Aynen Taksim Hakkında Yargıtay Kararları
T.C
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2011/6-55
K. 2011/222
T. 27.4.2011
• ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI ( Tarafların Muristen Kalan Taşınmazların Paylaşımı Konusunda Anlaşamadıkları/Davacının Aynen Taksim Talebi – Muristen Kalan Birbiri İle Aynı Nitelikteki ve Aynı Değerde İki Taşınmazın İki Mirasçıya Kura Çekilmek Suretiyle Verilebileceği )
• AYNEN TAKSİM ( Ortaklığın Giderilmesi Davası – Muristen Kalan Birbiri İle Aynı Nitelikteki ve Aynı Değerde İki Taşınmazın İki Mirasçıya Kura Çekilmek Suretiyle Verilebilmesinin Gözetileceği )
• KURA YOLUYLA PAYLAŞIM ( Ortaklığın Giderilmesi Davası/Tarafların Muristen Kalan Taşınmazların Paylaşımı Konusunda Anlaşamadıkları – Davacının Aynen Taksim Talebi/Mirasçılara Kura Çekilmek Suretiyle Verilebileceği )
4721/m. 642, 650
ÖZET : Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacı vekili, tarafların murisi adına kayıtlı bağımsız bölümlerin murisin ölümünden sonra iki kardeş olan davanın taraflarına intikal ettiğini, ancak tarafların taşınmazların paylaşımı konusunda anlaşmadıklarını ve taşınmazların aynen taksimini talep etmiştir. Uyuşmazlık, ortaklığın giderilmesi davasında aynen taksim istenmiş ise, muristen kalan birbiri ile aynı nitelikte ve aynı değerde iki taşınmazın, iki mirasçıya kura çekilmek suretiyle verilip verilemeyeceği noktasındadır. Tarafların arasında payların özgülenmesinde anlaşma sağlanamadığından, her bir mirasçıya hangi taşınmazın verileceği konusunda mahkemece kura çekme yoluna gidilmesi isabetlidir.
DAVA : Taraflar arasındaki “Ortaklığın giderilmesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Bakırköy Beşinci Sulh Hukuk Mahkemesi )’nce davanın kabulüne dair verilen 23.07.2009 gün ve 2006/872 E., 2009/935 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Altıncı Hukuk Dairesinin 23.03.2010 gün ve 11991-3188 sayılı ilamı ile;
( … Uyuşmazlık iki adet bağımsız bölümde ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece bağımsız bölümlerin her birinin taraflara verilmek suretiyle aynen taksimine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu 6 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin tarafların miras bırakanı Haslar adına kayıtlı bulunduğunu, tarafların taşınmazların taksimi konusunda anlaşamadıklarını belirterek aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesini istemiştir. Davalı da dava konusu taşınmazların aynen taksim suretiyle ortaklığının giderilmesini istemiş satış talebinde bulunmamıştır. Dava konusu taşınmazların kat mülkiyeti kurulu binanın 6 ve 10 no’lu bağımsız bölümleri olduğu tarafların ortak miras bırakanı Haslar adına kayıtlı bulunduğu tapu kayıtlarının incelenmesinden anlaşılmaktadır. Ortaklığın giderilmesi davalarında taşınmazların her birinin ayrı ayrı değerlendirilerek aynen taksiminin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Bağımsız bölüm şeklindeki dairelerin nitelikleri itibariyle aynen taksimi mümkün bulunmadığından her birinin bir paydaşa ( ortağa ) verilmek suretiyle taksimine karar verilemez. Gerek davacı gerekse davalı tarafından satış talep edilmediğinden ve bu şekilde taşınmazların aynen taksimi de mümkün bulunmadığından bu durumda açılan davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir… ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle HUMK. 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/11. fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, tarafların murisi olan H.İ. adına kayıtlı 6 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin murisin ölümünden sonra 2 kardeş olan davanın taraflarına intikal ettiğini, ancak tarafların taşınmazların paylaşımı konusunda anlaşmadıklarını bu nedenlerle taşınmazların aynen taksimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece muristen kalan iki adet bağımsız bölümün yine iki kişi olan mirasçılara kura sonucuna göre tahsis edilmek suretiyle ortaklığın giderilmesine dair verilen karar, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuştur
Yerel mahkeme, tarafların bağımsız bölümlerin tahsisi konusunda anlaşamamaları nedeniyle mahkeme huzurunda çekilen kura sonucunda bağımsız bölümlerin taraflara tahsisi yolu ile ortaklığın giderilmesine karar verilmesinde mevzuat açısından hiç bir engel bulunmadığı gerekçesi ile önceki kararında direnmiştir.
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; ortaklığın giderilmesi davasında aynen taksim istenmiş ise, muristen kalan birbiri ile aynı nitelikte ve aynı değerde iki taşınmazın, iki mirasçıya kura çekilmek suretiyle verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle, konuya ilişkin yasal düzenlemelerin ortaya konulmasında yarar vardır:
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ( TMK )’nun 642. maddesinde:
“… Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir.
Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hakim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır…”;
Aynı Kanunun 650. maddesinde ise;
“… Mirasçılar, tereke mallarından mirasçı veya ortak kök sayısınca pay oluştururlar.
Anlaşma olmazsa, mirasçılardan her biri, payların oluşturulmasını sulh mahkemesinden isteyebilir. Payların oluşturulmasında hakim, yerel adetleri, mirasçıların kişisel durumlarını ve çoğunluğun arzusunu gözönünde bulundurur.
Payların özgülenmesi mirasçıların anlaşması uyarınca yapılır. Buna olanak bulunmazsa kur’a çekilir…” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlerden açıkça anlaşılacağı üzere, hakim, miras yoluyla intikal eden terekenin tamamı ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamını bir mirasçıya vermek suretiyle paylaştırma yapabilir.
