Yargıtay Kararı – Suça Sürüklenen Çocuk
T.C
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
E. 2013/5045
K. 2014/3788
T. 9.7.2014
KAVRAMLAR
Suça Sürüklenen Çocuk
Reşit Olmayanla Cinsel İlişki
Yalan Beyan
Kasten Öldürme
Otopsi
Ölüm Sebebi
İletişim Kayıtları
DAVA: Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR: 1-)a) M. A.’in anne ve babası olan katılanlar S. ve N.’nin, suça sürüklenen çocuk M. E. hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki, suça sürüklenen çocuk C. O. hakkında ise resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçlarından kurulan hükümleri temyize yetkileri bulunmadığından, vekillerinin bu suçlardan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin C.M.U.K.nun 317. maddesi uyarınca,
b-) Katılanların hak ve yetkisi olmadığından vekillerinin duruşmalı inceleme talebinin C.M.U.K.nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
2-) Suça sürüklenen çocuk M. E. E. hakkında maktüle A. K.’ı kasten öldürme suçundan verilen beraat hükmü yönünden yapılan incelemede;
Oluşa ve dosya içeriğindeki delillere göre; suça sürüklenen çocuk M. E. ile maktüle A.’in M. Ticaret Meslek Lisesi 10. sınıfta öğrenci oldukları, eğitim yılı başında başlayan arkadaşlıklarının duygusal birlikteliğe dönüştüğü ancak bu süreçte maktülenin daha önceki ilişkilerinden kaynaklanan kıskançlık sebebiyle zaman zaman aralarında tartışmalar yaşandığı, maktüleye karşı hissettiği yoğun duygular ve kıskançlık dürtülerinin etkisinde kalan suça sürüklenen çocuğun bu duygu durumunu sınıf içerisinde maktüleyle kavga edip sim kartını kırmak, onu tehdit etmek gibi saldırgan ve baskıcı davranış biçimlerine dönüştürdüğü, yaşananların etkisiyle zamanla M. E.’den uzaklaşan A.’in artık onunla ilişkisini devam ettirmek istemediği, ayrılık düşüncesini hazmedemeyen M. E.’nin maktülenin fotoğrafını montajlayarak çıplak hale getireceğini ve bu fotoğrafları M.’taki tüm duvarlara asacağını söylemek ve “sana da ailene de zarar veririm, ya benimsin ya toprağın” gibi sözlerle korkutmak suretiyle ilişkinin devamını sağlamaya çalıştığı, ancak bir süre sonra suça sürüklenen çocuktan ayrılan maktülenin kuzeni B.’ın arkadaşı olan tanık Y.’a ilgi duyarak arkadaşlık kurmaya çalışmasıyla öfkelenen ve nefret patlamaları yaşayan M. E.’nin alkollü vaziyette maktülenin babasını arayarak “senin kızını kullandım” diye hakaret içerikli sözler sarf ettiği gibi tanık Y.’a da mesaj yazmak suretiyle benzer söylemlerde bulunduğu, bu olaylar sebebiyle tanıklar Y. ve B’ın M. E.’nin kaldığı yurda giderek onunla kavga ettikleri; suça sürüklenen çocuk ve maktülenin okul arkadaşı olan tanıklar, maktülenin babası olan katılan N. ve tanık Y’un anlatımlarıyla yaşanan olaylara dair soruşturma evraklarının içeriğinden,
