Banka ve Kredi Kartı Bilgileri Çalınması
Birçok kişi kredi kartının usulsüz kullanımından dolayı mağdur olmaktadır. Özellikle teknolojik gelişmeler sonucunda internet işlem hacminin bir anda artması buna paralel olarak belirli hukuki düzenlemeleri de beraberinde getirmektedir. Banka veya kredi kartı bilgileri çalınarak yapılan işlemlerdeki cezai sorumluluğu açıklamıştık. Peki hiçbir kusuru olmamasına karşın tüketicinin bu durumlarda ne yapması gerektiğini hiç düşündünüz mü? İşte bu Yargıtay kararında tüketicinin ve bankanın bu tür olaylarda sorumluluğunu irdeleyeceğiz.
Öncelikle bilişim sistemleri ile suçun işlenmesi sebebiyle tüketicinin hiçbir kusuru bulunmamaktadır. Bilişim sistemini oluşturan ve bunun güvenliğini sağlamak zorunda olan bankadır. Bankalar müşterilerine kolaylık olması açısından böyle bir sistem gereksinimini duymuştur. Bu sistemden kaynaklı olarak tüketicinin hesabındaki paraların çekilmesinde ise hukuki olarak bankalar sorumludur. Zira bankalar kendi oluşturduğu bilişim sistemlerini güvenliğini tam anlamıyla sağlamak zorundadır. Müşterilerin bilgilerinin kopyalanması yada şifrelerinin hileli yollarla ele geçirilmesinde sorumluluk bu işin ticaretini yapan bankadadır. Bu tür durumlarda bankalardan zararınızı tazmin edebilirsiniz.
Yargıtay Kararındaki Ana Başlıklar
BANKADAKİ PARANIN İZİNSİZ ÇEKİLMESİ Zararın Tazmini İstemi – Davacının İnternet Şifresi Kullanılarak Hesabından Para Çekildiğinin İddia Edilmiş Olmasına ve Bu İşlemin T.T.K.nun 4. Md. Gereğince Ticari İş Niteliğinde Bulunduğu/Tüketici Mahkemesinin Görevli Olmadığı
GÖREV Bankadaki Paranın İzinsiz Çekilmesi/Zararın Tazmini İstemi – Davacının İnternet Şifresi Kullanılarak Hesabından Para Çekildiğinin İddia Edilmiş Olmasına ve Bu İşlemin T.T.K.nun 4. Md. Gereğince Ticari İş Niteliğinde Bulunduğu/Tüketici Mahkemesinin Görevli Olmadığı
İNTERNET ŞİFRESİ KULLANILARAK HESAPTAN PARA ÇEKİLMESİ Bu İşlemin T.T.K.nun 4. Md. Gereğince Ticari İş Niteliğinde Bulunduğu – 4077 S. Yasa Kapsamında Kalan Tüketiciden ve Bir Tüketici İşleminden Söz Etme İmkanı Bulunmadığı
YARGITAY KARARININ ÖZETİ:
Dava, davalı banka nezdinde açılmış olan hesapta bulunan paranın davacının bilgisi ve izni dışında sms ve internet yoluyla yapılan işlemler sonucu çekilmesi suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. 4822 Sayılı Kanunla değişik 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/e. maddesinde tüketicinin “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan ve yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi”, 3 ( h ) bendinde ise tüketici işleminin “Mal veya hizmet piyasalarında tüketiciyle satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlemi” ifade edeceği, aynı kanunun 2. maddesinde ise bu Kanunun, 1. maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturdu her türlü tüketici işlemini kapsayacağı belirtilmiştir. Somut olayda, davacının internet şifresi kullanılarak hesabından para çekildiğinin iddia edilmiş olmasına ve bu işlemin T.T.K.nun 4. maddesi gereğince ticari iş niteliğinde bulunmasına göre, 4077 Sayılı yasa kapsamında kalan tüketiciden ve bir tüketici işleminden söz etme imkanı bulunmaması sebebiyle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekir.
İLGİLİ KANUN MADDELERİ:
4077 Sayılı Kanun Madde 3/e-h
6762 Sayılı Kanun Madde 4
T.C
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/5564
K. 2012/8095
T. 17.5.2012
DAVA: Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Tüketici Mahkemesi’nce verilen 30.12.2009 tarih ve 2007/682-2009/630 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı Banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Sultan Gümüş Başaran tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR: Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada bulunan hesabında internet bankacılığıyla işlemler yaptığını, banka yetkililerince sms yoluyla işlemlerini daha çabuk gerçekleştireceğinin söylenmesi üzerine bankanın internet sayfasından sms servisine bağlayıcı “aktivasyon” işlemi gerçekleştirdiğini, onay mesajının cep telefonuna gönderildiğini, aradan iki gün geçtikten sonra banka görevlilerince aranıp havale teyidi alınmak istendiğini, banka yetkililerince kontrol amaçlı olarak arandığında telefonunun çalmadığını, hesabı kontrol edildiğinde hesaptaki 22.700,00 TL’nin cep telefonundan gelen havale emri ile “Çiğdem Ç.” isimli bir şahsın hesabına havale edildiğini, paranın 800,00 TL’sının bankamatikten çekildiğini, 4.900,00tl’sı ile kuyumcudan alışveriş yapıldığını, 17.000,00 TL’sının havale edildiği hesaptan çekilemeden geri döndürüldüğünü, davalı bankanın davalı T… firması yaptığı işbirliği sonucu kullanıma açtığı sms yoluyla havale sisteminin internet dolandırıcıları tarafından kötüye kullanıldığını ileri sürerek, müvekkilinin hesabından haksız olarak çekilen 5.700 TL’nin faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ………….. Bankası vekili, olayda T….’in güvenlik zaafiyeti bulunduğunu, davacının tek kullanımlık şifreyi koruyamadığını savunmuştur.
Davalı T….. A.Ş. vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın gerekli güvenlik tedbirlerini almadığı, objektif özen borcunu yerine getirmeyerek kusurlu olduğu, 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine uygun nitelikte hukuki ve teknik altyapısı olmayan bir şifre kullandığı, davacının bilgisi ve onayı dışında havale yoluyla aktarılan 5.700,00 TL’nı davacıya ödemekle yükümlü olduğu, davalı T……. A.Ş.’nin davalı banka tarafından verilen bankacılık hizmetinin güvenliğini artırıcı bir yükümlülüğü bulunmadığı, taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme de bulunmadığı gerekçesiyle T…….. A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine, …………… Bankası A.Ş. aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı banka vekili temyiz etmiştir.
1- ) Dava, davalı banka nezdinde açılmış olan hesapta bulunan paranın davacının bilgisi ve izni dışında sms ve internet yoluyla yapılan işlemler sonucu çekilmesi suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
4822 Sayılı Kanunla değişik 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/e. maddesinde tüketicinin “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan ve yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi”, 3 ( h ) bendinde ise tüketici işleminin “Mal veya hizmet piyasalarında tüketiciyle satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlemi” ifade edeceği, aynı kanunun 2. maddesinde ise bu Kanunun, 1. maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturdu her türlü tüketici işlemini kapsayacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, davacının internet şifresi kullanılarak hesabından para çekildiğinin iddia edilmiş olmasına ve bu işlemin T.T.K.nun 4. maddesi gereğince ticari iş niteliğinde bulunmasına göre, 4077 Sayılı yasa kapsamında kalan tüketiciden ve bir tüketici işleminden söz etme imkanı bulunmaması sebebiyle mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şeklide hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün BOZULMASINA karar vermek gerekmiştir.
2- ) Bozma neden ve şekline göre davalı banka vekilinin temyiz itirazının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 17.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.