Kanun koyucunun bu hükmü getirmekteki amacı öncelikle aynen taksim isteyen mirasçılar arasındaki paylaşma konusundaki ihtilafın en uygun biçimde çözümlenmesi ve taşınmazların değerleri arasında fark bulunması halinde gereğinde fark para ödetmek yoluyla, denkleştirmenin sağlanmasıdır. Ayrıca payların özgülenmesinde mirasçıların anlaşması asıl olup, anlaşamazlarsa kura çekilecektir.
Bu yolla aynen taksimi gerçekleştirme olanağı olan mahkemenin mallar üzerinde ortaklığı ve uyuşmazlığı sürdürecek, sonuçta mirasçıları satışa zorlayacak bir yöntemi benimsemesi olanaklı olmadığı gibi, açıklanan yasal düzenlemelere de aykırı olacaktır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında:
Taraflarca aynen paylaştırılması istenen eş değerde iki taşınmaz ve bunları paylaşacak iki mirasçı bulunmakla birlikte her iki mirasçı da aynı taşınmazı istemiştir.
Mahkeme, tarafların arasında payların özgülenmesinde anlaşma sağlanamadığından, her bir mirasçıya hangi taşınmazın verileceği konusunda mahkemece kura çekme yoluna gitmiş; kura çekimine ne davacı ne de davalı itiraz etmemişlerdir.
Mahkemenin açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde iki taşınmazın her birini birer mirasçıya vermek suretiyle paylaşım yapması ve buna ilişkin kararında direnmesi yerindedir.
Ne var ki, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazları Özel Dairece incelenmemiştir.
Bu nedenle; sair temyiz itirazları incelenmek üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan dosyanın davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için ALTINCI HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 27.04.2011 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/5052
K. 2009/4970
T. 28.5.2009
• PAYDAŞLIĞIN GİDERİLMESİ ( Aynen Bölünmek Suretiyle – Tarımsal Niteliğinin ve Yeter Büyüklükteki Tarımsal Arazi Parsel Büyüklüğünün Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğünden Sorulup Zirai Yönden Aynen Taksiminin Mümkün Olup Olmadığı Konusunda Görüşü Alınacağı )
• AYNEN TAKSİM ( Suretiyle Paydaşlığın Giderilmesi – Tarımsal Niteliğinin ve Yeter Büyüklükteki Tarımsal Arazi Parsel Büyüklüğünün Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğünden Sorulup Zirai Yönden Aynen Taksiminin Mümkün Olup Olmadığı Konusunda Görüşü Alınacağı )
• TAKSİMİN MÜMKÜN OLUP OLMADIĞI ( Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğünden Sorulması Gerektiği – Taşınmazın Aynen Bölünmek Suretiyle Paydaşlığının Giderilmesi İstemi )
• BELEDİYE VEYA MÜCAVİR ALAN HUDUTLARI İÇERİSİNDEKİ TAŞINMAZ ( Belediye Encümeninden Karar Alınmak Suretiyle Belediyeden Belediye Dışında İse İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine Göre Taksimin Mümkün Olup Olmadığının Sorulması Gerektiği )
4721/m.699
ÖZET : Dava bir adet taşınmazın aynen bölünmek suretiyle paydaşlığının giderilmesi istemine ilişkindir. Öncelikle aynen bölünmesi istenen taşınmazın Bakanlıkça belirlenen tarımsal niteliğinin ve yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğünün Tarım ve Köy işleri Bakanlığı İl veya İlçe müdürlüğünden sorulup zirai yönden aynen taksiminin mümkün olup olmadığı konusunda görüşü alındıktan sonra, uygun görüş bildirilmesi halinde teknik bilirkişiye ifraz ( taksim ) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin ( taksimin ) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir. Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın ( ortaklığın ) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalılardan H. Y. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava bir adet taşınmazın aynen bölünmek suretiyle paydaşlığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan H. Y. tarafından temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın ( ortaklığın ) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın ( ortaklığın ) giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın ( taksimin ) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para ( ivaz ) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 5578 Sayılı Kanunla değişik 8.maddesi uyarınca Tarım arazileri, doğal özellikleri ve ülke tarımındaki önemine göre, nitelikleri Bakanlık ( Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ) tarafından belirlenen mutlak tarım arazileri-özel ürün arazileri-dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak sınıflandırıldığı, yine yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğünün, bölge ve yörelerin toplumsal, ekonomik, ekolojik ve teknik özellikleri gözetilerek Bakanlık tarafından belirleneceği ve belirlenen küçüklüğe erişmiş tarımsal arazilerin, miras hukuku bakımından “bölünemez eşya” niteliğini kazanacağı ve tarımsal arazinin bu niteliğinin tapu kütüğüne “şerh” verileceği,
Belirlenen parsel büyüklüğünün:
Mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarım yapılan arazilerde 0,3 hektar ve marjinal tarım arazilerinde 2 hektardan küçük olamayacağı, tarım arazilerinin bu büyüklüklerin altında ifraz edilemeyeceği, bölünemeyeceği veya küçük parsellere ayrılamayacağı, bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde herneşekilde gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin ( elbirliği veya paylı ) mevcut olması durumunda, bu arazilerin ifraz edilemeyeceği payların üçüncü şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği veya rehnedilemeyeceği, bu araziler hakkında 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun özgülemeye ilişkin hükümlerinin kıyasen uygulanacağı öngörülmüştür.
