Aracın Çalınması Hakkında Yargıtay Kararları
T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/3911
K. 2010/147
T. 19.1.2010
• SİGORTA TAZMİNAT DAVASI ( Aracın Çalındığı ve Daha Sonra Tam Hasarlı Bulunduğu – Önceki Kazaların Teminat Kapsamını Etkilemediği/Piyasa Değerinden Sovtaj Değerinin Mahsubu Sonucu Bulunan Bedele Karar Verilmesinin Doğru Olduğu )
• SOVTAJ DEĞERİ ( Piyasa Değerinden Mahsubu Sonucu Bulunan Bedele Karar Verilmesinin Doğru Olduğu/Sigorta Tazminat Davası – Aracın Çalındığı ve Daha Sonra Tam Hasarlı Bulunduğu )
• ARACIN ÇALINIP DAHA SONRA TAM HASARLI BULUNMASI ( Piyasa Değerinden Sovtaj Değerinin Mahsubu Sonucu Bulunan Bedele Karar Verilmesinin Doğru Olduğu – Önceki Kazaların Teminat Kapsamını Etkilemediği )
6762/m. 1263
ÖZET : Mahkemece, aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı iken çalındığı ve daha sonra tam hasarlı halde bulunduğu, önceki kazaların teminat kapsamını etkilemediği gerekçesi ile, bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davanın kısmen kabulüne, araç piyasa değerinden sovtaj değerinin mahsubu sonucu bulunan bedelin avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi doğrudur.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait, davalı tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalanan aracın çalındığını ancak sigorta şirketi tarafından araç bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, 27.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında araç hasarlı halde bulunduktan sonra, hasar nedeniyle maddi zararının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, aracın sigorta sözleşmesi yapılmadan önce iki kez pert olacak düzeyde hasara uğradığını, davacının doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, aracın gerçek değerinin talep edilen tazminatın çok altında olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı iken çalındığı ve daha sonra tam hasarlı halde bulunduğu, önceki kazaların teminat kapsamını etkilemediği gerekçesi ile, bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davanın kısmen kabulüne, araç piyasa değeri olan 18.000,00 TL’den 8.000,00 TL sovtaj değerinin mahsubu sonucu bulunan 10.000,00 TL’nin avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
SONUÇ : Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekili ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1.55.-TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda dökümü yazılı 459.00.-TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 19.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/8061
K. 2009/12296
T. 5.11.2009
• GÖREV ( Bağımsız Bölüm Sahibinin Sitenin Otoparkında Bulunan Aracının Çalındığını İleri Sürerek Maddi Tazminat İsteminde Bulunması – Genel Mahkemelerin Görevli Olduğu )
• MADDİ TAZMİNAT ( Bağımsız Bölüm Sahibinin Sitenin Otoparkında Bulunan Aracının Çalındığını İleri Sürerek – Genel Mahkemelerin Görevli Olduğu )
• ARACIN ÇALINMASI ( Bağımsız Bölüm Sahibinin Sitenin Otoparkında Bulunan Aracının Çalındığını İleri Sürerek Maddi Tazminat İsteminde Bulunması – Genel Mahkemelerin Görevli Olduğu )
• SİTE OTOPARKINDAKİ ARACIN ÇALINMASI ( Bağımsız Bölüm Sahibinin Aracının – Maddi Tazminat İsteminde Genel Mahkemelerin Görevli Olduğu )
• HİZMET SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN DAVALAR ( İş Mahkemelerince Çözüme Bağlanacağı )
5521/m.1
ÖZET : Davacı, bağımsız bölüm sahibi olduğu sitenin otoparkında, park halinde bulunan aracının çalındığını ileri sürerek uğradığı maddi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuş İşçi ile işveren arasında hizmet sözleşmesinden ya da İş Kanunu’na dayanan hak ve iddialardan doğan davalar iş mahkemelerince çözüme bağlanır. Davacı ile davalı site yönetimi ve diğer davalılar arasında yapılmış bir hizmet sözleşmesi yoktur. Davacının bağımsız bölüm sahibi olduğu davalı site yönetimi ile bu sitede özel güvenlik görevlisi olarak çalışan diğer davalılar arasında hizmet sözleşmesi bulunması bu durumu değiştirmez. Şu durumda davaya genel hükümlere göre bakılmalıdır.
