Ayıplı İmalat Hakkında Yargıtay Kararları
T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/4279
K. 2008/706
T. 7.2.2008
• EKSİK İŞ BEDELİNİN TAHSİLİ (Eksik ve Kusurlu İmalatlar Hususunda Bilirkişilerden Ek Rapor Alınıp Yüklenicinin Sözleşmeden Kaynaklanan Edimlerinin Tamamını Yerine Getirip Getirmediği Değerlendirilerek Karar Verilmesi Gerektiği)
• EKSİK VE KUSURLU İMALATLAR ( Hususunda Bilirkişilerden Ek Rapor Alınıp Yüklenicinin Sözleşmeden Kaynaklanan Edimlerinin Tamamını Yerine Getirip Getirmediği Değerlendirilerek Karar Verileceği )
• AYIPLI İMALAT ( Eksik Ödenen İş Bedelinin Tahsili – Geçici Kabul Kusur ve Eksikliklerinden Halen Giderilmemiş Olanların Varlığına Dair İddiaların Dava Konusu Olmadığı Belirtilerek Eksik-Ayıplı İmalatların Varlığı Yönünden İnceleme Yapılmadan Karar Verilmesinin İsabetsiz Olduğu )
• BİLİRKİŞİ RAPORU ( Eksik Ödenen İş Bedelinin Tahsili – Bilirkişilerden Ek Rapor Alınıp Yüklenicinin Sözleşmeden Kaynaklanan Edimlerinin Tamamını Yerine Getirip Getirmediğinin Değerlendirilmesi Gerektiği )
818/m.365
ÖZET : Dava, eksik ödenen iş bedelinin tahsili istemidir. Hükme esas alınan ek raporda, tesbitte işin %100 seviyesinde tamamlandığının karara bağlandığı, davalı idarenin 537 kalem olarak belirlediği geçici kabul kusur ve eksikliklerinden halen giderilmemiş olanların varlığına dair iddiaların dava konusu olmadığı belirtilerek, eksik-ayıplı imalatların varlığı yönünden inceleme yapılmadan davanın haklı olduğu bildirilmiştir. Bu haliyle yapılan inceleme ve bilirkişi raporları hüküm tesisine yeterli değildir. Mahkemece, eksik ve kusurlu imalatlar hususunda bilirkişilerden ek rapor alınıp, yüklenicinin, sözleşmeden kaynaklanan edimlerinin tamamını yerine getirip getirmediği değerlendirilerek oluşacak sonuca uygun şekilde karar verilmelidir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili avukat Tuğrul Toklucu ve şirket temsilcisi Murat Tuğrul Toklucu ile davalı vekili avukat Armağan Örücü geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları ile davacı temsilcisi dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davacı yüklenici 2006/52 Esas sayılı davada, işin tamamlandığını, geçici kabule ve oturuma hazır bulunduğunu belirterek eksik ödenen iş bedelinin tahsilini talep etmiş, davalı taraf ise işin geçici kabule hazır olmadığını, 30.12.2005 ve 26.04.2006 tarihli tutanaklarla eksik-ayıplı işlerin belirlendiğini davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükme esas alınan 22.12.2006 tarihli asıl ve 28.03.2007 tarihli ek raporda, 2006/16 D.İş sayılı tesbitte işin %100 seviyesinde tamamlandığının karara bağlandığı, davalı idarenin 537 kalem olarak belirlediği geçici kabul kusur ve eksikliklerinden halen giderilmemiş olanların varlığına dair iddiaların dava konusu olmadığı belirtilerek, eksik-ayıplı imalatların varlığı yönünden inceleme yapılmadan davanın haklı olduğu bildirilmiştir. Bu haliyle yapılan inceleme ve bilirkişi raporları hüküm tesisine yeterli değildir. Mahkemece, eksik ve kusurlu imalatlar hususunda bilirkişilerden ek rapor alınıp, yüklenicinin, sözleşmeden kaynaklanan edimlerinin tamamını yerine getirip getirmediği değerlendirilerek oluşacak sonuca uygun şekilde karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 550,00 YTL duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine, 07.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/6624
K. 2006/6807
T. 23.11.2006
• AYIPLI İMALAT HALİNDE ZAMANAŞIMI ( BK’nun 125. Maddesinde Yer Alan 10 Yıllık Genel Zamanaşımı Süresinin Uygulanması Gereği )
• ESER SÖZLEŞMESİNİN AYIPLI İFASI ( Ortaya Çıkan Hasar ve Arızaların Niteliklerine Göre Yüklenicinin Kasıt veya Ağır Kusuru Bulunup Bulunmadığı Ayıplı Malzeme Kullanılarak Ayıplı İş Meydana Getirilip Getirilmediği Bilirkişi İncelemesiyle Tespit Edileceği )
• NİSPİ VEKALET ÜCRETİ ( Zamanaşımı Nedeniyle Ret Halinde Farklı Bir Ücret Düzenlemesi Yapılmadığından Değeri Para İle Ölçülebilen Uyuşmazlıklarda Karar Tarihinde Yürürlükte Bulunan Tarifeye Göre Nispi Avukatlık Ücretine Hükmedileceği )
• YÜKLENİCİNİN KASIT VE AĞIR KUSURU İLE SÖZLEŞMEYE AYKIRI İMALAT YAPMASI ( BK’nun 125. Maddesinde Yer Alan 10 Yıllık Genel Zamanaşımı Süresinin Uygulanacağı )
2886/m.87
818/m.125,126,215,363
ÖZET : Eser sözleşmesinin ayıplı ifası nedeniyle alacak istemine ilişkin davada, davacı idare davalı yüklenici ile arasındaki eser sözleşmesine aykırı olarak yüklenicinin ayıplı malzeme kullandığını, kasıt ve ağır kusuru ile sözleşmeye aykırı imalat yaptığını iddia etmektedir.
