Af Yasası Hakkında Yargıtay Kararları
T.C.
YARGITAY
3. CEZA DAİRESİ
E. 2002/275
K. 2002/1029
T. 7.2.2002
ORMAN SUÇU (Sanıkların Orman Yasasının m.108 Gereğince Cezalandırılmaları İstemi – 4616 Sayılı Yasa Kapsamı Dışında Tutulması Nedeniyle Yargılamaya Devam Gereği)
AF YASASI KAPSAMI DIŞINDA TUTULAN SUÇ (Sanıkların Orman Yasasının m.108 Gereğince Cezalandırılmaları İstemi – Yargılamaya Devam Gereği)
6831/m.108
4616/m.1/f
ÖZET: Sanıklar hakkında Orman Yasasının 108/1-4.maddesi gereğince cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış bulunduğu ve suç vasfında da bir değişikliğin olmadığı anlaşılmakla eylemin 4616 sayılı şartla salıverilmeye,dava ve cezaların ertelenmesine dair yasanın 1/f maddesi uyarınca anılan yasa kapsamı dışında tutulduğu cihetle yargılamaya devamla esasa ait bir karar verilmesi gerekir.
DAVA: Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, Ancak;
Sanıklar hakkında 2.3.1998 ve 6.5.1998 tarihli iddianamelerle orman yasasının 108/1-4.maddesi gereğince cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış bulunduğu ve suç vasfında da bir değişikliğin olmadığı anlaşılmakla eylemin 4616 sayılı şartla salıverilmeye,dava ve cezaların ertelenmesine dair yasanın 5/f maddesi uyarınca anılan yasa kapsamı dışında tutulduğu cihetle yargılamaya devamla esasa ait bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş Müdahil Vekili ile o Yer C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebep den dolayı istem gibi BOZULMASINA,7.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
E. 2001/1093
K. 2001/482
T. 13.2.2001
KASTEN ADAM ÖLDÜRMEYE TAM TEŞEBBÜS (Sanığa İnfaz Yasalarından Hangisi Lehine İse Onun Uygulanmasının Gerekmesi)
İNFAZ YASALARINDAN YARARLANMA (Sanığa Hangisi Hangi İnfaz Yasası Lehine İse Onun Uygulanmasının Gerekmesi)
AF YASASI (Çıkartılmış Olan İnfaz Yasalarından Hangisi Sanığın Lehine İse Onun Uygulanmasının Gerekmesi)
3713/m.16,17
4616/m.1
765/m.2
ÖZET: 3713 ve 4616 sayılı kanunların uygulama alanına giren ceza mahkumiyetlerinin çektirilmesinde, hangisi hükümlü lehine sonuç verecekse o yasanın infaza ilişkin hükümlerinin tatbik edilmesi, hem kanunun amacına ve hem de kanun koyucunun iradesine uygun olacaktır. 647/Ek m.2
DAVA: Kasten adam öldürmeye tam teşebbüs suçundan Sakarya Birinci Ağır Ceza Mahkemesinin 2.6.1999 gün ve 1992/282 Esas, 1999/167 sayılı kararıyla 16 yıl ağır hapis cezasına hükümlü N.`nin cezasının infazı sırasında 3.1.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4616 sayılı Kanun uyarınca şartla tahliye talebinin anılan Kanun gereğince 10 yıllık indirimden faydalanacağı ancak bakiye cezasının 1/2 oranında indirim yapılacağına dair Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesince verilen 3.1.2001 gün ve 2001/8 Müt. sayılı karara vaki itirazın reddine ilişkin merci Kütahya Ağır Ceza Mahkemesi`nin 9.1.2001 gün ve 2000/25 sayılı kararı incelendi.