DAVA : Davacı Hacı Bayram Acar vekili Avukat Ülker Sakınç tarafından, davalı Ramazan A. ve diğerleri aleyhine 17/03/2008 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 27/04/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ve davalılar Ramazan A., Mehmet V. ve Denizyıldızı Sahil Sitesi Yönetim Kurulu vekilleri taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı, bağımsız bölüm sahibi olduğu sitenin otoparkında, park halinde bulunan aracının çalındığını ileri sürerek uğradığı maddi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuş; husumeti, site yönetimine, sitenin özel güvenlik görevlilerine ve İçişleri Bakanlığı’na yöneltilmiştir. Yerel mahkemece, iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin gözersizliği nedeniyle dava dilekçesi reddedilmiş; karar, davacı ile davalılardan Ramazan A., Mehmet V. ve Denizyolu Sahil Sitesi Yönetim Kurulu tarafından temyiz olunmuştur.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Yasası’nın 1. maddesi gereğince işçi ile işveren arasında hizmet sözleşmesinden ya da İş Kanunu’na dayanan hak ve iddialardan doğan davalar iş mahkemelerince çözüme bağlanır.
Somut olayda; davacı ile davalı site yönetimi ve diğer davalılar arasında yapılmış bir hizmet sözleşmesi yoktur. Davacının bağımsız bölüm sahibi olduğu davalı site yönetimi ile bu sitede özel güvenlik görevlisi olarak çalışan diğer davalılar arasında hizmet sözleşmesi bulunması bu durumu değiştirmez. Şu durumda davaya genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmalıdır.
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazların incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine, 05.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/8461
K. 2006/9155
T. 25.9.2006
• KASKO SİGORTASINA DAYALI TAZMİNAT ( Aracın Çalınması Halinde Sigortacının Azami Sorumluluk Haddini Geçmemek Üzere Aracın Çalınma Günündeki Değerinin Ödeneceğinin Kararlaştırıldığı – Sigortalı Aracın Hırsızlık Tarihi İtibariyle Rayiç Bedelinin Tespit Edilmesi Gereği )
• ARACIN ÇALINMASI ( Sigortacının Azami Sorumluluk Haddini Geçmemek Üzere Aracın Çalınma Günündeki Değerinin Ödeneceğinin Kararlaştırıldığı/Sigortalı Aracın Hırsızlık Tarihi İtibariyle Rayiç Bedelinin Tespit Edilmesi Gereği – Kasko Sigortasına Dayalı Tazminat )
• ARACIN RAYİÇ BEDELİNİN TESPİT EDİLMESİ ( Kasko Sigortasına Dayalı Tazminat – Aracın Çalınma Günündeki Değerinin Ödeneceğinin Kararlaştırıldığı/Sigortalı Aracın Hırsızlık Tarihi İtibariyle Rayiç Bedelinin Tespit Edilmesi Gereği
• TAZMİNAT MİKTARININ TESPİTİ ( Davalının En Fazla Sigorta Değerinin Hırsızlık Tarihi İtibariyle Enflasyon Karşısında Ulaşacağı Değerle Sorumlu Olacağı – Kasko Sigortasına Dayalı Tazminat )
6762/m.1301
ÖZET : Dava, kasko sigortasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Çekişme, davalının sorumlu olduğu tazminatın miktarı noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinin eki mahiyetinde olan Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nda aracın çalınması halinde, sigortacının azami sorumluluk haddini geçmemek üzere aracın çalınma günündeki değerinin ödeneceği hükme bağlanmıştır. Poliçe içeriğinden sigorta bedelinin …TL olarak tespit edildiği sabittir. Bu durum karşısında, uzman bilirkişi kurulu vasıtasıyla sigortalı aracın hırsızlık tarihi itibariyle rayiç bedelinin duraksamaya neden olmaksızın tespit edilmesi, bu bedelin, sigorta değerini aşması halinde davalının, en fazla sigorta değerinin hırsızlık tarihi itibariyle enflasyon karşısında ulaşacağı değerle sorumlu olacağının kabulü ve davalının ödemesi de dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Gebze Asliye 3.Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.03.2005 tarih ve 2004/48-2005/111 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Berkant Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı, aracının davalı nezdinde kasko sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, teminat kapsamında çalındığını, çalınma halinde sigortacının sorumluluğunun azami limiti aşmamak üzere aracın çalınma günündeki değeri ile sınırlı olduğunu, yaptığı ödemenin ihtirazi kayıtla alındığını, gerçek değerinin 42 milyar TL bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasıyla şimdilik 1 milyar TL’nin reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, istemin zamanaşımına uğradığını, sigorta bedelinin 20.160.000.000.-TL olarak belirlendiğini, çalınma tarihi itibariyle aracın değerinin 38-39 milyar TL civarında bulunduğunu, TEFE klozu da değerlendirilerek davacıya 24.672.000.000.-TL ödeme yapıldığını, bir sorumluluğunu kalmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, bilirkişi raporunda aracın çalınma tarihindeki değerinin 38 milyar TL olarak bildirildiği, mahkemece bunun 35 milyar TL kabul edildiği, davalının kendince hesaplama yapıp ödemede bulunduğu, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 1 milyar TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline ve fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, kasko sigortasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacıya ait aracın, davalı nezdinde kasko sigorta poliçesiyle sigortalı olduğu, teminat kapsamında 29.09.2003 tarihinde çalındığı, davalının, aracın çalınma tarihi itibariyle rayiç değerini 38-39 milyar TL olarak tespit edip enflasyon hesabı da yaparak 24.672.000.000.-TL ödemede bulunduğu, davacının ihtirazi kayıtla bu ödemeyi kabul ettiği hususları uyuşmazlık konusu değildir. Çekişme, davalının sorumlu olduğu tazminatın miktarı noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinin eki mahiyetinde olan Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın 3.3.1.4 maddesinde aracın çalınması halinde, sigortacının azami sorumluluk haddini geçmemek üzere aracın çalınma günündeki değerinin ödeneceği hükme bağlanmıştır. Poliçe içeriğinden sigorta bedelinin 20.160.000.000.-TL olarak tespit edildiği sabittir. Bu durum karşısında, uzman bilirkişi kurulu vasıtasıyla sigortalı aracın hırsızlık tarihi itibariyle rayiç bedelinin duraksamaya neden olmaksızın tespit edilmesi, bu bedelin, sigorta değerini aşması halinde davalının, en fazla sigorta değerinin hırsızlık tarihi itibariyle enflasyon karşısında ulaşacağı değerle sorumlu olacağının kabulü ve davalının ödemesi de dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazlarına gelince; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin faizin türüne yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3- Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin aracın rayiç bedeline yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilin faizin türüne yönelik temyiz itirazların REDDİNE, ( 3 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle rayiç bedele yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, istek halinde aşağıda yazılı 1.30.-YTL harcın temyiz eden davacıya iadesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25.09.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/19476
K. 2012/4704
T. 28.2.2012
• ARACIN ÇALINTI ÇIKMASI (Muayene Sırasında Motor ve Şase Numaralarının Değiştirildiği Tespit Edilmediğinden Karayolları Genel Müdürlüğünün de Sorumlu Olduğunun Belirtilerek Zararın Tazmini Talebi – Genel Müdürlük Yönünden İdari Yargının Görevli Olduğu)
