Yargıtay Kararı – Katılma Alacağı Davası
T.C
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/9324
K. 2013/12400
T. 17.9.2013
KAVRAMLAR
Katılma Alacağı
Katkı Payı Davası
Edinilmiş Mallar
Birleşen Dava
Evlilik Öncesi Malvarlığı Paylaşımı
Şahsi Mallar
Boşanma Mal Rejimleri
DAVA: Taraflar arasındaki davanın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR: Davacı-birleşen dosyada davalı S. vekili, tarafların 1.1.2002 tarihinden sonra edindikleri ve davalı A. adına kaydedilen Karşıyaka Şemikler mah. 26030 ada 1 parselde 5 numaralı daire. İzmir Menderes Özdere Kesre köyü 395 ada 3 parsel üzerinde inşa edilen lüks villa, 35 af 9155 plakalı araç bir motosiklet ve A. adına bulunan banka hesaplarındaki aktifler açısından edinilmiş mal olduklarını ve yarı oranda davacı S.’nin katılma alacağı olduğunu açıklayarak T.M.K.236/1 .m gereği 1.1.2002 tarihinden sonra edinilen mallarla ilgili olarak yasal mal rejiminin tasfiyesiyle tasfiye neticesi davacının alacağının tespiti ve fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 15.000 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalı A.’den tahsiline karar verilmesini istemiş. 5.7.2011 tarihinde harcını yatırdığı ıslah dilekçesiyle talep miktarını 220.000 TL’ye yükseltmiştir Birleşen davaya cevabında ise, S.’nin çalışmadığı iddiasının doğru olmadığını, S.’nin Almanya’da çalışırken 1987 yılında Türkiye’ye döndükten sonra da bir süre çalışarak gelir elde ettiğini, ayrıca gerek evlilik öncesi birikimlerle alınan ve gerekse nişan ve düğünde takılan ziynetlerin alımda kullanıldığını, birleşen davada davaya konu edilen taşınmazın, daha önce alınıp satılan kooperatif evi ve Dikmen’deki evin satışıyla alındığını, A.’nin aynı dönemde Eryaman’da adına ev aldığını, evi geçindirme yükümlülüğü de düşünüldüğünde katkısı bulunamayacağını açıklayarak birleşen davanın reddini savunmuştur.
Davalı-birleşen dosyada davacı A. vekili, S.’nin geliri olmadığını, çalışmadığını, katkı sağlamadığını, malların tamamının A.’nın çalışarak elde ettiği gelir, çektiği kredi, ablasından alınan bilezikler ve arkadaşlarından alınan borç parayla edinildiğini açıklayarak asıl davanın reddini savunmuştur Birleşen davasında ise; S. adına kayıtlı Bostanlı’da alınan evin bedelinin tamamının A. tarafından karşılandığını açıklayarak bu taşınmazdaki evle ilgili %100 katkı sebebiyle S. adına olan tapu kaydının iptali ile A. adına tesciline veya taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden fazlaya dair hakları saklı kalmak koşulu ile 30.000 TL’nin katkı payı olarak davalı S.’den tahsiline karar verilmesini istemiş, harcını da yatırdığı 24.6.2011 tarihli dilekçesiyle talep miktarını 170.000 TL’ye yükseltmiştir.
Mahkemece, davacı S. vekilinin davasının 15.000.00 TL.lik kısmının kabulüne, dava tarihi olan 15.9.2008 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte birleşen dosyada davacı A.’den alınarak davacı S.’ye verilmesine, 205.000,00 TL’lik kısmının ise zamanaşımı sebebiyle reddine, birleşen dosyada davacı A. vekilinin davasının 88.032,00 TL’lik kısmının kabulüne 30.000,00 TL’lik kısmı için dava tarihi 23.12.2008 tarihinden. 58.032,00 TL’nin ıslah tarihi olan 24.6.2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacı-birleşen dosyada davalı S.’den tahsiline. 81.968,00 TL’lik kısmının reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı-birleşen dosyada davalı S. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 2.11.1984 tarihinde evlenmişler. 17.3.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 24.6.2010 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Taraflar arasında, evlendikleri tarihten 1.1.2002 tarihine kadar 743 Sayılı T.K.M.’nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, taraflar sözleşmeyle başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre 4721 Sayılı T.M.K.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (T.K.M.. m. 202, 4722 Sayılı K.m.10) Taraflar arasındaki mal rejimi T.M.K.nun 225/2. fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.
Asıl davada Özdere Kesre köyü 395 ada 3 parselin üzerindeki lüks villa 31.10.2002 tarihinde yapılmış, Karşıyaka Şemikler mahallesi 26030 ada 1 parselde 5 numaralı mesken 20.11.2007, 35 af 9155 plakalı araç 21.10.2003, 35 tv 797 plakalı motosiklet 11.9.2007 tarihinde taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde alınarak davalı A. T. adına kaydedilmişlerdir. Asıl davada ayrıca A. adına banka hesaplarında bulunan paralarla ilgili olarak da katılma alacağı isteğinde bulunulmuştur. Birleşen davada ise Karşıyaka Bostanlı mahallesi 9509 ada 3 parselde 3 numaralı mesken 4.11.1999 tarihinde S. G. adına satın alınarak tescil edilmiş olup, taraflar arasında alım tarihi itibarıyla mal ayrılığı rejimi geçerlidir.
