Avans Faizi Hakkında Yargıtay Kararları
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/15355
K. 2010/28303
T. 30.11.2010
KAMBİYO SENEDİNE MAHSUS HACİZ YOLUYLA TAKİP (Avans Faiz Oranının Değişkenlik Göstermesi Sebebi İle Takip Talebiyle İstenen Faiz Oranının Borç Ödeninceye Kadar Uygulanmasını Gerektirmediği – Oranların Merkez Bankasından Sorulacağı)
AVANS FAİZ ORANI (Kambiyo Senedine Mahsus Haciz Yoluyla Takip – Avans Faiz Oranının Değişkenlik Göstermesi Sebebi İle Takip Talebiyle İstenen Faiz Oranının Borç Ödeninceye Kadar Uygulanmasını Gerektirmediği)
FAİZ UYGULAMASI (Kambiyo Senedine Mahsus Haciz Yoluyla Takip – Avans Faiz Oranının Değişkenlik Göstermesi Sebebi İle Takip Talebiyle İstenen Faiz Oranının Borç Ödeninceye Kadar Uygulanmasını Gerektirmediği)
2004/m.167, 168
ÖZET : Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte; takip tarihinde avans faizi %48 oranında olup, takip dayanağı belgenin niteliğine göre, takipten sonra talep edilen %48 faiz oranı, ( avans faizi uygulanması ) istendiğini gösterir. Ancak, takipten sonrası için %48 faiz oranının istenmesi ve bu hususun itiraza uğramadan kesinleşmesi halinde, belli dönemlerde avans faiz oranının değişkenlik göstermesi sebebi ile takip talebiyle istenen faiz oranının borç ödeninceye kadar uygulanmasını gerektirmez. O halde değişen avans faiz oranları Merkez Bankasından sorulmalıdır.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla 12.5.2004 tarihinde başlatılan takipte alacaklı, 1.950.000.000. TL asıl, 38.465.753 TL işlemiş faiz ve diğer ferileriyle birlikte, takipten sonrası için de %48 faiz talep etmiş, ödeme emri tebliği üzerine borçlu tarafından 24.5.2004 tarihinde Kadıköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2004/332 Esas sayılı dosyasıyla menfi tespit davası açılmış, mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de, Yargıtay 15. Hukuk Dairesince bu karar bozulmuş, yerel mahkemece bozmaya uyulduktan sonra, çekin iptaline ve dayanak çek sebebiyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik açılan menfi tespit davasının 25.6.2009 tarihinde reddine karar verilmiş ve bu karar 17.2.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda takipten öncesi için talep edilen 38.465.753 TL faiz miktarı kesinleşmiştir. Takip tarihinde avans faizi %48 oranında olup, takip dayanağı belgenin niteliğine göre, takipten sonra talep edilen %48 faiz oranı, ( avans faizi uygulanması ) istendiğini gösterir. Ancak, takipten sonrası için %48 faiz oranının istenmesi ve bu hususun itiraza uğramadan kesinleşmesi halinde, belli dönemlerde avans faiz oranının değişkenlik göstermesi sebebi ile takip talebiyle istenen faiz oranının borç ödeninceye kadar uygulanmasını gerektirmez. O halde yukarıdaki açıklamalar ışığında değişen avans faiz oranları Merkez Bankasından sorularak, faiz miktarının buna göre saptanıp, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 30.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/8502
K. 2011/4146
T. 11.4.2011
HAKSIZ EYLEMDEN KAYNAKLANAN DAVA (Haksız Eylem Faili İhtar ve İhbara Gerek Olmaksızın Zararın Doğduğu Anda Başka Bir Anlatımla Haksız Eylem Tarihinden İtibaren Zararın Tamamı İçin Temerrüde Düşmüş Sayılacağı)
TEMERRÜT (Haksız Eylemden Kaynaklanan Dava – Haksız Eylem Faili İhtar ve İhbara Gerek Olmaksızın Zararın Doğduğu Anda Başka Bir Anlatımla Haksız Eylem Tarihinden İtibaren Zararın Tamamı İçin Temerrüde Düşmüş Sayılacağı)
TEMERRÜT FAİZİ (Zarar Gören Dava Dilekçesinde Konu Ettiği Kısma ve Islaha Konu Ettiği Kısma İlişkin Olarak Haksız Eylem Tarihinden İtibaren Temerrüt Faizi İsteme Hakkına Sahip Olduğu )
