Yargıtay Kararı – Kira Sözleşmesi Tahliye
T.C
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/6431
K. 2011/11409
T. 24.10.2011
DAVA: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali-tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
KARAR: Dava, kira alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, temerrüt sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece kira sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde, kira sözleşmesinin ön sayfasında kira başlangıcı olarak 1.5.2005 tarihi bulunmasına rağmen aynı sözleşmenin arka sayfasında 1.5.2006 tarihi yazıldığını, icra takibini 1.5.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesine göre yaptıklarını, bunun maddi bir hata olduğunu, bu maddi hatayı 1.5.2006 olarak düzelttiklerini, söz konusu bu kira sözleşmesine göre her ayın ilk 3 günü içinde banka hesabına kira ödemesi yapılması gerektiğini, davalının 2006 yılı Haziran ayından 2008 yılı Eylül ayları arası toplam 17.276,85-TL kira borcunu ödemediği için, kiracı tarafından önceden ödenen 4.950-TL kira bedeli düşüldükten sonra bakiye 12.326,85-TL kira alacağının tahsili için icra takibi yapıldığını, davalının borca, kira sözleşmesindeki imzaya ve takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu, davalının avukat olup her zaman aynı imzayı kullandığını bildirerek haksız itirazın iptaliyle takibin devamını ve temerrüt sebebiylekiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı vekili, taraflar arasında halen yürürlükte olan bir kira sözleşmesi bulunmadığını, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, 1.5.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesindeki tarihin maddi hata olarak kabul edilip değiştirilemeyeceğini, taraf sıfatı oluşmadığını bildirerek % 40 icra tazminatı verilerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davaya konu kiralanana ait kira sözleşmesinde bulunan imzalarla davalının tatbike medar imza örneklerinin mukayeseli olarak incelendiğini, kira sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmadığı ve taklit yöntemiyle atıldığı anlaşıldığından davanın reddine asıl alacağın % 40 oranında 4.930,74-TL icra tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
İcra takibinde dayanılan ve karara esas alınan 1.5.2005 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin altındaki imzaya davalı itiraz etmiştir. Davacı vekili kira sözleşmesinin 1.5.2005 başlangıç tarihli olmayıp arka sayfasında yazıldığı gibi 1.5.2006 başlangıç tarihli olduğunu bu hususun maddi hatadan ibaret olduğunu bildirmiştir. Davalı kira sözleşmesinin tarihinin maddi hata olarak kabul edilip değiştirilemeyeceğini bildirmiştir. Davacı alacaklı vekili tarafından davalı borçlu hakkında İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 9.9.2008 tarih 2008/11307 esas sayılı icra takip dosyasıyla 2006 yılı Haziran ayından 2007 yılı Nisan ayı dahil aylık 550-TL, 2007 yılı Mayıs ayından 2008 yılı Nisan ayı dahil aylık 632,50-TL ve 2008 yılı Mayıs ayından 2008 yılı Eylül ayı dahil aylık 727,37-TL üzerinden 28 aylık 17.276,85-TL kira alacağından davalı tarafından daha önce ödenen 4.950-TL kira bedelleri mahsup edilerek bakiye 12.326,85-TL kira alacağı ve 673,66-TL işlemiş faiz toplamı olarak 13,000,51-TL alacağın tahsili için icra takibi yapılmıştır. Ödeme emrinin tebliği üzerine davalı, dosyada bulunan 1.5.2005 başlangıç tarihli kira sözleşmesini ve altındaki imzayı kabul etmediğini, bu tarih itibarıyla kira sözleşmesi yapmadığını, aynı konut için E… Ş…. ile 3.5.2006 tarihinde bir yıllık başka bir kira sözleşmesi yaptığını, yapılan bu sözleşmenin kiralanandaki ayıplar ve kiralayanın taahhüdünü yerine getirmemesi nedeni ile 2.6.2007 tarihi itibarıyla karşılıklı olarak fesih edilip tahliye edildiğini, kiralananın kiralayan tarafından teslim alındığını, oturmadığı yerin kira parasının istenmesinin doğru olmadığını bildirerek itiraz etmiştir. Davalının itirazında adı geçen ve kira sözleşmesi yaptığı bildirilen E… Ş….., malik S… Ş…… adına kira sözleşmesi yaptığından davacı S…. Ş…..’in malik sıfatıyla dava açmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davalı tarafından imzası inkar edilen takipte dayanılan kira sözleşmesine değer verilemez, ancak davalı 3.5.2006 tarihinde E… Ş….. ile yapılankira sözleşmesi ile söz konusu kiralananda kiracı olduğunu kabul ederek tahliye ettiğini bildirmiştir. Kural olarak kira akdi kullandırma akitlerinden olup bununla kiralayan, ücret karşılığı bir şeyin kullanımını kiracıya terk etmek durumundadır. Musakkaf taşınmazlar, otomobiller, kilitli dolaplar gibi şeylerin teslimi, anahtar teslimi suretiyle olur. Anahtar teslimiyle birlikte kiralanan üzerindeki tasarruf hakkı teslim alana geçer. Kiralanan taşınmazın tahliye edilmesi ve teslim olgusunun ispat yükü davalı kiracıya aittir. Öte yandan anahtar teslimi olgusu davalı tarafından usulüne uygun olarak kanıtlanamadığından kira ilişkisinin devam ettiğinin kabulü gerekir. Yasal anahtar tesliminin ya bizzat anahtarı kiralayana vermek suretiyle, ya notere teslim edilerek veyatevdi mahalli tayini suretiyle yapılması gerekir. Davalının itirazında bildirdiği E…. Ş… ile yaptığı kira sözleşmesinin başlangıç ve bitiş tarihini, aylık kira miktarını, anahtarın yasal olarak teslim edilerek kiralananı tahliye edip akdi feshettiğini hiçbir şüpheye yer bırakmadan kanıtlaması gerekir. Ne var ki dosyada kiralanana ait anahtarın yasal olarak teslim edildiğine dair bir belge yoktur. Davalı söz konusu akdi feshettiğini kanıtlamakla yükümlü olduğundan ve dosyada anahtar teslimine dair belge bulunmadığından kiralananın tahliye edilerek anahtarın teslim edildiği bu aşamada kanıtlanamamıştır. Bu durumda mahkemece, davacı ve davalı taraflardan tüm kanıtları sorularak davalının E…. Ş…. ile yaptığını bildirdiği 3.5.2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin aylık kira miktarı, kira bedellerinin ödenip ödenmediği ve anahtarın yasal olarak teslim edildiği tarih ayrıntılı olarak belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu sebeple bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, istenmesi halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.