Anonim Şirketlerde Azınlık Hakları Hakkında Yargıtay Kararları
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/2885
K. 2003/9174
T. 13.10.2003
• ANONİM ŞİRKET GENEL KURULUNUN İPTALİ TALEBİ (Azınlık Hakkı Sahibi Olan Davacının Bilançonun Tasdiki ve Bağlantılı Müzakerelerin Ertelenmesi Talebine Rağmen Bu Hususlarda Alınan Kararların İptali)
• BİLANÇONUN TASDİKİ VE BUNUNLA BAĞLANTILI GENEL KURUL GÜNDEMİ (Azınlık Hakkı Sahibinin Talebiyle Bir Ay Ertelenmesi Mecburiyeti)
• AZINLIK HAKKI SAHİBİNİN HAKLARI (Bilançonun Tasdikinin Ertelenmesi Talebine Rağmen Genel Kurulda Bu Hususta Alınan Kararların İptali Talebi)
• GENEL KURULUN İPTALİ TALEBİ (Bİlançonun Tasdikinin Ertelenmesi Talebi İşleme Konmayan Azınlık Hakkı Sahibinin – Mahkeme Kararında İptal Edilen İşlemlerin Tek Tek Gösterilmesi Gereği)
6762/m.334,335,377,381
ÖZET :Dava, T.T.K’nun 377. maddesine göre bilançonun tasdiki hakkındaki müzakerenin ertelenmesi talebine rağmen davalı anonim şirketçe alınan genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. T.T.K.nun 377. maddesi uyarınca ekseriyetin veya şirket sermayesinin onda birine sahip olan azınlığın gerekçesiz dahi olsa talebi üzerine bilançonun tasdiki hakkındaki müzakere ve bununla bağlantılı görüşmelerin bir ay sonraya bırakılması zorunlu olup, bunların dışında, bilanço ile ilgili olmayan ( daha önce görev yapanlar dışında yeni yönetici ve denetçi seçimi, yine aynı yasanın 334 – 335. maddelerine göre verilen izinler gibi ) hususların görüşülerek karar alınması mümkündür. Mahkemece de isabetli olarak bu yönde karar verilmiş ise de, iptal edilen kararların teker teker gösterilmeyerek bilançonun onayı ile ilgili olan gündemdeki diğer kararların iptaline denmek suretiyle infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19.12.2002 tarih ve 2001/853 – 2002/665 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Gürkan Gençkaya tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı anonim şirketin ortağı olduğunu, 17.11.2001 tarihinde yapılacak genel kuruldan önce bilançonun incelenmesi için T.T.K.nun 377. maddesine göre genel kurulun bir ay ertelenmesinin istenmesine rağmen taleplerinin reddedildiğini ileri sürerek, genel kurulda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının bilanço müzakerelerinin ertelenmesini değil, genel kurulun ertelenmesini istediğini, böyle bir hakkı bulunmadığını, genel kurulun diğer maddelerinin görüşülebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, davacının azınlık konumunda olduğu, genel kurulda bilançonun onaylanması hakkındaki müzakerelerin bir ay süre ile ertelenmesini isteme hakkı bulunduğu, davacının bu isteğinin usulsüz olarak reddedilmiş olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının genel kurulun bir ay süre ile ertelenmesine ilişkin istemin reddine dair kararın ve yine bilançonun onayı ile ilgili olan gündemdeki diğer kararların T.T.K.nun 381. maddesi uyarınca iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, T.T.K’nun 377. maddesine göre bilançonun tasdiki hakkındaki müzakerenin ertelenmesi talebine rağmen davalı anonim şirketçe alınan genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
T.T.K.nun 377. maddesi uyarınca ekseriyetin veya şirket sermayesinin onda birine sahip olan azınlığın gerekçesiz dahi olsa talebi üzerine bilançonun tasdiki hakkındaki müzakere ve bununla bağlantılı görüşmelerin bir ay sonraya bırakılması zorunlu olup, bunların dışında, bilanço ile ilgili olmayan ( daha önce görev yapanlar dışında yeni yönetici ve denetçi seçimi, yine aynı yasanın 334 – 335. maddelerine göre verilen izinler gibi ) hususların görüşülerek karar alınması mümkündür.