Yüklenici ile iş sahibi arasındaki ilişki teslim tarihinde son bulmuş olup bu tarih, kesin kabulün onay tarihidir.
818 sayılı BK’nın 126/son maddesinde yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmediği ve ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı iş meydana getirmiş olduğu haller madde kapsamı dışında bırakıldığından bu gibi durumlarda BK’nın 125. maddesinde yer alan 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir.
Ortaya çıkan hasar ve arızaların niteliklerine göre yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru bulunup bulunmadığı, ayıplı malzeme kullanılarak ayıplı iş meydana getirilip getirilmediği bilirkişi incelemesiyle tespit edileceği ve kesin kabulün onay tarihine göre 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği gözetilerek, davanın esasına girilmesi gerekir.
Öte yandan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde zamanaşımı nedeniyle ret halinde farklı bir ücret düzenlemesi yapılmadığından, değeri para ile ölçülebilen uyuşmazlıklarda karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre nispi avukatlık ücretine hükmedilmelidir.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilen hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, eser sözleşmesinin ayıplı ifası nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Davacı idare ile davalı yüklenici arasında eser sözleşmesi mevcuttur. İşin kesin kabul onay tarihi 21.11.2000 olup, dava 08.05.2006 tarihinde açılmıştır. Dava nedeni olarak yüklenicinin ayıplı malzeme kullandığı, kasıt ve ağır kusuru ile sözleşmeye aykırı imalat yaptığı ileri sürülmüştür.
Mahkemece, 2886 sayılı Yasa’nın 87 ve BK’nın 215/3. maddelerine dayanılarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Yüklenici ile iş sahibi arasındaki ilişki teslim tarihinde son bulmuştur. Bu tarih, kesin kabulün onay tarihidir. 2886 sayılı Yasa’nın göndermede bulunduğu BK’nın 363. maddesi, aynı Yasa’nın 6763 sayılı Yasa’yla değişik 126/son maddesi hükmü karşısında uygulanamaz hale gelmiştir. Eser sözleşmesinden kaynaklanan ihtilaflarda, satım akdinde uygulanan BK’nın 215. maddesinin tatbiki mümkün değildir. BK’nın 126/son maddesi hükmünce de yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş, bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç 5 yıllık zamanaşımına tabi olacaktır. Buna göre yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmediği ve ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı iş meydana getirmiş olduğu haller madde kapsamı dışında bırakıldığından bu gibi durumlarda BK’nın 125. maddesinde yer alan 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir.
Ortaya çıkan hasar ve arızaların niteliklerine göre yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru bulunup bulunmadığı, ayıplı malzeme kullanılarak ayıplı iş meydana getirilip getirilmediği bilirkişi incelemesiyle tespit edileceği ve kesin kabulün onay tarihine göre 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği gözetilerek, tarafların delillerinin toplanması, davanın esasının incelenip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulup inceleme yapılmadan yanlış değerlendirme ve eksik incelemeyle davanın zamanaşımı yönünden reddi doğru olmamıştır.
