Adres Değişikliği Hakkında Yargıtay Kararları
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2010/6-140
K. 2010/194
T. 31.3.2010
KİRA ALACAĞININ TAHSİLİ ( Davalı Muhatabın Adres Değişikliğini Kaza Mercilerine Bildirmediğine Bundan Sonra Aynı Adrese 35. Maddeye Göre Yapılacak Tebligatlar Usulüne Uygun Yapılmış Kabul Edileceği )
TEBLİGAT ( Kira Alacağının Tahsili – Davalı Muhatabın Adres Değişikliğini Kaza Mercilerine Bildirmediğine Bundan Sonra Aynı Adrese 35. Maddeye Göre Yapılacak Tebligatlar Usulüne Uygun Yapılmış Kabul Edileceği )
ADRES DEĞİŞİKLİĞİ ( Davalı Muhatabın Adres Değişikliğini Kaza Mercilerine Bildirmediğine Bundan Sonra Aynı Adrese 35. Maddeye Göre Yapılacak Tebligatlar Usulüne Uygun Yapılmış Kabul Edileceği )
TARAF TEŞKİLİ ( Dava Dilekçesinin Davalıya Yöntemine Uygun Olarak Tebliğ Edilip Davada Taraf Teşkilinin Usulüne Uygun Olarak Sağlandığı Anlaşıldığına Göre Usul ve Yasaya Uygun Olan Direnme Kararının Yerinde Olduğu )
7201/m.12,13,35
ÖZET: Dava kira sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağı ve elektrik bedelinin tahsiline ilişkindir. Davalı muhatabın adres değişikliğini kaza mercilerine bildirmediğine göre, yine 35. maddenin birinci fıkrasında açıkça belirtildiği üzere bundan sonra aynı adrese 35. maddeye göre yapılacak tebligatlar usulüne uygun yapılmış kabul edilecektir. Bu hal gözetildiğinde de görülmekte olan davada davalıya 35. maddeye göre yapılan tebligatın geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir.
Dava dilekçesinin davalıya yöntemine uygun olarak tebliğ edilip, davada taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlandığı anlaşıldığına göre usul ve yasaya uygun olan direnme kararı yerindedir.
DAVA: Taraflar arasındaki “Kati teminat farkı, elektrik tüketim ve kira bedelleri ile KDV alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 08.11.2007 gün ve 2006/389 E., 2007/454 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 24.03.2008 gün ve 2008/1090-3508 sayılı ilamı ile;
( … Dava kira sözleşmesinden kaynaklanan kira alacağı ve elektrik bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirketin Ulaştırma Bakanlığı hizmet binası altındaki tüketim mallan satış yerini 09.01.2004 başlangıç tarihli ve 3 yıllık olarak kiraladığını, davalının 2 yıl için ödemesi gereken kati teminat farkını, KDV bedelini elektrik bedelini ve kira bedelini ödemediğinden toplam 9.127.40. YTL borcu bulunduğunu, davalının haricen 3.000.00. YTL yatırdığını belirterek 9.127.40. YTL’ye 09.01.2005 tarihinden itibaren işletilecek gecikme zammı ve yasal faiziyle birlikte tesbit olunacak rakamdan ödenen 3.000.00. YTL’nin mahsubu ile kalan miktarın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini istemiştir. Davalı duruşmalara katılmamıştır.
Tebligat Yasası’nın 12 ve 13. Tebligat Tüzüğü’nün 17 ve 18. maddeleri tüzel kişilere yapılacak tebligat hususunu düzenlemiş olup, anılan madde hükümlerine göre tebligatın tüzel kişinin selahiyetli mümessillerine yapılması, tebligat yapılacak kimselerin herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğin tüzel kişinin o yerdeki memur ve müstahdemlerinden birine yapılması gerekir.
