Alkollü Araç Kullanma
T.C.
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
E. 2012/12992
K. 2012/5144
T. 23.2.2012
• TRAFİK GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE SOKMAK ( Kasten İşlenebilecek Suçlardan Olduğu – Bireysel Farklılıkları da Elimine Edebilecek Şekilde 100 Promilden Yüksek Olarak Saptanan Alkol Düzeyinin Güvenli Sürüş Yeteneğini Kaybettireceği )
• 100 PROMİLDEN YÜKSEK ALKOL SEVİYESİ ( Bireysel Farklılıkları da Elimine Edebilecek Şekilde Güvenli Sürüş Yeteneğini Kaybettireceği – Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunun Oluşacağı/Sanığın Beraatine Karar Verilemeyeceği )
• GÜVENLİ SÜRÜŞ YETENEĞİ ( 100 Promilden Yüksek Olarak Saptanan Alkol Düzeyinin Bireysel Farklılıkları da Elimine Edebilecek Şekilde Güvenli Sürüş Yeteneğini Kaybettireceği – Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunun Oluşacağı/Sanığın Beraatine Karar Verilemeyeceği )
• KASTEN İŞLENEBİLEN SUÇLAR ( Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu – 100 Promilden Yüksek Olarak Saptanan Alkol Düzeyinin Güvenli Sürüş Yeteneğini Kaybettireceği )
5237/m.179
ÖZET : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunda; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde ” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu, kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu Beşinci İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere, bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerekir. Sanığın beraatine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
DAVA : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR : 5237 sayılı TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu Beşinci İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla;
SONUÇ : İncelenen dosyada; 104 promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücü belgesiz sanığın, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve dolayısıyla atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği halde, beraatine karar verilmesi isabetsiz olup, mahalli Cumhuriyet Savcısı temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün isteme aykırı olarak ( BOZULMASINA), 23.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. CEZA DAİRESİ
E. 2011/5656
K. 2011/3668
T. 25.10.2011
• 100 PROMİLDEN YÜKSEK OLARAK SAPTANAN ALKOL DÜZEYİ ( Güvenli Sürüş Yeteneğini Kaybettireceğinin Bilimsel Olarak Kabulü Gereği – Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçunun Oluşacağı/Adli Tıp Kurumundan Görüş Alınmasa da Sanığın Mahkumiyetine Karar Verilebileceği )
• GÜVENLİ SÜRÜŞ YETENEĞİNİN KAYBEDİLMESİ ( 100 Promilden Yüksek Olarak Saptanan Alkol Düzeyinin Güvenli Sürüş Yeteneğini Kaybettireceğinin Bilimsel Olarak Kabul Edileceği – Sanığın Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçundan Mahkumiyetine Karar Verilmesi Gereği )
• TRAFİK GÜVENLİĞİNİ TEHLİKEYE SOKMA ( 100 Promilden Yüksek Olarak Saptanan Alkol Düzeyinin Güvenli Sürüş Yeteneğini Kaybettireceğinin Bilimsel Olarak Kabul Edileceği – Sanığın 164 Promil Alkollü Olarak Araç Kullandığı/Suçun Oluştuğu )
• DUR İHTARINA UYMAYAN SANIĞIN LASTİĞİNE ATEŞ EDİLEREK DURDURULMASI ( Sanığın 164 Promil Alkollü Olarak Araç Kullandığı – Sanığın Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçundan Mahkumiyetine Karar Verileceği )
• ADLİ TIP KURUMUNDAN GÖRÜŞ ALINMAMASI ( Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokmak/100 Promilden Fazla Saptanan Alkol Düzeyinin Güvenli Sürüş Yeteneğini Kaybettireceğinin Bilimsel Olarak Kabul Edileceği – 164 Promil Alkollü Olan Sanığın Görüş Alınmadan da Mahkumiyetine Karar Verilebileceği )
5237/m. 179/3
ÖZET : Alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün, 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin bilimsel olarak kabulü gerekir. 164 promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanığın, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve dolayısıyla atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki Adli Tıp Kurumundan görüş alınmadan mahkumiyet hükmü kurulması nedeniyle bozma öneren görüşe iştirak edilmediği dikkate alınmalıdır.
DAVA : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : 5237 sayılı TCK.’nın 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farlılıkları da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin, bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla; incelenen dosyada; yönetimindeki otomobili hızlı kullandığının fark edilmesi üzerine polis ekiplerince yapılan “dur” ihtarına uymayıp, aracını onların üzerine sürdükten sonra yolda kırmızı ışık ve şerit ihlali yaparak kaçarken polis memuru tarafından aracının sol arka tekerleğine bir el ateş edilmesi ve tekerleği patlayıp hareket kabiliyetini yitiren aracın durması sonucu yakalanan, 164 promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanığın, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve dolayısıyla atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki Adli Tıp Kurumundan görüş alınmadan eksik incelemeyle mahkumiyet hükmü kurulması nedeniyle bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
SONUÇ : Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin bir nedene dayanmayan ve yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 25.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.