( Davalı Bankanın 3. Kişinin Fiilini Taahhüt Ettiği/Teminat Mektubunun Nakde Çevrildiği – Davacının Kur Farkından Kaynaklanan Bedeli Talep Ettiği/Fark Ödendiğinden Davanın Reddedileceği )
BANKANIN TEMİNAT MEKTUBUNU NAKDE ÇEVİRMESİ ( Davalı Bankanın 3. Kişinin Fiilini Taahhüt Ettiği/Davacının Kur Farkından Kaynaklanan Bedeli Talep Ettiği – Mektup Bedellerinin Ödeme Tarihindeki Kurdan ve Talep Tarihinden İtibaren Kanuni Faiz Yürütülmek Suretiyle Ödendiği/Alacak Davasının Reddine Karar Verileceği )
3. KİŞİNİN FİİLİNİ TAAHHÜT ( Davalı Bankanın 3. Kişinin Fiilini Taahhüt Ettiği/Davacının Kur Farkından Kaynaklanan Bedeli Talep Ettiği – Mektup Bedellerinin Ödeme Tarihindeki Kurdan ve Talep Tarihinden İtibaren Kanuni Faiz Yürütülmek Suretiyle Ödendiği/Alacak Davasının Reddine Karar Verileceği )
818/m.110
3095/m.2
ÖZET: Davacı döviz üzerinden düzenlenen teminat mektubunun nakde çevrilmesinde kur farkından kaynaklanan alacakların tahsilini talep etmiştir. Davalının taahhüdü 3. kişinin fiilini taahhüt şeklinde olup, davacının elinde bulunan teminat mektuplarında ise yabancı para üzerinden düzenlenen teminat mektuplarının bedellerinin ödeme tarihindeki kur üzerinden hesaplanacağı ve talep tarihinden itibaren kanuni faiz yürütüleceği kayıtlandırılmıştır. Davalı Banka da davacıya mektup bedellerinin ödeme tarihindeki kurdan ve talep tarihinden itibaren kanuni faiz yürütülmek suretiyle ödemiştir. Bu durumda davacının davalıdan isteyebileceği bir tutar mevcut olmadığından ve davalı banka taahhüdü gibi teminat mektubu metinlerine uygun olarak ödemede bulunduğundan mahkemece davanın reddine karar vermek gerekir.
DAVA: Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15.06.2011 tarih ve 2009/240-2011/282 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Kamil Ersin Ortaç tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR: Davacı vekili, müvekkilinin davalının Ankara Merkez Şubesi tarafından G. A.Ş. lehine düzenlenmiş, toplam değeri 1.411.291,32 USD olan 12 adet teminat mektubunun 16.03.2007 tarihinde tazmininin davalı bankadan talep edildiğini, davalı Banka’nın başlangıçta teminat mektuplarını nakde çevirmeyeceğini beyan ettiğini, ancak daha sonra 03.04.2007 tarihinde düşük USD kurları üzerinden teminat mektuplarını nakde tahvil ettiğini, TCMB döviz alış kurunun 16.03.2007 tarihinde 1.4033 olmasına rağmen 03.04.2007 tarihindeki kur üzerinden yapılan nakde çevirme işleminin müvekkili kurumun 31.048,21 TL zararına sebep olduğunu, kur farkı ve nakde çevirme tarihine kadar işlemiş olan faizin bankadan talep edildiğini, faiz ödenmesine karşılık kur farkından kaynaklanan alacaklarının ödenmediğini ve davalı Banka’nın 16.03.2007 tarihli ihbar yazısı ile mütemerrit hale geldiğini ileri sürerek 22.895,89 TL alacağın TC Merkez Bankası’nın kısa vadeli avans işlemlerine uyguladığı faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istenmiş, 02.02.2011 tarihinde verilen ıslah dilekçesiyle de 27.446,33 TL asıl alacak, 12.388,97 TL dava tarihine kadar işlemiş avans temerrüt faizi olmak üzere toplam 39.835,29 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili bankaca yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu tespit edilen 9.480,00 TL’nın icra dosyasına ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu teminat mektupları bakımından tarafların iradesinin mektup tutarlarının ilk talep edildiği gün ödeme yapılması yönünde olduğu, davacı tarafın ilk talepte bulunduğu 16.03.2007 tarihindeki TCMB döviz alış kuru üzerinden yapılması gerektiği, garanti alan davacının tazmin talep tarihi olan 16.03.2007 tarihindeki kura göre mektup tutarlarının toplam TL karşılığının 1.980.465,10 TL, ödemenin yapıldığı 03.04.2007 tarihinde mektup tutarı toplamının TL karşılığının 1.949.416,70 TL olup talep tarihi ile ödeme tarihi arasında kur farkından kaynaklanan 31.048,80 TL kaybın oluştuğu, teminat mektubu metninde garanti veren davalı Banka’nın garanti alan muhataba garanti ettiği faizin kanuni faiz olduğunun açıkça görüldüğü, kanuni faiz ibaresinin 3095 sayılı yasanın 2/1. maddesi kapsamında adi ticari temerrüt faizi olarak kabul edilmesi gerektiği, bu durumda tazmin tarihi itibari ile belirlenen alacağa dava tarihine kadar davalı tarafça yapılan tahsilatlar Borçlar Kanunu’nun 84. maddesine göre mahsup edilmek suretiyle %9 kanuni faiz üzerinden davacının dava tarihi itibari ile davalı Banka’dan 3.791,32 TL asıl alacak, 561,12 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 4.352,44 TL alacaklı bulunduğu ve asıl alacağa dava tarihinden itibaren %9 ve değişen oranlarda yasal faiz yürütülmesi gerektiği, davacı tarafın ilk talepte bulunduğu 16.03.2007 tarihindeki TCMB döviz alış kuru üzerinden yapılması gerektiği gerekçesi ile 4.352,44 TL’nın 3.791,32 TL asıl alacağına dava tarihinden itibaren işleyecek %9 ve değişen oranlarda yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir:
1- Davalının taahhüdü 818 sayılı eski Borçlar Kanunu’nun 110. maddesinde düzenlenen 3. kişinin fiilini taahhüt şeklinde olup, davacının elinde bulunan teminat mektuplarında ise yabancı para üzerinden düzenlenen teminat mektuplarının bedellerinin ödeme tarihindeki kur üzerinden hesaplanacağı ve talep tarihinden itibaren kanuni faiz yürütüleceği kayıtlandırılmıştır. Davalı Banka da davacıya mektup bedellerinin ödeme tarihindeki kurdan ve talep tarihinden itibaren kanuni faiz yürütülmek suretiyle ödemiştir. Bu durumda davacının davalıdan isteyebileceği bir tutar mevcut olmadığından ve davalı banka taahhüdü gibi teminat mektubu metinlerine uygun olarak ödemede bulunduğundan mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenle davalı yararına BOZULMASINA, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 02.01.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.