AVANS FAİZİ ( Davalı İETT’de Tacir Olduğundan Davaya Konu Alacak da Ticari Alacak Niteliğinde Bulunduğu – Davacı Vekili Dava ve Islah Dilekçesinde Avans Faizi Talep Ettiğine Göre 3095 SK’nun 2/2 Md. Gereğince Avans Faizine Hükmedilmesi Gerektiği )
TİCARİ İŞ ( Dava Yolcu Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanmakta Olup Davalı İETT’de Tacir Olduğundan Davaya Konu Alacak da Ticari Alacak Niteliğinde Bulunduğu )
3095/m.2/2
6762/m.3
ÖZET : Uyuşmazlık haksız eylemden kaynaklanmakta olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, dava dilekçesinde konu ettiği kısma ve ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Yine, T.T.K. 3. maddesi uyarınca bir ticarethane, fabrika yada ticari şekilde işletilen diğer bir müesseseyi ilgilendiren bütün muamele, fiil ve işler ticari işlerdendir. Dava yolcu taşıma sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davalı İETT’de tacir olduğundan, davaya konu alacak da ticari alacak niteliğinde bulunmaktadır. Davacı vekili dava ve ıslah dilekçesinde avans faizi talep ettiğine göre, 3095 SK’nun 2/2 maddesi gereğince avans faizine hükmedilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada istanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14.5.2009 tarih ve 2004/341-2009/109 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı İETT vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Erhan Köse tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı N.’nin maliki, davalı A.’in sürücüsü olduğu taksiden ineceği sırada, davalı İETT Genel Müdürlüğü’ne ait otobüsün taksiye çarpması sonucu yaralandığını ileri sürerek, 1.000 TL maddi ve 40.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12.12.2003 tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiş, sonradan ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 37.310 TL’na yükseltmiştir.
Davalı İETT vekili, kazaya taksi şoförünün sebep olduğunu, kusurları bulunmadığını, tazminat taleplerinin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı N. vekili, kazaya İETT şoförünün sebep olduğunu, tazminat miktarlarının yüksek olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı A. vekili, kusurları bulunmadığını, tazminat miktarlarının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma , bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı A.’in sürücüsü, davalı N.’nin maliki olduğu takside yolcu olarak bulunan davacının, araçtan indiği sırada diğer davalıya ait otobüsün taksiye çarpması sonucu % 18 oranında çalışma gücünü kaybedecek şekilde yaralandığı, olay sebebiyle üzüntüye kapıldığı gerekçesiyle, davacının maddi tazminat talebinin kabulüne, 37.310 TL’nin 1.000 TL kısmına , kaza tarihi olan 12.12.2003 tarihinden, 36.310 TL kısmına ıslah tarihi olan 1.5.2008 tarihinden itibaren, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 5.000 TL’nin 12.12.2003 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı , davacı ve davalı İETT vekili temyiz etmiştir.
1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı İETT vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-) Ancak, uyuşmazlık haksız eylemden kaynaklanmakta olup, haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, dava dilekçesinde konu ettiği kısma ve ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Yine, T.T.K. 3. maddesi uyarınca bir ticarethane, fabrika yada ticari şekilde işletilen diğer bir müesseseyi ilgilendiren bütün muamele, fiil ve işler ticari işlerdendir. Dava yolcu taşıma sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davalı İETT’de tacir olduğundan, davaya konu alacak da ticari alacak niteliğinde bulunmaktadır. Davacı vekili dava ve ıslah dilekçesinde avans faizi talep ettiğine göre, 3095 SK’nun 2/2 maddesi gereğince avans faizine hükmedilmesi gerekir.