Dosya muhtevasına, dava evrakıyla yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, asıl davada davaya konu taşınmazların satın alındıkları tarih itibariyle edinilmiş mal olup, davalı A.’nın kişisel malı olduğu ispatlanamadığına, gerek taşınmazlar gerekse katılma alacağı isteğinde bulunulan banka hesapları üzerinde yapılan inceleme ve bulunan miktarda da bir hata yapılmadığına, katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin gelir elde edip etmemesi veya katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi olmadığına, katılma alacağının eşler yararına yasadan kaynaklanan alacak hakkı niteliğinde olduğuna, mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda katılma alacağı da usulüne uygun şekilde hesaplanarak belirlendiğine göre davacı S. lehine bulunan toplam 189.084,62 TL katılma alacağı miktarında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu miktarın S.’nin katılma alacağı hakkı olarak kabulü yerindedir. -II-
Asıl dava 15.000 TL taleple açılmış, yargılama sırasında bilirkişi raporları sonrası davacı S.vekili katılma alacağı taleplerini 220.000 TL’ye yükselttiğini açıklamıştır. Davacının talebi katılma alacağı niteliğinde olup Dairece, her ne kadar önceki karalarda bu tür davalarda T.M.K.nun 178. maddesi uyarınca 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu benimsenmiş ise de, Yüksek Yargıtay H.G.K.’nun 17.4.2013 tarih ve 2013/8-375 Esas, 2013/520 Karar sayılı ilamıyla, edinilmiş mallara katılma rejimi (katılma alacağı) bakımından da T.M.K.nun 5. maddesi yoluyla 6098 Sayılı T.B.K.nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüş, Dairece de bu görüş benimsenmiştir. 6098 Sayılı T.B.K.nun 153/1-2. bentleri (Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa durur) gözetilerek boşanma kararının kesinleştiği 24.6.2010 tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin henüz geçmediği anlaşıldığına, davacı taraf da bu süre içinde ıslah isteğinde bulunduğuna göre, yukarda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde karar verilmesi gerekmektedir. O halde; dava ve ıslah tarihi itibariyle dava zamanaşımı süresi dolmadığı anlaşıldığından, davacının talebi ve mahkemece bilirkişi raporuyla belirlenen miktar gözetilerek ıslah edilen miktarla ilgili de hüküm kurulması gerekirken, usul ve yasaya aykırı şekilde ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğu görüşünden hareketle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Asıl davayla ilgili temyiz itirazları bu bakımdan yerindedir.
Birleşen davada ise, davaya konu Bostanlı’da bulunan 9509 ada 3 parselde 3 numaralı mesken 4.11.1999 tarihinde taraflar arasında mal ayrılığı rejimi geçerli iken alınmış olup, katkı payı alacağı hesabı yapılırken, tarafların davaya konu mal varlığı değerinin edinildiği tarihe kadarki toplam gelirlerinden tarafların sosyal statüleriyle konumlarına göre yapabilecekleri kişisel harcamalarıyla kocanın 743 Sayılı T.K.M.’nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarlarının ne olacağının belirlenmesi, daha sonra toplam tasarruf miktarı karşısında davacı eşin katkı oranının bulunması, bulunan bu oranın davaya konu mal varlığının dava tarihindeki değeriyle çarpılarak varsa katkı payı alacağının tespit edilmesi, gerektiğinde hakkaniyet ilkeleri ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesinin gözönünde tutulması ve davacının katkı payı alacağı konusunda bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece katkı payı alacağı hesabı yapılırken, tarafların kişisel harcamaları ve erkeğin T.K.M.’nin 152. maddesine göre evin geçindirme yükümlülüğü düşüldükten sonra kadının tasarruf miktarı 569,49 TL., erkeğin ise 564.30 TL. olarak dikkate alınmış, ayrıca kadının 296,17 TL değerindeki ziynetlerini bozdurarak gelirini alımda kullandığı kabul edilmiştir. Bu miktarlara taraflarca bir itiraz olmadığına ve hüküm S. vekili tarafından temyiz edildiğine göre hesaplamada bu miktarlara itibar edilmesi ve ziynetlerin gelirinin taşınmazın alım değerine oranlanmış olması usul açısından doğrudur. Ancak az yukarıdaki ilkeler gözetilerek taraf gelirlerinin birbirlerine oranlanması ve ziynetlerle katkı sağlanan bölüm çıktıktan sonra kalan kısım üzerinde tarafların katkı oranlarının bu şekilde bulunması, devamında dava tarihi itibarıyla belirlenen taşınmazın sürüm değerinin dikkate alınarak hesaplama yapılması, ziynetlerden dolayı % 7.89. kalan kısım üzerinde çalışılarak elde edilen gelir bakımından % 49,79 oranları gözetilerek (9.468 TL + 55.032 TL) toplam 64.500 Tl katkı payı alacağına hükmedilmesi gerekirken, taraf gelirlerinin taşınmazın alım değerine oranlanmasıyla hatalı şekilde bulunan % 73,36 katkı oranının dava tarihi itibarıyla tesbit edilen 120.000 TL rayiç değerle çarpılarak 88.032 TL,ye hükmedilmiş olması doğru olmamıştır Birleşen dava bakımından da açıklanan sebeple S. vekilinin temyizi yerinde görülmüştür.
SONUÇ: Davacı-birleşen dosyada davalı S. vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle hükmün açıklanan hususlara yönelik olarak 6100 Sayılı H.M.K.nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 Sayılı H.U.M.K. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 990,00 TL Avukatlık Ücreti’nin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine taraflarca H.U.M.K.nun 388/4. (H.M.K.m.297/ç) ve H.U.M.K.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 1.759,50 TL peşin alınan harcın davacı-birleşen dosya davalısına iadesine 17.9.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.