Davada dayanılan ve hükme esas alınan 09.01.2004 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli sözleşmede kiracı A…..Hipermarket İnşaat Turizm Emlak Taahhüt Sanayi Ticaret Limitet Şirketi bulunmaktadır. Şirkete tebligatın nasıl yapılacağı yukarda açıklandığı gibi Tebligat Kanunu’nun 12-13 ve Tüzüğün 17 ve 18. maddelerinde hükme bağlanmıştır. Davalı şirkete dava dilekçesinde yazılı adresine dava dilekçesi ve duruşma günü bildirir davetiyenin “muhatap gösterilen adresten taşınmıştır aynı adreste Zühal’in imzasız beyanından anlaşıldı” şerhiyle iade edilmesi üzerine tebligat Ankara Ticaret Odası Ticaret Sicil Memurluğu’nun 07.03.2007 tarih ve 170091/08405 sayılı yazısında belirtilen adresinin dava dilekçesinde gösterilen adres ile aynı olması nedeniyle bu adrese duruşma gün ve dava dilekçesi Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de olayda Tebligat Yasası’nın 35. maddesinin uygulama olanağı bulunmamaktadır. Şirket adresi Ticaret Sicilinde kayıtlı adres olup şirketin kayıtlı bulunduğu Ticaret Sicilinden adresi sorulup belirlenerek bu adrese tebligatın yapılması, yöntemine uygun şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında hüküm kurulması gerekir… ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR: Dava, kati teminat farkı, elektrik tüketim ve kira bedelleri ile KDV alacağı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Yüksek özel dairece yukarıya metni aynen alınan gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece, dava dilekçesinin, davalı şirketin dava dilekçesinde gösterilen “Ulaştırma Bakanlığı Y… Ankara” adresine tebliğe çıkarıldığı ve evrakın davalıya tebliğ edilemeden iade edildiği; Ankara Ticaret Odası Ticaret Sicil Memurluğu’nun 07.03.2007 tarihli yazısı ile davalının adresinin dava dilekçesinde de belirtilen ve tebligat yapılamayan adres olarak bildirilmesi üzerine, dava dilekçesinin yine bu adrese Tebligat Yasası’nın 35. maddesine göre tebliğ edilerek yargılamaya devam olunup karar verildiği, olayda anılan maddenin uygulama şartları gerçekleştiğinden önceki kararda direnilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Bozma ve direnme kararlarının içerikleri itibariyle. Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı şirkete dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini bildiren davetiyenin Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği; bu arada varılacak sonuca göre, yargılamada yöntemine uygun olarak taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Öncelikle, konuya ilişkin yasal düzenlemeler üzerinde durulmalıdır;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 19.03.2003 gün ve 4829 Sayılı Kanun’un 11. maddesi ile değişik “Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti” başlıklı 35. maddesinde;
“Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
( Değişik fıkra: 19/03/2003-4829 S.K./11. md. ) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi, tebliğ tarihi sayılır.
( Değişik fıkra: 19/03/2003-4829 S.K./l 1. md. ) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
( Ek fıkra: 06/06/1985-3220/12. md. ) Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, taraflar arasında yapılan, imzası resmi merciler önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen adresler ile kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, ticaret sicillerine ve esnaf ve sanatkarlar sicillerine verilen en son adreslerdeki değişiklikler hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.”
Hükmü yer almaktadır.
Madde metninde geçen ‘kaza mercii’nden ne anlaşılması gerektiği, “Kazai Tebligat” başlıklı, Tebligat Kanunu’nun 2. Babının 1. Faslından çıkartılmaktadır. Bu fasılda adli, idari ve askeri kaza mercilerince yapılacak tebliğlerde uygulanacak özel hükümler içermektedir ( Teb.K. m. 34/1 ).
Kazai mercilerin yapacakları tebligat, Tebligat Kanunu’nun “Umumi Hükümler” başlığını taşıyan Birinci Babının genel hükümlerine ( Teb.K. m. 1-33 ) tabi olduğu gibi, sadece kazai merciler tarafından yapılan tebligatlarda uygulanmak üzere vaz edilen özel hükümlere ( Teb.K. m. 34-44 ) de tabi kılınmıştır.
Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi hem kazai tebliğler ve hem de icra tebliğleri bakımından uygulanabilen bir hükümdür.
Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi yargılama sırasında taraflardan birinin adresini değiştirmiş olması halinde, bundan sonraki kazai tebliğlerin nasıl yapılacağını düzenlemektedir. Kazai tebliğler bakımından 35. maddenin uygulanabilmesi için, taraflardan birinin o dava ile ilgili olarak kendisine tebliğin yapıldığı adresini daha sonra değiştirmiş olması gerekir.
Eğer, taraflardan birine bir dava ile ilgili olarak ilk defa tebliğ yapılacak ise, muhatabın, adresini tebliğden önce değiştirmiş olması halinde 35. madde kural olarak uygulanmaz. Bu kuralın istisnası aynı maddenin son fıkrasında yer almaktadır.