Mahkemece de isabetli olarak bu yönde karar verilmiş ise de, iptal edilen kararların teker teker gösterilmeyerek bilançonun onayı ile ilgili olan gündemdeki diğer kararların iptaline denmek suretiyle infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.10.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/13707
K. 2004/12373
T. 14.12.2004
• ANONİM ŞİRKET OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULUNUN TOPLANMASI İÇİN YETKİ VERİLMESİ TALEBİ (Azınlık Hakkı Sahiplerinin – Yönetim Kurulu ve Denetçilerin İhtara Rağmen Genel Kurulu Toplantıya Çağırmaması)
• AZINLIK HAKKI SAHİPLERİNİN ANONİM ŞİRKET GENEL KURULUNU OLAĞANÜSTÜ TOPLAMAK İÇİN YETKİ TALEBİ (Yönetim Kurulu ve Denetçilerin İhtara Rağmen Genel Kurulu Toplantıya Çağırmamış Olması)
• YÖNETİM KURULU VE DENETÇİLERİN İHTARA RAĞMEN ANONİM ŞİRKET GENEL KURULUNU TOPLANTIYA ÇAĞIRMAMASI (Azınlık Hakkı Sahiplerinin Olağanüstü Genel Kurulu Toplamak İçin Yetki Verilmesi Talebi)
• OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULU TOPLAMAK İÇİN YETKİ VERİLMESİ TALEBİ (Anonim Şirket Azınlık Hakkı Sahiplerinin – Yönetim Kurulu ve Denetçilerin İhtara Rağmen Genel Kurulu Toplantıya Çağırmaması)
• GENEL KURULU OLAĞANÜSTÜ TOPLAMAK İÇİN YETKİ VERİLMESİ TALEBİ (Anonim Şirket Azınlık Hakkı Sahiplerinin – Yönetim Kurulu ve Denetçilerin İhtara Rağmen Genel Kurulu Toplantıya Çağırmaması)
6762/m.356,366,367
ÖZET : Davacılar vekilleri asıl ve birleşen davalarda, müvekkillerinin davalı anonim şirket ortağı olduklarını, şirketin olağanüstü genel kurul toplantısının yapılması yönündeki davacılar ihtarına yönetim kurulu tarafından olumsuz yanıt verildiğini, denetim kuruluna gönderilen ihtarnameye ise bir yanıt verilmediğini ileri sürerek, davalı anonim şirketin olağanüstü genel kurulunun ekli gündemle toplanması yönünde davacılara yetki verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davacıların şirket sermayesinin en az onda biri değerinde paya sahip oldukları, davacı tarafın 01.09.2004 günlü ihtarname ile Çamsan A.Ş. yönetim kurulundan olağanüstü genel kurul kararı alınmasını ve yönetim ve denetim kurallarının birikimli oy esaslarına göre belirlenmesini talep ettikleri, yönetim kurulu tarafından bu talebin reddedildiği, bunun üzerine davacılar tarafından 13.09.2004 günlü ihtar ile olağanüstü genel kurul kararı alınmasını talep ettikleri denetim kurulunun da bu konuda cevap vermediği, dava açmak için ön koşulların yerine getirildiği gerekçesiyle, TTK.nun 367 ve 356 ncı maddeleri gereğince Çamsan Ağaç San.A.Ş.nin olağanüstü genel kurulunun hükümde yazılı gündemle toplanması hususunda davacılara yetki verilmesine ilişkin mahkeme kararı yasaya uygundur.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ordu Asliye 2.Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21.10.2004 tarih ve 2004/345 – 2004/336 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava HUMK.nun 3494 sayılı kanunla değişik 348/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekilleri asıl ve birleşen davalarda, müvekkillerinin davalı anonim şirket ortağı olduklarını, şirketin olağanüstü genel kurul toplantısının yapılması yönündeki davacılar ihtarına yönetim kurulu tarafından olumsuz yanıt verildiğini, denetim kuruluna gönderilen ihtarnameye ise bir yanıt verilmediğini ileri sürerek, davalı anonim şirketin olağanüstü genel kurulunun ekli gündemle toplanması yönünde davacılara yetki verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili, davacıların TTK.nun 366 ncı maddesinde öngörülen usule riayet etmeden ve son derece aceleci yaklaşımla hareket ettiklerini, çağrı için ön koşulların oluşmadığını, olağanüstü toplantı yapılmasını gerektirir bir durum olmadığını, sonucu belli olan olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasının şirkete sadece ek maliyet getireceğini, gerçekleşmesi imkansız olan gündem maddelerine istinaden toplantı istenemeyeceğini savunarak, davaların reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacıların şirket sermayesinin en az onda biri değerinde paya sahip oldukları, davacı tarafın 01.09.2004 günlü ihtarname ile Çamsan A.