2- Öte yandan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde zamanaşımı nedeniyle ret halinde farklı bir ücret düzenlemesi yapılmadığından, değeri para ile ölçülebilen uyuşmazlıklarda karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı lehine yasal dayanağı gösterilmeden makro vekalet ücretine hükmedilmesi de kabul şekline göre yerinde görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenler ile tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile kararın ( 1. ) bentteki sebeplerle davacı yararına, ( 2. ) bent uyarınca davalı yararına ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 23.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/1129
K. 2008/550
T. 30.1.2008
• ESER SÖZLEŞMESİ ( Davacının Ayıplı ve Eksik İmalat Nedeni İle Bedelinin İş Bedelinden Düşülerek Fazla Ödemenin İstirdadı Talebi İçinde Yapılan İmalata Göre Fazla Ödenen İş Bedelinin Geri Ödenmesi İstemi de Bulunduğu Gözetilerek Birleşen Karşı Davanın Bu Miktarda Kısmen Kabulüne Karar Verileceği )
• AYIPLI İMALAT ( Eser Sözleşmesi – Davacının Ayıplı İmalat Nedeni İle Bedelinin İş Bedelinden Düşülerek Fazla Ödemenin İstirdadı Talebi İçinde Yapılan İmalata Göre Fazla Ödenen İş Bedelinin Geri Ödenmesi İstemi de Bulunduğu Gözetilerek Birleşen Karşı Davanın Kısmen Kabulüne Karar Verilmesi Gerektiği )
818/m.355
ÖZET : Asıl dava eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili, birleşen karşı dava ise fazla ödenen iş bedelinin iadesi istemlerine ilişkindir. Tesbit ve dava dosyasında alınan bilirkişi raporlarına göre, parke taşlarındaki ayıp, mukavemet açısından kullanılabilirlik yeterliliğini sağlayamaması nedenine dayalı olup laboratuar deneyi sonucu saptandığından gizli ayıp niteliğindedir. Davacının ayıplı ve eksik imalat nedeni ile bedelinin iş bedelinden düşülerek fazla ödemenin istirdadı talebi içinde yapılan imalata göre fazla ödenen iş bedelinin geri ödenmesi istemi de bulunduğu gözetilerek birleşen karşı davanın bu miktarda kısmen kabulüne karar verilmesi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Asıl dava eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili, birleşen karşı dava ise fazla ödenen iş bedelinin iadesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece her iki davanın reddine dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-birleşen dosya davalısının tüm, davalı-birleşen dosya davacısının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Tesbit ve dava dosyasında alınan bilirkişi raporlarına göre, parke taşlarındaki ayıp, mukavemet açısından kullanılabilirlik yeterliliğini sağlayamaması nedenine dayalı olup laboratuar deneyi sonucu saptandığından gizli ayıp niteliğindedir. Birleşen dosya davacısı iş sahibi, Didim Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2003/67 D.İş sayılı dosyasında düzenlenen raporla bu ayıba 04.09.2003 günü vakıf olduğu halde makul süre geçtikten sonra 30.10.2003 tarihli ihtar ile davacı yükleniciye ihbar ettiğinden ayıplı iş bedelinin tahsilini talep edemez ise de; davacı-birleşen dosya davalısı dava dilekçesinde 3250 m2’lik kısmını m2 birim fiyatı 5.250.000 TL.den bedelini aldığını kabul etmiştir. Mahkemece yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporuna göre davacı yüklenicinin yaptığı imalatın 3065,62 m2 olduğu ve yükleniciye yapmadığı halde 184,38 m2’lik yol için 967.99,00 YTL ( 967.995.000 TL. ) fazla ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının ayıplı ve eksik imalat nedeni ile bedelinin iş bedelinden düşülerek fazla ödemenin istirdadı talebi içinde yapılan imalata göre fazla ödenen iş bedelinin geri ödenmesi istemi de bulunduğu gözetilerek birleşen karşı davanın bu miktarda kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek birleşen davanın da reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan reddolunan birleşen karşı dava nedeniyle dava değeri gözetilerek davacı-birleşen dosya davalısı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 640,20 YTL vekalet ücreti tayini gerekirken daha fazla vekalet ücretine hükmedilmesi de kabul şekli itibariyle yerinde olmamıştır.
Kararın belirtilen sebeplerle bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte belirtilen nedenlerle davacı-birleşen dosya davalısının tüm, davalı-birleşen dosya davacısının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davalı-birleşen dosya davacısı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1,80 YTL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı-k.davalı Buharkent Tavukçuluk İnş.Tur.Ltd.Şti.nden alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-k.davacı Kooperatifi’e geri verilmesine, 30.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/810
K. 2010/3175
T. 2.6.2010
• AYIPLI İMALAT VE ZARARIN TAHSİLİ ( Muaccel Bir Alacağa Faiz Yürütülebilmesi İçin Alacak Miktarı Gösterilmek ve İstenilmek Suretiyle Borçlunun Usulen Temerrüde Düşürülmesi veya Sözleşmede Kesin Vadenin Kararlaştırılmış Olmasının Zorunlu Olduğu )
• MUACCEL ALACAK ( Faiz Yürütülebilmesi İçin Alacak Miktarı Gösterilmek ve İstenilmek Suretiyle Borçlunun Usulen Temerrüde Düşürülmesi veya Sözleşmede Kesin Vadenin Kararlaştırılmış Olmasının Zorunlu Olduğu )
• TEMERRÜT ( Davadan Önce Temerrüdün Varlığı Kanıtlanamadığına Göre Temerrüd Birleşen Dava Tarihinde Gerçekleştiği – Bu Tarihten İtibaren Faize Hükmedilmesi Gerektiğinden Tespit Tarihinin Faize Başlangıç Alınmasının Usul ve Yasaya Aykırı Olduğu )