Hükümlünün şartla tahliyesine konu cezasından, 4616 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarınca 10 yıllık indirim yapıldıktan sonra kalan cezasının da tabi olduğu infaz hükümlerine göre hesaplanması ve suç tarihinin 9.2.1991 olması ve 3713 sayılı Kanun kapsamında bulunması nedeniyle de 1/5 oranında indirimden yararlanması gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı olduğu şekilde reddine karar ittihazında isabet görülmemiş olduğundan bahisle CMUK.nun 343. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 29.1.2001 gün ve 3421 sayılı yazılı emirlerine müsteniden dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığından 7.02.2001 gün ve 2001/14317 no.lu tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR: 3713 ve 4616 sayılı Kanunlar, cezaların çektirilmesinde uygulanacak oranlara ilişkin hükümlere farklı infaz rejimleri getirmekte ve bu Kanunların uygulanma sınırlarını ise suç tarihleri tayin etmektedir.
Cezaların infazına ilişkin temel hükümleri ayrıntıları ile düzenleyen 647 sayılı Kanunun tatbikinde devamlılık esas olmasına karşın, 3713 ve 4616 sayılı Kanunlar çıkartılış amaçları ve mahiyetleri itibariyle belli bir zaman diliminden sonra kendiliğinden uygulanma olanağı kalmayacak olan kanunlardır. Soruna bu açıdan bakıldığında, 4616 sayılı Kanunda ifade edilen “tabi oldukları infaz hükümleri…” sözcüklerinden temel düzenlemeyi içeren 647 sayılı Kanunun infaza ilişkin hükümlerinin anlaşılması gerekmektedir.
Diğer taraftan aynı konuyu düzenleyen bu yasaların birlikte tatbik edilmeleri yönünde açık konuyu düzenleyen bu yasaların birlikte tatbik edilmeleri yönünde açık hüküm bulunmadığı gibi, 647 sayılı Kanunun Ek. 2. maddesinin tatbik edilmemesine işaret edilmek suretiyle anılan kanunlardan sadece birinin uygulanması gerektiği de bir ölçüde vurgulanmaktadır.
TCK.nun 2/2. maddesi uyarınca 3713 ve 4616 sayılı Kanunların uygulama alanına giren ceza mahkumiyetlerinin çektirilmesinde, hangisi hükümlü lehine sonuç verecekse o yasanın infaza ilişkin hükümlerinin tatbik edilmesi, hem kanunun amacına ve hem de kanun koyucunun iradesine uygun olacaktır. Bu itibarla,
Yazılı emre konu edilen 9.2.1991 tarihinde işlenen suçtan dolayı infazı gereken 16 yıl ağır hapis cezasında en lehe sonuç verenin 4616 sayılı Kanun olması nedeni ile bu yasa uyarınca infazın yerine getirilmesine ilişkin hükümde yasaya aykırılık görülmediğinden yazılı emir isteminin REDDDİNE, 13.2.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
5. CEZA DAİRESİ
E. 2001/1988
K. 2001/4866
T. 13.7.2001
SUÇUN AF KAPSAMINDA OLUP OLMADIĞI (Erteleme Hükümlerinin Uygulanıp Uygulanmayacağının Tartışılması)
ERTELEME HÜKÜMLERİ (Suçun Erteleme Yasası Kapsamında Olup Olmadığının Değerlendirilmesi Zorunluluğu)
AF KAPSAMINDA KALAN SUÇ (Erteleme Hükümlerinin Uygulanıp Uygulanmayacağının Tartışılması)
4616/m.1/5-6
647/m.5
ÖZET: Sanığa yükletilen suçun 4616 Sayılı Kanunun 1. maddesi 5. fıkrasındaki kapsam dışı suçlar içinde yer almaması gözetilerek, 6. fıkrasında öngörülen koşullar araştırıldıktan sonra 4. fıkrası uyarınca davanın ertelenmesine yer olup olmadığının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
DAVA: Zorla kaçırıp alıkoymak, konut dokunulmazlığını bozmak, ırz ve namusa tasaddi ve ruhsatsız silah bulundurmak suçlarından sanıklar yapılan yargılanmaları sonunda; TCK.nun 429/1, 416/2, 193/2, 59, 81/1-3, 71, 74, 6136 Sayılı Kanunun 13/1.maddeleri gereğince sanık Erhan’ın 2 yıl 11 ay ağır hapis, 2 yıl 28 ay 15 gün hapis, 1.477.777 lira ağır para, sanık Hakan’ın 2 yıl 6 ay ağır hapis, 2 yıl 11 ay hapis cezasıyla mahkumiyetlerine, suçta kullanılan silah ve aksamlarının zoralımına dair ( İSTANBUL )4.Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 14.10.1999 gün ve 1998/209 Esas, 1999/279 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanıklar vekilleri tarafından istenilmiş ve sanık Hakan yönünden incelemenin duruşmalı yapılması talep edilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle 4.7.2001 Çarşamba saat 14.00 duruşma günü tayin olunarak sanık vekiline davetiye gönderilmişti.