Ş. yönetim kurulundan olağanüstü genel kurul kararı alınmasını ve yönetim ve denetim kurallarının birikimli oy esaslarına göre belirlenmesini talep ettikleri, yönetim kurulu tarafından bu talebin reddedildiği, bunun üzerine davacılar tarafından 13.09.2004 günlü ihtar ile olağanüstü genel kurul kararı alınmasını talep ettikleri denetim kurulunun da bu konuda cevap vermediği, dava açmak için ön koşulların yerine getirildiği gerekçesiyle, TTK.nun 367 ve 356 ncı maddeleri gereğince Çamsan Ağaç San.A.Ş.nin olağanüstü genel kurulunun hükümde yazılı gündemle toplanması hususunda davacılara yetki verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 900.000.-lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 14.12.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/2960
K. 2006/2459
T. 9.3.2006
• AZINLIĞA KOOPERATİFİ GENEL KURUL TOPLANTISINA ÇAĞIRMA YETKİSİ (Verilmesi İstemi – Kooperatif Ana Sözleşmesine Konan Koşullarla Azınlık Hakları Yasada Düzenlenmiş Olandan Daha Ağırlaştırılamayacağı)
• KOOPERATİF ANA SÖZLEŞMESİNE KONAN KOŞULLAR (Azınlık Hakları Yasada Düzenlenmiş Olandan Daha Ağırlaştırılamayacağı )
• AZINLIK HAKLARI (Kooperatif Ana Sözleşmesine Konan Koşullarla Azınlık Hakları Yasada Düzenlenmiş Olandan Daha Ağırlaştırılamayacağı)
1163/m.43,44
ÖZET : Dava, azınlığa kooperatifi genel kurul toplantısına çağırma yetkisi verilmesi istemine ilişkindir. 1163 SK’ya göre, azınlığın istemine rağmen yönetim kurulu kooperatifi genel kurul toplantısına çağırmadığı takdirde, istek sahiplerinin başvurusu üzerine ilgili bakanlık tarafından toplantıya çağrı yapılabilir. Bu yol ile de sonuç alınamazsa istek sahipleri mahkemeye başvurarak çağrı izni alabilirler. Somut olayda yasadaki koşullardan ayrı olarak ana sözleşmede yer alan denetim kurulu ve üst birliğe başvuru koşulu nedeniyle azınlığın isteği yerine getirilmemiştir. Yasada olmayan koşullar ana sözleşmeye konarak azınlık hakları ağırlaştırılamaz.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06.12.2004 tarih ve 2004/125 – 2004/108 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi A.O. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, davalı kooperatife ait arsanın yönetim kurulunca ana sözleşmenin 65’inci maddesine aykırı olarak 3’üncü şahsa satıldığını, bu satışın 29.05.2004 tarihli genel kuruldaki çalışma raporunda gizlendiğini, yönetimin usulsüz işlemlerinin kooperatifi zarara soktuğunu, olağanüstü genel kurul toplantısına çağrı için yönetim kurulu ve bakanlığa yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, yönetim kurulu seçimi gündemi ile genel kurulun toplantıya çağrılması için müvekkillerine yetki verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ana sözleşmenin 27’nci maddesine göre davacıların önce yönetim kurulunu, sonuç alınamadığı takdirde denetçilere ve üstbirlik ile bakanlığa başvurması gerektiği halde prosedür içindeki denetim kuruluna başvurmadıkları gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 44’üncü maddesine dayalı olarak azınlığa kooperatifi genel kurul toplantısına çağrı yetki verilmesi istemine ilişkindir.
