Yargıtay Kararı – Dul Aylığının Kesilmesi
T.C
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/292
K. 2011/6842
T. 9.5.2011
KAVRAMLAR
Dul Aylığının Kesilmesi
Aylık Kesilmesi
İş Mahkemesinde Görüleceği
Ölüm Sebebiyle Aylık Bağlanması
Haksız Ödenen Aylığın Geri İadesi
DAVA: Davacı Kurum talebinde; davalının, 5434 Sayılı Kanun kapsamında T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi iken ölen eşi S. G.’den 15.9.1999 tarihinden itibaren dul aylığı aldığı, 28.10.1999 tarihinde evlenmesi sebebiyle, evlendiği tarihi takip eden aybaşı itibariyle dul aylığının kesildiği, 1.11.1999-31.5.2006 tarihleri arasında davalıya ödenen yersiz aylıkların tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Yıldız Angı Saraçoğlu tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR: Davacı Kurum temyizinde; faiz başlangıç tarihlerinin infazda hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde her bir ödeme için ayrı ayrı gösterilmesi gerektiği isteminde bulunmuştur.
Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup ivedilikle incelenen ve mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re’sen ele alınması gereken bir husustur. İş Mahkemeleri. 5521 Sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 1479 Sayılı Kanunun 70. maddesi Bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceğini kurala bağlamıştır. Somut olayda mahkemenin görevini belirlerken, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hangi hukuki sebebe dayandığına bakmak gerekir.
İş Mahkemeleri. 5521 Sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemeler olup, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106’ncı maddesiyle bu Kanun uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 Sayılı Kanunun 101’inci maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde. 5510 Sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir. 5510 Sayılı Kanunun geçici 4’üncü maddesinde ise: “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 8.6.1949 tarihli ve 5434 Sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malullüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 8.2.2006 tarihli ve 5454 Sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 Sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ila 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir… Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 Sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 Sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır.” hükmü öngörülmüştür.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmeye göre: 5434 Sayılı Kanun hükümlerince bağlanan davaya konu aylığın kesilmesi de 5434 Sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğundan, uyuşmazlığın çözümünde 5510 Sayılı Kanunun uygulama yeri bulunmamaktadır. Dava konusu uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu nazara alınmaksızın, işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükümün yukarda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, 9.5.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.