Ağır Tahrik Hakkında Yargıtay Kararları
T.C.
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
E. 2003/4076
K. 2004/535
T. 1.3.2004
ADAM ÖLDÜRME (Bıçak ve Sopaların Kullanıldığı Kavganın Başlamasına Sanıklardan Hangisinin Neden Olduğunun Tesbit Edilememesi – Her İki Sanık İçin Tahrikin Ağır Olarak Kabulü)
AĞIR TAHRİK (Adam Öldürme – Bıçak ve Sopaların Kullanıldığı Kavganın Başlamasına Sanıklardan Hangisinin Neden Olduğunun Tesbit Edilememesi/Her İki Sanık İçin Tahrikin Ağır Olarak Kabulü)
TAHRİKİN AĞIR OLARAK KABULÜ (Adam Öldürme – Bıçak ve Sopaların Kullanıldığı Kavganın Başlamasına Sanıklardan Hangisinin Neden Olduğunun Tesbit Edilememesi)
KAVGA (Adam Öldürme/Başlamasına Sanıklardan Hangisinin Neden Olduğunun Tesbit Edilememesi – Her İki Sanık İçin Tahrikin Ağır Olarak Kabulü)
765/m. 51/2
ÖZET: Somut olayda; bıçak ve sopaların kullanıldığı bir kişinin öldüğü ve birden fazla kişilerin yaralandığı kavganın başlamasına sanıklardan hangisinin neden olduğu dosya kapsamıyla kesin olarak tesbit edilemediğinden her iki sanık için tahrikin ağır olarak kabulü ile TCK.’nun 51. maddesinin 2. fıkrası uyarınca uygulama yapılması gerekir.
DAVA: Emine’yi kasten öldürmekten, Ayşe, Yavuz, Meral ile Kezban’ı bıçakla ayrı ayrı yaralamaktan sanık İlyas, İlyas A. ile Emine ‘yi bıçakla ayrı ayrı yaralamaktan sanık Nural’ın yapılan yargılanmaları sonunda; hükümlülüklerine ilişkin ( R ) Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 09.05.2003 gün ve 205/110 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi sanıklar ile müdahiller taraflarından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; sanık İlyas hakkında duruşmalı, diğer sanık ile müdahillerin temyizleri hakkında da kararda açıklanan nedenle duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR: 1-Müdahil-sanık Nural ve müdahiller Yavuz ve arkadaşları vekilinin yetkileri bulunmadığından duruşmalı inceleme isteğinin CMUK.’nun 318. maddesi uyarınca reddine,
2-Temyiz kapsamına göre: sanıklardan İlyas ve Nural hakkında mahkumiyetle neticelenen suçlardan kurulan hükümlere hasren yapılan incelemede:
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, cezayı azaltıcı adam öldürmek suçunda tahrik ve takdiri tahfif, diğer suçlarda takdiri tahfif sebebinin niteliği ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebebleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık İlyas müdafiinin duruşmalı incelemede eksik incelemeye, öldürmeye teşebbüs suçunun vasfına, tüm suçlarda TCK.nun 49 veya 51/2.maddelerinin uygulanmasının gerektiğine vesaireye, müdahil sanık Nural ve müdahil Yavuz ve arkadaşları vekilinin, müdahiller vekili sıfatıyla İlyas’ın adam öldürmek ve mağdur Ayşe’yi yaralamak suçlarının vasfına, tahrik uygulamasının gerekmediğine ilişen, sanık Nural vekili sıfatıyla bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,Ancak;
a )Olayın oluş ve delillere göre: bıçak ve sopaların kullanıldığı bir kişinin öldüğü ve birden fazla kişilerin yaralandığı kavganın başlamasına sanıklardan hangisinin neden olduğu dosya kapsamıyla kesin olarak tesbit edilemediğinden her iki sanık için tahrikin ağır olarak kabulü ile TCK.’nun 51. maddesinin 2. fıkrası uyarınca uygulama yapılması gerektiği halde, olayın başlamasına müdahil sanık Nurol’un neden olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi,
b )Kabule göre de, farklı safta yer alan herbir sanığın sarfına neden olduğu yargılama giderinden sorumlu tutulması gerekirken tüm giderlerin eşit olarak tahsiline karar verilmesi,
