Yargıtay Kararı – Yaşlılık Aylığı
T.C
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/5220
K. 2010/3780
T. 16.3.2010
KAVRAMLAR
Yaşlılık Aylığı
Aylık Borçlanması
Yurtdışı Aylık Borçlanması
Borçlanma Bedeli
Yurtdışı Borçlanma Şartları
DAVA: Davacı, 3201 sayılı Yasa uyarınca yaptığı borçlanmanın ve bağlanan yaşlılık aylığının geçerli olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şeklide davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Hatice Kamışlık tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR: Türkiye’de 01.07.1966-30.07.1969 tarihleri arasında Emekli Sandığı kapsamında çalışması bulunan davacının Almanya’da geçen 23.09.1980-23.06.2003 tarihleri arasındaki çalışmalarını 3201 sayılı Kanun hükümleri uyarınca borçlanmak üzere 09.10.2006 tarihli dilekçe ile Sosyal Sigortalar Kurumuna başvurduğu, tahakkuk ettirilen 7200 günlük borçlanma bedelini ödeyerek kendisine 01.12.2006 tarihinden itibaren borçlandığı hizmetlerine göre yaşlılık aylığı bağlandığı. Emekli Sandığına tabi hizmetlerinin tespit edilmesi üzerine borçlanması ve bağlanan Sosyal Sigortalar Kurumunca yaşlılık aylığının iptal edildiği, davacıya yurtdışındaki hizmetlerine göre Emekli Sandığınca 01.02.2007 tarihinden itibaren sözleşme hükümleri uyarınca kısmi yaşlılık aylığı bağlanmış olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı olan 3201 sayılı Kanunun “Başvurulacak Kuruluşlar başlıklı 29.07.2003 tarih 4958 sayılı Kanun ile değişik 3. maddesi hükmünde: “1)Halen yurtdışında bulunanlar:
a)Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye’de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması olmayanlar Sosyal Sigortalar Kurumuna,
b) Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye’de son defa prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna,
c) Ev kadınları Bağ-Kur’a yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler.
2)Türkiye’ye döndükten sonra yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenler:
a) Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar. Sosyal Sigortalar Kurumuna,
b)Müracaat tarihinde çalışmakta olanlar tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna,
c)Başvuru tarihinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmamakla birlikte yurda dönüş tarihinden sonraki çalışmalarından dolayı son defa tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna,
d)Hizmetlerinden bir kısmı yurtdışında iken borçlananlardan kalan hizmetlerini yurda dönüş yaptıktan sonra borçlanmak isteyenler ilk borçlanmayı yapan sosyal güvenlik kuruluşuna,
e)Ev kadınları Bağ-Kur’a yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler.
3)Hak sahiplerinin borçlanması, yurt dışında çalışmakta iken veya yurda dönüş yaptıktan sonra ölenlerin hak sahipleri ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.” düzenlemesi öngörülmüştür.
Anılan madde hükmü uyarınca yurtdışından döndükten sonra herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar Sosyal Sigortalar Kurumuna borçlanacaklardır. Yurtdışından kesin dönüş yaptıktan herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olarak çalışması bulunmadığı anlaşılan davacının yasal yükümlülüklerine uygun biçimde Sosyal Sigortalar Kurumuna yapmış olduğu borçlanması ve borçlanılan süreler gözetilmek suretiyle bu kurum tarafından yaşlılık aylığı bağlama işlemleri geçerli olup, Mahkemenin borçlanmanın Emekli Sandığı’na aktarılmak suretiyle geçerli olduğuna dair kararı isabetli bulunmamıştır.
Öte yandan: 5510 sayılı Yasanın Geçici 4. maddesinde. “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08/06/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malullüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08/02/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 ‘inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ila 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32’nci, 34’üncü ve 37’nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir.
Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır…” hükmüne yer verilmiştir.
Davacıya 5434 sayılı Kanun uyarınca yaşlılık aylığı bağlanması konusundaki istemiyle ilgili uyuşmazlığın, yukarıda sıralanan düzenlemeler ışığında idari yargıda çözümlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, anılan istem konusunda da davanın esasına girilerek,” Emekli sandığınca 01.02.2007 tarihinden geçerli olmak üzere bağlanan kısmi aylığın 3201 sayılı Kanuna göre 20 yıllık yurtdışı hizmet süresi nazara alınarak aynı tarihten geçerli olmak üzere yeniden tespiti ile ödenmesi gerektiğinin tespitine,” karar verilmiş olması da isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemece; davacının bu dava ile isteminin nitelik itibariyle borçlanmanın ve bağlanan yaşlılık aylığının geçerli olduğunun tespitine ilişkin olduğu, davanın yasal dayanaklarının ve uyuşmazlığın çözümünün bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği, verilecek karar üzerine Emekli Sandığınca işlem yapılmasının doğal bulunması da gözetilerek, davacının Sosyal Sigortalar Kurumuna yaptığı borçlanma ve borçlanılan hizmetler gözetilmek suretiyle Sosyal Sigortalar kurumunca 01.01.2007 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlama işlemlerinin geçerli olduğuna karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.