• MOTOR VE ŞASE NUMARALARININ DEĞİŞTİRİLDİĞİNİN TESPİT EDİLMEMESİ (Karayolları Genel Müdürlüğünün de Sorumlu Olduğu Belirtilerek Zararın Tazmini Talebi – Dava Dilekçesinin Karayolları Genel Müdürlüğü Yönünden İdari Yargıda Görülmek Üzere Reddedileceği)
• KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN SORUMLULUĞU (Aracın Çalıntı Çıktığı ve Muayene Sırasında Motor ve Şase Numaralarının Değiştirildiğinin Tespit Edilmediğinden Zararın Tazmini Talebi – Genel Müdürlük Yönünden İdari Yargının Görevli Olduğu)
• GÖREVLİ YARGI YERİ (Muayene Sırasında Motor ve Şase Numaralarının Değiştirildiği Tespit Edilmediğinden Karayolları Genel Müdürlüğünün de Sorumlu Olduğunun Belirtilerek Zararın Tazmini Talebi – Davanın İdari Yargıda Görüleceği)
2918/m.8
ÖZET : Aracın muayene sırasında motor ve şase numaralarının değiştirildiğinin tespit edilmeyerek davacı zarara uğradığını,bu nedenle Karayolları Genel müdürlüğünün de sorumlu olduğunu belirterek idareden uğradığı zararının tazmini istendiğine göre, sorumluluk hizmet kusuruna dayanmaktadır. Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden İdari yargı görevlidir. Dava dilekçesinin bu davalı yönünden İdari Yargıda görülmek üzere reddine karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı Karayolları gen. Müd. Avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, … … plaka sayılı aracı Samsun 5. Noterliğinin 02/04/2007 tarih ve 8690 yevmiye numaralı Satış Sözleşmesi ile E. Ö.’dan satın aldığını, Samsun 4. Noterliğinin 16/04/2007 tarih ve 07695 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile dava dışı G. G. isimli şahsa sattığını, aracın çalıntı çıkması nedeniyle 25/07/2007 tarihinde Samsun Emniyet Müdürlüğü Oto Hırsızlığı Büro Amirliği tarafından araca el konulduğunu ve tespit yapıldığını, sonrasında G. G.tarafından Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/05/2009 tarih ve 2007/467 esas-2009/198 karar sayılı dosyası ile dava açıldığını, bu davanın aleyhine sonuçlandığını, söz konusu davanın davalı kuruma ve diğer davalıya ihbar edildiğini,tescile bağlı araçların muayenelerini yapmak veya yaptırmak konusunda davalı kurumun sorumluluğunun bulunduğunu,davalı kurum hakkında Samsun 2. İdare Mahkemesinde açılan davanın tam yargı davası niteliği taşımayan rücu davası olduğunu belirterek mahkeme kararı gereği ödenmiş bulunan 35.000,00 TL’nin 16/10/2007 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü davanın reddini dilemiş,diğer davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 26.132,08 TL’nin 10/08/2010 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan kısma ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı, çalıntı olan 34 … … plakalı aracın motor ve şasi numaraları değiştirilerek kendisine satıldığını, kendisinin de dava dışı üçüncü şahsa satıldığını, dava dışı üçüncü şahısta iken aracın çalıntı olduğunun anlaşıldığını, mahkemece aracı sattığı kişinin zararının karşılanmasına karar verildiğini,Karayolları Genel Müdürlüğünün araçların muayenelerini yapmakla sorumlu ve yetkili olduğunu,aracın kendisine satılmadan önceki muayene sırasında aracın çalıntı olduğunun tespit edelememesi nedeniyle davalı idarenin de sorumlu olduğunu belirterek eldeki davayı açmıştır. Davacı 02.04.2007 tarihinde 55 … … plakalı aracı davacılı E. Ö.’da noterde satın almış,16.04.2007 tarihinde de dava dışı G. G.’e yine noterde satmıştır. Karayolları Trafik Kanununun 8.maddesinde; Ulaştırma Bakanlığının ilgili birimleri, bu Kanun ve diğer mevzuatla verilen hizmetleri yapmak, bu Kanun açısından karayolu taşımasına ilişkin gerekli koordinasyonu sağlamak, tescile bağlı araçların muayenelerini yapmak veya yaptırmak, muayene istasyonlarını denetlemekle görevlidir. Dava konusu araç davalı E. Ö.’da iken 09/01/2007 tarihinde, davacı A. A.’da iken 05/04/2007 tarihinde Samsun Muayene istasyonunda muayene edilmiştir. 