Yasanın anılan maddesinde, azınlığın istemine rağmen yönetim kurulu kooperatifi genel kurul toplantısına çağırmadığı takdirde, istek sahiplerinin başvurusu üzerine ilgili bakanlık tarafından toplantıya çağrı yapılabileceği, bu yol ile de sonuç alınamadığı takdirde istek sahiplerinin mahkemeye başvurarak çağrı izni alabileceği belirtilmiştir.
Yasadaki bu düzenlemeye rağmen davalı kooperatifin ana sözleşmesinin 27’nci maddesinde yönetim kurulu ve ilgili bakanlığa başvurma şartı yanında denetim kurulu ve üstbirliğe başvuru yapılması öngörülmüş, mahkemece de ana sözleşmenin bu hükmü gereğince davacıların kooperatif denetim kuruluna başvuru yapmadan davanın açıldığı, prosedürün tamamlanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kooperatifler Kanunu’nun 43’üncü maddesi azınlığın haklarını koruma ve kullanmalarına olanak veren bir düzenleme olup, yasada düzenlenen hususlardan daha ağır koşullar öngören ana sözleşme hükümleri yasaya aykırı olması nedeniyle uygulanamaz. Diğer bir deyiş ile de yasada olmayan bir kural ana sözleşmeye konularak ortakların olağanüstü çağrısına ilişkin koşullar ağırlaştırılamaz.
O halde davacıların yasanın aradığı 1/10 azınlık şartını taşıdıkları ve yönetim kurulu ile ilgili bakanlığa yaptıkları başvurularında sonuçsuz kaldığı anlaşılmakla davanın kabulü gerekirken reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09.03.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/13525
K. 2005/16820
T. 12.9.2005
• AZINLIK HİSSEDARLARININ OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULU TOPLATMAYA İZİN ALMALARI (İcra Yolu İle Uygulatılabileceği)
• OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULU TOPLATMAYA İZİN ALMAK (Azınlık Hissedarlarının – İcra Yolu İle Uygulatılabileceği)
• GENEL KURUL GÜNDEMİNE MADDE EKLETTİRMEK (Azınlık Hissedarlarının Eklettirmelerinin Mümkün Olduğu)
6762/m. 366, 367
2004/m. 24, 30
ÖZET : Şirketlerde, azınlık hissedarların, genel kurul gündemine madde eklettirebileceği ve olağanüstü genel kurulun toplanmasını sağlayabilecekleri.
DAVA : Ankara 15. İcra Mahkemesi’nin 07.04.2005 tarih ve 264/193 numaralı kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Mahkemece 07.04.2005 tarih ve 2005/264 esas, 2005/193 karar sayı ile kurulan gerekçeli karar içeriği dikkate alındığında; iş bu kararın temyizi kabil olup, mahkemenin bu kararının kesin olduğundan bahisle, şikayetçinin temyiz isteminin reddine ilişkin 18.04.2005 tarih ve 2005/264 esas, 2005/194 ek karar sayılı kararının oybirliğiyle kaldırılmasına karar verildi. Temyiz incelemesine geçildi.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre,
SONUÇ : Yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK. 366. ve HUMK.’nun 438. maddeleri uyarınca onanmasına, 12.09.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
ANKARA 15. İCRA HUKUK HAKİMLİĞİ
Tarih : 07.04.2005
Esas No : 2005/264
Karar No : 2005/193
Şikayetçi vekili 04.04.2005 tarihli dilekçesi ile: Ankara 15. İcra Müdürlüğü’nün 2005/3018 sayılı dosyasında davalı-alacaklıların Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/345 esas,2004/336 karar sayılı ilamını icra takibine konu ettiklerini, ilamın yönetim ve denetim kurulu üyeliklerinin birikimli oy yöntemi ile seçilmesine ilişkin gündemle toplanması konusunda kendilerine yetki verilmesi içerikli olduğunu,kararın TTK’nın 367. maddesi uyarınca alacaklılara genel kurulu toplantıya çağırma yetkisini verdiğini, bu hakkını yönetim kurulu değil alacaklıların bizzat kendilerinin kullanması gerektiğini ve bu yetkiye haiz olduklarını icra kanalı ile istenemeyeceğini, genel kurulun 10.02.2005tarihinde belirlenen gündem ile toplantıya çağrıldığı, 01.03.2005 tarihinde toplanarak kararın yerine getirildiğini, mahkeme ilamının icra yolu ile takip edilebilecek nitelikte bir ilam olmadığını ve ilamın gereği yerine getirilmiş olduğundan kanuna aykırı olarak yeniden icra emri gönderilmesinin uygun olmadığını, icranın geri bırakılmasını dava ve talep etmişlerdir.