Bu durumda, öncelikle aynen bölünmesi istenen taşınmazın Bakanlıkça belirlenen tarımsal niteliğinin ve yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğünün Tarım ve Köy işleri Bakanlığı İl veya İlçe müdürlüğünden sorulup zirai yönden aynen taksiminin mümkün olup olmadığı konusunda görüşü alındıktan sonra, uygun görüş bildirilmesi halinde teknik bilirkişiye ifraz ( taksim ) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin ( taksimin ) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın ( ortaklığın ) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Olayımızda;bilirkişi tarafından hazırlanan rapor ve taksim projesinde bölünen alanların değerleri üzerinde durulmamış, paylara göre değer eşitliği sağlanıp sağlanmadığı ve ivaz ilavesi gerekip gerekmediği tartışılmamıştır. Öte yandan dosyadaki belgelerden taşınmazın tamamının aynı toprak yapısına sahip olmadığı da anlaşılmaktadır. Mahkemece bilirkişiden seçenekli ve denetime uygun rapor alınarak, taksim projesi hazırlatılması ve bu projenin onay makamına gönderilerek bölünmeye ilişkin olur alınması, sonucuna göre seçenekler arasından kura çekilmek suretiyle taraflara verilecek bölümlerin belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/3351
K. 2008/8383
T. 10.7.2008
• ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ ( İstek Olduğu Takdirde Asıl Olan Taşınmazın Aynen Taksimi Suretiyle Ortaklığın Giderilmesine Karar Vermek Gerektiği )
• AYNEN TAKSİM ( Ortaklığın Giderilmesi – İstek Olduğu Takdirde Asıl Olan Taşınmazın Aynen Taksimi Suretiyle Ortaklığın Giderilmesine Karar Vermek Gerektiği )
• KAT MÜLKİYETİ KURULARAK PAYLAŞMA İSTEMİ Taşınmaz Malın Mülkiyetinin Md. 12’de Yazılı Belgelere Dayanarak Kat Mülkiyetine Çevrilmesine ve Payları Denkleştirilmek Suretiyle Bağımsız Bölümlerin Ortaklara Ayrı Ayrı Özgülenmesine Karar Verileceği )
4721/m.699
634/m.10/son,12
ÖZET : Dava dilekçesinde, ortaklığın giderilmesi istenilmiştir. Yargıtay uygulamalarında ortaklığın giderilmesi davalarında dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Medeni Yasa’nın 699/2 maddesi hükmü gereği istek olduğu takdirde asıl olan taşınmazın aynen taksimi suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermektir. Davada paydaşlardan bir bölümünün ana yapıdaki ortaklığın kat mülkiyeti kurularak paylaşmanın yapılmasını istediğine göre Kat Mülkiyeti Yasasının 10/son maddesi gereğince hakim taşınmaz malın mülkiyetinin aynı Yasanın 12. maddesinde yazılı belgelere dayanarak kat mülkiyetine çevrilmesine ve payları denkleştirilmek suretiyle bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı özgülenmesine karar verir.
DAVA : Dava dilekçesinde, ortaklığın giderilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Davada taşınmaz mallardaki ortaklığın taksim suretiyle mümkün olmadığı takdirde satış yoluyla giderilmesi istenilmiştir. Dava konusu edilen 125 Ada 590 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bir bodrum, bir zemin ve 3 normal kattan oluşan betonarme bir binanın mevcut olduğu, tarafların istemi doğrultusunda mahkemece ortaklığın kısmen kat mülkiyeti kurulması ve kısmen de ( iki bağımsız bölüm için ) satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay uygulamalarında ortaklığın giderilmesi davalarında dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Medeni Yasasının 699/2 maddesi hükmü gereği istek olduğu takdirde asıl olan taşınmazın aynen taksimi suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermektir. Davada paydaşlardan bir bölümünün ana yapıdaki ortaklığın kat mülkiyeti kurularak paylaşmanın yapılmasını istediğine göre Kat Mülkiyeti Yasasının 10/son maddesi gereğince hakim taşınmaz malın mülkiyetinin aynı Yasanın 12. maddesinde yazılı belgelere dayanarak kat mülkiyetine çevrilmesine ve payları denkleştirilmek suretiyle bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı özgülenmesine karar verir. Dava konusu edilen taşınmaz malın üzerinde kurulmuş olan ana yapının mimari projesine uygun biçimde tamamlandığı, yapının tümünün kargir olduğu 7 bağımsız bölümden ibaret anayapıda her paydaşa en az bir bağımsız bölüm düştüğü, Yasanın 12. maddesinde yazılı belgelerin ( Belediyeden onaylı proje, yapı kullanma izin belgesi, noterden onaylı malik listesi ve yönetim planı ) tamamlattırıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda 7 bağımsız bölümden 5’inin her birine birer tane olmak üzere paydaşlara kura çekimi suretiyle verildiği, geriye kalan iki bağımsız bölümün ise önce paydaşın murisi adına tahsisine daha sonra da bu bölümlerin satılarak parasının ortaklar arasında bölüşülmesine mahkemece karar verilmiştir. Burada yapılacak iş çekilecek kura ile önce her bir paydaşa birer bağımsız bölüm özgülendikten sonra arta kalan bağımsız bölümlerin pay oranları da gözetilerek yine istekli bulunanlara kura ile özgülenerek gerekiyorsa bedel farkı nedeniyle ödenecek ivaz da belirlenmek suretiyle payların denkleştirilmesi, bu mümkün bulunmadığı takdirde tarafların istemi dikkate alınarak geriye kalan iki bağımsız bölümün tüm paydaşlar üzerinde paylı mülkiyet kurulması suretiyle tahsisine karar verilmesi gerekirken mahkemece bu husus dikkate alınmadan paydaşların murisleri adına özgülenmiş olan 2 adet bağımsız bölümün satılarak bedelinin paydaşlar arasında bölüşülmesine karar verilmiş olması,
Ayrıca; ana yapının onaylı mimari projesinde her bir bağımsız bölüm için eklenti olarak belirlenmiş olanlardan farklı yerlerin mahkeme kararında eklenti olarak gösterilmesi,
Doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/11193
K. 2005/12201
T. 26.12.2005
