Yargıtay Kararı – Basın Özgürlüğü ve Sınırı
T.C
YARGITAY
4.HUKUK DAİRESİ
E. 2012/2052
K. 2013/1407
T. 31.1.2013
MANEVİ TAZMİNAT DAVASI (Yayın Yoluyla Kişilik Haklarına Saldırıdan Dolayı – Haberde Bahsi Geçen Fay Hatlarının Güzergahına İlişkin Bir Raporun Bulunduğu/Bu Haliyle Haberin Görünür Gerçeğe Uygun Olup Kamunun Genel Sağlık ve Yararını İlgilendirdiği/Basın Özgürlüğü Kapsamında Değerlendirilmesi Gerektiği)
YAYIN YOLUYLA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI (Manevi Tazminat Davası – Haberin Görünür Gerçeğe Uygun Olup Kamunun Genel Sağlık ve Yararını İlgilendirdiği/Basın Özgürlüğü Kapsamında Değerlendirilmesi Gerektiği)
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ (Haberin Görünür Gerçeğe Uygun Olup Kamunun Genel Sağlık ve Yararını İlgilendirdiği – Basın Özgürlüğü Kapsamında Değerlendirilmesi Gerektiği/Manevi Tazminat Davası)
818/m.49
4721/m.24
ÖZET: Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün getirdiği ayrıcalıklar sınırsız olmayıp basın özgürlüğünün özel hukuk alanındaki sınırı, kişilik haklarının korunmasıdır. Basının sorumlu tutulabilmesi için; yayının kişilik haklarını zedelemesi, bu zedelemenin manevi bir zarar doğurması, kişilik haklarına saldırı ile gerçekleşen zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunması, kişilik haklarına saldırının hukuka aykırı olması ve hukuka aykırılığı ortadan kaldıran hukuka uygunluk nedenlerinin bulunması gerekir. Haberde bahsi geçen MTA tarafından hazırlanmış fay hatlarının güzergahına ilişkin bir raporun bulunduğu, bu rapordan sonra farklı görüşler içeren raporların da hazırlandığı, bu haliyle haberin görünür gerçeğe uygun olup kamunun genel sağlık ve yararını ilgilendirdiği ve 1999 depreminden sonra yaşanan can ve mal kaybının büyüklüğü gözetildiğinde bu yöredeki fay hatlarının aktif veya pasif olup olmadıkları ile ilgili farklı görüşlerin tümünden kamuoyunun haberdar edilmesi basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir.
DAVA: Davacı A… A.Ş. vekili tarafından, davalı B…….. vd. aleyhine 13.01.2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18.10.2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı B…… tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR: Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı Burhanettin tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu haberler, www.y…c….com adlı internet sitesinde 28.12.2010 günü yayınlanmıştır. “Skandal Ki Ne Skandal! Ve İşadamı M……’den Zehir Zemberek Açıklamalar” başlıkları kullanılan haberlerde özetle, 17 Ağustos 1999 günü meydana gelen deprem felaketinden sonra MTA tarafından hazırlanan raporda, fay hattının fabrika binalarının altından geçmekte olduğu belirlenmiş bulunmasına karşın, sonradan düzenlenen raporlarda fay hattının yerinin değiştirtildiğini açıklayan fabrikanın eski genel müdürünün danışmanı işadamı Mürsel’in açıklamaları okuyucuya aktarılmıştır.
Davacı, haber içeriğinin gerçek olmayıp kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğu gerekçesi ile manevi tazminat ödetilmesini istemiştir.