Bu itibarla mahkemece, yukarda yapılan açıklamalar nazara alınarak, dava ve ıslah dilekçesinde talep edilen maddi tazminat miktarı yönünden, kaza tarihinden itibaren avans faizi nispetinde temerrüt faizine hükmetmek gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamış , kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; ( 2 ) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle, kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.941,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/5561
K. 2012/5197
T. 9.7.2012
ONARIM GÜÇLENDİRME SÖZLEŞMESİ ( Hakediş Alacağı İle Fazla İmalât Bedelinin Teminatın İrad Kaydından Kaynaklanan Zararın Tahsili – İş Sahibinin Yararına Fazla İmalâtın Varlığı Halinde Bedeli BK’nın 413. Md. Hükmünce Yapıldığı Tarihteki Piyasa Fiyatlarına Göre Hesaplanacağı )
ZARARIN TAHSİLİ ( Fazla İmalat Bedeli ve Hakediş Alacaklarından Kaynaklanan – İş Sahibinin Yararına Fazla İmalâtın Varlığı Halinde Bedeli BK’nın 413. Md. Hükmünce Yapıldığı Tarihteki Piyasa Fiyatlarına Göre Hesaplanacağı )
FAZLA İMALAT BEDELİNİN TAHSİLİ ( Yapıldığı Tarihteki Piyasa Fiyatlarına Göre Hesaplanacağı – Onarım Güçlendirme Sözleşmesi/Zararın Tahsili )
AVANS FAİZİ ( Onarım Güçlendirme Sözleşmesinden Doğan Hakediş Alacağı İle Fazla İmalât Bedelinin Teminatın İrad Kaydından Kaynaklanan Zararın Tahsili – Dava Konusu Ticari İş Olduğundan TC Merkez Bankası’nca Yayınlanan Avans Faizi Oranlarına Göre Faiz İsteyebileceğinden Avans Faizine Hüküm Kurulması Gerektiği )
YASAL FAİZ ( Ticari İşlerde Avans Faizine Hükmedilmesi Gerektiği – Onarım Güçlendirme Sözleşmesinden Doğan Hakediş Alacağı İle Fazla İmalât Bedelinin Teminatın İrad Kaydından Kaynaklanan Zararın Tahsili )
818/m.413
4721//m.12/3
3095/m.2/2
ÖZET : Dava, onarım güçlendirme sözleşmesi nedeniyle ödenmeyen hakediş alacağı ile fazla imalât bedelinin, teminatın irad kaydından kaynaklanan zararın tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir. İş sahibinin yararına fazla imalâtın varlığı halinde bedeli BK’nın 413. maddesi hükmünce yapıldığı tarihteki piyasa fiyatlarına göre hesaplanır. Oysa hükme dayanak bilirkişi raporunda, davacı yüklenicinin listesi esas alınmış ve bu listede bayındırlık birim fiyatları üzerinden alacak hesaplanmış olup bu haliyle raporun yeterli olduğu kabul edilemez.
Davada avans faizi istenildiği halde mahkemece yasal faize hükmedilmiştir. Oysa dava konusu iş Türk Ticaret Kanunu’nun 12/3. maddesi gereğince ticari iş olduğundan ve 3095 Sayılı Yasa’nın 2/2. maddesi uyarınca TC Merkez Bankası’nca yayınlanan avans faizi oranlarına göre faiz isteyebileceğinden avans faizine hüküm kurulması yerine yasal faizin kabulü usul ve yasaya aykırı olduğundan karar bozulmalıdır.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Asıl dava, 20.03.2007 tarihli ilköğretim okulu onarım güçlendirme sözleşmesi nedeniyle ödenmeyen hakediş alacağı ile fazla imalât bedelinin, teminatın irad kaydından kaynaklanan zararın tahsiline karar verilmesi istemi ile açılmış, davalı reddini savunmuş, birleşen davada, sözleşmenin feshi sonucu uğranılan zararın tahsilini istemiş, mahkemenin asıl davanın ıslah olunan miktara göre kabulüne, birleşen davanın reddine dair kararı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi incelemesinde, davacı yüklenicinin 94.860,25 TL sözleşme kapsamında, 38.157,94 TL sözleşme dışında imalât gerçekleştirdiği hesaplanmıştır. İş sahibinin yararına fazla imalâtın varlığı halinde bedeli BK’nın 413. maddesi hükmünce yapıldığı tarihteki piyasa fiyatlarına göre hesaplanır. Oysa hükme dayanak bilirkişi raporunda, davacı yüklenicinin listesi esas alınmış ve bu listede bayındırlık birim fiyatları üzerinden alacak hesaplanmış olup bu haliyle raporun yeterli olduğu kabul edilemez. O halde mahkemece yapılması gereken iş, fazla imalâtın yapıldığı tarihteki piyasa fiyatlarına göre bedelini hesaplatmak, böylece toplam alacaktan ihtilâfsız ödeme tutarının mahsubu ile varsa kalan miktara hükmetmekten ibarettir. Bu husus üzerinde durulmadan, bilirkişi raporu ile bağlı kalınarak karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kabule göre de toplam 133.018,19 TL alacaktan 81.350,15 TL düşüldüğünde kalan 51.668,19 TL yerine, 58.124,00 TL’nin hüküm altına alınması da doğru olmamıştır.