SONUÇ: Yasaya aykırı olup, sanık İlyas müdafiinin duruşmalı incelemede sunduğu temyiz itirazları ile müdahil-sanık Nural ve müdahil Yavuz ve arkadaşlarının dilekçesindeki temyiz isteklerinin bu nedenle kabulü ile hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA 01.03.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
E. 2007/8277
K. 2009/4890
T. 16.3.2009
TEHDİT (Sanıkların Birlikte İşlettikleri Halk Otobüsüne Az Yakıt Alarak Para Gizleyen Mağduru Tehdit Etmeleri – Eylemin Ağır Tahrikin Etkisiyle İşlendiğinin Kabulü Karşısında Kendiliğinden Hak Alma Suçu Oluşturup Oluşturmayacağı Tartışılmadan Tehdit Suçundan Hüküm Kurulmasının Hatalı Olduğu)
AĞIR TAHRİK (Halk Otobüsüne Az Yakıt Alarak Para Gizleyen Mağduru Tehdit – Eylemin Kendiliğinden Hak Alma Suçu Oluşturup Oluşturmayacağı Tartışılmadan Tehdit Suçundan Hüküm Kurulmasının Hatalı Olduğu)
KENDİLİĞİNDEN HAK ALMA (Ağır Tahrik – Tehdit)
5237/m. 29, 106
ÖZET: Sanıkların, birlikte işlettikleri halk otobüsüne az yakıt alarak parayı gizleyen mağduru ağır tahrikin etkisiyle tehdit ettiklerinin kabulü karşısında eylemlerinin özel hüküm niteliğindeki kendiliğinden hak alma suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan, tehdit suçundan hüküm kurulması yasaya aykırıdır.
DAVA: Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
KARAR: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Sanıkların, birlikte işlettikleri halk otobüsüne az yakıt alarak parayı gizleyen mağduru ağır tahrikin etkisiyle tehdit ettiklerinin kabulü karşısında eylemlerinin özel hüküm niteliğindeki kendiliğinden hak alma suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan, tehdit suçundan hüküm kurulması,
2- Kabule göre;
a ) Koşulları bulunmasına karşın sanık O. T. hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması ve sanık A. O. T. hakkında tekerrüre esas alınan hükümlülüğün gösterilmemesi,
b ) Temel cezanın alt sınırdan belirlenmesine karşılık paraya çevirme sırasında alt sınırdan uzaklaşma gerekçesi gösterilmeden ve 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesinin ve fıkrası gözetilmeden sanıklara önceki hükümle belirlenen cezadan fazla ceza verilmesi,
SONUÇ: Yasaya aykırı ve sanıklar O. T., A. O. T. ve S. T.’nun temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16.03.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
E. 2006/1405
K. 2006/2479
T. 9.6.2006
KASTEN ÖLDÜRMEK (Maktulün Kardeşini Bacağından Bıçakla 3 Gün İşine Mani Olacak Şekilde Yaralamasından Sonra Gelişen Olayda Etki-Tepki Kuralı Gözetilerek Ağır Tahrikte İndirimin Makul Bir Oranda Yapılması Gerektiği)
AĞIR TAHRİKTE İNDİRİM (Kasten Öldürmek – Maktulün Kardeşini Bacağından Bıçakla 3 Gün İşine Mani Olacak Şekilde Yaralamasından Sonra Gelişen Olayda Etki-Tepki Kuralı Gözetilerek İndirimin Makul Bir Oranda Yapılması Gerektiği)
CEZADA İNDİRİM (Kasten Öldürmek – Maktulün Kardeşini Bacağından Bıçakla 3 Gün İşine Mani Olacak Şekilde Yaralamasından Sonra Gelişen Olayda Etki-Tepki Kuralı Gözetilerek İndirimin Makul Bir Oranda Yapılması Gerektiği)
5237/m.29,81
ÖZET: 1- Olaydan az önce sanığın maktulün kardeşini bacağından bıçakla 3 gün işine mani olacak şekilde yaralamasından sonra gelişen olayda etki-tepki kuralı gözetilerek, ağır tahrikte indirimin makul bir oranda yapılmasının adalete uygun olacağının gözetilmeyerek azami oranda indirimin yapılması suretiyle eksik ceza tayini, bozmayı gerektirmiştir.
