Yargıtay Kararı – Kredi Borçları
T.C
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/11535
K. 2013/11016
T. 13.6.2013
KAVRAMLAR
Kredi Borçları
İpotek
Menfi Tespit
Kredi Borcuyla Satın Alınan Gayrimenkul
İpotek Tesisi
Kredi Sözleşmesi
DAVA: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı ve davalı vekili Duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. R. O. Ç. davalı vekili Av. L. G.’nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR: Davacı vekili, davalı teb ile ipotek alacaklısı F. A.Ş.nin 11.2.2011 tarihinde birleşerek T. E. B. A.Ş. Çatısı altında hizmet vermeye başladığını, müvekkili şirketin davaya konu taşınmazı 14.3.2007 tarihinde ipotekli ve kredi borcuyla birlikte satın aldığını, kalan kredi borcunun ödendiğini ve bu durumun banka tarafından teyit edilerek bakiye borç kalmadığının bildirildiğini, borç sona erdiği halde taşınmaz üzerindeki ipoteğin hala durduğunu ileri sürerek davaya konu kargir dükkan vasıflı taşınmaz üzerindeki davalı lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına, ipotek sebebi olan kredi sözleşmesi gereğince tüm ödemelerin yapıldığına ve önceki taşınmaz maliki/mudi R. K. adına yapılan kredi sözleşmesine dayalı olarak borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın ipoteğin fekki talebinin, taşınmazın önceki maliki R. K.’in müvekkili bankaya konut kredisi dışında başka firmaların genel kredi sözleşmesi hükümlerine istinaden müvekkili bankadan kullanmış oldukları kredi borçlarına kefaletten doğan borcunun devam etmesi sebebiyle reddedildiğini, ipotek resmi senedinde kredi borçlusu R. K.’in 16.1.2006 tarihinde müvekkili bankaya olan doğmuş ve ve doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere 450.000,00 TL. Bedelle 1. dereceden fekki alacaklı tarafından bildirilinceye kadar ipotek tesis ettiğini, ipotek resmi senedin iş bu ipoteğin dava dışı taşınmaz malikinin sadece kullanmış olduğu tüketici kredisine dair verildiğine dair bir ibare bulunmadığı gibi aksine müvekkili bankaya karşı asaleten veya kefaleten doğmuş ve doğacak tüm kredi borçları ve tüm kefaletlerin teminatı için verildiğinin kararlaştırıldığını, davacının resmi senet ve ipotek belgesini tapuda görerek ve bilerek, sonuçlarını görerek satın aldığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davaya konu taşınmaza ait ipotek resmi senedinde yer alan”…F. A.Ş. tarafından diğer gerçek veya tüzel kişiler lehine açılmış ve açılacak olan her nevi kredinin teminatını teşkil etmek üzere tesis edilmiş olup; ipotek kefalet borçlarımıza şamildir.” hükmü gereğince dava dışı satıcı R. K.’in yine dava dışı D. D. A.Ş. ve slf S. A.Ş. şirketlerinin kredi borçlarına kefil olduğu, dava tarihi itibarı ile bu şirketlerin kredi borcunun halen devam ettiği, ayrıca ipotek konusu olan taşınmazın davacı şirkete satışı sırasında R. K.’in bu taşınmaz için aldığı tüketici kredisine dair 225.000 TL kredi borcuna dair ödemelerin 14.3.2007 tarihinde ödeme planına sadık kalınarak yapılmış olmasına rağmen; bu ödemelerin M.K.m. 885/1 -2fye göre; alacaklılara altı ay önceden haber verilerek ipotek bedelinin bu amaçla yatırıldığı ve ipoteğin kaldırılmasının istendiğinin de belirlenemediği, bu halde; davacının/satıcı R. K.’in yapmış olduğu ödemelerin R.K.’in kefil olduğu borçlara dair olduğunun kabulü gerektiği, aynı zamanda M.K. m. 881’e göre; mevcut olan ya da henüz doğmamış alacaklar için de ipoteğin yapılabileceği düzenlenmiş olup; somut olayda da davacı asıl borçlu R. K.’den taşınmazı doğacak borçlar için teminat göstermek kaydıyla satın aldığından; taşınmazı temlik eden R. K.’in kefil olduğu diğer borçlarından da ipotek bedelince sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı şirket vekili, müvekkilinin satın aldığı taşınmaz üzerinde F. A.Ş. lehine ipotek tesis edildiğini, borç sona erdiği halde ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürerek ipoteğin fekkine, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Dava konusu 1.6.2006 tarihli ipotek akit tablosunda “…iş bu taşınmazın tamamının doğmuş ve doğacak borçların teminatını teşkil etmek üzere 450.000 .-TL bedelle 1. derecede yıllık %12,98 faizle fekki alacaklı banka tarafından bildirilinceye kadar müddetle ve aşağıda yazıldığı şartlarla F. aş*ye ipotek ettiği” ayrıca bu kefaletin “…iş bu ipoteğin aynı zamanda kefaletimize istinaden F. A.Ş. tarafından diğer gerçek veya tüzel kişiler lehine açılmış ve açılacak olan her nevi kredinin teminatını teşkil etmek üzere tesis edilmiş olup; ipotek kefalet borçlarımıza şamildir.” hükmü yer almaktadır. Görüldüğü gibi, ipotek F. A.Ş.ye olan borcun teminatı olarak tesis edilmiştir. Başka bankaların alacaklarının ipotekle temin edildiği kabul edilemez. Yazılı şekilde karar verilmişse de ipotek kapsamında borç bulunup bulunmadığının tespiti yönünden yapılan inceleme yetersizdir. Mahkemece yeni bir bilirkişi kurulundan banka kayıtları da incelenmek suretiyle Yargıtay denetimine elverişli rapor aldırılıp toplanan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi menfi tespit talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına 990,00 TL. Takdir edilen duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istenmesi halinde iadesine, 13.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.