Asli Dava Zamanaşımı Hakkında Yargıtay Kararları
T.C.
YARGITAY
11. CEZA DAİRESİ
E. 2006/4266
K. 2007/1383
T. 5.3.2007
• ASLİ DAVA ZAMANAŞIMI ( Dosyadaki Mevcut Deliller İtibariyle Suçun Daha Ağır Cezayı Gerektiren Nitelikli Hallerinin Gözönünde Bulundurulacağı )
• KAMU DAVASININ DÜŞÜRÜLMESİ ( Asli Dava Zamanaşımının Gerçekleşmediği Gözetilmeden Kamu Davasının Düşürülmesine Karar Verilmesi Kanuna Aykırı Olduğu )
• RESMİ EVRAKTA SAHTECİLİK ( Noter Vekaletnamesini Sahte Olarak Düzenlettirdiği İddiasıyla Açılan Kamu Davasının Tabi Olduğu Zamanaşımının Belirlenmesinde Suçun Daha Ağır Cezayı Gerektiren Nitelikli Hallerinin Gözönünde Bulundurulacağı )
• SUÇUN NİTELİKLİ HALİNİN GÖZÖNÜNDE BULUNDURULMASI ( Noter Vekaletnamesini Sahte Olarak Düzenlettirdiği İddiasıyla Açılan Kamu Davasının Tabi Olduğu Zamanaşımının Belirlenmesinde )
1512/m.82
5237/m.66,204/1-3
765/m.102/3,342/2
ÖZET : Dava zamanaşımının belirlenmesinde, dosyadaki mevcut deliller itibariyle suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerinin gözönünde bulundurulması gerekir.
Resmi evrakta sahtecilik suçundan yargılanan sanık hakkında, sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olan noter vekaletnamesini sahte olarak düzenlettirdiği iddiasıyla açılan kamu davasının tabi olduğu zamanaşımının belirlenmesinde, suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerinin gözönünde bulundurulması zorunluluğu karşısında, 765 sayılı TCK’nın 102/3 ve 5237 sayılı TCK’nın 66/1-d maddelerinde öngörülen asli dava zamanaşımının gerçekleşmediği gözetilmeden kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi kanuna aykırıdır.
DAVA : Resmi evrakta sahtecilik suçundan sanık Pervin’in yapılan yargılaması sonunda: 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine dair ( Kartal İkinci Ağır Ceza Mahkemesi )’nden verilen 23.06.2005 gün ve 2003/221 Esas, 2005/118 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C. Başsavcılığının onama isteyen 05.06.2006 tarihli tebliğnamesi ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Sanık hakkında, 1512 sayılı Noterlik Yasası’nın 82. maddesi uyarınca, sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olan noter vekaletnamesini sahte olarak düzenlettirdiği iddiasıyla, 765 sayılı TCK’nın 342/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, fiilin yaptırımının 5237 sayılı TCK’nın 204/1-3. madde ve fıkralarında düzenlendiği ve aynı Yasa’nın 66. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde, dosyadaki mevcut deliller itibariyle suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerinin de göz önünde bulundurulması gerektiği cihetle, atılı suç için 765 sayılı Yasa’nın 102/3 ve 5237 sayılı Yasa’nın 66/1-d maddelerinde öngörülen asli dava zamanaşımının gerçekleşmediği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
SONUÇ : Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak ( BOZULMASINA ), 05.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
11. CEZA DAİRESİ
E. 2007/2628
K. 2007/6320
T. 4.10.2007
• SAHTE FATURA DÜZENLEMEK ( Suçunun Cezasının Türü ve Üst Sınırı İtibariyle 765 S.K. Md. 102/4’de Öngörülen 5 Yıllık Asli Dava Zamanaşımın Tabi Olduğu – Kamu Davasının Ortadan Kaldırılmasına Karar Verilmesi Gerektiği )
• ASLİ DAVA ZAMANAŞIMI ( Sahte Fatura Düzenlemek/5 Yıl – Gerçekleştiği/Kamu Davasının 765 S.K. Md. 102/4 Uyarınca “Ortadan Kaldırılması” Yerine “Düşürülmesine” Karar Verilemeyeceği )
• DAVANIN ORTADAN KALDIRILMASI ( Sahte Fatura Düzenlemek/765 S.K. Md. 102/4’de Öngörülen 5 Yıllık Asli Dava Zamanaşımın Tabi Olduğu – Kamu Davasının “Düşürülmesine” Karar Verilemeyeceği )
• KURUMLAR VERGİSİNDE KULLANILAN SAHTE FATURALAR ( 1998 Yılına Ait/Sanıklar Yönünden Suç Tarihinin 1.5.1999 Olduğu – Zamanaşımı )
765/m. 102/4, 104/2
213/m. 359
5422/m. 21, 28, 29
ÖZET : 1-5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 7. ve 5349 Sayılı Kanunla değişik 5252 Sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlülük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükümleri karşısında; sanıklara yüklenen “Sahte Fatura Düzenlemek” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, 765 Sayılı TCK.’nun 102/4 maddesinde öngörülen 5 yıllık asli dava zamanaşımının, sanığın sorgusunun yapıldığı 25.01.2001, 23.03.2001 tarihlerinden hükmün verildiği 27.06.2006 tarihine kadar gerçekleştiği gözetilerek kamu davasının 765 Sayılı TCK.’nun 102/4. maddesi uyarınca “Ortadan Kaldırılması” yerine “Düşürülmesine” karar verilmesi,