• AYNEN TAKSİM SURETİYLE ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ ( Köydeki Taşınmazın İfraz Projesi Düzenlettirilerek Taşınmazın Aynen Taksiminin Mümkün Olup Olmadığı Konusunda İl İdare Kurulundan Onay Alınması Gereği )
• ORTAKLIĞIN AYNEN TAKSİM SURETİYLE GİDERİLMESİ DAVASI ( Köydeki Taşınmaz İçin İfraz Projesi Hazırlatılarak Aynen Taksimin Mümkün Olup Olmadığı Konusunda İl İdare Kurulundan Onay Alınması Gereği )
• İL İDARE KURULUNDAN ONAY ALINMASI GEREĞİ ( Köydeki Taşınmazın Aynen Taksim Suretiyle Ortaklığının Giderilmesi Davasında )
• KÖYDEKİ TAŞINMAZIN AYNEN TAKSİM SURETİYLE ORTAKLIĞININ GİDERİLMESİ TALEBİ ( İfraz Haritası Düzenlettirilerek İl İdare Kurulundan Onay Alınması Zorunluluğu )
4721/m.698,699
3194/m.15
ÖZET : Aynen bölünerek paylaştırma ( taksim ) halinde teknik bilirkişiye ifraz ( taksim ) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeni’nden karar alınmak suretiyle belediyeden, belediye dışında ise il İdare Kurulu’ndan İmar Yasası ve Yönetmeliği’ne göre bölüşmenin ( taksimin ) mümkün olup olmadığı sorulur. Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın ( ortaklığın ) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir. Olayımıza gelince; bilirkişi raporuna göre dava konusu 1745 parselin aynen taksiminin mümkün olduğu açıklanmış ve buna ilişkin olarak harita mühendisi tarafından 19.07.2004 tarihinde taksim krokisi düzenlenmiştir. Taşınmazın köyde olduğu anlaşıldığına göre, onay makamı il idare kuruludur. Bu durumda mahkemece ifraz krokisine göre taksiminin mümkün olup olmadığının il idare kurulunun onayına sorulması, alınacak cevaba göre hüküm kurulması gerekirken, onay makamının görüşü alınmaksızın karar verilmesi doğru olmamıştır.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalı Ş. Y. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Uyuşmazlık, altı parça taşınmaz ile bir adet traktörün ortaklığın giderilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece 5549, 5551, 4602, 3565, 5414 nolu parseller ile traktörün satış suretiyle ortaklığının giderilmesine, 1745 parselin ise aynen bölünmek suretiyle ortaklığının giderilmesine karar verilmiş, karar davalı Ş. Y. vekili tarafından 1745 parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın ( ortaklığın ) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın ( ortaklığın ) giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın ( taksimin ) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para ( ivaz ) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Aynen bölünerek paylaştırma ( taksim ) halinde teknik bilirkişiye ifraz ( taksim ) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve yönetmeliğine göre bölüşmenin ( taksimin ) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın ( ortaklığın ) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Olayımıza gelince; bilirkişi raporuna göre dava konusu 1745 parselin aynen taksiminin mümkün olduğu açıklanmış ve buna ilişkin olarak harita mühendisi tarafından 19.07.2004 tarihinde taksim krokisi düzenlenmiştir. Taşınmazın köyde olmasına rağmen mahkemece onay makamı olarak belediyeden sorulmuş, belediyece verilen cevabi yazıda taşınmaz köyde olduğundan onay makamının il idare kurulu olduğu bildirilmiştir.
Taşınmazın köyde olduğu anlaşıldığına göre onay makamı il idare kuruludur. Bu durumda mahkemece ifraz krokisine göre taksiminin mümkün olup olmadığının il idare kurulunun onayına sorulması, alınacak cevaba göre hüküm kurulması gerekirken, onay makamının görüşü alınmaksızın karar verilmesi doğru olmadığından kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.12.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/7873
K. 2012/10510
T. 11.7.2012
• ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI ( Taşınmazın Yargılama Sırasında Mirasçılar Arasında Pay Temlik Yapılmak Suretiyle Davacı ve Davalı Adına Paylı Mülkiyet Hükümlerine Göre Kaydedildiği – Aynen Taksiminin Mümkün Olup Olmadığına İlişkin Bilirkişiden Ek Rapor Alınacağı )
• AYNEN TAKSİM ( Ortaklığın Giderilmesi Davası/Taşınmazın Yargılama Sırasında Mirasçılar Arasında Pay Temlik Yapılmak Suretiyle Davacı ve Davalı Adına Paylı Mülkiyet Hükümlerine Göre Kaydedildiği – Aynen Taksiminin Mümkün Olup Olmadığına İlişkin Bilirkişiden Ek Rapor Alınması Gerektiği )
• EK BİLİRKİŞİ RAPORU ( Ortaklığın Giderilmesi Davası/Taşınmazın Yargılama Sırasında Mirasçılar Arasında Pay Temlik Yapılmak Suretiyle Davacı ve Davalı Adına Paylı Mülkiyet Hükümlerine Göre Kaydedildiği – Aynen Taksiminin Mümkün Olup Olmadığına İlişkin Bilirkişiden Ek Rapor Alınacağı )
• PAY TEMLİKİ ( Ortaklığın Giderilmesi Davası/Taşınmazın Yargılama Sırasında Mirasçılar Arasında Pay Temlik Yapılmak Suretiyle Davacı ve Davalı Adına Paylı Mülkiyet Hükümlerine Göre Kaydedildiği – Aynen Taksiminin Mümkün Olup Olmadığına İlişkin Bilirkişiden Ek Rapor Alınması Gereği )
4721/m.699
ÖZET : Dava, bir adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece taşınmazın aynen taksiminin mümkün olmadığı gerekçesiyle ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş ise de tarafların miras bırakan adına kayıtlı olan ve köy yerleşik sahası içerisinde olduğu belirlenen taşınmazın yargılama sırasında mirasçılar arasında pay temlik yapılmak suretiyle davacı ve davalı adına paylı mülkiyet hükümlerine göre kaydedildiği görülmüştür. Taşınmazın niteliği, büyüklüğü, paydaş sayısı ve pay durumu dikkate alınarak yargılama sırasında yapılan pay temlikinden sonra imar yasası hükümlerine göre taşınmazın aynen taksiminin mümkün olup olmadığına ilişkin bilirkişiden ek rapor alınarak araştırma yapılması ve hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekir.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalılardan F. G.tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, bir adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü davalı F. G.vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın ( ortaklığın ) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın ( ortaklığın ) giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın ( taksimin ) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para ( ivaz ) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Aynen bölünerek paylaştırma ( taksim ) halinde teknik bilirkişiye ifraz ( taksim ) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin ( taksimin ) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın ( ortaklığın ) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Olayımızda; Mahkemece davaya konu 4480 parsel sayılı taşınmazın aynen taksiminin mümkün olmadığı gerekçesiyle ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş ise de tarafların miras bırakan İ.G. adına kayıtlı olan ve köy yerleşik sahası içerisinde olduğu belirlenen taşınmazın yargılama sırasında mirasçılar arasında pay temlik yapılmak suretiyle davacı E. G.ve davalı F. G.adına paylı mülkiyet hükümlerine göre kaydedildiği görülmüştür. Taşınmazın niteliği, büyüklüğü, paydaş sayısı ve pay durumu dikkate alınarak yargılama sırasında yapılan pay temlikinden sonra imar yasası hükümlerine göre taşınmazın aynen taksiminin mümkün olup olmadığına ilişkin bilirkişiden ek rapor alınarak, az yukarıda açıklanan ilke doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılması ve hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile satışa karar verilmesi hatalı olmuştur.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/13151
K. 2009/229
T. 22.1.2009
• PAYDAŞLIĞIN GİDERİLMESİ ( İstenen Taşınmazların Her Birinin Ayrı Ayrı Ele Alınıp Ortaklığın Aynen Taksim Yoluyla Giderilmesinin Mümkün Olup Olmadığı Değerlendirilerek Sonuca Varılması Gerektiği )
• ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİNDE YÖNTEM ( Taşınmazların Her Birinin Ayrı Ayrı Ele Alınıp Ortaklığın Aynen Taksim Yoluyla Giderilmesinin Mümkün Olup Olmadığı Değerlendirilerek Sonuca Varılması Gerektiği )
• ORTAKLIĞIN AYNEN TAKSİM YOLUYLA GİDERİLMESİ ( Mümkün Olup Olmadığı Değerlendirilerek Sonuca Varılması Gerektiği – Paydaşlığının Giderilmesi )
• AYNEN TAKSİM ( Ortaklığın Giderilmesi İstenen Taşınmazların Her Birinin Ayrı Ayrı Ele Alınıp Ortaklığın Aynen Taksim Yoluyla Giderilmesinin Mümkün Olup Olmadığı Değerlendirilerek Sonuca Varılması Gerektiği )
4721/m.699
ÖZET : Dava dört adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesi ilişkindir. Ortaklığın giderilmesi istenen taşınmazların her birinin ayrı ayrı ele alınıp ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesinin mümkün olup olmadığı değerlendirilerek sonuca varılması gerekir.
DAVA : Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava dört adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesi ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili tarafların miras bırakanı Mehmet’e ait olan bir adet işhanı ile üç adet bağımsız bölümün aynen paylaşımı mümkün olmadığından satılarak paydaşlığının giderilmesini istemiştir. Davalılardan Sevgi taşınmazların aynen taksiminin mümkün olduğunu, satış istemediğini bildirmiştir. Mahkemece taşınmazların taraflar arasında ivaz verilmesi suretiyle taksiminin mümkün olduğuna dair rapor alındığı aynen bölünme suretiyle paydaşlığın giderilmesinin öncelikli paylaşma sekli olduğundan dayanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu taşınmazlardan üç adedi kat mülkiyeti kurulmuş binalarda bulunan bağımsız bölümler olup, Kat Mülkiyeti Yasası gereği aynen paylaşımı mümkün değildir. Davaya konu 873 ada 47 parsel ise tapuda 882 m2 ahşap ev olarak kayıtlı olup bu niteliği itibariyle kat mülkiyeti kurulmak suretiyle aynen bölünmesinin mümkün olmadığı ancak taşınmazların taraflar arasında her birine bir taşınmaz verilmek suretiyle paylaştırılabileceği bilirkişi raporunda bildirilmiştir. Ortaklığın giderilmesi istenen taşınmazların her birinin ayrı ayrı ele alınıp ortaklığın aynen taksim yoluyla giderilmesinin mümkün olup olmadığı değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Dava konusu taşınmazların niteliğine ve pay ve paydaş sayısına göre aynen taksimlerinin olanaklı bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece aynen paylaşımı mümkün olmayan taşınmazların satış suretiyle paydaşlığının giderilmesine karar verilmek gerekirken, istemin reddi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alman temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.01.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/2817
K. 2010/7423
T. 17.6.2010
• ORTAKLIĞININ GİDERİLMESİ İSTEMİ ( Onay Makamından Olumsuz Cevap Gelmesi Halinde Paydaşlığın ( Ortaklığın ) Satış Suretiyle Giderilmesine Karar Verilmesi Gerektiği )
• AYNEN TAKSİMİN MÜMKÜN OLMAMASI ( Yerinde Yapılan Keşif Sonucu Düzenlenen Bilirkişi Raporlarında Aynen Taksim Edilip Edilemeyeceği Üzerinde Durulması Gerektiği )
• PAYDAŞLIĞIN GİDERİLMESİ ( Onay Makamından Olumsuz Cevap Gelmesi Halinde Satış Suretiyle Giderilmesine Karar Verilmesi Gerektiği )
5403/m.8