Okulların tatile girmesi nedeniyle, suça sürüklenen çocuğun memleketi Gaziantep’e dönerek ailesinin yanında kalmaya başladığı, maktüle A.’in de teyzesinin Milas’ta bulunan evinden ayrılarak Bodrum İlçesinin Torba Beldesindeki evine döndüğü, adli makamlara da yansıyan olaylar sebebiyle bir süre suça sürüklenen çocukla görüşmeyen maktülenin telefon mesajı yoluyla onunla iletişim kurmaya devam ettiği, bitirme sınavları için 5.7.2010 tarihinde Milas’a dönen M. E.’nin Gaziantep’ten ayrılmadan önce gizlice babasından para alarak Milas’ta kendisine yeni bir yaşam kurmayı planladığı, hatta bu sebeple arkadaşından kendisine iş bulmasını istediği; 6.7.2010 akşamı arkadaşı olan G. ile buluşan maktülenin kendi telefonunun ailesi tarafından elinden alınmış olması sebebiyle G.’e ait telefonla suça sürüklenen çocukla tekrar iletişim kurduğu ve ertesi gün Bodrum’da buluşmak için anlaştıkları, maktülenin tanık G.’e, M. E. ile son kez görüşeceğini söylediği, 7.7.2010 sabahı, ailesinin Bitez’de bulunan akrabalarının yanına bıraktığı A.’in, M. E. ile telefonla yüksek sesle tartıştığı ve bu tartışmanın etkisiyle rahatsızlanarak bayıldığı, anne babasının A.’i hastaneye götürdükleri, A.’in hastanede olduğunu öğrenen suça sürüklenen çocuğun, hastaneye gelerek anne ve babasının geçici bir süre odada bulunmadıkları sırada A.’in yanına girdiği ve yine onunla tartışmaya başladığı, A.’in telefonuna gelen mesajları görmek için çekiştirerek telefonunu aldığı ve tanık Y.’tan gelen mesajları görmesi sebebiyle A.’i tehdit ettiği, baba N.’nin odaya gelip kendisini kovması üzerine dışarıya çıktığı ancak onlar hastaneden ayrılana kadar kendisi de hastanede beklediği, maktülenin anne ve babasının refakatinde Torba’da bulunan evine dönerek istirahat etmek için odasına geçtiği, bu sırada suça sürüklenen çocuğun sürekli onu arayıp mesaj yazarak ısrarla görüşme isteğini bildirdiği ve maktüleyle görüşebilmek için minibüse binerek Torba’ya geldiği, evde bulunduğu zaman zarfında tanık Y.’un da maktüleyle görüşerek ona mesajlar gönderdiği, aynı gün saat: 16.00 sıralarında markete gideceğini söyleyerek evden ayrılan maktülenin, en son saat: 16.18’de suça sürüklenen çocukla telefonla görüşmesinin ardından bir daha kendisinden haber alınamadığı, suça sürüklenen çocuğun da son görüşme öncesi yaklaşık ikibin kez arayıp mesaj gönderdiği maktüle ile bir daha mesaj yada sesli arama yoluyla iletişim kurmaya çalışmadığı, sanığın telefonunun bu saatten sonra ilk kez saat: 17.52’de Bodrum Otogarından sinyal verdiği, iletişim kayıtları, tanık anlatımları, katılanların beyanları ve suça sürüklenen çocuğun kaçamaklı savunmasından, Maktülenin çanta ve eşyalarının 24.7.2010 tarihinde Çamlıtepe Sitesinin girişine göre solunda yer alan boş arazide tesadüfen bulunduğu: arama çalışmalarının ters yönlerde sürdürülmesi sebebiyle cesede ancak 21.8.2010 tarihinde ulaşılabildiği, maktülenin cesedinin iklim koşulları ve aradan geçen yaklaşık 1,5 aylık zaman dilimi sebebiyle ileri derecede deforme olması sebebiyle, maruz kaldığı travmayla kesin ölüm sebebi tam olarak tespit edilmemekle birlikte otopsi sırasında tespit edilen bulgulara göre, maktülenin vücudunda ölüm öncesinde yada sonrasında oluştuğu tıbben ayırt edilemeyen kesici delici aletle husulü mümkün yaralanma meydana geldiği, cesedin bir kaç metre uzağında yer alan taşlarda kan izleri olması ve bulunduğu sıradaki pozisyonuna göre, sürüklenerek çalıların üzerine doğru bırakıldığı ve üzerinin önce başka bir çalı parçasıyla sonrada olay yerinde atıl halde bulunan çevreden atılmış bir yorganla kapatıldığı, maktülenin üzerinde evden ayrıldığında üzerinde olan