2-1998 yılına ait sahte düzenlendiği iddia olunan suça konu faturaların dosya içinde mevcut vergi inceleme raporlarına göre anılan şirketçe Kurumlar Vergisinde Kullanıldığının anlaşılması karşısında adı geçen sanıklar yönünden suç tarihinin Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 21, 28, 29 maddeleri uyarınca 1.5.1999 olduğu ve hüküm tarihinde zamanaşımımın dolmadığı gözetilmeden sanıklar hakkıdaki davaların zamanaşımı gerçekleştiğinden bahisle düşürülmesine karar verilmesi ,
Yasaya aykırıdır.
DAVA : 213 Sayılı Vergi Usul yasasına muhalefet suçundan sanıklar A.K., Y.A., N.K., A.G., M.G., Y.D., S.S., N.K., M.K., K.S., H.İ.B., A.B., M.T., R.K., T.K., A.G., A.Z.T., R.Ü. hakkında açılan kamu davalarının birleştirilerek yapılan yargılaması sonunda: 765 Sayılı TCK. nun 102/4, 104/2 ve CMK. nun 223/8 maddeleri uyarınca kamu davasının düşürülmesine dair Afyonkarahisar Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 27.6.2006 gün ve 2000/242 E., 20 K. sayı1ı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının onama isteyen 14.03.2007 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle, incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Gerekçeli karar başlığında; Sanık T.’nin yanlış yazılan adının düzeltilmesi, kısa ve gerekçeli kararın hüküm kısmında hakkındaki dava, zamanaşımı ile düşürülen sanık N.K.’nin adının karar başlığına yazılmamasının mahallinde tamamlanması mümkün görülmüştür.
1-5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 7. ve 5349 Sayılı Kanunla değişik 5252 Sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlülük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükümleri karşısında; sanıklardan N.K., Y.A. ve H.İ.B.’ye yüklenen “Sahte Fatura Düzenlemek” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, 765 Sayılı TCK.’nun 102/4 maddesinde öngörülen 5 yıllık asli dava zamanaşımının, sanığın sorgusunun yapıldığı 25.01.2001, 23.03.2001 tarihlerinden hükmün verildiği 27.06.2006 tarihine kadar gerçekleştiği gözetilerek kamu davasının 765 Sayılı TCK.’nun 102/4. maddesi uyarınca “Ortadan Kaldırılması” yerine anılan yasanın l02/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK.’nun 223/8. maddesi gereğince “Düşürülmesine” karar verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK.’nun 321 nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan hüküm fıkrasından “en son sahte faturanın düzenlendiği 31.10.1998 tarihinden itibaren suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanıklar lehine olan 765 Sayılı TCK.’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü zamanaşımı dolmuş olduğundan sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı sebebiyle CMUK. 223/8. maddesi gereğince düşürülmesine” ibaresinin çıkarılıp, yerine “sanıklardan N.K., Y.A. ve H.İ.B. hakkında açılan kamu davasında 5 yıllık asli dava zamanaşımı dolduğundan 765 Sayılı TCK.’nun 102/4. maddesi uyarınca kamu davasının ortadan kaldırılmasına” denilmek suretiyle hükmün bu sanıklar yönünden DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Katılan hazine vekilinin T.İnş.Tic. Ltd.Şti.’nin sahibi ve çalışanları olan sanıklar M.T., R.K., T.K., A.G., A.Z.T., R.Ü.’nün “Sahte Fatura Kullanmak”, diğer sanıklar A.K., A.G., M.G., Y.D., S.S., N.K., M.K., K.S., A.B.’nin “Sahte Fatura Düzenlemek” suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarına gelince;
1998 yılına ait sahte düzenlendiği iddia olunan suça konu faturaların dosya içinde mevcut vergi inceleme raporlarına göre anılan şirketçe Kurumlar Vergisinde Kullanıldığının anlaşılması karşısında adı geçen sanıklar yönünden suç tarihinin Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 21, 28, 29 maddeleri uyarınca 1.5.1999 olduğu ve hüküm tarihinde zamanaşımımın dolmadığı gözetilmeden sanıklar hakkıdaki davaların zamanaşımı gerçekleştiğinden bahisle düşürülmesine karar verilmesi ,