25.07.2007 tarihinde de polis tarafından araca el konulmuştur. 2007 yılında yapılan iki muayenede de aracın çalıntı olduğu tespit edilememiştir. Aracın muayene sırasında motor ve şasi numaralarının değiştirildiğinin tespit edilmeyerek davacı zarara uğradığını,bu nedenle Karayolları Genel müdürlüğünün de sorumlu olduğunu belirterek idareden uğradığı zararının tazmini istendiğine göre, sorumluluk hizmet kusuruna dayanmaktadır. O halde Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden İdari yargı görevlidir. Dava dilekçesinin bu davalı yönünden İdari Yargıda görülmek üzere reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2- Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : 1 no’lu bentte yazılı nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, 2 no’lu bent gereğince diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 18.40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 28.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/6655
K. 2012/8162
T. 26.6.2012
• TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN MADDİ TAZMİNAT ( Aracın Çalınmasına İlişkin Hazırlık Soruşturması Dosyası Getirilerek Karayolları Trafik Kanunu’nun 107.Md. Çerçevesinde Gerekli Araştırma Yapılarak Hüküm Kurulması Gerektiği )
• MADDİ TAZMİNAT ( Trafik Kazasından Kaynaklanan – Aracın Çalınmasına İlişkin Hazırlık Soruşturması Dosyası Getirilerek Karayolları Trafik Kanunu’nun 107.Md. Çerçevesinde Gerekli Araştırma Yapılarak Hüküm Kurulacağı )
• ARACIN ÇALINMASI YA DA GASP EDİLMESİ ( İşletenin veya Eylemlerinden Sorumlu Olduğu Kişilerin Kusurlu Olmamaları Halinde Zarardan İşletenin Sorumlu Tutulamayacağı – Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi Tazminat )
• İŞLETENİN SORUMLULUĞU ( Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi Tazminat – Aracın Çalınması ya da Gasbedilmesinde İşletenin veya Eylemlerinden Sorumlu Olduğu Kişilerin Kusurlu Olmamaları Halinde Zarardan İşletenin Sorumlu Tutulamayacağı )
2918/m.107
ÖZET : Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı sigorta şirketi vekili aracın kaza tarihinden önce çalındığını savunmuştur. Dosya içerisindeki belgelere göre aracın çalındığı ve dava konusu kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 107.maddesi uyarınca aracın çalınması ya da gasbedilmesinde işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olmamaları halinde zarardan işletenin sorumlu tutulamayacağı öngörülmüştür. İşletenin sorumluluğunu üstlenen zorunlu mali sorumluluk sigortası ise aynı yasa ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının A.3.j. maddesine göre işleten için getirilmiş kurtuluş beyyinesinden yaralanarak sorumlu olmayacağı düzenlenmiştir. Mahkemece aracın çalınmasına ilişkin hazırlık soruşturması dosyası getirilerek 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 107.maddesi çerçevesinde gerekli araştırma yapılarak varılacak uygun sonuca göre bir hüküm kurulması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı şirkete zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı aracın davacıya ait araca çarpması nedeniyle araçta meydana gelen 6.046,66 TL. hasar bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi aracın kaza tarihinden önce çalındığı, çalıntı aracın neden olduğu kaza nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu olmadıklarını belirtmiştir.
