Yargıtay Kararı – Kamulaştırmasız El Atma İcra Takibi
T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/4172
K. 2013/7505
T. 20.5.2013
KAMULAŞTIRMASIZ ELATMADAN KAYNAKLANAN İLAMA DAYALI BAŞLATILAN TAKİPTE HACİZ (6111 S.K. Geçici Md.2 Hükmünün İptal Edildiği – İptal Hükmünün 6 Ay Sonra Yürürlüğe Girecek Olmasının İptal Hükmün Uygulanmasını Engellemeyeceği/İdarenin Hesabının Haczedilebileceği)
BELEDİYENİN HACİZ KARARININ KALDIRILMASI İSTEMİ (Kamulaştırmasız Elatmadan Kaynaklanan İlama Dayalı Başlatılan Takipte Reddedileceği – 1983 Yılı Sonrasında El Atıldığı/6111 S.K. Geçici Md.2 Hükmünün İptal Edildiği Fakat Kararın Yürürlüğe Girmediği – Yürürlüğe Girmese de Uygulanacağı)
1983 YILINDAN SONRA İDARE TARAFINDAN KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA (İlama Dayalı Başlatılan Takipte Borçlu Belediyenin Haciz İşleminin İptali Talebinin Reddedileceği – İdarenin Hak Mal ve Alacaklarının Haczedilebileceği)
İPTAL HÜKMÜNÜN RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN İTİBAREN 6 AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ (Kanun Koyucuya Anayasa’ya Uygun Yeni Yasa Maddesi Hazırlanması İçin Verilmiş Süre Olup Bu Sürenin İptal Hükmünün Uygulanmasını Engellemeyeceği)
2709/m.11, 138
6111/m.Geç.2
2942/m.Geç.6
ÖZET: Şikayet eden borçlu Belediye Başkanlığı, kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan ilama dayalı başlatılan takipte, haciz işleminin yasaya aykırı olduğunu açıklayarak, haciz kararının kaldırılmasını istemiştir. 6111 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesi 01.11.2012 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiş, iptal hükmü resmi internet sitesinde yayımlanarak kamuoyunun bilgisine sunulmuştur. İptal hükmünün Resmi Gazete’de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecek olması Kanun Koyucuya Anayasa’ya uygun yeni yasa maddesi hazırlanması için verilmiş süre olup, bu süre iptal hükmünün uygulanmasını engellemeyeceğinden idarenin mal, hak ve alacakları haczedilebilir. Haciz tarihi itibariyle 6111 sayılı Yasa’nın Geçici 2. maddesi iptal edilmiş olduğundan ve alacağın doğumuna sebep olan idare eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından, kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerekir. Borçlunun bankadaki hesabına haciz konulması hukuka uygundur.
DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: Şikayet eden borçlu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan ilama dayalı başlatılan takipte 30.11.2012 tarihinde borçlunun Ziraat Bankası nezdindeki hesaplarına haciz konulduğunu, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na 5999 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 6. maddesi ve 6111 sayılı Yasa’nın Geçici 2. maddesine göre yapılan haciz işleminin yasaya aykırı olduğunu açıklayarak, haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
Mahkemece, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’ nun Geçici 6. maddesinin 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el atma işlemlerinde de uygulanacağını hükme bağlayan 6111 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesi, Anayasa Mahkemesi’nin 01.11.2012 tarihli kararı ile Anayasa’ ya aykırı bulunarak iptal edilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararı henüz yayınlanmamış olup, ancak kısa kararda 6111 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesiyle ilgili iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayınlanmasından itibaren 6 ay sonra yürürlüğe gireceği aynı kararda belirtildiğinden, somut olay açısından 6111 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesi ve 2942 sayılı Kanun’un Geçici 6. maddesi halen uygulanabilir durumda olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulüne, icra Müdürlüğünün 30.11.2012 tarihinde borçlunun Ziraat Bankası nezdinde bulunan hesapları üzerindeki haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi üzerine hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
30.06.2010 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasanın 1.maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na eklenen Geçici 6. maddesinin 1. fıkrasında; kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle açtıkları davalar sonunda tazminat almaya hak kazanmış olanlar hakkında bu madde hükümlerinin uygulanacağı, son fıkrasında ise bu madde uyarınca ödenecek olan tazminatın tahsili sebebiyle idarelerin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceği düzenlenmiş olup, 13.02.2011 tarih ve 6111 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6. maddesi hükmünün 04.11.1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemlerine de uygulanacağı düzenlenmiştir.
Ne var ki; 6111 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesi 01.11.2012 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiş, iptal hükmü resmi internet sitesinde yayımlanarak kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.
Anayasa’nın 11. maddesinde, Anayasa’nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesi düzenlenmiş, 138. maddesi ise hakimlere herşeyden önce Anayasa’ya uygun olarak hüküm verme yetkisi tanımıştır, Anayasa’nın 11. ve 138. Maddeleri, hakime Anayasa’ya aykırılığı saptanmış, yasa hükmünü iptal kararı yürürlüğe girmemiş olsa bile uygulamama yetkisini hatta yükümlülüğünü vermektedir. Zira iptal edilen hükmün uygulanması, hak arama hürriyetinin içini boşaltma anlamına gelecek ve Hukuk Devleti ilkesi ihlal edilmiş olacaktır.
Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi ve Danıştay’ın iptal kararının yürürlüğe girmemiş olması halinde dahi Anayasa’ya aykırılığı saptanmış yasa hükümlerinin uygulanamayacağına işaret eden kararları vardır.
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını duyurması, iptal edilen yasanın uygulanmasını durdurucu bir tedbir niteliğine bürünmektedir. Karar gerekçelerinin yazımı ve yayımlanmasının uzun süre alması karşısında hiç olmazsa iptal kararının duyurulması, Anayasa’ya aykırı yasa hükmünün uygulanmasını engelleyecektir. ( Turan Yıldırım Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İd. Huk. Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi-Amme İdaresi Dergisi, cilt:26 )
İptal hükmünün Resmi Gazete’de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecek olması Kanun Koyucuya Anayasa’ya uygun yeni yasa maddesi hazırlanması için verilmiş süre olup, bu süre iptal hükmünün uygulanmasını engellemeyeceğinden idarenin mal, hak ve alacakları haczedilebilir.
Somut olayda; borçlunun hesabına 30.11.2012 tarihinde haciz konulmuştur. Haciz tarihi itibariyle 6111 sayılı Yasa’nın Geçici 2. maddesi iptal edilmiş olduğundan ve halen yürürlükte olan 5999 sayılı Kanun’un Geçici 6. maddesine göre alacağın doğumuna sebep olan idare eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından, kamulaştırmasız el atmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda borçlunun Ziraat Bankası’ndaki hesabına haciz konulması hukuka uygundur. Mahkemece şikayetin reddi yerine, yazılı gerekçelerle kabulüne ve haczin kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme hükmünün yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HMK’nun Geçici 3 maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 388/4. ( HMK m.297/ç ) ve İİK’nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.