Belli günde hakimler duruşma salonunda toplanarak Yargıtay C.Savcılarından İbrahim Şahbaz hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine dosyadaki vekaletnameye dayanarak sanık adına gelen Avukat Faruk Kahraman huzura alınarak duruşmaya başlandı.
Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanık hakkında ( DURUŞMALI )inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra işin açıklanmasına dair raportör tarafından düzenlenen rapor okundu.
Raportör rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
Sanık vekili temyiz layihasını açıklayarak savunmada bulunup müvekkili hakkındaki hükmün ( BOZULMASINI ), istedi.
Yargıtay C.Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
Son sözü sorulan sanık vekili savunmasına ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşma 13.7.2001 Çarşamba saat 14.00’e bırakılmıştı.
Belli günde oturum açıldı. Dava evrakı incelenip gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
KARAR: Sanıkların ırz ve namusa tasaddi suçlarından açılan hükümlerin incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya münderecatına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;
1.8.1999 tarihinde yürürlüğe konulan 4421 Sayılı Kanunun 8.maddesi uyarınca 647 Sayılı Kanunun 5.maddesinin 6.fıkrasındaki 10.000 lira ibaresi sanık yararına 3.000.000 lira olarak değiştirilip ve aynı yasanın 7.maddesiyle TCK.nun Ek-6.madde eklenmek suretiyle bu fıkradaki miktarlar için de Ek-2.maddenin uygulanması esası getirilmiş olması nedeniyle tekerrürden ötürü sanık Erhan cezasından fazla arttırım yapılmış ve bu itibarla temyiz itirazları yerinde görülmüş ise de; bu hususun yeni bir yargılamaya gerek kalmadan düzeltilmesi mümkün bulunduğundan CMUK.nun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanığın tekerrüre esas alınan 2.045.000 lira ağır para cezasının bir gün hapse dönüştürülmesi sonucu TCK.nun 81/1-3.maddesi gereğince ırz ve namusa tasaddi suçundan tayin edilen 2 yıl 11 ay hapis cezasının 1 yıl 6 ay 1 güne indirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun hükmün ( DÜZELTİLEREK ONANMASINA ), sanık Hakan Acet hakkındaki hükmün ise doğrudan ( ONANMASINA ),
Sanıklar hakkında zorla kaçırıp alıkoyma, geceleyin konut dokunulmazlığını bozma ve 6136 Sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarına gelince;
4616 Sayılı ( 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıvermeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun )un 22.12.2000 tarihinde 24268 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi karşısında;
Uygulama maddesinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı, suç tarihinin 23 Nisan 1999dan önceye ait olması ve sanığa yükletilen suçun kanunun 1. maddesi 5. fıkrasındaki kapsam dışı suçlar içinde yer almaması gözetilerek, 6. fıkrasında öngörülen koşullar araştırıldıktan sonra 4. fıkrası uyarınca davanın ertelenmesine yer olup olmadığının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar vekillerinin temyiz itirazları ile sanık Hakan vekilinin duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunmaları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan esası incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.7.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.