ÖZET : Uyuşmazlık bir parça taşınmazın ortaklığının giderilmesine ilişkindir. Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın ( ortaklığın ) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir. Dava konusu ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz tapuda … m2 olduğu anlaşılmaktadır. Belediyeye yazılan yazı üzerine gelen cevabi yazıda taşınmazın aynen taksiminin mümkün olduğu belirtilmiştir. Mahkemece yerinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında aynen taksim edilip edilemeyeceği üzerinde durulmamıştır. Davalı aynen taksim istediğine göre öncelikle taksim konusunun incelenmesi gerekir. Taşınmazın aynen taksim edilip edilemeyeceği konusunda bilirkişilerden ek rapor alınarak karar verilmesi gerekir.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Uyuşmazlık bir parça taşınmazın ortaklığının giderilmesine ilişkin olup, mahkemece satılarak ortaklığının giderilmesine karar vermiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın ( ortaklığın ) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın ( ortaklığın ) giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para ( ivaz ) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 5578 Sayılı Kanun ile değişik 8. maddesi hükmü uyarınca tarım arazileri, doğal özellikleri ve ülke tarımındaki önemine göre nitelikleri Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından belirlenen mutlak tarım arazileri -özel ürün arazileri- dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak sınırlandırıldığı, yine yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğünün bölge ve yörelerin toplumsal, ekonomik, ekolojik ve teknik özellikleri gözetilerek bakanlık tarafından belirleneceği ve belirlenen küçüklüğe erişmiş tarımsal arazilerin Miras Hukuku bakımından “bölünemez eşya” niteliğini kazanacağı ve tarımsal arazinin bu niteliğinin tapu kütüğüne “şerh” verileceği, belirlenen parsel büyüklüğünün; mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde iki hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarım yapılan arazilerde 0,3 hektar ve marjinal tarım arazilerinde iki hektardan küçük olamayacağı, tarım arazilerinin bu büyüklüklerin altında ifraz edilemeyeceği, bölünemeyeceği veya küçük parsellere ayrılamayacağı, bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne şekilde gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin ( paylı veya elbirliği ) mevcut olması durumunda, bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların üçüncü şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği, bu araziler hakkında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun özgülemeye ilişkin hükümlerinin kıyasen uygulanacağı öngörülmüştür.
Bu durumda, öncelikle aynen bölünmesi istenen taşınmazın bakanlıkça belirlenen tarımsal niteliğinin ve yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğünün Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğü’nden sorulup zirai yönden aynen bölünmesinin mümkün olup olmadığı konusunda görüş alındıktan sonra, uygun görüş bildirilmesi halinde teknik bilirkişiye ifraz ( taksim ) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise belediye encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, belediye dışında ise il idare Kurulu’ndan imar Yasası ve Yönetmeliği’ne göre bölüşmenin ( taksimin ) mümkün olup olmadığı sorulur, ifraz projesinden kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın ( ortaklığın ) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Olayımıza gelince; dava konusu ortaklığın giderilmesi istenen 485 parsel sayılı taşınmaz tapuda 92098 m2 olduğu anlaşılmaktadır. Belediyeye yazılan yazı üzerine gelen cevabi yazıda taşınmazın aynen taksiminin mümkün olduğu belirtilmiştir. Mahkemece yerinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında aynen taksim edilip edilemeyeceği üzerinde durulmamıştır. Davalı aynen taksim istediğine göre öncelikle taksim konusunun incelenmesi gerekir. Mahkemece yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda taşınmazın aynen taksim edilip edilemeyeceği konusunda bilirkişilerden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.06.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/8931
K. 2010/2820
T. 25.2.2010
• ORTAKLIĞININ GİDERİLMESİ İSTEMİ ( Öncelikle Ana Taşınmazın Ayrı Ayrı ve Başlı Başına Kullanılmaya Elverişli Bağımsız Bölüm Sayısı Belirlenip Her Bir Paydaşa En Az Bir Bağımsız Bölüm Düşüp Düşmediğinin Saptanması Gerektiği )
• AYNEN TAKSİM YOLUYLA ORTAKLIĞININ GİDERİLMESİ İSTEMİ ( Ana Taşınmazın Ayrı Ayrı ve Başlı Başına Kullanılmaya Elverişli Bağımsız Bölüm Sayısı Belirlenip Her Bir Paydaşa En Az Bir Bağımsız Bölüm Düşüp Düşmediğinin Saptanması Gerektiği )
• İMAR DURUMU ( Yapının Mevcut Haliyle İmar Mevzuatına ve Bulunduğu Yerin İmar Durumu İle Fenne Aykırılık Oluşturmadığı veya İmara ya da Projeye Aykırılıklar Giderildiği Takdirde Onay Verilebileceğinin Saptanması Halinde Öncelikle Aykırılıkların Giderilmesi Gerektiği )
• İMARA YA DA PROJEYE AYKIRILIKLAR ( Giderildiği Takdirde Onay Verilebileceğinin Saptanması Halinde Öncelikle Aykırılıkların Giderilmesi Gerektiği – Aynen Taksim Yoluyla Ortaklığının Giderilmesi İstemi )
634/m.10,12,50
ÖZET : Dava dilekçesinde davaya konu taşınmazın satış yoluyla, birleşen davada ise aynen taksim yoluyla ortaklığının giderilmesi istenilmiştir. Öncelikle ana taşınmazın ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli bağımsız bölüm sayısı belirlenip her bir paydaşa en az bir bağımsız bölüm düşüp düşmediğinin saptanması, bu koşullar gerçekleşmiş ise davaya konu taşınmaz üzerindeki yapının onaylı projesinde sonradan değişiklik yapılmış ise buna ilişkin tadilat projesinin olup olmadığının taraflara ve ilgili belediyeye sorulup etraflıca araştırılması, proje mevcut değil ise veya onaylı projeye aykırılıkların saptanması halinde ilgili belediyeden alınacak ön bilgiye göre yapının mevcut haliyle imar mevzuatına ve bulunduğu yerin imar durumu ile fenne aykırılık oluşturmadığı veya imara ya da projeye aykırılıklar giderildiği takdirde onay verilebileceğinin saptanması halinde, öncelikle aykırılıkların giderilmesi, eksiklerin tamamlatılması daha sonra yapının fiili durumunu yansıtan projenin hazırlattırılıp, ilgili İmar Müdürlüğünün onayının ve buna bağlı olarak oturma izin belgesinin alınması, gerekir.