• FAİZ ( Davadan Önce Temerrüdün Varlığı Kanıtlanamadığına Göre Temerrüd Birleşen Dava Tarihinde Gerçekleştiği – Bu Tarihten İtibaren Faize Hükmedilmesi Gerektiğinden Tespit Tarihinin Faize Başlangıç Alınmasının Usul ve Yasaya Aykırı Olduğu )
818/m.101
ÖZET : Asıl dava fazla ödemenin istirdadı ve teminat fazlasının, birleşen dava ayıplı imalat ve davalının kusuru sebebiyle uğranılan zararın tahsili istemiyle açılmıştır. Birleşen davada hükmedilen alacağa, tespit tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Oysa muaccel bir alacağa faiz yürütülebilmesi için alacak miktarı gösterilmek ve istenilmek suretiyle borçlunun usulen temerrüde düşürülmesi veya sözleşmede kesin vadenin kararlaştırılmış olması zorunludur. Davadan önce temerrüdün varlığı kanıtlanamadığına göre temerrüd, birleşen dava tarihinde gerçekleşmiştir. Bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiğinden tespit tarihinin faize başlangıç alınması usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükümün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Asıl dava fazla ödemenin istirdadı ve teminat fazlasının, birleşen dava ayıplı imalat ve davalının kusuru sebebiyle uğranılan zararın tahsili istemiyle açılmış, davalı reddini savunmuş mahkemenin kısmen kabule dair kararı davalı yüklenici tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-) Mahkemenin 5.12.2000 tarihli kararı Dairemiz’ce yapılan imalatın hakediş, ataşman ve yeşil defterlere göre yapım sırası, ödemeler tutarı gözetilerek her yıl yapılabilecek işe göre o yıl fiyatlarıyla hak edilen iş bedellerinin saptanması gerektiğinden, tümünün 1998 yılı değerlerine göre hesap edilerek hükme varılması doğru kabul edilmeyerek bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda, yıllara göre yapılan imalat ve ödeme tutarı 1998 yılı kat sayısına dönüştürülerek bulunan miktar esas alınmak suretiyle davacının fazla ödeme tutarı hesaplanmıştır. Oysa yukarda değinilen bozma ilamında açıklandığı üzere davacının fazla ödemesi olup olmadığı imalatların ve ödemelerin yapıldığı tarihler itibarıyla hesaplanan hakedişe göre bulunmalıdır. Bilirkişi raporunda ise yıllara göre davacının tutarı 31.897,00.-TL. bulunmuş, bundan 1998 yılında yapılan ve bedeli ödenmeyen 14.846,00.-TL. ile 1993-1997 yılları arasındaki 1.511,00.-TL.Iik eksik ödemenin mahsubu sonucu kalan 15.540,00.-TL. fazla ödemedir denilmiştir.
O halde bunun istirdadına karar verilmesi gerekirken bozmaya aykırı hesapla fazlaya hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan birleşen davada hükmedilen alacağa, tespit tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Oysa muaccel bir alacağa faiz yürütülebilmesi için alacak miktarı gösterilmek ve istenilmek suretiyle borçlunun usulen temerrüde düşürülmesi veya sözleşmede kesin vadenin kararlaştırılmış olması zorunludur. Davadan önce temerrüdün varlığı kanıtlanamadığına göre temerrüd, birleşen dava tarihinde gerçekleşmiştir. Bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiğinden tespit tarihinin faize başlangıç alınması usul ve yasaya aykırıdır.
Karar tüm bu sebeplerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan sebeplerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükümün davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istenmesi halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 2.6.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2007/15-333
K. 2007/439
T. 4.7.2007
• ESER SÖZLEŞMESİNE DAYALI İŞ BEDELİNİN ÖDENMESİ ( Yüklenici Şartname Hükümlerini Bilerek İfayı Üstlendiğine Göre Eseri Şartnameye ve Amaca Uygun Teslimle Yükümlü Olduğu )
• KESİN TEMİNATLARIN NAKDE ÇEVRİLMEMESİ İÇİN İHTİYATİ TEDBİR KARARI VERİLMESİ İSTEMİ ( Yüklenici Şartname Hükümlerini Bilerek İfayı Üstlendiğine Göre Eseri Şartnameye ve Amaca Uygun Teslimle Yükümlü Olduğu )
• YÜKLENİCİNİN ÖZEN BORCU ( Yüklenici Şartname Hükümlerini Bilerek İfayı Üstlendiğine Göre Eseri Şartnameye ve Amaca Uygun Teslimle Yükümlü Olduğu – Ayıplı Olduğu Anlaşılan İmalatı Davalı İş Sahibinin Kabule Zorlanamayacağı )
• AYIPLI İMALAT ( Ayıplı Olduğu Anlaşılan İmalatı Davalı İş Sahibinin Kabule Zorlanamayacağı – Eser Sözleşmesine Dayalı İş Bedelinin Ödenmesi )
818/m.357/1
ÖZET : Dava, eser sözleşmesine dayalı iş bedelinin ödenmesi ve kesin teminatların nakde çevrilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemleriyle açılmış daha sonra ıslahla talep arttırılmıştır. Yüklenici şartname hükümlerini bilerek ifayı üstlendiğine göre eseri şartnameye ve amaca uygun teslimle yükümlüdür. Bu husus yüklenicinin özen borcunun sonucudur. O halde ayıplı olduğu anlaşılan imalatı davalı iş sahibi kabule zorlanamayacağından davanın reddi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 4.Ticaret Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.06.2004 gün ve 2003/630-2004/470 sayılı kararın incelenmesi Davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 14.10.2005 gün ve 2004/6436-2005/5452 sayılı ilamıyla bozulmuş; taraf vekillerinin karar düzeltme istemi üzerine ise bu bozma kaldırılarak bu kez 19.06.2006 gün ve 2006/383-3698 sayılı ilamı ile;
( … Dava, eser sözleşmesine dayalı iş bedelinin ödenmesi ve kesin teminatların nakde çevrilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemleriyle açılmış daha sonra ıslahla talep arttırılmıştır.
