Tescil Davası Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/14380
K. 2013/397
T. 17.1.2013
TESCİL DAVASI ( Dava Konusu Yerin Kültür Arazisi Niteliğinde Olup Olmadığı veya Hangi Nitelikte Bulunduğu Hususlarının Açıklığa Kavuşturulması ve Uzman Bilirkişilerden Denetimine Açık Gerekçeli ve Karşılaştırmalı Rapor İstenmesi Gerektiği )
HAVA FOTOĞRAFLARI ( Tapu ve Vergi Kayıtlarının Dava Konusu Taşınmaz Yönünden Ne Gösterdikleri Üzerinde Durulması ve Teknik Bilirkişiye İşaret Ettirilmesinin Sağlanması ve Hava Fotoğrafları İle İl Kadastro Müdürlüğü’nden İstenen Paftaların Karşılaştırılması Gerektiği )
KÜLTÜR ARAZİSİ ( Tescil Davası – Dava Konusu Yerin Kültür Arazisi Niteliğinde Olup Olmadığı veya Hangi Nitelikte Bulunduğu Hususlarının Açıklığa Kavuşturulması ve Uzman Bilirkişilerden Denetimine Açık Gerekçeli ve Karşılaştırmalı Rapor İstenmesi Gerektiği )
MİKTAR ARAŞTIRMASI ( Belgesizden Edinilen Taşınmazlara Ait Kadastro Tutanakları İle Tapu Kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğü’nden Getirtilerek Miktar Sınırlamaları Yönünden Değerlendirilmesi ve Ondan Sonra Toplanacak Tüm Deliller Birlikte Değerlendirilerek Karar Verilmesi Gerektiği)
3402/m.14
ÖZET: Dava, davalı Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi yargılama oturumunda, taşınmazları Hazine’ye ait olarak bildiğini, çoktandır davacının ektiğini açıklayarak davacının davasını ispat etmesini talep etmiştir. Komşu taşınmazlara ait tapu ve vergi kayıtlarının dava konusu taşınmaz yönünden ne gösterdikleri üzerinde durulması, Teknik Bilirkişiye işaret ettirilmesinin sağlanması, hava fotoğrafları ile İl Kadastro Müdürlüğü’nden istenen paftaların 1979-1989 yılları arasında çekilen ve düzenlenen fotoğraflar ile paftalar olması gerektiği gözetilmesi, bunların çekildikleri ve düzenlendikleri tarihlere göre dava konusu yerin kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu hususlarının açıklığa kavuşturulması, Uzman Bilirkişilerden Yargıtay ve tarafların denetimine açık, gerekçeli, karşılaştırmalı, rapor istenmesi gerekmektedir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi gereğince miktar araştırılması yapılması, davacının belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüğü’nden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğü’nden getirtilerek miktar sınırlamaları yönünden değerlendirilmesi, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
DAVA: İ. D. ile Hazine ve Ovacık Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Çankırı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 29.11.2011 gün ve 24/483 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR: Davacı vekil dava dilekçesinde, mevkii ve sınırlarını belirttiği 2 adet taşınmazın 50 yılı aşkın bir süreden beri vekil edenin nizasız fasılasız malik sıfatı ile zilyetliğinde olduğunu, bu taşınmazların murisinden intikal ettiğini, yapılan taksim sonucu vekil edeninin payına düştüğünü açıklayarak taşınmazların vekil eden adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini savunarak taşınmazların Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi yargılama oturumunda, taşınmazları Hazine’ye ait olarak bildiğini, çoktandır davacının ektiğini açıklayarak davacının davasını ispat etmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile Fen Bilirkişileri İ. M. ve R. Y.’ın 23.10.2009 tarihli rapor ve krokilerinde A harfiyle gösterilen 10253,17 m²’lik taşınmaz ile B harfi ile gösterilen 8899,53 m²’lik taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapulama harici taşınmazın kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal, hukuksal nedenlerine dayalı olarak TMK’nun 713/1 ve 996, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi gereğince açılan tescil davasıdır.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davacının davasının kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyleki; Mahkemece hava fotoğrafları ile Fotoplan, Fotometrik ve Fotogrametrik paftalar ile komşu parsellere uygulanan kayıt ve belgelerden yararlanılmadığı gibi Kadastro Yasası’nın 14. maddesinde öngörülen miktar sınırlaması yönünden de araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