DAVA : Dava dilekçesinde davaya konu taşınmazın satış yoluyla, birleşen davada ise aynen taksim yoluyla ortaklığının giderilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüyle taşınmaz ortaklığının satış suretiyle giderilmesine, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalılar ( birleşen dava davacıları ) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde, 2395 parsel numaralı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesini, davalılar vekili ise birleşen dava dilekçesi ve keşifteki beyanında taşınmazın aynen taksim yoluyla kat mülkiyeti kurulmak suretiyle ortaklığının giderilmesini istemiştir.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi kurulu raporu gereğince davalılar vekili taşınmazın kat mülkiyeti kurularak aynen taksiminin yapılabilmesi için Kat Mülkiyeti Kanununun 10/son maddesi delaletiyle 12.maddesi uyarınca gerekli işlemleri yapmak üzere kendilerine yetki verilmesini istemiş, mahkemece paydaşın yerine geçilerek karar verilemeyeceği ve bu sebeple kat mülkiyeti kurulması için gereken işlemlerin yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle istem reddedilip taşınmaz ortaklığının satış yoluyla giderilmesine, davalıların aynen taksim isteminin reddine karar verilmiştir.
Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerine uygun olarak, üzerinde kat mülkiyetine elverişli yapı bulunan ortak taşınmazda kat mülkiyetine geçilebilmesi için, üzerindeki yapının mimari projesine uygun biçimde tamamlanmış ya da projesi olmamakla birlikte fiili durumuna göre çizdirilmiş imara ve fenne uygunluğu ilgili makamca onaylanmış projesinin olması, bağımsız bölümlerinin başlı başına kullanmaya elverişli bulunması ( M.1 ). yapının tümünün kargir olması ( M.50/2 ) ve her bir paydaşa en az bir bağımsız bölüm düşmesi, ayrıca 12 maddede yazılı belgelerin ( belediyeden onaylı proje, yapı kullanma belgesi ve yönetim planı ) tamamlattırılması gerekmektedir. Bu koşulların gerçekleşmesi durumunda anılan Yasanın 10. maddesinin son fıkrası hükmünce taşınmazda kat mülkiyetine geçilebilecek ve açılan davada ortaklığın bu yolda giderilmesine karar verilebilecektir.
Dosyada toplanan belge ve bilgilere, özellikle bilirkişi raporları içeriğine göre davaya konu taşınmazın üzerinde projesine göre zemin ve 4 kattan ibaret kargir bir yapı ( zemin ve diğer katları bağlantılı olarak pansiyon şeklinde kullanılan ) bulunmakta ise de, taşınmazda kat mülkiyeti kurulabilmesi için üzerindeki yapının kargir olması yanında yapımı tamamlanmış ve tüm bağımsız bölümlerinin başlı başına kullanılmaya elverişli bulunması ve her bir paydaşa en az bir bağımsız bölüm düşmesi gerekir. Yerinde yapılan inceleme sonucu bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davaya konu taşınmazın zemin katının mutfak, salon, ofis ve WC’Ieri olan tek bir bağımsız bölüm, normal katlarının da her katta 5 bağımsız bölüm olmak üzere 20 küçük daire şeklinde projelendirildiği, ruhsatın yenilenmesi durumunda kat mülkiyeti kurulabileceği şeklinde görüş bildirilmesine karşın sözkonusu katların ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli bağımsız bölümler içerip içermediği yeterince araştırılmadığı gibi yukarda sayılan diğer tüm koşulların varlığı da araştırılmamıştır. Bu bakımdan öncelikle ana taşınmazın ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli bağımsız bölüm sayısı belirlenip her bir paydaşa en az bir bağımsız bölüm düşüp düşmediğinin saptanması, bu koşullar gerçekleşmiş ise davaya konu taşınmaz üzerindeki yapının onaylı projesinde sonradan değişiklik yapılmış ise buna ilişkin tadilat projesinin olup olmadığının taraflara ve ilgili belediyeye sorulup etraflıca araştırılması, proje mevcut değil ise veya onaylı projeye aykırılıkların saptanması halinde ilgili belediyeden alınacak ön bilgiye göre yapının mevcut haliyle imar mevzuatına ve bulunduğu yerin imar durumu ile fenne aykırılık oluşturmadığı veya imara ya da projeye aykırılıklar giderildiği takdirde onay verilebileceğinin saptanması halinde, öncelikle aykırılıkların giderilmesi, eksiklerin tamamlatılması daha sonra yapının fiili durumunu yansıtan projenin hazırlattırılıp, ilgili İmar Müdürlüğünün onayının ve buna bağlı olarak oturma izin belgesinin alınması, ayrıca Kat Mülkiyeti Yasasının 12. maddesinde sayılan diğer belgelerin tamamlattırılması için kat mülkiyetine geçiş suretiyle ortak lığın giderilmesini isteyen tarafa yetki ve yeterli süre verilmesi, bu hususlar eksiksiz yerine getirildiği takdirde de; davaya konu taşınmaz üzerindeki yapıda her bir bağımsız bölümün ( konumu, yüzölçümü, kullanım amacı ve eklentileri yerinde incelenip irdelenerek ) değeri ve bu değere göre özgülenecek arsa payı uzman bilirkişi aracılığıyla saptanıp varsa fiili taksime göre, taksim yoksa çekilecek kura ile önce herbir paydaşa birer bağımsız bölüm özgülendikten sonra arta kalan bağımsız bölümün pay oranları da gözetilmek suretiyle yine kura ile paydaşlara özgülenerek, gerekiyorsa bedel farkı nedeni ile ödenecek ivaz da belirlenmek suretiyle payların denkleştirilmesi, yönetim planı gibi belgeleri paydaşların ( tanınan süreye rağmen ) imzalamaktan kaçınması halinde bunların imzalanmış sayılması suretiyle tahkikatın ikmal edilmesinden sonra kat mülkiyetine geçiş yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan hususlar yerine getirilmeden yetersiz araştırma ve eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçelerle satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeplerle yerinde olduğundan kabulüyle hükümün H.U.M.K.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, 25.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/10232