Davalı vekili, şartnameye uygun teslim yapılmadığının laboratuar deneyleriyle anlaşıldığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalının temyizi üzerine Dairemizce oyçokluğuyla karar bozulmuş, tarafların karar düzeltme istemi üzerine dosya yeniden incelenmiştir.
1- Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında davacının HUMK.nun 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme istemi reddedilmelidir.
2- Taraflar arasında imzalanan 09.01.2003 tarihli sözleşmeyle, 175.000 adet fanilanın, 31.01.2003 tarihli sözleşmeyle 200.000 adet slip donun teknik şartnameye uygun imal ve teslimi kararlaştırılmıştır. Sözleşme eki Özel Şartnamenin 6/d maddesinde, teslim alınan imalatın muayene laboratuarları sayılmış, itiraz halinde Ankara ve İstanbul Kalite Yönetim Bölge Başkanlıkları Laboratuarlarında incelemenin yapılacağı belirtilmiştir. Dosyada mevcut Bursa ve İstanbul laboratuarlarında yapılan incelemelerde alınan raporlarda, hava şartları haslığı, ter ve ışık haslığı ile yaka ribanası içeriği bakımlarından şartnameye uygun olmadığı saptanmıştır. Yine mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde, yaka ribanasında kullanılan Lycra miktarının yeterli ve uygun olabileceği, hava şartları bakımından ise laboratuar testlerinde değerin 3 bulunduğu, şartname değerininse 4-5 olduğu, bu haliyle teknik şartnameye uygun olmadığı, ter ve ışık haslığının laboratuar değerlerinin 3, 2, 3 olarak saptandığı, şartname değerinin 3-4 olduğu, idare raporlarına göre teknik şartnameye uymadığı, yeniden test yapılması gerektiği belirtilmiştir. İtiraz üzerine alınan ek raporda, bir adet numune üzerinde Ege Üniversitesi Laboratuarlarında analiz yaptırılmış, bulunan 6 değerinin şartname üzerinde olması nedeniyle uygunluğunun kabul edilebileceği sonucuna varılmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, ek rapor tek bir fanila üzerinde yapılan deney sonucuna dayalıdır. Yukardan beri sayılan çok sayıda laboratuar sonuçlarına göre ve sözleşmede teslimi kararlaştırılan fanila sayısı gözetildiğinde tek fanila üzerinde yapılan incelemeyle şartnameye uygunluğun sağlandığından söz edilemeyeceği açık seçik ortadadır. Sözleşmenin 6/d maddesinde fiziksel muayene için delil sözleşmesi var ise de kimyasal muayeneyle ilgili 6/f maddesinde delil sözleşmesi niteliğinde bir hükme yer verilmiş değildir. Şartnamede gösterilen laboratuarlardan ayrı teknik kurullardan da rapor alınabilir. Nevar ki, gerek dosyaya giren raporlarda gerekse mahkemece alınan asıl raporlarda şartnameye uygun olmayan hususlar tesbit edilmiştir. İşin miktarı ve kullanım amacı dikkate alındığında yüklenicinin ayıba karşı tekeffül borcunu yerine getirmediği ortaya çıkmıştır. Yüklenici şartname hükümlerini bilerek ifayı üstlendiğine göre eseri şartnameye ve amaca uygun teslimle yükümlüdür. Bu husus yüklenicinin özen borcunun sonucudur ( BK. 357/1 madde ). O halde ayıplı olduğu anlaşılan imalatı davalı iş sahibi kabule zorlanamayacağından davanın reddi gerekir. Kararın bu nedenlerle bozulması yerine yeniden araştırmaya yönelik bozma gerekçesinde isabet görülememiştir… ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 04.07.2007 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/398
K. 2012/1295
T. 5.3.2012
• AYIPLI İMALATIN GİDERİLMESİ VE BEDELİNİN TAHSİLİ DAVASI ( Asıl Dava – Mahkemece Yerinde Yapılacak Keşif ile Yüklenici Tarafından Ayıplı Yapıldığı İddia Edilen İmalatlar Olup Olmadığının Tespit Edilmesi Gerektiği )
• İSTİRDAT DAVASI ( Teminat Mektubunun Haksız Olarak Paraya Çevrildiği İddiası – Birleşen Dava )
• TEMİNAT MEKTUBU ( Ayıplı Olduğu İdda Edilen İmalatın Bedeli Hesaplanarak İrat Kaydedlin Teminat Mektubu Bedelinin Düşülmesi Gereği – Ayrıca Teminat Mektubunun İadesi Koşullarının Oluşu Oluşmadığının Araştırılmamasının Hatalı Olduğu )
818/m. 359,360
ÖZET : Asıl dava, ayıplı imalatın giderilmesi bedelinin tahsili, birleşen dava ise haksız olarak paraya çevrildiği iddia edilen teminat mektubu bedelinin istirdadı talebine ilişkindir. Mahkemece, iş sahibinden getirtilecek geçici kabul tutanağı ile yüklenicinin ibraz ettiği delil ve itirazlarını gözönünde tutmak suretiyle iş sahibi tarafından bedeli ödenip yüklenici tarafından ayıplı olarak yapıldığı ileri sürülen imalatlar olup olmadığı ve miktar hesaplattırılıp, bulunacak miktardan irat kaydedilen teminat mektubu bedeli de düşülmek ve teminat mektubunun iadesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği de araştırılmak suretiyle asıl ve birleşen davada sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynakanan ayıplı imalatın giderilmesi bedelinin tahsili, birleşen dava ise haksız olarak paraya çevrildiği iddia edilen teminat mektubu bedelinin istirdadı talebine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen karşı davanın kabulüne dair verilen karar davacı ve birleşen dosya davalısı iş sahibi vekilince temyiz edilmiştir.
