İNTERNET ÜZERİNDEN KONTÖR DOLANDIRICILIĞI
Yargıtay’ın son dönemlerinde kararlarında “Bilişim Hukuku” “E-Ticaret Hukuku” gibi kavramlarla çok sık karşılaşıyoruz. Özellikle bu iki hukuk dalı birbiriyle ciddi derecede alakalıdır. E-Ticaret’in yapıldığı her yerde bilişim hukuku kuralları devreye girecektir. Bu sebeple burada bu iki ana başlıkta sık sık yargı kararları paylaşacağım.
Bugüne kadar birçok Yargıtay Kararı incelemesinde bulunduk. Bu kararları incelemedeki amacımız yaşanmış ve yargıya taşınmış örnekleri sizlerin bilgisine sunarak muhtemel bir zarara uğramanızı engellemektir. Bu sebeple son zamanlarda sık sık farklı yöntemlerle yapıldığını gördüğümüz “Kontör Hırsızlığı” ve ” Kontör Dolandırıcılığı “ konusunda bir karar yayınlamak istedim. Bu yazımızda inceleyeceğimiz Yargıtay Kararının konusu
“Bilişim Sistemleri Vasıtasıyla Kontör Dolandırıcılığı ”dır.
Bu konu özellikle bilgisayar ve cep telefonları üzerinden internet kullanımı yaygınlaşması sebebiyle önemli hale gelmiştir. Akıllı Cep telefonları hayatımızı oldukça kolaylaştırsa da bilinçsiz kullanım halinde bu tip hırsızlıklara da yol açabilmektedir. Konuyu anlatmadan önce genel itibariyle bir uyarı yapmak gerekirse akıllı cep telefonu kullanan tüketicilerin güvenilirliği düşük veya geliştiricisi bilinmeyen uygulamaları cep telefonlarına yüklemesinin oldukça sakıncalı olduğu belirtmeliyiz.
Birçok yöntem ile kontör hırsızlığı ve kontör dolandırıcılığı yapılabilmektedir. Bu yöntemlerin bazıları inanılmaz derecede iyi düşünülmüş ve tüketicinin bu tuzağa düşmemesi neredeyse olanaksızdır. Bu sebeplerle başınıza böyle bir durum gelmeden tedbir alamayacak olsanız bile mevcut durumları bilip bu durumlara göre bir tedbir almanızda fayda vardır.
Alttaki Yargıtay kararı bir kişinin e-mail adresini hackleyerek kişinin arkadaşlarından kontör talep eden bir suçluya ilişkindir.
Yargıtay Kararındaki Ana Başlıklar
NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK: Temel hapis cezasının alt sınırının 3 yıldan ve adli para cezasının ise elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı ve mağdur sayısınca ayrı ayrı ceza tayini gerekmektedir. Karşı temyiz olmadığı takdirde bu konu bozma nedeni yapılamaz
E – MAIL ADRESLERİNİ HUKUKA AYKIRI ELE GEÇİREN SANIK: Kendisini başka biri gibi tanıtıp o kişinin arkadaşlarından kontör istediği/mağdurların kontör gönderdiği ve eylemin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu açıktır.
KONTÖR DOLANDIRICILIĞI: İnternet aracılığıyla e-mail posta adreslerinin hukuka aykırı şekilde ele geçirilmesi eylemi suçu dolandırıcılık suçundan çıkarak “nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturur.
YARGITAY KARARININ ÖZETİ:
Sanığın, İnternet aracılığıyla F.B’nin arkadaşlarının e-mail posta adreslerini hukuka aykırı şekilde ele geçirdikten sonra kendini F.B. olarak tanıtıp mağdurlardan kontör istediği ve bu kişilerin de sanığı F.B. sanarak toplam 1100 kontörü gönderdikleri iddiasıyla açılan davada yüklenen dolandırıcılık suçunda 158/1 fıkrasının son cümlesi uyarınca temel hapis cezasının alt sınırının 3 yıldan ve adli para cezasının ise elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı ve mağdur sayısınca ayrı ayrı ceza tayini gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Altsoy üzerindeki hak yoksunluğunun koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmelidir.
İLGİLİ KANUN MADDELERİ:
5237 Sayılı Kanun Madde 53, Madde 158
T.C.
YARGITAY
11. CEZA DAİRESİ
E. 2007/7300
K. 2007/7063
T. 24.10.2007
DAVA: Bilişim suçundan sanık F.B.’nin yapılan yargılaması sonunda: değişen suç vasfına göre dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine dair Bakırköy 4.Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 28.09.2006 gün ve 2006/113 Esas 2006/276 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının bozma isteyen 22.01.2007 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR: Sanığın, İnternet aracılığıyla F.B’nin arkadaşlarının e-mail posta adreslerini hukuka aykırı şekilde ele geçirdikten sonra kendini F.B. olarak tanıtıp mağdurlar A.T., T.T., N.Y., İ.Ö., T.D.’den kontör istediği ve bu kişilerin de sanığı F.B. sanarak toplam 1100 kontörü gönderdikleri iddiasıyla açılan davanın iddianamesinde ’’bilişim sistemine girilerek verileri haksız olarak ele geçirerek ve değiştirerek dolandırıcılık suçunun işlendiğinin’ anlatılması ve suç olarak bilişim sistemine girerek dolandırıcılık suçunun gösterilmesi mahkemelerin sevk maddesi ile bağlı olmayıp olayla bağlı olmaları nedeniyle tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiş, yüklenen dolandırıcılık suçunda 5377 Sayılı Yasa ile değişik 158/1 fıkrasının son cümlesi uyarınca temel hapis cezasının alt sınırının 3 yıldan ve adli para cezasının ise elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı ve mağdur sayısınca ayrı ayrı ceza tayini gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin fazla ceza verildiğine ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine ancak:
5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan alt soy üzerindeki hak yoksunluğunun koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
SONUÇ: Yasaya aykırı ise de, yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan “TCK. nun 53/2 maddesi uyarınca sanığın hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar TCK.nun 53/1. maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına“ ibaresi çıkartılarak yerine “TCK.nun 53. maddenin 1. fıkrasının ( c ) bendinde yer alan alt soy üzerindeki haklardan 3. fıkra uyarınca koşullu salıverilme tarihine, diğer 1 ve 2. fıkralarda yazılı haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına“ denilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.
Avukat Arif BALTACI