K. 2005/11586
T. 13.12.2005
• PAYDAŞLIĞIN GİDERİLMESİ ( Aynen Paylaştırma Bilirkişiye İfraz Projesi Düzenlettirilip Onay Alınarak Yapılması Gereği )
• AYNEN PAYLAŞTIRMA ( Bilirkişiye İfraz Projesi Düzenlettirilip Onay Alınarak Yapılması Gereği – Paydaşlığın Giderilmesi )
• TAKSİM PROJESİ ( Bu Projeye Göre Taşınmaz Belediye veya Mücavir Alan Sınırları İçinde İse Belediye Encümeninden Karar Alınmak Suretiyle Belediyeden Belediye Dışında İse İl İdare Kurulundan İmar Kanunu ve Yönetmeliğine Göre Bölüşmenin Mümkün Olup Olmadığının Sorulması Gereği )
4721/m. 698, 699
ÖZET : Dava, ihtilaf konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın mümkün ise aynen taksim, değilse satış suretiyle giderilmesi talebine ilişkindir. Aynen bölünerek paylaştırma ( taksim ) halinde bilirkişiye ifraz ( taksim ) projesi düzenlettirilmelidir. Bu projeye göre taşınmaz belediye veya mücavir alan sınırları içinde ise belediye encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, belediye dışında ise il idare kurulundan Imar Kanunu ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin ( taksimin ) mümkün olup olmadığı sorulmalıdır. Onay makamından olumsuz cevap gelmesi üzerine satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilir. Açıklanan hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde satışa karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalılardan M. tarafından süresinde temyiz edilmiş, D. tarafından ise süresi içinde temyiz edilmediğinden, mahkemece 22.09.2005 tarih ve 2002/720-2005/890 sayılı kararla temyiz dilekçesi reddedilmiş, red kararı yasal süre içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili dilekçesiyle, tarafların paylı olarak malik oldukları dava konusu taşınmazın paylaşımı konusunda anlaşamadıklarını belirterek taşınmaz üzerindeki ortaklığın mümkünse aynen, mümkün değilse satılarak ortaklığın giderilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise, davayı kabul etmediklerini, taşınmazın ortaklığının aynen giderilmesine karar verilmesini istemiştir.
Uyuşmazlık bir parça taşınmazın ortaklığının giderilmesine ilişkin olup, mahkemece satılarak ortaklığın giderilmesine karar vermiş, hüküm davalılar tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1- Hüküm, temyiz isteminde bulunan davalılardan D. vekiline 15.08.2005 tarihinde tebliğ olunmuş ve temyiz dilekçesi sekiz günlük yasal süre geçtikten sonra 12.09.2005 tarihinde verilmiş ve HUMK’nun 432/4. maddesi gereğince süresinde verilmeyen temyiz isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamış olmakla davalı D. vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Diğer davalı M. vekilince hükme yöneltilen temyiz itirazlarına gelince;
Paydaşlığın ( ortaklığın ) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın ( ortaklığın ) giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın ( taksimin ) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para ( ivaz ) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Aynen bölünerek paylaştırma ( taksim ) halinde teknik bilirkişiye ifraz ( taksim ) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeni’nden karar alınmak suretiyle belediyeden, belediye dışında ise İl İdare Kurulu’ndan İmar Yasası ve Yönetmeliği’ne göre bölüşmenin ( taksimin ) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın ( ortaklığın ) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Olayımıza gelince; dava konusu ortaklığın giderilmesi istenen 280 parsel sayılı taşınmaz tapuda 18.000 m2 ve benzinlik vasfında olup, belediye sınırları içinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yerinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 19.12.2002 tarihli harita mühendisi raporunda taşınmazın aynen bölünmesinin mümkün olduğu, ancak ifraz projesinin taraflarca haricen düzenlenmesi gerektiği bildirilmiştir. Mahkemenin bilirkişinin bu görüşüne değer vermesi üzerine davacı vekili 22.01.2004 tarihli celsede haricen hazırlattığı ifraz projesini mahkemeye sunmuş ise de davalı, davacı tarafından düzenlettirilen bu rapora karşı çıkmıştır.
Yargılama dışında taraflardan biri tarafından düzenlettirilen rapora değer verilemez. Mahkemece yukarıdaki esaslar dairesinde refakate alınacak harita mühendisi vasıtasıyla ifraz projesi düzenlettirilmesi, düzenlenecek projenin onay makamına sunulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde satış kararı verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle davalılardan D. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin 22.09.2005 tarih 2oo2n20 E., 2005/890 K. sayılı ek kararının ONANMASINA, 2 nolu bentte yazılı nedenlerle davalı M. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, onanan kısım için temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına gerek olmadığına, bozulan kısım için istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davalı M’ye verilmesine, 13.12.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.