Mahkemece verilen 18.2.2008 tarihli kararın temyiz edilmesi üzerine dairemiz tarafından yapılan inceleme sonunda kararın bozulmasına karar verilmiş, mahkemece önceki kararda direnme kararı verilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılan inceleme sonunda direnme kararının bozulmasına karar verilmiş, YHGK bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile 4.600 TL. tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı sigorta vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı sigorta şirketi vekili aracın kaza tarihinden önce çalındığını savunmuştur. Dosya içerisindeki belgelere göre aracın 31.12.2004 tarihinde çalındığı, 19.2.2005 tarihinde de dava konusu kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davalının savunmaları üzerinde durulmamış davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 107.maddesi uyarınca aracın çalınması ya da gasbedilmesinde işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olmamaları halinde zarardan işletenin sorumlu tutulamayacağı öngörülmüştür. İşletenin sorumluluğunu üstlenen zorunlu mali sorumluluk sigortası ise aynı yasa ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının A.3.j. maddesine göre işleten için getirilmiş kurtuluş beyyinesinden yaralanarak sorumlu olmayacağı düzenlenmiştir. Mahkemece aracın çalınmasına ilişkin hazırlık soruşturması dosyası getirilerek 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 107.maddesi çerçevesinde gerekli araştırma yapılarak varılacak uygun sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 26.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/1813
K. 2008/4960
T. 30.10.2008
• KASKO SİGORTALI ARAÇ ( Davalı Şirkete Ait Otoparktan Çalındığı – Sigorta Şirketinin Açtığı Rücu Davasında Muhafaza Edenin Kasti Davranışı Yoksa Sorumlu Olmayacağı )
• ARACIN ÇALINMASI ( Kasko Sigortalı Olduğu ve Otoparktan Çalındığı – Sigorta Şirketinin Açtığı Rücu Davasında Otoparkın Ait Olduğu Şirketin Kasti Davranışı Yoksa Sorumlu Olmayacağı )
• MUHAFAZA EDENİN SORUMLULUĞU ( Kasti Davranışından Sorumlu Olacağı – Kasko Sigortalı Davalı Şirkete Ait Otoparka Bırakıldığı ve Çalındığı/Kasti Davranışı Olmadığından Sigorta Şirketinin Rücu Edemeyeceği )
• RÜCU ( Geçici Süre Muhafaza Edilmek Üzere Bırakılan Kaskolu Aracın Çalınmasında Muhafaza Edenin Kasti Davranışı Yoksa Sigorta Bedelinden Sorumlu Tutulamayacağı )
6762/m. 1278
ÖZET : Davacı sigorta şirketi, kasko sigortası yapılan aracın davalı şirkete ait otoparka anahtarı ile birlikte teslim edildiğini, anahtarın konulduğu çekmeceden kırılarak alınıp aracın çalındığını, olay nedeniyle sigorta tazminatı ödemek zorunda kaldıklarını iddia ile ödenen bedelin faizi ile tahsilini talep etmiştir. Dosya kapsamsından, geçici süre muhafaza edilmek üzere bırakılan kaskolu aracın çalındığı anlaşılmaktadır. Kaskolu aracın çalınmasında muhafaza edenin kasti bir davranışı yoksa sigorta bedelinden sorumlu tutulamaz. Somut olayda, davalının çalınma olayında kasti bir davranışı olduğu iddia dahi edilmemiştir. Bu durumda sigorta şirketi, ödediği sigorta tazminatını davalıya rücu edemez.
DAVA : Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı ve davalı vekilince istenilmiş, davacı vekilince duruşma talep edilmiş, duruşma için tayin edilen 21.10.2008 günü davacı vekili Av. E.C.O. geldi, davalı vekili Av. A.O. geldi, ihbar olunan taraftan gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştır. Bu kerre dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın sigortalıların çalışanı tarafından danışmanlık hizmeti için gidilen davalı şirkete ait işyerinin araç park yerine bırakılıp kapıları kilitlendikten sonra, anahtarının davalının görevlisine teslim edildiğini, bilahare anahtarın konulduğu masa çekmecesinin kırılarak ele geçirilen anahtar ile park halindeki sigortalı aracın çalındığını açıklayarak, olay nedeniyle sigortalılarına ödenen 37.000,00.-YTL tazminatın ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü ile Borçlar Kanunu’nun 98/2. maddesi delaletiyle 44. maddesi uyarınca, davalının olayda takdiren % 60 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek 20.970,00.