DAVA: Cumali Tuna’yı kasten öldürmekten, Yusuf Tuna’yı yaralamaktan ve izinsiz silah taşımaktan sanık Ali Osman Bozkurt, Ali Tuna’yı yaralamaktan sanıklar Şıh Mehmet Bozkurt, Ali Bozkurt ile Yusuf Bozkurt’un yapılan yargılanmaları sonunda: sanık Ali Osman’ın hükümlülüğüne, diğer sanıkların beraatlerine ilişkin ( MERSİN ) İkinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 16.09.2005 gün ve 231/228 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi müdahil vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR: Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Ali Osman’ın suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, bozma sebebi dışında cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanıklar Şıh Mehmet, Ali ve Yusuf haklarında delillerin mahkumiyetlerine yeter mahiyette bulunmadığından, suçun unsurlarının oluşmadığından bahisle beraatlerine karar verilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebebi dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, müdahil vekilinin beraatlerin yersiz olduğuna ilişen, sanık Ali Osman yönünden bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
Vekalet ücretinden beraat eden sanıklar Şıh Mehmet, Ali ve Yusuf’un sorumlu olamayacaklarına karar verilmek suretiyle CMUK.nun 322. maddesi mucibince DÜZELTİLEN sanıklar Şıh Mehmet, Ali ve Yusuf’un beraatlerine dair hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ( ONANMASINA ),
Sanık Ali Osman hakkındaki hükmün incelenmesinde;
Diğer temyiz itirazları yerinde değilse de;
1- Olaydan az önce sanık Ali Osman’ın maktulün kardeşi Yusuf’u bacağından bıçakla 3 gün işine mani olacak şekilde yaralamasından sonra gelişen olayda etki-tepki kuralı gözetilerek, ağır tahrikte indirimin makul bir oranda yapılmasının adalete uygun olacağının gözetilmeyerek azami oranda indirimin yapılması suretiyle eksik ceza tayini,
2- Tayin edilen vekalet ücretinin sadece müdahil Ali Tuna lehine hükmolunması gerektiğinin düşünülmemesi,
SONUÇ: Kanuna aykırı olup, müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde bulunduğundan sanık hakkındaki irtibatlı hükümlerin tebliğnamedeki düşünce hilafına ( BOZULMASINA ), bozma sebepleri, dosya kapsamı ve tutuklulukta geçen süreye göre sanık Ali Osman’ın tahliye isteminin reddine, 09.06.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
E. 2003/1539
K. 2003/1634
T. 30.6.2003
AĞIR TARHİK (Somut Olayda Sanık Her Ne Kadar Fuhşa Bulaşmış Olsa Dahi Maktülün Cinsel Teklif ve Tacilerinin Haksız Tahrik Niteliğinde Olduğunun Kabul Edilmesinin Gerekmesi)
SUÇTA TASARLAMA HALİ (Sanığın Maktülü Eve Çağırması Sonra Tuvalette Saklanması ve Sonra Gelip Maktulü Öldürmesi Durumunun Olay Öncesi Suç Kastının Yoğunluğunu Gösteriyor Olması)
SUÇ KASTININ YOĞUNLUĞU (Somut Olayda Sanığın Suçu Tasarlayarak İşlediği Gözönünde Tutularak Cezanın Artırılmasının Gerekmesi)
TASARLAMA NEDENİYLE CEZANIN ARTIRILMASI (Somut Olayda Sanığın Suçu Tasarlayarak İşlediği Gözönünde Tutularak Cezanın Artırılmasının Gerekmesi)
765/m.51,64,65,448
ÖZET: Mevcut deliller, suçun taammüden işlendiğini kabule yeter derece ve mahiyette bulunmamakla birlikte, maktülü öldürmek amacı ile eve davet edilmesi, plan gereği Fikret’in tuvalete saklanıp maktül ile Nilgün’ün soyunmasını bekledikten sonra gelip maktülü öldürmesi ve böylece sanıkların olay öncesi, sırası ve sonrasındaki tutum ve davranışları ile açığa çıkan suç kasıtlarındaki yoğunluk gözetilerek temel cezanın teşdiden tayini lüzumu düşünülmesi gerekir. Fuhşa bulaşmış olsa da bir kadına isteyen herkesle yatma mecburiyeti yüklenemeyeceği cihetle, maktülün uzun süredir tevali eden cinsel teklif ve tacizlerinin, gerek Nilgün ve gerekse bunu öğrenen Fikret yönünden ağır tahrik seviyesine ulaştığının kabulü ile Nilgün ile Fikret’in konumlarındaki farklılık Fikret lehinde gözetilerek indirim oranı takdir edilmek suretiyle sanıklar hakkında TCK.nun 51/2.maddesinin tatbiki gerekir.
