Hukuk Genel Kurulu Kararı – Hizmet Tespiti
T.C
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2011/10-230
K. 2011/319
T. 18.05.2011
KAVRAMLAR
HİZMET TESPİTİ
4956 S. ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANL… Madde 48
5488 S. TARIM KANUNU Madde 19
5510 S. SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU Geçici Madde 7
743 S. TÜRK KANUNU MEDENİSİ (MÜLGA) Madde 152
1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) Madde 429
2926 S. TARIMDA KENDİ ADINA VE HESABINA ÇALIŞANLAR SOSY… Madde 2, 6, 9, 10
ÖZET: Taraflar arasındaki “Hizmet Tespiti” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Eskişehir İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 04.03.2010 gün ve 2010/347 E., 2010/126 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 11.10.2010 gün ve 2010/12459-13204 sayılı ilamı ile (“…Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7.maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanunun 2, 6, 9 ve 10.maddeleridir. 2926 sayılı Kanunun 2.maddesinde, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3.maddenin b bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların, Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir. Mezkur Kanunun 3. maddesinin b bendinde “Tarımsal faaliyette bulunanlar: Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 6. maddesinde ise, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tâbi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği hüküm altına alınmış, 5. maddenin 1. fıkrasında, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, 2.fıkrasında, sigortalı olmaktan kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca aynı Kanunun 9. maddesi Kuruma re’sen tescil yükümlülüğü yüklemiştir. Anılan Kanunun 10.maddesine göre ise, kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, Tarım Satış Kooperatifler Kanunu’na göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulaması ile, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının kanıtlanması yönünde zirai kuruluşların kayıtları karine olarak kabul edilmektedir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.02.2002 gün ve 2002/21-69 E.-44 K., 03.07.2002 gün ve 2002/21-576 E.-584 K., 14.02.2007 gün ve 2007/21-73 E.-71 K., 14.02.2007 gün ve 2007/21-172 E. , 2007/177 K.sayılı kararları). (Hukuk Genel Kurulunun 24.03.2010 gün 2010/10-133 E.-174 K. sayılı kararı) Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, Mahkemece, Anayasa Mahkemesince 2926 sayılı Kanunun 2. maddesindeki “aile reisi” ibaresinin iptal edilmesi nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde, öncelikle, 2926 Sayılı Yasanın “Tescilde esas alınacak belgeler” başlığını taşıyan 10. maddesi ile yönetmeliğin 9. maddesi kapsamında, ilgili meslek kuruluşları, tarım satış kooperatifleri ve birlikleri, tarım kredi kooperatifleri ve birlikleri, tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankalardan, davacıya yönelik kayıtlar getirtilip, davacının hangi ürünleri, ne zamandan beri, nerede ve ne kadar ürettiği, nerelerde sattığı davacıdan sorulup, bu satışlardan prim tevkifatının yapılıp yapılmadığı ilgili kuruluşlardan araştırılarak, davacının tapulu taşınmazının tarımsal faaliyete elverişli miktarda olmadığı da nazara alınarak, tarımsal faaliyeti kiralama yoluyla temin edilen taşınmazlarda gerçekleştirip gerçekleştirmediği ayrıntılı olarak araştırılarak, var ise, kira sözleşmeleri temin edilerek, ayrıca var ise traktörüne yönelik trafik kayıtları getirtilerek tüm deliller toplandıktan sonra, somut verilere dayalı olarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI: Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı vekili, şeker fabrikasınca 15.03.1995 tarihinde yapılan prim kesintisi nedeniyle 01.04.1995 tarihinden geçerli olmak üzere 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilen, bilahare Kurumca, 2926 sayılı Kanunun 2/b maddesine göre aile reisi olmadığı gerekçesiyle ilk tescili ve sigortalılığı başlangıç tarihi itibariyle iptal edilerek, davacı kadının sigortalılığı için aile reisliği kavramının 24.07.2003 gün ve 4956 sayılı Kanunla kaldırılmasından sonraki 28.07.2008 tarihli başvurusu dikkate alınarak Tarım Bağ-Kur sigortalılığı 01.08.2008 tarihinden başlatılan davacının 01.04.1995-01.08.2008 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, şeker fabrikasınca 15.03.1995 tarihinde yapılan prim tevkifatına istinaden 01.04.1995 tarihinden geçerli olmak üzere 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilen davacı kadının anılan dönemde yürürlükte bulunan 2926 sayılı Kanunun 2. maddesi kapsamında aile reisi olmadığının anlaşıldığını, davacının aile reisi kadınlar ibaresinin kaldırıldığı tarihinden sonra kesintisi bulunmadığından 28.07.2008 tarihli başvurusuna istinaden 01.08.2008 tarihinden geçerli olmak üzere Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuş; yerel mahkeme, davacı kadının tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması için aile reisi olma koşulunun yeni yasal düzenleme ile ortadan kaldırıldığı, kurumun iptal gerekçesinin bu nedenle yerinde olmadığı gerekçesiyle kararında direnmiş ve davanın kabulüne karar vermiştir.
