Yargıtay Kararı – Çekte 6 Aylık Zamanaşımı Süresi
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/14182
K. 2004/8884
T. 27.9.2004
ÇEKE DAYALI TAKİP ( Yasal 6 Aylık Zamanaşımı Süresince İşlem Görmemesi – Alacağın Zamanaşımına Uğrayacağı )
TİCARİ SENETLERDE UYGULANACAK ZAMANAŞIMI ( BK.’ndaki Uzamış Ceza Zamanaşımı Süresinin Uygulanamayacağı – Çeke Dayalı Takip/Yasal 6 Aylık Zamanaşımı Süresince İşlem Görmemesi )
ZAMANAŞIMI ( Ticari Senetler/BK.’ndaki Uzamış Ceza Zamanaşımı Süresinin Uygulanamayacağı – Çeke Dayalı Takip/Yasal 6 Aylık Zamanaşımı Süresince İşlem Görmemesi )
UZAMIŞ CEZA ZAMANAŞIMI SÜRESİ ( Ticari Senetlerde Uygulanamayacağı – Çeke Dayalı Takip )
6762/m.662,726
818/m.60
2004/m.33/a
ÖZET: Ticari işlemlerin özellikleri itibariyle TTK.’nda kısa süreli zamanaşımı süreleri belirlenmiş olup, BK.’ndaki düzenlemeler ancak TTK.’nda özel hüküm bulunmayan hallerde uygulanabilir. Somut olayda, davanın İİK.nun 33/a maddesi uyarınca 7 günlük süresi içinde açıldığı; kambiyo senedi niteliğindeki çeklere dayalı dava konusu icra takibinin, yasal 6 aylık zamanaşımı süresince işlem görmediği, bu nedenle davacı alacağının zamanaşımına uğradığı; BK.’ndaki uzamış ceza zamanaşımı süresinin ticari senetlerde uygulanamayacağı; TTK.nun 662. maddesinde sınırlı şekilde sayılan zamanaşımını kesen sebeplerin bulunmadığı da anlaşılmasına göre, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
DAVA: Taraflar arasında görülen davada ( İstanbul Asliye Sekizinci Ticaret Mahkemesi )nce verilen 23.5.2002 tarih ve 2001/473-2002/615 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili bankanın kredi borçlusu dava dışı Y… Tekstil Ltd. Şti. tarafından kredi borcuna karşılık olarak müvekkiline ciro edilen ve davalının keşidecisi bulunduğu iki adet karşılıksız çıkan çekten dolayı davalı cirantalar aleyhine icra takibine girişildiğini, takibin davalı için kesinleştiğini, cirantalardan dava dışı A… A.Ş.nin imza itirazı nedeniyle takip dosyasının İstanbul 10 İcra Tetkik Mercii Hakimliğince gerçekleştirilen yargılama aşamasında işlemsiz kaldığını, bu kez davalının zamanaşımına uğrayan takibin iptalini talep etmesi üzerine İstanbul Yedinci İcra Tetkik Merciince icra takibinin İİK.nun 33/a maddesi uyarınca geri bırakılmasına karar verildiğini, oysa karşılıksız çek keşide etmenin aynı zamanda suç teşkil etmesi ve uzamış ceza zamanaşımı süresi nedeniyle takip konusu alacağın zamanaşımına uğramadığını ileri sürerek, takip konusu alacağın zamanaşımına uğramadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, BK.nun 60. maddesinde düzenlenen uzamış ceza zamanaşımı süresinin çekler için uygulanamayacağını, kaldı ki dava dışı A… A.Ş. ne ait cironun iptaline karar verilmesi nedeniyle davacı ile müvekkili arasında ciro silsilesi koptuğundan davacının talep ve dava hakkının kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan kanıtlara dayanılarak, dayanın İİK.nin 33/a. Maddesi uyarınca 7 günlük süresi içinde açıldığı, kambiyo senedi niteliğindeki çeklere dayalı dava konusu icra takibinin TTK.nun 726. maddesinde belirtilen zamanaşımı süresince işlem görmediği, bu nedenle davacı alacağının zamanaşımına uğradığı, ticari işlemlerin özellikleri itibariyle TTK.’nda kısa süreli zamanaşımı sürelerinin belirlenmesi ve BK.’ndaki düzenlemelerin ancak TTK.’nda özel hüküm bulunmayan hallerde uygulanabilmesi karşısında, BK.’nun 60. maddesinde düzenlenen uzamış ceza zamanaşımı süresinin ticari senetlerde uygulanamayacağı, somut olayda TTK.’nun 662. maddesinde sınırlı şekilde sayılan zamanaşımı kesen sebeplerin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ( ONANMASINA ), Bankalar Kanunu’nun 4672 sayılı yasayla değişik 14/5-c maddesi gereğince davacıdan harç alınmasına mahal olmadığına, 27.9.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.