Dava sırasında değiştirilen adresin kazai mercie hemen bildirilmesi halinde, bundan sonraki tebliğler muhatabın bildirdiği yeni adresine yapılır ( Teb.K. m. 35/1 ).
Tebliğin yapılmasından sonra adresini değiştirdiği halde, yeni adresini tebliği çıkaran kazai mercie bildirmemiş olan muhatabın yeni adresi tebliğ memurunca da tespit edilemediği taktirde, tebliğ 35. maddenin 2. ve 3. fıkraları uyarınca yapılır. Tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi, tebliğ tarihi sayılır. Tebliğe bağlanan hukuki sonuçlar da bu tarihten itibaren doğar. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
Aynı maddenin son fıkrasında, adresini değiştiren muhataba kazai merci tarafından daha önce bir tebliğ yapılmamış olsa bile, yeni tebliğlerin 2. ve 3. fıkraya göre yapılacağını istinaen kabul etmiştir. Bu halde, muhatabın daha önce tebliğ yapılan adresinin değiştirilmesi değil, değiştirildiği için tebliğ yapılamayıp, tebliğ evrakının iade edilmesine yol açan adres sebebiyle 2. ve 3. fıkranın uygulanması söz konusudur ( Doç. Dr. Timuçin Musul, Tebligat Hukuku, 2. Bası, İstanbul 2008, syf. 108-113 ).
Hemen belirtmelidir ki, tebligat ile ilgili yasa ve tüzük hükümleri tamamen şeklidir. Değinilen işlemler, bilgilendirme yanında belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemi olmakla, gerek tebliğ işlemi ve gerekse tebliğ tarihi ancak yasa ve tüzükte emredilen şekillerle tevsik ve dolayısıyla ispat olunabilir. Bu sebeple tebligatın usul yasaları ile ilişkisi de daima göz önünde tutulmalıdır.
Kanun ve tüzüğün amacı tebligatın muhatabına en kısa zamanda ulaşması, konusu ile ilgili olan kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususların belgeye bağlanmasıdır. Hal böyle olunca, yasa ve tüzük hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur. Tebligat Kanunu ile tüzüğünde öngörülen şekilde işlem yapılmış olmadıkça tebliğ memuru tarafından yapılan yazılı beyan onun mücerret sözünden ibaret kalır ve dolayısıyla belgelendirilmiş sayılmaz. Nitekim, kanunun ve tüzüğün belirlediği şekilde yapılmamış ve belgelendirilmemiş olan tebligatların geçerli olmayacağı yerleşik yargısal içtihatlarda da açıkça vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; davacı ile davalı arasında düzenlenen 09.01.2004 tanzim tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi ile “Ulaştırma Bakanlığı Hizmet Binası Dahilinde Bulunan Satış Yeri’nin işletmesi davalı şirkete verilmiş ve sözleşmede davalının adres kısmına “Ulaştırma Bakanlığı ….” yazılmıştır.
Görülmekte olan davanın açılması üzerine mahkemece, dava dilekçesinde ve kira sözleşmesinde davalının adresi olarak gösterilen “Ulaştırma Bakanlığı …” adresine içerisinde dava dilekçesi bulunan, duruşma gün ve saatini bildiren davetiye tebliğe çıkartılmış, ancak davalı şirketin belirtilen adresten taşındığı, evrakın tebliğ edilemediği açıklaması ile tebligat evrakı mahkemeye iade edilmiştir.
Bunun üzerine mahkemece, 29.11.2006 tarihli yazı ile davalının adresinin tespiti için Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne ve Ankara Ticaret Sicil Memurluğu’na yazı yazılmış, emniyet müdürlüğünden gelen cevabi yazıda belirtilen adresten davalı şirketin taşındığı adresin boş olduğu bildirilmiştir. Ankara Ticaret Odası Antetli Ticaret Sicil Memurluğu’nun 07.03.2007 gün ve 170091/08405 sayılı yazıda ise davalının kuruma bildirdiği adresin, kira sözleşmesi ile dava dilekçesinde belirtilen ve daha önceden dava dilekçesinin tebliğ edilemeyip mahkemeye iade edilen adres ile aynı adres olduğu anlaşılmıştır. Bunun üzerine, bu adrese içerisinde dava dilekçesi bulunan duruşma gün ve saatini bildiren davetiye Tebligat Kanunu’nun 35. maddesindeki muameleler yerine getirilmek suretiyle tebliğ edilmiştir.