Davalı Burhanettin, işadamı Mürsel’in açıklamasının kamu oyunu oldukça yakından ilgilendirdiğini ve kamu yararı amacı taşıdığı için haber verme hakkı kapsamında yayınlandığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Ülkemizde 17 Ağustos depremi ile büyük bir felaket yaşanmış olduğu tartışmasızdır. Dosya kapsamından, bu felaketten sonra MTA tarafından fay hatlarının güzergahına ilişkin bir rapor hazırlandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar söz konusu rapor dosya arasına getirtilmemiş ise de, MTA tarafından hazırlanan bu rapordan sonra, farklı düşünceler içeren raporların hazırlandığı temyiz dilekçesinin ekinde yer alan 23.02.2011 günlü Yalova İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nün Çiftlikköy Kaymakamlığına hitaben yazdığı cevaptan anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinin ekinde haberin gerçek olmadığı yönünde dayanak olarak gösterilen Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 2009 yılında hazırlanan raporda davacı fabrikanın altından fay hattı geçmediği söylenmemektedir. Aksine davacı fabrikanın altından fay hattı geçtiği teyit edilmekle birlikte söz konusu fayın uzun bir süreden beri aktif olmadığı için yüzey güzergahında kalan davacının da içinde olduğu fabrikalar için risk bulunmadığı bildirilmektedir. MTA tarafından hazırlanan rapordan sonra farklı düşünceler içeren raporlar hazırlanmış bulunduğu açıklandığına göre MTA’nın raporunda davacı fabrika altından geçen fay hattının risk oluşturduğu görüşünde olunduğu anlaşılmaktadır.
Anayasa’nın 28. maddesinde düzenlenen basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün getirdiği ayrıcalıklar sınırsız olmayıp basın özgürlüğünün özel hukuk alanındaki sınırı Medeni Yasa’nın 24 ve Borçlar Yasası’nın 49. maddelerinde anlamını bulan kişilik haklarının korunmasına ilişkin düzenlemelerdir. Borçlar Yasası’nın 49. maddesi gereğince basının sorumlu tutulabilmesi için; yayın ya da eleştirinin kişilik haklarını zedelemesi, bu zedelemenin manevi bir zarar doğurması, kişilik haklarına saldırı ile gerçekleşen zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunması, kişilik haklarına saldırının hukuka aykırı olması ve hukuka aykırılığı ortadan kaldıran hukuka uygunluk nedenlerinin bulunması gerekir.
Hukuka uygunluk nedenleri veya hukuka aykırılığı ortadan kaldıran nedenler ise; gerçeklik, güncellik, kamu yararı ve toplumsal ilgi gibi öze ilişkin koşulları ve konu ile anlatım arasında düşünsel bağlılık, anlatım ve sergilenişteki ölçülülük niteliğindeki biçime ilişkin koşullardır. Yayımlanmasında kamu yararı bulunan gerçek ve güncel bir haberin ya da eleştirinin özle biçim arasında denge kurularak yayımlanması durumunda hukuka aykırılık ortadan kalkar ve artık basın sorumlu tutulamaz.
Dava konusu yayın, davacının sahibi olduğu fabrikanın eski genel müdürünün danışmanı tarafından yapılan açıklamaların kamu oyuna aktarılması niteliğinde olup, verilen haberin kamunun genel sağlık ve yararını ilgilendirmesi nedeni ile haber değeri taşıdığı, konunun tartışılmasında kamu yararı bulunduğu, haberde bahsi geçen MTA tarafından hazırlanmış bir raporun bulunduğu, bu rapordan sonra, farklı görüşler içeren raporların da hazırlandığı, bu niteliği itibari ile haberin görünür gerçeğe uygun olduğu, 1999 depreminden sonra yaşanan can ve mal kaybının büyüklüğü gözetildiğinde bu yöredeki fay hatlarının aktif veya pasif olup olmadıkları ile ilgili farklı görüşlerin tümünden kamu oyunun haberdar edilmesinin basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Şu durumda, dava konusu yazıların görünür gerçekliğe uygun olduğu, ayrıntı niteliğindeki bazı anlatımların gazetecilik tekniği gereği okuyucunun dikkatini çekmeye yönelik olduğu, görünür gerçekliği değiştirmediği ve böylece eleştirilerin hukuka aykırılığından söz edilmeyeceği sonucuna varılarak istemin tümden reddi yerine bir bölümünün kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 31.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.