Yerel mahkeme ile özel Daire arasındaki uyuşmazlık, davacı kadının tarımsal faaliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde yapılan araştırmanın yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin 152. maddesinde düzenlenen aile reisliği kavramı kaldırılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunun 2. maddesine göre 22 yaşını doldurmuş aile reisi kadınlar sigortalı sayılırlar hükmü 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanunun 48. maddesi ile değişikliğe uğramış ve “Aile Reisi” koşulu yasa metninden çıkarılmıştır. Sosyal Güvenlik hakkı kamu düzeni ile ilgili olup sigortalılar lehine düzenlenen bu yeni kuralın eski olaylara da uygulanması gereklidir. Yeni düzenlemeye göre aile reisi olma şartı yürürlükten kalktığından ve sigortalının lehine olan bu yeni şeklin eski olaylara da uygulanması gerektiğinden davacının sigortalılığının aile reisi olmadığı gerekçesiyle baştan itibaren iptal edilmesine ilişkin Kurum işlemi Sosyal Güvenlik ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.
Ancak, 2926 sayılı yasanın 2.maddesine göre Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılmanın koşulu 3.maddede belirtilen tarımsal faaliyetin kesintisiz sürmesine bağlıdır.
Somut olayda, davacının geriye dönük tescil başvuru tarihi 28.07.2008 olup, bu başvuru üzerine önce 01.04.1995 tarihinden geçerli olmak üzere tescil yapılmış bilahere aile reisi olmadığı gerekçesiyle tescil iptal edilerek, sigortalılık 01.08.2008 tarihinden başlatılmıştır.
Mahkeme ile Özel Daire arasında; kadınların 2926 sayılı kanuna tabi tarım Bağkur sigortalılığı yönünden “aile reisi” olmalarına ilişkin şartın yürürlükten kaldırılmış olması nedeniyle aile reisi olmadığı gerekçesiyle sigortalılığın baştan itibaren iptaline ilişkin kurum işleminin yerinde olmadığı yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Ne var ki davacı kadının Tarım Bağkur sigortalılığı için tarımsal faaliyetinin kesintisiz devam edip etmediği hususu yeterince araştırılmamıştır.
Sicil dosyasında bulunan 17.02.2009 günlü hesap ekstresine göre davacının 15.03.1995 tarihinde 852.988 TL, 15.03.1996 tarihinde 1.072.057 TL ödemesi bulunmaktadır. Ancak bu ödemeler davacının sigortalılık iradesini ortaya koyan kendisi tarafından yapılmış ödemeler olmayıp şeker pancarı satışı nedeniyle şeker fabrikasınca Yasa gereği davacıdan kesilip Bağ-Kur hesabına yatırılan primlerdir.
Mahkemece tespit kararı verilebilmesi için öncelikle davacının tarımsal faaliyetin araştırılması gerekir. Oysa mahkemece sadece davacıya ait Bağ-Kur dosyası getirtilmiş ve başkaca araştırma yapılmadan ilk celse karar verilmiştir.
Davacının tarımsal faaliyetinin kesintisiz sürüp sürmediğinin tespiti için mahkemece,
1-Çekişmeli dönemde davacının nerede oturduğu, tarımsal faaliyetinin bulunup bulunmadığı zabıta marifetiyle araştırılmalı,
2-Dönem içinde Ziraat Bankası ve Kooperatif veya Birlikler aracılığıyla “Tarımsal amaçlı Kredi” kullanıp kullanmadığı araştırılmalı,
3-Tarımsal faaliyetin varlığı, davacının hangi ürünleri ekerek bunları nerelere nasıl sattığı, köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyeleri gibi çalışmayı yakından bilebilecek durumdaki tanıklar dinlenilerek açıklığa kavuşturulmalı,
4-Dönem içinde ürün teslimatından dolayı prim kesintisi yapılıp yapılmadığı araştırılmalı,
5-Dönem içinde sigortalılık iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesi yapılıp yapılmadığı araştırılmalı,
6-25.04.2006 gün ve 26149 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 19. maddesi uyarınca çiftçi kayıt sistemine dahil edilerek doğrudan gelir desteği alıp almadığı araştırılmalı,
7-Dönem içinde başka Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi sigortalılığı mevcut olup olmadığı araştırılmalı, şayet çekişmeli dönemde örneğin SSK sigortalılığı ya da 1479 sayılı Esnaf Bağ-Kur sigortalılığı mevcutsa ve bu sigortalılık süresi makul süreyi aşmışsa Tarım Bağ-Kur sigortalılığının son bulduğu nazara alınarak bir karar verilmelidir.
Mahkemece, eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
O halde, direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.05.2011 gününde, oybirliği ile karar verildi.