SONUÇ : Yasaya aykırı katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden adları geçen sanıklar hakkındaki hükmün, 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK.’nun 321 nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar anılan dava zamanaşımının gerçekleştiği anlaşıldığından ve bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 Sayılı TCK.’nun 102/4 ve 102/4 maddeleri gereğince ORTADAN KALDIRILMASINA, 04.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 2009/10-226
K. 2009/277
T. 24.11.2009
• KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK ( Eylemin Dolandırıcılık Suçuna Uyup Uymadığının Belirlenmesi İstemi – Suç Tarihinde Yürürlükte Bulunan ve Sanık Lehine Olan 765 S. TCY’nın 102/4 Md. Uyarınca 5 Yıllık Asli Dava Zamanaşımı Süresine Tabi Olduğu )
• ASLİ DAVA ZAMANAŞIMI SÜRESİ ( Karşılıksız Çek Keşide Etmek – Suç Tarihinde Yürürlükte Bulunan ve Sanık Lehine Olan 765 S. TCY’nın 102/4 Md. Uyarınca 5 Yıllık Asli Dava Zamanaşımı Süresine Tabi Olduğu )
• ZAMANAŞIMI ( Karşılıksız Çek Keşide Etmek/Dolandırıcılık Suçuna Uyup Uymadığının Belirlenmesi İstemi – Daha Ağır Bir Suçu Oluşturma İhtimali Bulunmayan Eylemde Suç Tarihi İle İnceleme Tarihi Arasında 8 Yıldan Fazla Süre Geçtiğinden 7 Yıl 6 Aylık Dava Zamanaşımı Süresinin Dolduğu )
• KAMU DAVASININ DÜŞMESİ ( Karşılıksız Çek Keşide Etmek/Suç Tarihi İle İnceleme Tarihi Arasında 8 Yıldan Fazla Süre Geçtiğinden 7 Yıl 6 Aylık Dava Zamanaşımı Süresinin Dolduğu – Karar Verilmesi Mümkün Bulunduğundan Kamu Davasının Düşmesine Karar Verilmesi Gerektiği )
765/m.102/4,104/2
1412/m.322
ÖZET : Uyuşmazlık, sanığın yetkisi bulunmadığı halde karşılıksız çek keşide etmek eyleminin, dolandırıcılık suçuna uyup uymadığının belirlenmesine ilişkindir. Suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCY’nın 102/4 maddesi uyarınca 5 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylemde, suç tarihi ile inceleme tarihi arasında 8 yıldan fazla süre geçmiş olup, aynı Yasanın 104/2. maddesi uyarınca 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımı süresinin dolduğu görülmektedir.
Bu itibarla Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının düşmesine karar verilmelidir.
DAVA : Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Hasan Mezitlerlioğlu’nun, 3167 sayılı Yasanın 16. maddesi uyarınca 3.500.000.000 Lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl süre ile bankalarda çek hesabı açmaktan yasaklanmasına ilişkin, Balıkesir 2. Asliye Ceza Mahkemesince 23.12.2004 gün ve 37-900 sayı ile verilen hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 11.12.2006 gün ve 7016-14020 sayı ile;
“… 1- Suça konu çekin Şanlı Madencilik Limited Şirketi’nin Garanti Bankası Balıkesir Şubesi nezdindeki hesabından keşide edildiği, Balıkesir 2. Noterliği’nin 13.12.2000 tarih ve 32423 yevmiye numaralı imza sirküleri ile Balıkesir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yazısına göre Mustafa Yumuş’un şirketi münferiden temsile yetkili kılındığı, sanığın temyiz dilekçesi ekinde sunduğu Dursunbey Noterliği’nin 28.05.2001 tarih ve 1727 yevmiye numaralı vekaletnamesinin şirketi temsilen Garanti Bankası Balıkesir Şubesindeki hesaptan çek keşide etme yetkisi içermediği ve şirketi temsile yetkili olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin dosya içerisinde bulunmadığı hususları dikkate alınarak; dava konusu çekin üzerinde yazılı keşide tarihinde, çek ileri tarihli düzenlenmiş ise belirlenecek gerçek keşide tarihinde, sanığın şirket adına münferiden çek keşide etmeye yetkili olup olmadığı araştırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
Hükümde Türk Lirası olarak ifade edilen ağır para cezasının; 5083 sayılı Kanunun 1 ve 2. maddeleri ile 5252 sayılı Kanunun 5/1 ve 8. maddeleri uyarınca Yeni Türk Lirası ( YTL ) olarak belirlenmesinde ve adli para cezasına dönüştürülmesinde zorunluluk bulunması…” isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Balıkesir 2. Asliye Ceza Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 17.07.2007 gün ve 53-792 sayı ile karşılıksız çek keşide etmek suçunun unsurlarının oluşmadığından bahisle sanığın beraatına kararı verilmiştir.
Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 03.11.2008 gün ve 2115-15756 sayı ile;
“… Sanığın Şanlı Madencilik Limited Şirketi’nin Garanti Bankası/Balıkesir Şubesi nezdindeki hesabından keşide ettiği dava konusu çeki cirolayıp, 2. ciranta konumundaki katılana verdiği, dosyadaki Balıkesir 2. Noterliği’nin 13.12.2000 tarih ve 32423 yevmiye numaralı imza sirküleri ile Balıkesir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yazısı uyarınca, Mustafa Yumuş’un şirketi münferiden temsile yetkili kılındığı, sanığın bozmadan önceki temyiz dilekçesi ekinde sunduğu Dursunbey Noterliği’nin 28.05.2001 tarih ve 1727 yevmiye numaralı vekaletname örneğinde şirketi temsilen Garanti Bankası Balıkesir Şubesindeki hesaptan çek keşide etme yetkisi içermediği ve başkaca şirketi temsile yetkili olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin elde edilemediği anlaşılmıştır.
Hesap sahibi şirket yetkilisinin aşamalardaki beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın şirket adına çek keşide etme yetkisi bulunmadığını bilerek katılandan mal alışverişi yaptığı sırada, suça konu çeki düzenleyerek verdiği dikkate alınarak, dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi…” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 26.02.2009 gün ve 29-190 sayı ile
“… Bilindiği üzere dolandırıcılık suçu hileli yollarla karşı tarafı hataya düşürerek kendisine menfaat sağlamaktır. Bunun için sanığın baştan itibaren bu kasıtla hareket etmesi gerekir. Söz konusu çek geçersiz olsa bile altındaki imzayı sanığın kabul etmesi gözönüne alındığında; şirket için geçersiz olsa bile kendisi için borç doğurucu olduğu tartışmasızdır. Ve sanık savunmalarında bu borcu inkar etmemiştir. Her ne kadar dosyaya belge sunulmamış olsa bile sanık borcu üstlenip ödediğini beyan etmektedir. Şekilsel anlamda Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere; vekaletnamede çek keşide etme yetkisi olmadığı sabit olduğundan sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği söylenebilir. Ancak dolandırıcılık suçu kasten işlenebilen suçlardandır. Var olan deliller ışığında mahkememizce de sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği yönünde şüphe duyulmuştur. Ancak yargılamanın başından bu yana istikrarlı olan savunması ve bunu destekleyen vekaletname içeriği gözönüne alındığında; sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği yönünde her türlü şüpheden uzak vicdani rahatlık içersinde kesin bir kanaate ulaşılamadığından sanığın beraatine karar verilmiştir. Bu yönüyle bir önceki hükümde verilen beraat kararı usul, yasaya ve oluşan vicdani kanaate uygun olduğundan Yargıtay bozma ilamına karşı direnilmiş ve yine sanığın beraatine karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de o yer C.savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının “dava zamanaşımı gerçekleştiğinden bahisle hükmün bozulması ve kamu davasının düşürülmesi” istekli 05.10.2009 gün ve 198807 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır:
KARAR : Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanığın, 29.09.2001 tarihinde yetkisi bulunmadığı halde karşılıksız çek keşide etmek eyleminin, dolandırıcılık suçuna uyup uymadığının belirlenmesine ilişkindir.
Ancak, dosyanın incelenmesinde;
Sanık hakkında düzenlenen iddianamede uygulanması istenen, 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesinde öngörülen cezanın türü ve üst haddine göre, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCY’nın 102/4 maddesi uyarınca 5 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylemde, suç tarihi ile inceleme tarihi arasında 8 yıldan fazla süre geçmiş olup, aynı Yasanın 104/2. maddesi uyarınca 7 yıl 6 aylık dava zamanaşımı süresinin dolduğu görülmektedir.