kıyafetlerinin bulunduğu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; 7.7.2010 tarihinde hastaneden yeni dönmüş olmasına rağmen markete gidiyorum diyerek evden ayrılan maktülenin, evinin yaklaşık 700 metre ilerisinde, evine yürüyüş mesafesinde yer alan ve zaman zaman sigara içmek yada arkadaşlarıyla buluşmak için kullandığı yer olan Çamlıtepe Sitesine yaya olarak gittikten sonra aynı gün cesedinin bulunduğu o yerde öldürüldüğü, gerek olay tarihinden önce gerekse olay günü yaşanan olaylar sonrasında suça sürüklenen çocuk M. E.’nin ısrarlı görüşme talebine karşı koyamayarak onunla Çamlıtepe Sitesinde buluşmayı kabul ederek, M. E.’nin Torba’ya geldikten sonra son olarak maktüleyi arayıp bulunduğu noktayı bildirmesi üzerine, maktülenin de onun yanına gittiğini, 16.18’de her ikisinin de aynı baz istasyonuna bağlı, aynı çanağın kapsama alanında bulunmalarının açıkça gösterdiği, buluşma sonrası suça sürüklenen çocuğun maktüleyi olay yerinde öldürdüğü ve kaçarken maktüleye ait çantayı, içerisini boşaltıp cep telefonunu da içinden alarak daha sonra bulunduğu yere attığı; suça sürüklenen çocuğun maddi deliller ve tanık anlatımlarıyla çelişen ve kendi içinde dahi sürekli değişiklik gösteren savunmaları, tanık anlatımları, iletişim kayıtları, olay yerine ait fotoğraf, kroki ve tutanaklar, otopsi raporundan,
Olay yerinin arkasında yer alan Çamlıtepe Sitesinin sakinlerinden olan tanık O. Y.’ın aşamalarda değişmeyen tutarlı ve sanığı açıkça tanıdığı canlı teşhiste belirttiği gibi, suça sürüklenen çocuğun olay tarihlerinde, cesedin bulunduğu yere yaklaşık 50-60 metre mesafeden ve yine cesedin bulunduğu istikametten tanığın bulunduğu istikamete doğru telaşlı ve korkmuş şekilde koştuğu, tanığın beyanında işaret ettiği üzere bu olayın akşam üzerine tesadüf eden bir zaman diliminde yaşandığı, buna göre olay gününden sonra, olayın ertesi günü akşam üzeri ve gece saatlerinde Jandarma’nın çağırması üzerine Torba’ya gelen ve 9.7.2010 tarihinde yerleşmeyi düşünerek geldiği Milas’ı terk ederek alelacele memleketine dönen suça sürüklenen çocuğun, olayın ertesi günü Torba’da bulunduğu zaman içerisinde olay mahalline tekrar giderek cesedin yerini değiştirip üzerini kamufle etmek suretiyle cesedin bulunmasını zorlaştırdığı; tanık beyanları, suça sürüklenen çocuğun savunması ve iletişim kayıtlarından,
Hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıkça anlaşıldığından;
Olay tarihi ve öncesinde kendisiyle ilişkisini devam ettirmek istemeyen maktüleye süreklilik arz eden biçimde psikolojik şiddet uygulayan suça sürüklenen çocuk M. E.e’nin, 7.7.2010 günü telefonla haberleşerek buluştuğu maktüleyi Çamlıtepe Sitesinin yakınında yer alan ormanlık alanda öldürerek çocuğu kasten öldürme suçunu işlediğinin sübut bulması karşısında, üzerine atılı suçtan cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde delil yetersizliği gerekçeyle beraatine karar verilmiş olması,
SONUÇ: Bozmayı gerektirmiş olup, katılanlar N. ve S. vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün C.M.U.K.nun 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, temyiz harcının istenmesi halinde iadesine, 9.7.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.