Yargıtay Kararı – Kesin Hüküm
T.C
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2009/3430
K. 2009/12945
T. 09.11.2009
KAVRAMLAR
DAVA ŞARTI
KESİN HÜKÜM
İNTİFA EKSİLTME USULÜ
İNŞAAT SÖZLEŞMESİ
TAHSİS
BELEDİYE ENCÜMEN KARARI
DAVA ŞARTI
1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) Madde 237
ÖZET: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda (yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR: Davacı, taraflar arasında imzalanan “İntifa Eksiltme Usulü ile İnşaat Şözleşmesi”ne göre, davalı belediyeye ait 1130 ada 22 parselde bulunan 350 m2 alana, üst katı düğün salonu, zemin katı çay bahçesi ve lokanta olarak kullanılmak üzere inşaat yaptığını, işletme hakkının 20 yıllığına kendisine tahsis edildiğini, Belediye Encümeni’nin değişik tarihli kararları ile kullanım hakkının 26,5 yıla çıkartıldığını, 23.10.2003 tarihinde davalı belediye tarafından ihalenin tek taraflı olarak iptal edildiğini, iptal kararına karşı açılan davanın Aydın Birinci İdare Mahkemesi kararı ile esastan reddedilerek kesinleştiğini, sözleşmenin iptalinden kaynaklanan zararın tazmini için açılan davanın ise Aydın Birinci İdare Mahkemesi’nin 2006/1947 E. ve 2006/932 K. sayılı ilamı ile dava sipresinde açılmadığından reddedildiğini, red kararının Danıştay Sekizinci Dairesi tarafından onanarak kesinleştiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000 YTL maddi, 100.000 YTL manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, aynı konuda Aydın İdare Mahkemesi’nin kesinleşmiş kararı bulunduğunu savunarak, davanın kesin hüküm nedeniyle, aksi halde esastan reddini dilemiştir.
Mahkemece, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı belediye ile yapılan sözleşmenin davalı tarafından tek taraflı olarak feshedilmesi nedeniyle, maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı, kesin hüküm itirazında bulunmuştur. Davacının, ihalenin iptaline ilişkin 23.10.2003 tarihli Encümen Kararının iptali istemiyle açtığı dava, Aydın Birinci İdare Mahkemesi’nin 28.10.2004 tarih, 2004/36 Esas, 2004/1149 Karar sayılı kararı ile esastan reddedilerek, temyiz yoluna başvurulmadan kesinleşmiştir. Dosya arasında bulunan Aydın Birinci İdare Mahkemesi’nin 2006/1947 Esas, 2006/932 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı Mahmut’un, davalı belediye ile yapılan “İntifa Eksiltme Usulü ile İnşaat Sözleşmesi’nin”, davalı belediye tarafından tek taraflı olarak iptal edilmesi nedeniyle zarara uğradığından bahisle 300.000 YTL’nin tahsili için dava açtığı, mahkemece; daha önce açılan iptal davasının reddine ilişkin kararın davacıya tebliğ edildiği 29.12.2004 tarihinden itibaren en geç 60 günlük sürenin son günü olan 28.02.2005 gününe kadar dava açılması gerekirken, 29.03.2005 tarihinde davanın açılmış olması gerekçesiyle davanın süre aşımından reddine karar verildiği, kararın Danıştay Sekizinci Dairesi’nin 13.06.2008 tarih, 2008/761 Esas, 2008/4391 Karar sayılı ilamı ile onandığı, davacının Daireler Kuruluna başvuru hakkından vazgeçtiğini bildirerek kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kesin hükmün amacı, kişiler arasındaki uyuşmazlıkların kesin biçimde çözümlenmesidir. Dava konusu uyuşmazlığın daha önce bir kesin hüküm (kazıyei muhkeme, HUMK m. 237) ile çözümlenmemiş olması dava şartıdır. Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce dava açılmış ve verilen hüküm kesinleşmiş ise, artık o dava konusu hakkında kesin hüküm vardır. Aynı dava (uyuşmazlık), yeni bir dava konusu yapılamaz; yapılırsa, mahkemenin kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözeterek, davayı esasa girmeden (usulden) reddetmesi gerekir. Usule ilişkin nihai kararlar, “ancak mevzuunu teşkil eden husus hakkında muteber” olduğundan (HUMK m. 237,1), bu kararlar sadece ilişkin oldukları usuli sorun hakkında kesin hüküm teşkil eder; yoksa dava konusu uyuşmazlığın esası hakkından kesin hüküm teşkil etmez. Somut olayda, idare mahkemesince uyuşmazlık esastan çözülmemiş, davanın süre aşımından reddine karar verilmiştir. Öyle olunca, dava konusu uyuşmazlığın esası hakkında maddi anlamda bir kesin hükümden bahsedilemez. İhalenin feshine ilişkin işlemin iptali için açılan dava da kesin hüküm oluşturacak nitelikte değildir. Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 09.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.