- YTL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçeli karar başlığındaki davalı şirket ünvanının “B. Otomotiv San.ve Tic. Ltd. Şti.” olarak yazılmamış olması mahallinde düzeltilebilir nitelikte maddi hata olarak kabul edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Olayda davacı şirkete kasko sigortalı aracın sigorta ettirenin çalışanı tarafından danışmanlık hizmeti için gidilen davalı şirkete ait işyerinin araç park yerine bırakılıp kapıları kilitlendikten sonra, anahtarının davalının görevlisine teslim edildiğini, bilahare anahtarın konulduğu masa çekmecesinin sert bir cisim ile açılarak ( kırılarak ) ele geçirilen anahtar ile park halindeki sigortalı aracın çalındığı sabit ve çekişmesizdir. Açıklanan bu oluşa göre, sigortalanan araç sigorta ettirenin çalışanı tarafından muhafaza ve dönüşünde kendisine teslim edilmek üzere davalı şirket görevlisine teslim edilmiştir. Bu oluş biçimine göre; hukuksal nitelikçe, davalı şirket ile davacının sigortalısı ( halefiyet nedeniyle davacı şirket arasında ) arasında Borçlar Kanunu 464 ve izleyen maddeler uyarınca vedia sözleşmesi bulunmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.04.2008 tarih ve 2008117-299 Esas ve 2008/302 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi, somut olayda vedia sözleşmesinin sigortalının rıza ve muvafakatiyle yapılmış olduğunun kabulü gerekir. Söz konusu Türk Ticaret Kanunu’nun “Sigorta Ettirenle Sigortadan Faydalanan Kimsenin Kusuru” başlıklı 1278 maddesi, “Mukavelede aksine hüküm olmadıkça sigortacı, sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin yahut fiillerinden hukuken mesul bulundukları kimselerin kusurlarından doğan hasarları tazmin ile mükelleftir. Fakat hiçbir halde sigortacı sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin kasdından veya aksi mukavelede yazılı değilse sigorta edilen malın ayıbından doğan hasarları tazmine mecbur olmaz” hükmünü taşımaktadır.
Somut olay bakımından değerlendirildiğinde; bu hüküm, sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin kastından kaynaklanmamış olması şartıyla; sigorta ettirenin veya sigortadan faydalananın veya eylemlerinden bu ikisinin hukuken sorumlu olduğu kişilerin kusurlarından doğan hasarların da sigortacı tarafından tazmin edileceğini öngörmekte; ancak, tarafların bunun tersini öngören sözleşme yapabileceklerini belirtmektedir. Dava dışı sigortalı ile davacı sigortacı şirket arasındaki sözleşmede, tersine bir hüküm bulunmadığı çekişmesizdir.
Öte yandan, “Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları”nın “Teminat Dışında Kalan Zararlar” başlıklı A.5-6. maddesi de, sadece, sigortalı veya fiillerinden sorumlu bulunduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından taşıta kasten verilen zararlar ile sigortalının fiillerinden sorumlu olduğu kimseler veya birlikte yaşadığı kişiler tarafından sigortalı taşıtın kaçırılması veya çalınması nedeniyle meydana gelen zararları teminat dışında tutmuş; teminat dışında kalma olgusunu bu hallerle sınırlamıştır.
Yukarıda açıklanan oluşa göre; dava dışı sigorta ettirenin çalışanı tarafından geçici bir süre muhafaza edilmesi için davalı şirket görevlisine teslim edilen aracın çalınması ile sonuçlanan süreçte, dava dışı sigortalının eylemlerinden sorumlu olduğu davalının Türk Ticaret Kanunu’nun 1278. maddesi anlamında kasdi davranışlarından söz edilmesine hukuken olanak yoktur ve esasen böyle bir iddia davacı tarafından dahi ileri sürülmemiştir. Yine, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5-6. maddesinde belirtilen ve zararın teminat dışında kalmasını gerektiren hallerin de somut olayda söz konusu olmadığı açıktır. O halde, davacı sigortacının, sigortalanan araçta oluşan hasar nedeniyle dava dışı sigortalısına ödediği sigorta tazminatını davalıya rücu etmesine hukuken olanak bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davanın reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davalı taraf yararına BOZULMASINA, 550.00.YTL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 319.00.- YTL fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 30.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.