Yargıtay Kararı – Akıl Hastalarına Özgü Güvenlik Tedbirleri
T.C
YARGITAY
15. CEZA DAİRESİ
E. 2013/20014
K. 2014/10288
T. 26.5.2014
AKIL HASTALARINA ÖZGÜ GÜVENLİK TEDBİRLERİ (Sanığın Kusurlu Bulunmaması Nedeniyle Ceza Verilmesine Yer Olmadığına ve Akıl Hastalarına Özgü Güvenlik Tedbirlerine Hükmedilebilmesi İçin Öncelikle Atılı Suçun Sanık Tarafından İşlenip İşlenmediğinin Kesin Bir Biçimde Saptanması Gerektiği – Mahkeme Kararlarının Gerekçelendirilmesi Gerektiği)
GEREKÇELİ KARAR (Suçun Sanık Tarafından İşlendiğine İlişkin Kanıtların Neler Olduğunun Açıklanması Gerektiği – Mahkeme Kararlarının Gerekçelendirileceği)
KANITLARIN AÇIKLANMASI (Suçun Sanık Tarafından İşlendiğine İlişkin Kanıtların Neler Olduğunun Açıklanması Gerektiği – Mahkeme Kararlarının Gerekçelendirilmesi Gerektiği)
2709/m. 40/2, 141
5237/m. 32, 57
5271/m. 34/2, 223/3-a, 230, 231/2-6, 289/1-g
DAVA: Sanığın kusurunun bulunmaması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ve akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hükmedilebilmesi için öncelikle atılı suçun akıl hastası sanık tarafından işlenip işlenmediğinin kesin biçimde saptanması gerekir. Suçun sanık tarafından işlendiğine ilişkin kanıtların neler olduğunun açıklanması, mahkeme kararlarının gerekçelendirilmesi gerekir.
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR: 18.02.2011 tarihli hüküm fıkrasında, Anayasa’nın 40/2, 5271 sayılı CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri uyarınca başvurulacak kanun yolu ile ilgili sürenin başlangıcının ve başvuru şeklinin tereddüde yer bırakmayacak biçimde açıkça gösterilmediği gibi yasa yolunun temyiz yerine itiraz olarak gösterilmek suretiyle kanun yolunda yanıltma oluşturduğu anlaşıldığından; bu hükmün kesinleşmediği gibi sonradan verilen 13.07.2011 tarihli aynı mahiyetteki hükmün hukuken yok hükmünde bulunduğu, sanık vasisinin 06.01.2012 tarihli temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde bulunduğunun kabulü ile temyiz incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15.04.2008 gün ve 2008/1-22-80 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı CMK.nın 223/3-a maddesi uyarınca kusurunun bulunmaması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ve 5237 sayılı TCK.nın 32 ve 57. maddeleri gereğince güvenlik tedbirine hükmedilebilmesi için öncelikle atılı suçun akıl hastası sanık tarafından işlenip işlenmediğinin kesin biçimde saptanması gerekmektedir. Bu nedenle mahkemece, yargılama aşamasında suçun sübutunu ve niteliğini belirlemeye yönelik araştırmanın eksiksiz olarak yapılması ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi zorunludur. Somut olayda, suçun sanık tarafından işlendiğine ilişkin kanıtların neler olduğunun açıklanıp, mahkeme kararlarının Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK.nın 34, 230, 289/1-g maddelerine uygun biçimde yazılması ve gerekçelendirilmesi gerektiği düşünülmeden, sanığın üzerine atılı mala zarar verme ve taksirle yaralama suçlarını işlediğinin sabit olduğu kanaatine varıldığı da belirtilmeden yazılı şekilde sanık hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmesi,
SONUÇ: Bozmayı gerektirmiş, sanık vasisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321 maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.05.2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.