Yanlar arasında 03.07.2006 tarihinde imzalanan sözleşme ile davalı birleşen dosya davacısı yüklenici şirket Tercan ilçesine bağlı 18 adet köy yolunun 1. ve 2. kat asfalt kaplama işinin yapımını üstlenmiştir. Yüklenici şirket tarafından iş yapılıp teslim edilmekle birlikte Tercan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/8 Esas 2006/9 Karar-D.iş sayılı tespit dosyası ve 28.09.2007 günlü kesin kabulü ile ilgili inceleme tutanağı başlıklı belge içeriklerinden, yapılan yollarda bozulmalar ve bir kısım ayıplı imalatların bulunduğu saptanmış, davacı iş sahibi tarafından da asıl davada bu ayıpların giderilmesi bedelinin tahsili talep edilmiştir. İş sahibi tarafından az yukarıda esas ve karar numarası belirtilen delil tespiti dosyasında ayıplı imalatlar tesbit ettirilerek tesbit dilekçe ve raporu yükleniciye tebliğ edildiğinden, BK’nın 359. maddesi hükmünce süresinde ayıp ihbarı yapıldığının kabulü gerekir. Bu halde iş sahibi BK’nın 360. maddesi gereğince ayıpların giderilmesi bedelini isteyebilir.
Bu durumda mahkemece gerekirse mahallinde keşif de yapılmak suretiyle konusunda uzman bir teknik bilirkişiden alınacak raporla delil tespit raporu, kesin kabul inceleme tutanağı ve varsa iş sahibinden getirtilecek geçici kabul tutanağı ile yüklenicinin ibraz ettiği delil ve itirazlarını gözönünde tutmak suretiyle iş sahibi tarafından bedeli ödenip yüklenici tarafından ayıplı olarak yapıldığı ileri sürülen imalatlar olup olmadığı ve miktar hesaplattırılıp, bulunacak miktardan irat kaydedilen teminat mektubu bedeli de düşülmek ve teminat mektubunun iadesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği de araştırılmak suretiyle asıl ve birleşen davada sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı birleşen dosya davalısı iş sahibi yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 05.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/7614
K. 2007/12695
T. 1.11.2007
• AYIPLI MAL ( Davalı Belediyeden Bağımsız Bölüm Satın Alan Kat Malikleri Adına Site Yönetimi Tarafından Binadaki Ortak Kullanım Alanlarının Ayıplı İmalatı Nedeniyle Oluşan Zararın Tahsili – Davanın Tüketici Mahkemesinde Görülmesi Gerektiği )
• GÖREV ( Davalı Belediyeden Bağımsız Bölüm Satın Alan Kat Malikleri Adına Site Yönetimi Tarafından Binadaki Ortak Kullanım Alanlarının Ayıplı İmalatı Nedeniyle Oluşan Zararın Tahsili – Davanın Tüketici Mahkemesinde Görülmesi Gerektiği )
• TÜKETİCİ MAHKEMESİ ( Davalı Belediyeden Bağımsız Bölüm Satın Alan Kat Malikleri Adına Site Yönetimi Tarafından Binadaki Ortak Kullanım Alanlarının Ayıplı İmalatı Nedeniyle Oluşan Zararın Tahsili – Davanın Tüketici Mahkemesinde Görülmesi Gerektiği )
• AYIPLI İMALAT NEDENİYLE OLUŞAN ZARARIN TAHSİLİ ( Davanın Tüketici Mahkemesinde Görülmesi Gerektiği )
4077/m.2,3,23
ÖZET : Somut uyuşmazlıkta davalı belediyenin diğer davalı inşaat şirketine yaptırdığı binadan, davalı belediyeden bağımsız bölüm satın alan kat malikleri adına site yönetimi tarafından binadaki ortak kullanım alanlarının ayıplı imalatı nedeniyle oluşan zararın tahsiline ilişkin davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı kat malikleri adına site yöneticisi sıfatıyla açılan davada, davalı belediyenin diğer davalıya yaptırdığı konutları belediyeden ihale yolu ile satın alıp oturmaya başladıklarını, binada yalıtım yapılmadan ayıplı inşaat yapılması sonucu çatı, duvar, temel, dış cephenin akan yağmur suları ve neme maruz kalması sonucu binada kullanımı engelleyecek şekilde hasarların meydana geldiği, davalıların yalıtım yapılması ve buna bağlı oluşan hasarların onarımı talebinin yerine getirilmediğini, tespit yaptırarak gerekli işlemleri kendilerinin yaptırdığını, 48.144 YTL ödeme yaptıklarını bildirerek, yalıtım yapılması ve buna bağlı onarım için fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 5.000 YTL nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılara davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece tarafların tüketici kanununda belirtilen şekilde satıcı, tüketici sıfatlarını,taşımadığından görevli olmadığını,miktar itibarıyla Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun,birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taralardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım,ses,görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileride dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.Somut uyuşmazlıkta davalı belediyenin diğer davalı inşaat şirketine yaptırdığı binadan,davalı belediyeden bağımsız bölüm satın alan kat malikleri adına site yönetimitarafından binadaki ortak kullanım alanlarının ayıplı imalatı nedeniyle oluşan zararın tahsiline ilişkin davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerekir.