İcra dosyasının incelenmesinde: 08.03.2005 tarihli talep ile Y.P. ve G.P. vekilleri tarafından Ç… Ağaç San. ve Tic. A.Ş. aleyhine Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 21.10.2004 tarih ve 2004/345 esas, 2004/336 karar sayılı ilamı dayanak yapılarak takip açıldığı, Örnek 53 icra emrinin tebliğe çıkartıldığı, tebliğ parçalarının dosyaya dönmediği görülmüştür.
Davalı Y.P. ve G.P. vekilleri aracılığı ile 05.04.2005 tarihli cevap dilekçesini dosyaya sunarak iddiaların yerinde olmadığını, şikayetin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İcra dosyası kapsamı ile şikayetin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede: takip dayanağı ilamın davacılara genel kurulun toplanması hususunda yetki verilmesini içerdiği, gönderilen Örnek 53 icra emrinin “bir işin yapılması veya yapılmamasına” dair nitelikte olup kesinleşen ve eda hükmü niteliğinde olduğu, dosyaya sunulan belgeler ile yapılan çağrıya rağmen sağlıklı bir genel kurul yapılmadığı, ilgili bakanlıkça genel kurulun tescil edilmediği, mahkemece yetkili kılınan pay sahiplerinin icra yoluna başvurarak genel kurulu toplantıya çağırmalarında yasaya ve usule aykırılık bulunmadığı,mahkeme kararının TTK’nın 367. maddesi kapsamında genel kurula çağrı yapılmasına izin verir nitelikte olduğu, İİK’nın 30 ve 24. Maddeleri doğrultusunda bir işin yapılmasına ilişkin ilamlı takip yapılabileceği (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 20.02.2002 tarih 2002/1411 esas, 2002/2895 karar sayılı ilamı) anlaşılmakla yasaya ve usule aykırılık teşkil etmeyen icra emri gönderilmesine ilişkin işlemin geri bırakılmasına yönelik şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Karar: 1. Şikayetin reddine,
2- Peşin alınan harcın mahsubu ile başkaca harca yer olmadığına,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4- İcra müdürlüğü işlemini şikayet olduğundan vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, ilişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda konusu itibarı ile kesin olmak üzere karar verildi.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/44
K. 2002/577
T. 28.1.2002
• MURAKIP TAYİNİ TALEBİ (Anonim Şirket Genel Kurulunda Azınlık Pay Sahiplerinin Özel Denetçi Tayin Edilmesi İsteminin Reddi Sebebiyle)
• ANONİM ŞİRKET (Şirkette Azınlık Pay Sahiplerinin Özel Denetçi Tayinine İlişkin Nedenlerin Varlığını Kesin Olarak Kanıtlamalarının Gerekmemesi)
• AZINLIK PAY SAHİBİNİN ÖZEL DENETÇİ TAYİNİ İSTEME HAKKI (Denetçi Tayinine İlişkin Nedenlerinin Varlığını Kesin Biçimde Kanıtlamasının Gerekmemesi)
• ÖZEL DENETÇİ (Azınlık Pay Sahiplerinin Anonim Şirket Yetkililerinin Usulsüz İşlem Yaptıkları İddiasıyla Özel Denetçi Tayini İstemi)
• İSPAT (Azınlık Pay Sahiplerinin Özel Denetçi Tayinine İlişkin Nedenlerin Var Olup Olmadığı Yönünün Denetçinin İncelemesi Sonucunda Kanıtlanacak Olması)
6762/m.348/2
ÖZET : TTK.nun 348/2. maddesi uyarınca azınlık pay sahiplerinin, özel denetçi tayinine ilişkin nedenlerin varlığını, kesin biçimde kanıtlaması şart değildir; öne sürdükleri vakıaları, az çok doğrulayan delil ve emareler yeterlidir. Anılan madde metninde yer alan hususların, olayda var olup olmadığı yönü, özel denetçilerin yapacağı inceleme ve araştırma sonucu ortaya çıkacaktır.