DAVA: Hüsnü ‘i birlikte kasten öldürmekten sanıklar Fikret ile Nilgün’in yapılan yargılanmaları sonunda:Hükümlülüklerine ilişkin ( A ) İKİNCİ Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 18.10.2002 gün ve 288/198 sayılı hüküm re’sen temyize tabi olmakla beraber duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi sanık Nilgün tarafından da istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: duruşmalı olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR: Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde sanık Fikret’in suçunun niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdiri tahfif sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebepleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık Nilgün müdafiinin duruşmalı incelemede suçun sübut bulmadığına vesaireye ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, Ancak;
Olaydan önceki muhtelif günlerde maktülün telefonla yaptığı müteaddit cinsel ilişki teklifinin, para karşılığı erkeklerle cinsel ilişkiye girdiği sabit olan sanık Nilgün tarafından reddedilmesine rağmen, maktülün teklifini olay günü de tekrarlaması üzerine, Nilgün’ün bu durumu eşi olan sanık Fikret’e açıkladığı, karısının fuhuş yaptığından haberdar olmadığı yolundaki savunmasını çürütecek delil bulunmayan Fikret’in eşi Nilgün ile maktülü öldürme amacında anlaştıkları ve Nilgün’ün daveti ile eve gelen maktül ile Nilgün’ün soyunuk halde bulundukları sırada, odaya giren Fikret tarafından öldürüldüğünün delillerden anlaşılmasına göre;
a )Mevcut deliller, suçun taammüden işlendiğini kabule yeter derece ve mahiyette bulunmamakla birlikte, maktülü öldürmek amacı ile eve davet edilmesi, plan gereği Fikret’in tuvalete saklanıp maktül ile Nilgün’ün soyunmasını bekledikten sonra gelip maktülü öldürmesi ve böylece sanıkların olay öncesi, sırası ve sonrasındaki tutum ve davranışları ile açığa çıkan suç kasıtlarındaki yoğunluk gözetilerek temel cezanın teşdiden tayini lüzumunun düşünülmemesi,
b )Fuhşa bulaşmış olsa da bir kadına isteyen herkesle yatma mecburiyeti yüklenemeyeceği cihetle, maktülün uzun süredir tevali eden cinsel teklif ve tacizlerinin, gerek Nilgün ve gerekse bunu öğrenen Fikret yönünden ağır tahrik seviyesine ulaştığının kabulü ile Nilgün ile Fikret’in konumlarındaki farklılık Fikret lehinde gözetilerek indirim oranı takdir edilmek suretiyle sanıklar hakkında TCK.nun 51/2.maddesinin tatbiki gerekirken yazılı şekilde tahrikin derecesinin belirlenmesinde hata edilmesi,
c )Sanık Nilgün’ün öldürme eyleminde asli maddi fail olduğu yolunda delil bulunmadığı, ancak bu sanığın iştiraki inzimam etmeksizin fiilin irtikabının mümkün olmayacağı sebebiyle eyleme iştirakinin TCK.nun 65/son madde ve fıkrasına mümas olduğu halde 64/1.maddesi delaletiyle hüküm kurulması,
SONUÇ: Kanuna aykırı ve sanık Nilgün vekilinin sair temyiz itirazları bu itibarla yerinde bulunduğundan her iki sanık yönünden re’sen de temyize tabi olan hükmün ( BOZULMASINA ) kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi 30.06.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.