3-Davacı ve birleşen davada davalının sair temyizine gelince; davada avans faizi istenildiği halde mahkemece yasal faize hükmedilmiştir. Oysa dava konusu iş Türk Ticaret Kanunu’nun 12/3. maddesi gereğince ticari iş olduğundan ve 3095 Sayılı Yasa’nın 2/2. maddesi uyarınca TC Merkez Bankası’nca yayınlanan avans faizi oranlarına göre faiz isteyebileceğinden avans faizine hüküm kurulması yerine yasal faizin kabulü usul ve yasaya aykırı olduğundan karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2. bent uyarınca davalı ve birleşen davada davacılar yararına, 3. bent uyarınca davacı ve birleşen davada davalılar yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-birleşen dava davalısına geri verilmesine, 09.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/3583
K. 2010/5822
T. 27.10.2010
ESER SÖZLEŞMESİ ( Ticari İş Sayıldığı – Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan Uyuşmazlıklardan Avans Faizi İstenebileceği )
TİCARİ İŞ ( Eser Sözleşmesinin Ticari İş Sayıldığı Doğan Uyuşmazlıklardan Avans Faizi İstenebileceği )
AVANS FAİZİ ( Eser Sözleşmesi – Ticari İş )
818/m. 355
6762/m. 12
ÖZET : Eser sözleşmesi, “ticari iş” sayılmaktadır. Ticari işlerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda ( avans faizi ) istenebilir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup; icra takibine takip borçlusu davalının vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Küçükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2008/11573 takip sayılı dosyası kapsamından; icra takip alacaklısı davacı şirket tarafından, davalı şirket hakkında adi takip yoluyla başlatılan icra takibinde, cari hesap ekstresi dayanak alınarak 5.819,07 TL alacağın tahsilinin istendiği, davalı şirket vekilinin süresinde sunduğu itiraz dilekçesinde takip konusu asıl alacağın 1.939,44 TL tutarındaki kısmının kabul edildiği; ancak, fazlaya ilişkin tutara itirazda bulunulduğu anlaşıldığı gibi; itirazın iptali davasının da süresinde açıldığı tespit olunmuştur.
Yanlar arasında, davacının, davalıya ait tekstil ürünlerinin üzerine baskı işi yapımına ilişkin sözlü sözleşme yapıldığı çekişmesizdir. Yanlar arasındaki akdi ilişki. Borçlar Kanunu’nun 355. maddesi hükmünde tanımlandığı üzere; niteliğince, bir eser sözleşmesidir. Davacı yüklenici; davalı ise, iş sahibidir. İş bedelinin toplam tutarı da çekişmeli değildir. Ancak, davalı tarafından, sözleşme konusu işin geç teslim edilmiş olması sebebiyle uçak navlun ücreti ödendiği ve bu nedenle dava konusu tutarda maddi zararının doğduğu savunulmuş ise de; geç teslim yasal delillerle kanıtlanmamıştır. Bu sebeplerle, dava konusu olan ve kabul edilen 3.879,63 TL tutarındaki alacak, “likid” olduğundan ve diğer yasal koşullar da gerçekleştiğinden bu miktar üzerinden İİK.nun 67. maddesi gereğince, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Nitekim, mahkemece de tefhim olunan kısa kararda davası kabul edilen miktarın %40’ı oranında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedildiği tefhim olunduğu halde; gerekçeli kararda icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir. Bu uygulama, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 381 ve 389. maddeleri hükümlerine aykırı olmuştur.
Türk Ticaret Kanunu’nun 12/111. maddesi gereğince, eser sözleşmesi, “ticari iş” sayılmaktadır. 3095 Sayılı Yasanın 2/11. maddesi gereğince, ticari işlerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda ( avans faizi ) istenebilir. Somut olayda da davacı, icra takibinde avans faizi uygulanmasını istemiştir. Bu nedenlerle, mahkemece davası kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş; davası kabul edilen 3.879,63 TL asıl alacak kısmı üzerinden takip borçlusu davalının vaki itirazının iptaline ve bu miktara takip tarihinden itibaren geçerli olmak ve değişen oranlar da gözetilmek suretiyle %27 oranını aşmamak üzere avans faizi uygulanmasına ve davası kabul edilen alacağın %40’ı oranında davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermekten ibaret olmalıdır.
Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte belirtilen nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine; 2. bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 207,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 27.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/9967
K. 2010/23017
T. 12.10.2010
ALACAĞIN REESKONT FAİZİYLE TAHSİLİ TALEBİ ( Alacaklının Açıkça Reeskont Faiz Oranlarının Uygulanmasını Talep Ettiği/Bu Hususa İtiraz Edilmeden Kesinleştiği – T.C. Merkez Bankasının Oranlarına Göre Karar Verileceği/Faize Faiz İşletildiği İddiası Yönünden Karar Verileceği )
AVANS FAİZ ORANLARI ( Alacaklının Açıkça Reeskont Faiz Oranlarının Uygulanmasını Talep Ettiği – Bilirkişinin Avans Faiz Oranlarına Göre İşlemiş Faizin Tespiti Yapıldığı )
REESKONT FAİZ ORANI ( Alacaklının Reeskont Faiz Oranlarının Uygulanmasını İstediği/İtiraz Olmadığı için Kesinleştiği – T.C. Merkez Bankasının Oranlarına Göre Karar Verileceği )
3095/m.2
ÖZET : Bonoya dayalı olarak yapılan takipte alacaklı, takipten itibaren reeskont faiziyle alacağın tahsilini talep etmiştir. Bilirkişiden rapor alınarak avans faiz oranlarına göre işlemiş faizin tespiti yapılmıştır. Alacaklı takip talepnamesinde açıkça reeskont faiz oranlarının uygulanmasını talep etmiş, itiraz edilmediğinden bu husus kesinleşmiştir. T.C. Merkez Bankasının reeskont faiz oranlarına göre ve faize faiz işletildiği iddiası yönünden karar verilmelidir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1.12.2001 tanzim tarihli, 31.12.2001 vadeli 40.000.000.000 TL miktarlı bonoya dayalı olarak yapılan takipte alacaklı, takipten itibaren %48 reeskont faiziyle alacağın tahsilini talep etmiş, borçlunun zamanaşımı ve faizin fahiş olduğuna yönelik itirazi üzerine mahkemece zamanaşımının gerçekleşmediğinden istemin reddine karar vermiştir. Temyiz üzerine Dairemizin 22.4.2009 tarih ve 2009/382-8881 Sayılı kararıyla anılan senet yönünden ödeme günü olan 31.12.2001 tarihinden itibaren takip tarihine kadar geçecek süre için alacaklının takip talebindeki faize yönelik istemi de dikkate alınarak takip öncesi faizin belirlenerek hüküm altına alınması, takipte faize faiz istemi de bulunduğu gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkeme bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda bilirkişiden rapor alınarak 3095 Sayılı yasanın 2. maddesi uyarınca avans faiz oranlarına göre işlemiş faizin tespiti yapılmış, faize faiz konusunda bir karar verilmediği görülmüştür.
Alacaklı takip talepnamesinde açıkça reeskont faiz oranlarının uygulanmasını talep etmiş, itiraz edilmediğinden bu husus kesinleşmiştir. Bu durumda mahkemece T.C. Merkez Bankasının reeskont faiz oranlarına göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup faize faiz işletildiği iddiası yönünden bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, avans faiz oranlarının 3095 Sayılı kanunun 2. maddesinde belirtilen dönemlere göre değil de T.C. Merkez Bankasının belirlediği tarihlerin esas alınması da doğru değildir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 12.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/5348
K. 2011/1242
T. 2.3.2011
ESER SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN FİYAT FARKI ALACAĞI ( Reeskont Faizi Uygulanması Talep Edildiği – T.T.K.nın 12/1. Md.sine Göre Her Çeşit İmal ve İnşaat İşleri Ticari İşlerden Olduğundan 3095 S. Yasa’nın 2. Md. Gereğince Davacı Avans Faizi İsteme Hakkını Haiz Olduğu )