Uyuşmazlık konusu taşınmazlar, 26.10.1977 tarihinde kesinleşen tapulama çalışmaları sırasında, tapulama dışı tepe olarak tescil harici bırakılmıştır. Uyuşmazlık konusu taşınmaza komşu 4117, 4116 ve 4115 parsel sayılı taşınmazlara uygulanan Künnübet Mevkii 1740 tahrir nolu, 4107 parsel sayılı taşınmaza uygulanan Künnübet Mevkii 1738 nolu, 4120, 4118 ve 4119 parsellere uygulanan sayılı taşınmaza uygulanan Künnübet Mevkii 1739 tahrir nolu, 4109 parsel sayılı taşınmaza uygulanan Künnübet Mevkii 1743 tahrir nolu, 4104 parsel sayılı taşınmaza uygulanan Künnübet Mevkii 1749 tahrir nolu, 4146 parsel sayılı taşınmaza uygulanan Künnübet Mevkii 1720 tahrir nolu vergi kaydı ile 858 parsel sayılı taşınmaza uygulanan 22.04.1953 tarih 207 sıra nolu, 856 parsel sayılı taşınmaza uygulanan 22.09.1953 tarih 139 sıra nolu 857 parsel sayılı taşınmaza uygulanan 22.04.1953 tarih, 197 sıra nolu 859 parsel sayılı taşınmaza uygulanan 22.04.1953 tarih, 325 sıra nolu tapu kayıtları keşif sırasında mahalline uygulanmamıştır. Kadastro çalışmaları sırasında komşu parsellere uygulanan tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte bulundukları Tapu Sicil Müdürlüğü’nden, vergi kayıtları ise bulundukları İl, İlçe Özel İdare Müdürlüklerinden getirtilerek dosya arasına eklenmeli, dava tarihi olan 19.01.2009 tarihinden geriye doğru 20-30 yıl öncesine ( 1979-1989 tarihleri arası ) ait iki ayrı zamanda çekilmiş Hava Fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı’ndan, Fotoplan, Fotometrik ve Fotogrametrik paftaların ise İl Kadastro Müdürlüğü’nden getirtilerek dosyaya eklenmesi, Jeodezi ve Fotogrametri Uzmanı Mühendis ile Teknik Yerel Bilirkişi ve tanıklar aracılığı ile yeniden yapılacak keşifte uygulanması, Yerel Bilirkişi ve tanıkların HMK’nun 243,244 ve 259. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenmeleri, dava konusu taşınmazın zilyetlik süresinin ne zaman başladığı, ne şekilde devam ettiği, taşınmazın davacıya murisinden intikal edip etmediği, mirasçılar arasında yapılan rızai taksim sonucu davacının payına düşüp düşmediği, Yerel Bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulmalı, komşu taşınmazlara ait tapu ve vergi kayıtlarının dava konusu taşınmaz yönünden ne gösterdikleri üzerinde durulması, Teknik Bilirkişiye işaret ettirilmesinin sağlanması, hava fotoğrafları ile İl Kadastro Müdürlüğü’nden istenen paftaların 1979-1989 yılları arasında çekilen ve düzenlenen fotoğraflar ile paftalar olması gerektiği gözetilmesi, bunların çekildikleri ve düzenlendikleri tarihlere göre dava konusu yerin kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu hususlarının açıklığa kavuşturulması, Uzman Bilirkişilerden Yargıtay ve tarafların denetimine açık, gerekçeli, karşılaştırmalı, rapor istenmesi gerekmektedir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi gereğince miktar araştırılması yapılması, davacının belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüğü’nden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğü’nden getirtilerek miktar sınırlamaları yönünden değerlendirilmesi, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. ( HMK m.297/ç ) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.