4077 sayılı yasanın 23.maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun Kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili düzenlemelerde kazanılmış hak sözkonusu olmaz. Bu durumda mahkemece davanın esasına girilerek taraf delilleri toplanıp sonucuna göre karar karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Davacı tarafından temyiz olunan kararın 1.bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, 2.bentte gösterilen nedenle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, peşin harcı istek halinde iadesine, 01.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/7058
K. 2011/7049
T. 30.11.2011
• SONDAJ KUYUSU YAPIMI İŞİNDEN DOĞAN BEDELİN TAHSİLİ DAVASI ( Alacak Davası – Yapılan İmalatın Kabul Edilemeyecek Derece Ayıplı Olup Olmadığı ve Ayıplı İmalat Değer Kaybının Ne Olduğu Hususlarının Saptanması Gereği/Eksik Birlikişi Raporu )
• ESKİK BİLİRKİŞİ RAPORUNA İSTİNADEN HÜKÜM KURULAMAYACAĞI ( Davalının Ayıplı İmalatı Kabul Etmek Zorunda Olmadığı – Bilirkişi Raporunun Eksik Olması Nedeniyle/Mahkemece Ek Bilirkişi Raporu Alınması Gerektiği/Alacak Davası )
• AYIPLI İMALAT ( Üç Köyde Yapılan Sondaj İmalatının Eser Sözleşmesine Uygun Olup Olmadığının Tespit Edilmesi Gerektiği – Ayıplı İmalat Nedeniyle Yapım Bedelinden İndirim Gerekip Gerekmediğinin Belirlenmesi Gereği/Ek Bilirkişi Raporu )
818/m. 359,360,362
ÖZET : Davacının, sondaj kuyusu yapım işinden dolayı ödeme yapılmaması nedeniyle açmış olduğu alacak davasında, yapılan imalatının kabule icbar edilemeyecek derece ayıplı olup olmadığı, ayıplı ve noksan imalat var ise bedelinin ne olduğunun saptanması gerekir.Davalı, sözleşmeye uygun olmayan ayıplı kuyuları teslim almak zorunda değildir. Hükme esas alınanb ilirkişi raporunda; her üç köyde yapılan sondaj imalatının sözleşmesine uygun olup olmadığı, eserin reddi gerekip gerekmediği, eksik ve ayıplı ise bedelden indirim gerekip gerekmediği ve miktarı hususlarında açıklama yapılmamıştır. Bu nedenle mahkemece bilirkişilerden ek rapor alınarak yukarıda açıklanan doğrultuda davacı alacağı hesap ettirilip sonucuna uygun karar verilmesi gerekir.