REESKONT FAİZİ UYGULANMASI TALEBİ ( Eser Sözleşmesi – T.T.K.nın 12/1. Md.sine Göre Her Çeşit İmal ve İnşaat İşleri Ticari İşlerden Olduğundan 3095 S. Yasa’nın 2. Md. Gereğince Davacı Avans Faizi İsteme Hakkını Haiz Olduğu )
AVANS FAİZİ ( Eser Sözleşmesinden Doğan Fiyat Farkı Alacağı – Reeskont Faizi Uygulanması Talep Edildiği/TTK’nın 12/1. Md.sine Göre Her Çeşit İmal ve İnşaat İşleri Ticari İşlerden Olduğundan Davacı Avans Faizi İsteme Hakkını Haiz Olduğu )
3095/m.2
6762/m.12/1
ÖZET : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fiyat farkı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde reeskont faizi uygulanması talep edilmiştir. T.T.K.nın 12/1. maddesine göre her çeşit imal ve inşaat işleri ticari işlerden olduğundan 3095 Sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince davacı avans faizi isteme hakkını haiz olup, bundan daha az orandaki Merkez Bankası’nca yayınlanan reeskont faizi uygulanmasını talep etmesinin mümkün bulunmasına rağmen yasal faize hükmedilmesi de kabul şekli itibariyle usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
DAVA : Yukarıda tarih ve sayılı bozmaya uyularak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili ile davalı vekili geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fiyat farkı alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-)Dava dilekçesinde 8.113,08 TL zemin klasından 311.886,92 TL hakedişlerden olmak üzere toplam 320.000,00 TL fiyat farkı talep edilmiştir. Bu 311.886,92 TL’lik fiyat farkı da dava dilekçesine ekli ve celp edilen hakediş dosyası içerisinde bulunan 2 ve 3 numaralı hakediş tutanaklarının eki olan malzeme fiyat farkı icmal listelerine göre 253.978,44 TL’si 2 nolu, 57.908,48 TL’si 3 numaralı hakedişe giren imalatlardan kaynaklanan fiyat farkları toplamıdır. 1 numaralı hakediş tutanağında fiyat farkı yer almamaktadır. Ekindeki belgelerde de fiyat farkı icmal tutanağı bulunmadığı gibi davacı vekilinin dava dilekçesindeki anlatımlarından 1 numaralı hakedişe giren imalatlarla ilgili fiyat farkı talebinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece hükme esas raporu veren bilirkişi kurulundan yeniden alınacak ek raporla 2 numaralı hakediş 20.2.2002, 3 numaralı hakediş 1.4.2002 tarihlerinde düzenlenmiş ise de; bu hakedişlerde düzeltmeden sonra idarece yapılan hakedilen iş bedeli hesaplamalarının hangi yıl birim fiyatları esas alınarak yapıldığının tespit ettirilmesi, 2002 yılı birim fiyatlarına göre düzenlenmiş ise 2001/2862 Sayılı kararnameye göre fiyat farkı istenemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi, 2001 yılı birim fiyatlarıyla hesaplama yapılmış ve 2001/2862 Sayılı fiyat farkı kararnamesine göre fiyat farkı verilmemiş ise sırf bu hakedişlerin 2002 yılında düzenlenmiş olması davacının fiyat farkını talep hakkını engellemeyeceğinden davacının sözkonusu kararnameye göre bu hakedişlerdeki imalatlar yönünden isteyebileceği fiyat farkı alacağının hesaplattırılarak hüküm altına alınması gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu 1 numaralı hakedişle fiyat farkı alacağına hükmedilmesi, 2 ve 3 numaralı hakedişler açısından talebin reddi doğru olmamıştır.
Öte yandan dava dilekçesinde reeskont faizi uygulanması talep edilmiştir. T.T.K.nın 12/1. maddesine göre her çeşit imal ve inşaat işleri ticari işlerden olduğundan 3095 Sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince davacı avans faizi isteme hakkını haiz olup, bundan daha az orandaki Merkez Bankası’nca yayınlanan reeskont faizi uygulanmasını talep etmesinin mümkün bulunmasına rağmen yasal faize hükmedilmesi de kabul şekli itibariyle usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Belirtilen sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte yazılı sebeplerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükümün taraflar yararına BOZULMASINA, 825,00’er TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan ayrı ayrı alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcının istenmesi halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 2.3.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/5652
K. 2002/10188
T. 11.11.2002
TİCARİ İŞ VE TACİRLİK SIFATI ( Ticari İşletmeyi İlgilendiren Bütün Muamele ve İşler ticari İş Olması ve Tarafların TAcir Sıfatının Bulunması )
YASAL FAİZ -REESKONT FAİZ AYRIMI ( 3095 Sayılı Yasanın Uygulama Alanının Bulunması )
AVANS FAİZ ORANI-RESKONT FAİZ ORANI ( 3095 Sayılı Yasanın Uygulama Alanının Bulunması )
6762/m.3
3095/m.2
ÖZET : Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün muamele ve işler ticari iş olup,taraflar tacir olduğuna göre,3095 sayılı Kanun’un 4489 sayılı Yasa ile değişik 2/2 nci maddesi gereğince 1.1.2000 tarihinden sonra reeskont faiz oranının üzerinde olduğu takdirde avans faiz oranının ticari işlerde uygulanması gerekir, yasal faiz uygulanması doğru değildir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 18. Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06.11.2001 tarih ve 2001/81-726 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dilek Çakıroğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait yer altı kablolarına davalı tarafından su borusu döşenirken yapılan kazı esnasında hasar verildiğini ileri sürerek 2.454.692.664 TL.nin olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, idare eylemine dayalı tazminat davasının idare mahkemesinde açılması gerektiğini, olayın davacı kurumun kablolarını teknik şartnameye aykırı olarak asfalt zemine çok yakın döşemesinden kaynaklandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüyle 2.454.692.664 TL.nin 20.09.2000 tarihinden itibaren işleyecek %60 yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline reeskont faizi talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen davalı vekilinin tüm, temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekili, dava dilekçesinde reeskont oranında faiz talep etmiş olup, mahkemece gerekçe gösterilmeksizin yasal faize hükmedilerek reeskont faizi talebi reddedilmiştir. Taraflar tacir olup, TTK.nun 3 ncü maddesine göre ticari müesseseyi ilgilendiren bütün muamele ve fiiller ticari işlerdendir. Ticari işlerde, 3095 sayılı Kanun’un 4489 sayılı Yasa ile değiştirildiği 1.1.2000 tarihinden sonraki dönemde değişik 2/2 nci maddesi hükmü gözetilmek ve infaz aşamasında dikkate alınmak üzere reeskont faiz oranının üzerinde olduğu takdirde avans faiz oranının uygulaması gerekmektedir. Somut olayda 1.1.2000 tarihinden sonra reeskont oranı %60, avans faiz oranı %70 olarak açıklanmış bulunmasına göre bu oranın uygulaması gerekirken yazılı olduğu şekilde %60 yasal faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
3-Dosya kapsamına göre, olay tarihinin 7.3.2000 olduğu anlaşıldığı halde mahkemece faiz başlangıç tarihi olarak dava dilekçesinin sonuç kısmına sehven yazılan 20.09.2000 tarihinin esas alınması ve bu konuda davacı vekili tarafından verilen tavzih dilekçesinin de gerekçesiz olarak reddedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 132.600.000 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11.11.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/7426
K. 2011/8048
T. 22.9.2011
RÜCUAN TAZMİNAT ( Kusur Konusunda Uzman İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden Seçilecek 3 Kişilik Bilirkişi Kurulundan Tarafların Olaydaki Kusur Durumları Yönünden Tüm Dosya Kapsamı ve Önceki Bilirkişi Raporlarının da İrdelendiği Rapor Aldırılması Gerektiği )
AVANS FAİZİ ( Kazaya Karışan Davalı Taraf Araç Ticari Nitelikteki Çekici Cinsi Yük Aracı Olup Davacı Vekili Tazminatın Ödeme Tarihinden İşleyecek Avans Faiziyle Davalılardan Tahsilini Talep Ettiğine Göre Avans Faizine Karar Verileceği – Rücuan Tazminat )
KUSUR DURUMU ( Rücuan Tazminat – Uzman İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden Seçilecek 3 Kişilik Bilirkişi Kurulundan Tarafların Olaydaki Kusur Durumları Yönünden Rapor Aldırılması Gerektiği )
