Yargıtay Kararı – Ayıplı Daire Sebebiyle Tazminat
T.C
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/7292
K. 2005/14543
T. 4.10.2005
TAZMİNAT DAVASI (Davalının Satın Aldığı Dairede Ayıpla Bulunduğundan Bahisle İnternette Haksız ve Gerçek Dışı Beyanlarda Bulunduğu İleri Sürülerek Maddi ve Manevi Tazminat İstenilmesi)
<
GÖREV (Kamu Düzeni ile İlgili Olması Nedeniyle Taraflar İleri Sürmese Dahi Yargılamanın Her Aşamasında Resen Gözetilmesinin Gerekmesi)
TÜKETİCİ MAHKEMELERİNİN GÖREVLİ OLMASI (4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Uygulanması ile İlgili Her Türlü İhtilafa Tüketici Mahkemelerinde Bakılması)
KAZANILMIŞ HAK (Görevle İlgili Düzenlemelerin Kamu Düzeni ile İlgili Olması-Görevle İlgili Hususlarda Kazanılmış Hakkın Söz Konusu Olmaması)
4077/m.1,2,3,23
ÖZET: 4077 sayılı Yasanın 23. maddesi, bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
DAVA: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın açılmamış sayılmasına, karşı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı ( Karşı davalı ) avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat M.U. gelmiş, diğer taraf vekiline gönderilen tebligat bila tebliğ dönmekle davacı-karşı davalı duruşmadan vazgeçtiğinden temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: Davacı, davalının satın aldığı dairede ayıplar bulunduğundan bahisle internette haksız ve gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu ileri sürerek yayınların durdurulmasını, maddi ve manevi tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiş, karşı davası ile de davacı şirketten satın aldığı dairedeki ayıplara karşılık maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın açılmamış sayılmasına, karşı davanın ise kısmen kabulü ile 37.500.000.000 TL. maddi tazminatın faiziyle tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra Kapsam başlıklı 2. maddesinde, “”Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar”” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için Yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacı (satıcı)’nın davalıya (alıcı) konut amaçlı taşınmaz (mesken) sattığı ve taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
4077 sayılı Yasanın 23. maddesi, bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
2- Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı tarafça temyiz olunan kararın (1) nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, (2) nolu bentte gösterilen nedenle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 4.10.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.