DAVA : Mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, 11.07.2007 tarihli ihale kapsamındaki sondaj kuyusu yapım işinden dolayı H… ilçesi K…, D… ve Y… köyündeki taahhüdünü tamamladığını, ancak bedelin ödenmediğini ileri sürerek 19.530,00 TL’nin tahsilini istemiş, mahkemece yapılan imalatta eksik ve kusurlu işlerin yapılan ödemeden fazla olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yanlar arasında imzalanan sözleşmeye göre teslim işlemlerinin davalı Birlik tarafından kurulacak komisyon tarafından yapılması, teslim alındıktan sonra bedelinin ödenmesi gerekmektedir. Dosya kapsamındaki bilgilere göre teslim işlemleri tamamlanmadan bedellerin davacıya ödendiği ancak D Y… köyüne ait sondaj bedelinin ödenmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece her üç köyde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarına göre sonuca varılmış ise de, BK’nın 359, 360, 362. maddeleri doğrultusunda yapılan imalatın kabule icbar edilemeyecek derecede ayıplı olup olmadığı, ayıplı ve noksan imalat varsa bedelinin ne olduğu saptanmamıştır. Davalı Birlik, sözleşmesine uygun olmayan ve kabule icbar edilemeyecek derecede ayıplı bulunan kuyuları teslim almak zorunda değildir. Bilirkişi raporuna göre her üç köyde yapılan sondaj imalatının sözleşmesine uygun olup olmadığı, eserin reddi gerekip gerekmediği, eksik ve ayıplı ise bedelden indirim gerekip gerekmediği ve miktarı hususlarında açıklama yapılmamıştır. Bu nedenle mahkemece bilirkişilerden ek rapor alınarak yukarıda açıklanan doğrultuda davacı alacağı hesap ettirilip sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile ve Y… köyündeki imalat bedeli dikkate alınmadan davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 30.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2011/15-309
K. 2011/403
T. 8.6.2011
• ALACAK DAVASI ( Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi/Ayıplı İmalat Giderim Bedelinin Tahsili Talebi – Davada Gizli Ayıp Olduğunun İddia Edildiği/İnşaatın Uzman Kişilerce İncelenip Gerektiği Halde Karot Deneyi Yapılacağı )
• KAT KARŞILIĞI İNŞAAT BEDELİ ( Ayıplı İmalat Giderim Bedelinin Tahsili Talebi – Davada Gizli Ayıp Olduğunun İddia Edildiği/Ayıp Varsa Makul Sürede İhbar Edilip Edilmediğinin Üzerinde Durulacağı )
• AYIPLI İMALATIN GİDERİM BEDELİ ( Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi – Davada Gizli Ayıp Olduğunun İddia Edildiği/Ayıp Varsa Makul Sürede İhbar Edilip Edilmediğinin Üzerinde Durulacağı )
• KAROT DENEYİ ( Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi/Ayıplı İmalat Giderim Bedelinin Tahsili Talebi – Davada Gizli Ayıp Olduğunun İddia Edildiği/İnşaatın Uzman Kişilerce İncelenip Gerektiği Halde Karot Deneyi Yapılacağı )
• GİZLİ AYIP ( Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi/Ayıplı İmalat Giderim Bedelinin Tahsili Talebi – Davada Gizli Ayıp Olduğunun İddia Edildiği/İnşaatın Uzman Kişilerce İncelenip Gerektiği Halde Karot Deneyi Yapılacağı )
818/m.355
ÖZET : Alacak davası, kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında ayıplı imalâtın giderim bedelinin tahsili istemiyle açılmıştır. Sonradan ortaya çıktığı iddiasıyla gizli ayıbın varlığına dayanılarak eldeki dava açıldığından ve önceki davada gizli ayıba ilişkin inceleme yapılmadığından, inşaatın uzman bilirkişilere incelettirilerek, gerektiğinde karot deneyleri de yaptırılmak suretiyle, varsa gizli ayıbın ve giderim bedelinin saptanması, makul sürede bunların ihbar edilip-edilmediğinin üzerinde durulması, sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 3.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kesin hüküm nedeniyle reddine dair verilen 14.10.2008 gün ve 2007/497 E., 2008/300 K. sayılı kararın incelenmesi davacı Mehmet Mahir Çolakoğlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 15.03.2010 gün ve 2009/1398 E., 2010/1453 K. sayılı ilamı ile;
( … Dava, ayıplı imalâtın giderim bedelinin tahsili istemiyle açılmış, davalı kesin hüküm itirazında bulunmuş, mahkemenin kesin hüküm nedeniyle davanın reddine dair kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 24.12.1999 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi, yüklenicinin açtığı dava sonucu tarafların ortak kusuru nedeniyle feshedilmiş, gerçekleşen %43 oranındaki imalât bedeli 63.590,50 TL’nin tahsiline karar verilmiş, birleşen davada arsa sahiplerinin açtığı ayıbın düzeltilmesine ilişkin istemleri reddedilmiş, karar, derecaattan geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Her ne kadar mahkemece kesinleşen ilam uyarınca dava reddedilmiş ise de, anılan dosyada bilirkişiler, binanın tasdikli projesine uygun yapıldığını belirterek, inşaat bedeli hesaplamıştır. İnşaatın karot deneyi yaptırılmadığı gibi, gizli ayıpların varlığı da incelenmiş değildir. Kural olarak arsa sahibi gizli ayıbın ortaya çıkmasından sonra makul sürede yükleniciye ihbar etmek kaydıyla bunların giderilmesini veya bedelini isteyebilir ( BK.359.m. ). Sonradan ortaya çıktığı iddiasıyla gizli ayıbın varlığına dayanılarak eldeki dava açıldığından ve önceki davada gizli ayıba ilişkin inceleme yapılmadığından, inşaatın uzman bilirkişilere incelettirilerek, gerektiğinde karot deneyleri de yaptırılmak suretiyle, varsa gizli ayıbın ve giderim bedelinin saptanması, makul sürede bunların ihbar edilip-edilmediğinin üzerinde durulması, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeyle davanın reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
Öte yandan, kesin hüküm dava şartı olup, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/II. maddesi uyarınca maktu vekâlet ücreti yerine nisbî verilmesi de kabul biçimi bakımından doğru olmamıştır… ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı Mehmet Mahir Çolakoğlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 08.06.2011 gününde oyçokluğuyla ile karar verildi.