BİLİRKİŞİ RAPORLARI ARASINDA ÇELİŞKİ ( Bu Çelişki Giderilmeden Karar Verilemeyeceği – Rücuan Tazminat/Uzman İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden Seçilecek 3 Kişilik Bilirkişi Kurulundan Tarafların Olaydaki Kusur Durumları Yönünden Rapor Aldırılacağı )
6762/m.1301
ÖZET : Dava, T.T.K.nun 1301. maddesine dayanılarak açılan rücuan tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekilinin raporları arasında meydana gelen çelişkinin giderilmesi yönündeki talebine rağmen mahkemece bilirkişi raporuna istinaden hüküm kurulmuştur. Kaza tesbit tutanağıyla uyumlu olan 1. rapor ile ileri tarihli 2. rapor arasında kusur dağılımı yönünden çelişki meydana geldiği bu çelişki giderilmeden karar verildiği görülmüştür. Eksik incelemeyle hüküm kurulamaz. Mahkemece kusur konusunda uzman itü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek 3 kişilik bilirkişi kurulundan tarafların olaydaki kusur durumları yönünden tüm dosya kapsamı ve önceki bilirkişi raporlarının da irdelendiği denetime elverişli, gerekçeli rapor aldırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Kazaya karışan davalı taraf araç ticari nitelikteki çekici cinsi yük aracı olup davacı vekili tazminatın ödeme tarihinden işleyecek avans faiziyle davalılardan tahsilini talep ettiğine göre avans faizine karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın pert olması sebebiyle 75.000 TL araç bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalı aracının maktül sürücüsünün olayda %100 kusurlu olduğunu belirterek 32.000 TL sovtaj bedeliyle davalı aracının trafik sigortasından alınan 5.750 TL.nin mahsubuyla bakiye 37.250 TL.nın ödeme tarihinden işleyecek avans faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı S. B. vekili kusur oranını, hasar miktarını kabul etmediğini, dava dışı 3. aracın sürücüsünün kazaya sebebiyet verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı H. Ö. ( kendi adına asaleten çocukları Y. ve F. Ö.’e velayeten ) kusuru, hasarı kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüyle 24.250 TL tazminatın 30.5.2006 ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- ) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- ) Dava, T.T.K.nun 1301. maddesine dayanılarak açılan rücuan tazminat istemine ilişkindir. Kazaya dair olarak düzenlenen 30.3.2006 tarihli kaza tesbit tutanağında davalı aracının sürücüsü H. Ö.’in şeride tecavüz etmek kuralını ihlalden 1. derecede kusurlu olduğu, davacıya kasko sigortalı aracın sürücüsünün kusurunun bulunmadığı tesbit edilmiş; davacı vekili davalı tarafın olayda %100 kusurlu olduğunu belirterek aracın sovtaj bedeliyle trafik sigortasından tahsil edilen bedellerinin mahsubuyla bakiye 37,250 TL.nin davalılardan tahsilini istemiştir. Mahallinde yapılan keşiften sonra ibraz edilen 30.1.2009 tarihli bilirkişi raporunda kaza tutanağında tesbit edilen kusur durumu gibi davalı aracının sürücüsünün şeridi tecavüz etme kuralını ihlali sebebiyle 8/8 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, davalılardan S. B. vekilinin itirazı üzerine alınan 4.9.2009 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafın 6/8, davacıya sigortalı aracın sürücüsünün şerit tecavüzünde bulunan bir kısım davalıların miras bırakanı H. Ö.’in bu pozisyonuyla yaratacağı tehlikeye binaen önündeki hareket alanını dikkatle kontrol altında bulundurup trafik durumunun gerektirdiği şartlar itibariyle aracını sevk ve idare etmemesi gidiş yönüne göre yolun iyice sağını tutmaması ve sağa direksiyon tedbirlerine başvurmaması sebebiyle 2/8 oranında tali kusurlu olduğu bildirilmiş; davacı vekilinin raporlar arasında meydana gelen çelişkinin giderilmesi yönündeki talebine rağmen mahkemece 4.9.2009 tarihli bilirkişi raporuna istinaden hüküm kurulmuştur. Kaza tesbit tutanağıyla uyumlu olan 30.1.2009 tarihli 1. rapor ile 4.9.2009 tarihli 2. rapor arasında kusur dağılımı yönünden çelişki meydana geldiği bu çelişki giderilmeden karar verildiği görülmüştür. Eksik incelemeyle hüküm kurulamaz.
Bu durumda, mahkemece kusur konusunda uzman İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek 3 kişilik bilirkişi kurulundan tarafların olaydaki kusur durumları yönünden tüm dosya kapsamı ve önceki bilirkişi raporlarının da irdelendiği denetime elverişli, gerekçeli rapor aldırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3- ) Kabule göre de; kazaya karışan davalı taraf araç ticari nitelikteki çekici cinsi yük aracı olup davacı vekili tazminatın ödeme tarihinden işleyecek avans faiziyle davalılardan tahsilini talep ettiğine göre avans faizine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde yasal faize karar verilmesi de isabetli görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 numaralı bentlerde açıklanan sebeplerle davacı hdı Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istenmesi halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