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada ( Ankara Asliye Dördüncü Ticaret Mahkemesince verilen 21.2.2001 tarih ve 2000/616 – 2001/152 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin 19.12.1990’dan beri davalı ANONİM şirketin %20 oranında hissedarı olduğunu, davalı şirketin fiili yönetiminin yerli ortaklara bırakıldığını, 27.12.1999 günlü genel kurulda davalı şirketin denetçiliğine Nilgün’ün seçildiğini, denetçi tarafından düzenlenen rapor nedeniyle 27.4.2000 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında yönetim kurulunun ibra edilmemesi talebinde bulunulduğunu ancak bu talebin çoğunluk oyuna sahip yerli ortaklarca reddedildiğini, oysa denetçi raporuna göre davalı şirketin defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, muhasebe kayıtlarının düzensiz olduğu, Yönetim Kurulu üyelerinin kambiyo mevzuatına aykırı işlem yaptıklarını, genel kurulların zamanında yapılmadığını, denetçi raporlarının düzenlenmediği, şirketin en büyük ortağı olan Ahmet’in ödemesi gereken sermayeyi ödemediği halde şirketten kendisine ödeme yapıldığını, davalı şirketin Ankara’da yaptığı otel inşaatinde usulsüz işlemler yapıldığı, 27.4.2000 tarihli genel kurulda hususi murakıp tayini talebinin reddedildiğini ileri sürerek 1996,1997 ve 1998 yıllarına ait hesapların TTK.348. madde uyarınca tayin edilecek hususi murakıp vasıtasıyla incelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, TTK. 348.maddesinde öngörülen hususi murakıp tayini koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından TTK. 348. madde uyarınca özel denetçi isteme hakkı genel kurula başvuru tarihinden önceki 2 yılla sınırlı olduğu ve yolsuzluk ve kötüye kullanımın ne olduğunun, bilançonun hangi kalemleri itibariyle gerçeği aksettirmediğinin açıkça bildirilmesi gerektiğini, oysa davacının 2 yıllık süreden daha geriye talepte bulunduğu, 1996, 1997 ve 1998 yıllarına ilişkin tüm konuların denetlenmesini istediği, bu şekilde yasanın emredici düzenlemesine aykırı davrandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı anonim şirkete özel denetçi tayinine ilişkindir. TTK.nun 348. maddesi hükmüne göre, genel kurulun toplantı vaktinden itibaren en az altı ay önceden beri pay sahibi olan kişiler, son iki yıl içinde ortaklığın kuruluşuna veya idare muamelelerine ilişkin bir suistimalin olduğunu veya yasa yahut ana sözleşme hükümlerine önemli bir surette aykırı hareket edildiğini iddia ettikleri takdirde, bunları veya bilançonun gerçekliğini tahkik için özel denetçi veya denetçiler tayinini gerekli giderleri ödemek, dava sonucuna kadar merhun kalmak üzere sahip oldukları pay senetlerini herhangi bir bankaya tevdi etmek koşuluyla mahkemeden talep edebilirler.
Buna göre, TTK. 348/2. madde hükümleri uyarınca azınlık pay sahipleri tarafından özel denetçi tayinine ilişkin nedenlerin varlığının, kesin biçimde kanıtlanması şart değildir. Kanun koyucu özel denetçi tayinine ilişkin olarak öne sürülen vakıaları az çok doğrulayan delil ve emareleri yeterli saymıştır.
Söz konusu madde metninde yer alan hususların olayda var olup olmadığı yönü, özel denetçilerin yapacağı inceleme ve araştırma sonucu ortaya çıkacaktır. Ayrıca, özel denetçi tayinine dayanak yapılacak olan vakıalar yönünden kesin hükümdende söz edilemeyeceğine göre,bu yönde özel denetçilerin çalışma alanlarına giren ve bunun sonucuyla ilgili bulunan, bilançonun gerçeklik derecesinin araştırılması istemlerinde, atama konusunda daha da ılımlı davranılması zorunluluğu vardır. O halde mahkemece, davacının dava dilekçesinde belirttiği hususlar özel denetçi tayini için yeterli nedenler olarak kabul edilip, TTK.nun 348/2. maddesi uyarınca 27.4.2000 tarihinden geriye doğru 2 yıllık hesapların incelenmesi için talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28.1.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi