Acele El Koyma, Tescil Davası, Kamulaştırma İle İlgili Yargıtay Kararları
T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/1336
K. 2003/3081
T. 15.4.2003
• KAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZIN TESCİLİ TALEBİ ( Acele El Koyma Davalarında Yasa Gereği Taşınmaz Malın Niteliklerinin Tespiti İçin Mahallinde Bilirkişi İncelemesi Yaptırılması Gereği )
• ACELE EL KOYMA VE TESCİL DAVASI ( Yasa Gereği Taşınmaz Malın Niteliklerinin Tespiti İçin Mahallinde Bilirkişi İncelemesi Yaptırılması Gereği )
• BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ ( Acele El Koyma Ve Tescil Davalarında Yasa Gereği Taşınmaz Malın Niteliklerinin Tespiti İçin Mahallinde Bilirkişi İncelemesi Yaptırılması Gereği )
2942/m.11,16
ÖZET : Acele el koyma ve tescil davalarında yasa gereği taşınmaz malın niteliklerinin tespiti için mahallinde bilirkişi incelemesi yaptırılmalıdır.
DAVA : Dava dilekçesinde kamulaştırılan taşınmazın 16.maddeye göre tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
KARAR : Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Kamulaştırma Yasasının 16.maddesine dayanılarak tescil kararı verilebilmesi için, davaya konu edilen taşınmazla ilgili kamulaştırma evrakı dosyaya getirtilip incelenmeli, gerçekten bu taşınmazla ilgili bir kamulaştırma işlemi olup olmadığı saptanmalı, takdir edilen bedelin milli bir bankaya kısıtlamasız yatırılmış olduğu belgelenmeli, taşınmazın tapu kaydı da dosyaya getirtilerek, mülkiyet durumu araştırılmalıdır.
Acele el koyma ve tescil davalarında yasa gereği taşınmaz malın niteliklerinin tespiti için mahallinde bilirkişi incelemesi yaptırılmalıdır. Bu gereğin tek istisnası, taşınmazın kamulaştırma bedeline karşı açılmış bir bedel artırım veya bedel indirim davası bulunup, o davada bilirkişi incelemesi yaptırılmış olmasıdır. Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu parseller için bedel artırım davası açılmış olduğunu öne sürdüğüne göre, sözü edilen dosyalar getirtilip incelenerek, taşınmaz malın niteliklerinin tespit edilmiş olup olmadığının araştırılması, tespit edilmemişse Yasanın 16.maddesi uyarınca taşınmazın -11.maddede yazılı olduğu şekilde- kıymet takdirine esas olabilecek bütün niteliklerinin tespit ettirilmesi gerektiği dikkate alınmadan eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.4.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
18. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/9264
K. 2006/10082
T. 4.12.2006
• ACELE EL KOYMA SURETİYLE KAMULAŞTIRMA ( Maliklerin Dava Açma ve Bu Şekilde Tespit İsteme Hakları Bulunmadığı – Arazinin ve Üzerindeki Ağaçların Gerçek Değerlerinin Tespiti İstemi )
• KAMULAŞTIRMA ( Acele El Koymak Suretiyle – Arazinin ve Üzerindeki Ağaçların Gerçek Değerlerinin Tespiti İstemi/Maliklerin Dava Açma ve Bu Şekilde Tespit İsteme Hakları Bulunmadığı )
• KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ ( Acele El Koymak Suretiyle Kamulaştırılan Arazi ve Üzerindeki Ağaçlar – Maliklerin Dava Açma ve Bu Şekilde Tespit İsteme Hakları Bulunmadığı )
• AKTİF HUSUMET EHLİYETİ ( Acele El Koymak Suretiyle Kamulaştırılan Arazi ve Üzerindeki Ağaçların Gerçek Değerlerinin Tespiti İstemi – Maliklerin Dava Açma ve Bu Şekilde Tespit İsteme Hakları Bulunmadığı )
2942/m. 10, 27
ÖZET : Davacı vekili müvekkilinin taşınmazının baraj yapımı için acele el koymak suretiyle kamulaştırıldığını, belirlenen bedelin arazinin durumu ve günün şartlarına göre çok düşük olduğunu, taşınmazın konumu ile toprak yapısı ve sulama imkanları nazara alınarak arazinin ve taşınmaz üzerindeki ağaçların gerçek değerlerinin tespitini istemiştir:
2942 sayılı Yasa’nın 27 ve 10. maddelerine göre dava açma hak ve yetkisi kamulaştırmayı yapan idarelere tanınmıştır. 4650 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten sonra, kamulaştırılan taşınmazların maliklerinin dava açma ve bu şekilde tespit isteme hakları bulunmamaktadır.
DAVA : Dava dilekçesinde tespit istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin İ… Ü… Köyünde bulunan taşınmazının baraj yapımı için acele el koymak suretiyle kamulaştırıldığını, belirlenen bedelin arazinin durumu ve günün şartlarına göre çok düşük olduğunu, taşınmazın konumu ile toprak yapısı ve sulama imkanları nazara alınarak arazinin ve taşınmaz üzerindeki ağaçların gerçek değerlerinin tespitini istemiş, mahkemece tespit talebinin kabulü ile dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan muhdesatla birlikte değerinin tespitine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine ve kendisini vekille temsil ettirmiş bulunan davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmesine karar verilmiştir. Dosyada örneği bulunan İmamoğlu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/95-109 sayılı kararında mahkemece, davanın kabulüne, taşınmazın bedelinin tespitine, 2942 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca taşınmaza el konulmasına, bilirkişiler tarafından belirlenen ve bankaya bloke edilen bedelin tapu kaydı dikkate alınarak davalıya ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
2942 sayılı Yasa’nın 27. maddesine göre, 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu’nun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya acenteliğine Bakanlar Kurulu’nca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında, kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere, ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ile ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir. Aynı Yasa’nın 10. maddesinde de kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili düzenlenmiş ve 27. maddede olduğu gibi 10. maddeye göre de dava açma hak ve yetkisi kamulaştırmayı yapan idarelere tanınmıştır. 2942 sayılı Yasa’da 4650 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten sonra, kamulaştırılan taşınmazların maliklerinin dava açma ve bu şekilde tespit isteme hakları ( 10. ve 27. maddelere göre maddi hata davası dışında ) bulunmamaktadır. Dilekçe içeriği ve dosya kapsamından istemin, maddi hatanın düzeltilmesi ile ilgili olmadığı, doğrudan taşınmazın zemini ile üzerindeki ağaçların değerinin tespitini içerdiği ve dolayısıyla bir eda davası niteliğini taşımadığı, HUMK.nun 368 ve müteakip maddelerine göre yapılmış bir delil tespiti de olmadığı, zira yukarıda değinildiği gibi davacının, ileride yasalara uygun olarak açması mümkün bir dava da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Saptanan bu duruma göre, mahkemece aktif husumet ehliyeti bulunmayan davacının tespit isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), 04.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2003/18-511
K. 2003/515
T. 24.9.2003
• ACELE EL KOYMA NEDENİYLE TESCİL TALEBİ ( Davalının Taşınmazın Devredildiği İddiasının Araştırılması Gereği )
• KAMULAŞTIRMA ( Acele El Koyma Nedeniyle Tescil Talebi – Davalının Taşınmaz Mülkiyetinin Devredildiği İddiasının Araştırılması Gereği )
• TESCİL TALEBİ ( Kamulaştırma ve Acele El Koyma Nedeniyle – Davalının Taşınmaz Mülkiyetini Devretmiş Olduğu İddiasının Araştırılması Gereği )
2942/m. 7,8,16
ÖZET : Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 16. maddesine dayalı acele el koyma nedeni ile tescil istemine ilişkindir. Davalı vekili 13.01.2003 tarihli dilekçe ile 2942 sayılı Kanunun 4650 sayılı Yasa ile değişik 7 ve 8. maddeleri uyarınca dava konusu taşınmazın satın alınması hususunda taraflar arasında anlaşmaya varıldığı, 4.6.2002 tarih ve 1208 sayılı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Encümen kararı ile taşınmazın Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına tescil edildiği ileri sürülmüştür. Bu itibarla, mahkemece davacı vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar araştırılarak, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
DAVA : Taraflar arasındaki “”tescil”” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Eskişehir Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.04.2002 gün ve 2001/438 E- 2002/349 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekilinin tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 31.10.2002 gün ve 2002/9509-10578 sayılı ilamı ile; ( …Dava, Kamulaştırma Yasasının 16. maddesine dayalı acele el koyma nedeni ile tescil istemine ilişkindir. Bu maddeye göre, idarenin kamulaştırılan taşınmaza hemen el konulmasına zorunluluk gördüğü hallerde taşınmaz malın takdir olunan bedelini milli bankalardan birisine yatırarak makbuzu, ilgili belge örnekleri ile birlikte mahkemeye verip taşınmaz malın durumunun tespitini istemesi mahkemece bu istem üzerine 8 gün içerisinde taşınmaz malın sahibini davet ile 5 gün zarfında taşınmazın kıymet takdirine esas olabilecek bütün niteliklerini tespit ettirerek o taşınmaz malın idare adına tescil edilmesine karar verilmesi mümkündür.
Ancak, açıklanan bu madde hükmüne dayanarak idarenin mahkemeye başvurma hakkını kullanabilmesi için, kamulaştırmayı yapan idare yönünden hakların kullanılmasının koşulu ve başlangıcı olarak aynı Yasanın 25.maddesinde öngörüldüğü üzere kamulaştırmanın tebligata çıkartılmış olması gerekir. Tebliğe çıkarma işlemi Kamulaştırma Yasasının 13.maddesine göre mal sahibine veya diğer ilgililere bilinen adreslerinde tebliğ edilmek üzere evrakın notere tevdii biçiminde olabileceği gibi adresin tesbit edilmediği gerekçesiyle yine aynı madde hükmü uyarınca ilana verme şeklinde de olabilir. İdarenin bu şekillerden biriyle kamulaştırma evrakını tebliğe çıkardığını gösteren belgeyi dava dilekçesine eklemesi dava hakkının doğduğunun kabulü için yeterlidir.
Eldeki dosyada dava dilekçesine, diğer kamulaştırma evrakının yanında kamulaştırma bedelinin bankaya yatırıldığını gösteren makbuzun ve Kamulaştırma Yasasının 13.maddesinin yollama yaptığı 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 28.maddesine dayanılarak, tapu kaydına göre sağ görünen malike kamulaştırmanın ilanen tebliğe çıkartıldığına dair ilan metninin eklendiği anlaşılmaktadır.Bu belgeler,kamulaştırmanın tebliğe çıkartıldığını ve dolayısıyla idarenin dava hakkının oluştuğunu göstermeye elverişli ve yeterli olup mahkemenin adres araştırılmasının yapılıp yapılmadığını, ilanen tebligatın koşullarının oluşup oluşmadığını araştırıp bunları irdelemesine gerek bulunmamaktadır.
Hal böyle iken yargılama aşamasında tapu malikinin ölü olduğunun anlaşılması üzerine mirasçılarının da davaya dahil edilmiş olmaları karşısında ve taşınmazın durumu da keşfen tespit edilmiş olduğuna göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken tebligatın yöntemine uygun olmadığı gerekçesi ile red kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir… ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 16. maddesine dayalı acele el koyma nedeni ile tescil istemine ilişkindir.
Davacı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili; Tapuda davalı adına kayıtlı 475 ada 16 parsel sayılı taşınmazın tamamen kamulaştırıldığını, tapu malikine kamulaştırma işlemi tebliğ edildiği halde idare lehine ferağ vermediğini ileri sürerek, taşınmaza acele elkonulmasında zorunluluk bulunduğundan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 16. maddesi uyarınca davacı idare adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili Kamulaştırma belgelerinin tapu maliki ve mirasçılarına usulüne uygun tebliğ edilmediğinden idare adına tescil koşullarının oluşmadığını ve kamulaştırma işleminin iptali istemiyle İdare Mahkemesinde dava açıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemenin, davanın redddine dair verdiği karar Özel dairece yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
Hemen ifade etmek gerekir ki; Davalı vekili 13.01.2003 tarihli dilekçe ile 2942 sayılı Kanunun 4650 sayılı Yasa ile değişik 7 ve 8. maddeleri uyarınca dava konusu taşınmazın satın alınması hususunda taraflar arasında anlaşmaya varıldığı, 4.6.2002 tarih ve 1208 sayılı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Encümen kararı ile taşınmazın Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına tescil edildiği ileri sürülmüştür.
Bu itibarla, mahkemece davacı vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar araştırılarak, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 24.09.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2002/5-522
K. 2002/563
T. 26.6.2002
• ACELE EL KOYMA NEDENİYLE TESCİL DAVASI ( Kamulaştırma İşlemlerinin İdari Yönden Kesinleşmiş Olması )
• KAMULAŞTIRMA İŞLEMİNİN İDARİ YÖNDEN KESİNLEŞMESİ ( Kamulaştırma Bedelinin Koşulsuz ve Kesintisiz Olarak Mal Sahibi Adına Yatırılmış Olması Nedeniyle Taşınmazın Tespiti İçin Keşif Yapılması )
• KEŞİF ( Kamulaştırma Bedelinin Koşulsuz ve Kesintisiz Olarak Mal Sahibi Adına Yatırılmış Olması Nedeniyle Taşınmazın Tespiti İçin Keşif Yapılması )
• KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN MAL SAHİBİ ADINA YATIRILMASI ( Taşınmazın Tespiti İçin Keşif Yapılarak Bilirkişi Raporu Alındıktan Sonra İdare Adına Tescile Karar Verilmesi )
2942/m.16,30
ÖZET : Kamulaştırma işlemi idari yönden kesinleşmiştir. Bu itibarla devir işleminin Kamulaştırma Kanununun 30. maddesine göre yapılması gerektiği ve kamulaştırmanın geçersiz olduğundan söz edilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan kamulaştırma bedeli koşulsuz ve kesintisiz olarak mal sahibi adına yatırılmış bulunduğundan mahallinde taşınmazın niteliğini tespit için keşif yapılıp, bilirkişi raporu alındıktan sonra taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmek gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki “acele el koyma nedeniyle tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Tokat Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 25.4.2001 gün ve 2001/46-208 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 24.9.2001 gün ve 2001/20089-17361 sayılı ilamı ile , ( … Dava, kamulaştırılan taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 16.maddesine göre tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 30. maddesine göre işlem yapılmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Kamulaştırma işlemi idari yönden kesinleşmiştir. Bu itibarla devir işleminin Kamulaştırma Kanununun 30. maddesine göre yapılması gerektiği ve kamulaştırmanın geçersiz olduğundan söz edilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan kamulaştırma bedeli koşulsuz ve kesintisiz olarak mal sahibi adına yatırılmış bulunduğundan mahallinde taşınmazın niteliğini tespit için keşif yapılıp, bilirkişi raporu alındıktan sonra taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmek gerekirken, davanın reddine karar verilmesi,doğru görülmemiştir… )gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 26.6.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.