Bu itibarla Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCY’nın 102/4 ve 104/2. maddeleri ile 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1- Balıkesir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.02.2009 gün ve 29-190 sayılı direnme hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
2- Yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCY’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
3- Dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.11.2009 günü yapılan müzakerede tebliğnamedeki isteme uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
5. CEZA DAİRESİ
E. 2004/4882
K. 2006/3182
T. 13.4.2006
• SALDIRGAN SARHOŞLUK VE SARKINTILIK ( Suçunun Tabi Olduğu Yasa Maddesinde Öngörülen Cezanın Nev’i ve Üst Sınırına Göre Hüküm Tarihinden İnceleme Tarihine Kadar 765 Sayılı TCK’nun 102/5 Maddesinde Belirtilen Asli Dava Zamanaşımının Gerçekleştiği )
• ASLİ DAVA ZAMANAŞIMI SÜRESİ ( Suçunun Tabi Olduğu Yasa Maddesinde Öngörülen Cezanın Nev’i ve Üst Sınırına Göre Hüküm Tarihinden İnceleme Tarihine Kadar 765 Sayılı TCK’nun 102/5 Maddesinde Belirtilen Asli Dava Zamanaşımının Gerçekleştiği )
• LEHE KANUN UYGULAMASI ( Saldırgan Sarhoşluk ve Sarkıntılık – 5237 Sayılı Yasasının 7 ve 5252 Sayılı Yasasının 9. Maddeleri ve 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Yasası Uyarınca Sanıkların Hukuki Durumlarının Yeniden Değerlendirilmesinde Zorunluluk Bulunduğu )
• LEHE HÜKMÜN TESPİTİ ( Saldırgan Sarhoşluk ve Sarkıntılık – 5237 Sayılı Yasasının 7 ve 5252 Sayılı Yasasının 9. Maddeleri ve 5271 Sayılı Ceza Muhakemeleri Yasası Uyarınca Sanıkların Hukuki Durumlarının Yeniden Değerlendirilmesinde Zorunluluk Bulunduğu )
5237/m.7
5252/m.9
ÖZET : Sanığa isnat olunan saldırgan sarhoşluk suçunun tabi olduğu yasa maddesinde öngörülen cezanın nev’i ve üst sınırına göre; 765 sayılı TCK’nun 102/5 maddesinde belirtilen asli zamanaşımının hüküm tarihinden inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve başkaca zamanaşımını kesen sebeplerin bulunmadığı anlaşıldığından 5237 sayılı TCK.nun 7/2. maddesi ile 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek hükmün bozulması gerekir.
5237 sayılı Kanunun 7. ve 5252 sayılı Kanunun 9. maddeleri uyarınca, sanığın hukuki durumunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun hükümleri de nazara alınarak yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiştir.
DAVA : Saldırgan sarhoşluk ve sarkıntılık suçlarından sanık Hüseyin Çetin Fidan’ın yapılan yargılanması sonunda; atılı suçlardan mahkumiyetine dair Samsun 3.Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 6.2.2003 gün ve 2002/1017 Esas, 2003/114 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Sanığa isnat olunan saldırgan sarhoşluk suçunun tabi olduğu yasa maddesinde öngörülen cezanın nev’i ve üst sınırına göre; 765 sayılı TCK.nun 102/5 maddesinde belirtilen asli zamanaşımının hüküm tarihi olan 6.2.2003’den inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve başkaca zamanaşımını kesen sebeplerin bulunmadığı anlaşıldığından 5237 sayılı TCK.nun 7/2. maddesi ile 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek hükmün CMUK.nun 321. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddeleri uyarınca davanın zamanaşımı nedeniyle ( DÜŞMESİNE ),
Sarkıntılık suçunun temyiz incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7. maddesinde `zaman bakımından uygulama`, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesinde ise, `lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul` kurallarının düzenlenmesi, ayrıca 5252 sayılı Kanunun 12. maddesi ile 765 sayılı Türk Ceza Kanununun yürürlükten kaldırılması, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve bu Kanunların hükümden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunması karşısında;
5237 sayılı Kanunun 7. ve 5252 sayılı Kanunun 9. maddeleri uyarınca, sanığın hukuki durumunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun hükümleri de nazara alınarak yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
SONUÇ : Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nun 321. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), 13.04.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.