Yargıtay Kararı – Telefon İade Hakkı
T.C
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/9525
K. 2011/10290
T. 13.9.2011
DAVA: Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20.9.2010 tarih ve 2010/1600-2010/2495 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi mümeyyiz davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Erol Kaplan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR: Davacı vekili, müvekkilinin satın aldığı cep telefonunu davalılar nezdinde sigorta ettirdiğini, 26.7.2009 tarihinde bu telefonu denize düşürdüğünü, müvekkilinin yaptığı müracaata ve gönderdiği ihtarnameye rağmen davalılarca bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin telefon bedelinin ödenmesi için tüketici hakları hakem heyetine başvuru yaptığını, bu başvuru üzerine hakem heyetince sigorta işlemleriyle ilgili alacak davalarının T.T.K.hükümlerine tabi olması ve sigorta hukukuyla ilgili özel yasa bulunması sebebiyle görevsizlik kararı verildiğini, ancak bu kararın yanlış olduğunu, zira Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 22 nci maddesi gereğince uyuşmazlığın hakem heyetinin görev sahasında olduğunu ileri sürerek, Osmangazi Tüketici sorunları Hakem Heyeti’nin 10.12.2009 tarih ve 2009/823 karar numaralı kararının iptaline, 1.569,40 TL’nin 8.9.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ve ayrıca ihtarname bedeli olan 152,19 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Z….. S….. A.Ş. vekili, davanın genel mahkemelerin görev sahasında kaldığını, davacıya muafiyet uygulanmak suretiyle telefon bedelinin ödenmesinin teklif edildiğini ancak davacının bu teklifi kabul etmediğini, müvekkilinin temerrüdünün söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, somut uyuşmazlığa Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanamayacağını, davacının sulh teklifini reddettiğini, bu sebeple müvekkilinin temerrüde düşmediğini ve aleyhine faiz işletilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, cep telefonu sigortası poliçe genel ve özel şartlarının 5.15 inci maddesinde “muafiyet, hırsızlık veya cep telefonunun tamamen hasarlanması (tamir yapılamaz durumlarda) beher cep telefonunun ödenebilir tazminat tutarı üzerinden %25 muafiyet uygulanacak olup, tamir gerektiren durumlarda herhangi bir muafiyet uygulanmayacaktır.” düzenlemesinin bulunduğu, açıklanan maddede muafiyet uygulanacak hallerin açıkça belirlendiği, mevcut sözleşme hükümlerine göre somut olayda muafiyetin uygulanamayacağı, telefon bedelinin tamamından davalıların sorumlu oldukları, ayrıca davalıların, ödeme tekliflerinin davacı tarafından kabul edilmediğine dair delil ibraz edemedikleri gerekçesiyle davanın kabulüne, 1.569,40 TL’nin 8.9.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ve 152,19 TL ihtarname masrafının davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı Z….. S….. A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Dava, hasara uğrayan sigortalı emtianın bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacıya ait olan ve davalılar tarafından sigortalanan cep telefonunun denize düşerek zarar gördüğü ve fiziki imkansızlık sebebiyle telefonun denizden çıkarılamadığı uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, hasara uğrayan emtia sebebiyle sigorta ettirene ödenecek tazminata muafiyet uygulanıp uygulanmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Cep telefonu sigortası poliçe genel ve özel şartlarının 5.15 inci maddesinde “Hırsızlık veya cep telefonunun tamamen hasarlanması (Tamir yapılamaz durumlarda) beher cep telefonunun ödenebilir tazminat tutarı üzerinden %25 muafiyet uygulanacak olup, tamir gerektiren durumlarda herhangi bir muafiyet uygulanmayacaktır.” hükmü mevcuttur. O halde, sigortalı cep telefonunun tamamen hasarlanması durumunda ödenecek bedele muafiyet uygulanması gerekmekte olup, aksi durumda yani tamir edilebilen kısmi hasarlarda ise herhangi bir muafiyet uygulanmayacaktır. Somut olayda, sigortalanan cep telefonu denize düştüğüne ve imkansızlık sebebiyle denizden çıkarılamadığına göre, artık söz konusu telefonun tamiri mümkün olmayacak şekilde tamamen hasarlandığının kabulü zorunludur. Bu itibarla, mahkemece poliçe genel ve özel şartlarında yer alan muafiyet şartı göz önünde bulundurularak hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu sebeple mümeyyiz davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle mümeyyiz davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün mümeyyiz davalı yararına BOZULMASINA, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 13.9.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.