Aslında tebligat evrakındaki muamelelerin Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine uygun olarak yapıldığı noktasında yerel mahkeme ile yüksek özel daire arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, Ankara Ticaret Odası Ticaret Sicil Memurluğu tarafından bildirilen adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre dava dilekçesinin tebliğ edilip edilemeyeceği noktasındadır.
Yukarıda metni verilen 35. maddenin son fıkrasında açıkça “kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, ticaret sicillerine ve esnaf ve sanatkarlar sicillerine verilen en son adreslerdeki değişiklikler hakkında da bu madde hükmü uygulanır” denilmiş, dava dilekçesinin “Ticaret Sicil Memurluğu’nun” 07.03.2007 tarihli yazısında belirttiği adreste 35. maddeye göre tebliğ edilmiş olmasına göre, artık burada içerisinde dava dilekçesi bulunan, duruşma gün ve saatini bildiren davetiyenin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinin kabulü duraksamadan uzaktır.
Bununla birlikte, davacı vekilinin 28.11.2006 tarihli delil listesinde dayandığı, dosya içerisinde bulunan ve taraflar arasında görülen Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12.05.2005 gün ve 2005/18-221 sayılı dava dosyasında da davalıya dava dilekçesi yukarıda yazılan Ankara Ticaret Odası Ticaret Sicil Memurluğu’nun bildirdiği adreste tebliğ edilmiş, bu davada davalı duruşmalara katılmıştır. Davalı muhatabın adres değişikliğini kaza mercilerine bildirmediğine göre, yine 35. maddenin birinci fıkrasında açıkça belirtildiği üzere bundan sonra aynı adrese 35. maddeye göre yapılacak tebligatlar usulüne uygun yapılmış kabul edilecektir. Bu hal gözetildiğinde de görülmekte olan davada davalıya 35. maddeye göre yapılan tebligatın geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında; dava dilekçesinin davalıya yöntemine uygun olarak tebliğ edilip, davada taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlandığı anlaşıldığına göre usul ve yasaya uygun olan direnme kararı yerindedir.
Ne var ki, özel dairece işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmemiştir.
Bu hususlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya özel dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararı uygun olup, işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 6. HUKUK DAİRESİ’NE gönderilmesine, 31.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/22366
K. 2010/3906
T. 23.2.2010
KAMU BANKASI ( T. Halk Bankası AŞ.’ne Bildirilen Kredi Sözleşmesindeki Borçlu Adresine Gönderilen Tebligat Muhatap İsmen Tanınmadığından Bahisle İade Edildiği – Adres Değişikliğinin Bildirilmesinin Zorunlu Olduğu )
TEBLİGAT ( Adres Değişikliğinin Bildirilmesi Zorunlu Olduğundan Adres Bildirilmediği Takdirde Tebligat Kanunun 35. Md.nin 2. Fıkrası Gereğince Tebliğ İşleminin Yapılacağı Öngörüldüğünden Aynı Adreste Borçluya Tebligat Kanunun 35. Md.sine Göre Tebliğ İşlemi Yapılabileceği )
ADRES DEĞİŞİKLİĞİ ( Bildirilmesi Zorunlu Olduğundan Adres Bildirilmediği Takdirde Tebligat Kanunun 35. Md.nin 2. Fıkrası Gereğince Tebliğ İşleminin Yapılacağı Öngörüldüğünden Aynı Adreste Borçluya Tebligat Kanunun 35. Md.sine Göre Tebliğ İşlemi Yapılabileceği )
7201/m.35
ÖZET: Kamu bankası olması sebebiyle kamu kuruluşu niteliğinde olan T. Halk Bankası AŞ.’ne bildirilen kredi sözleşmesindeki borçlu adresine gönderilen tebligat muhatap ismen tanınmadığından bahisle iade edildiğinden ve Tebligat Kanunun 35/1. maddesine göre adres değişikliğinin bildirilmesi zorunlu olduğundan adres bildirilmediği takdirde aynı maddenin 2. fıkrası gereğince tebliğ işleminin yapılacağı öngörüldüğünden aynı adreste borçluya Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebliğ işlemi yapılabilir.
DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: Borçlunun kredi sözleşmesinde yazılı adresine çıkartılan ödeme emri, bila tebliğ iade olunmuştur. 7201 Sayılı Tebligat Kanunun 35/son maddesi hükmüne göre ( … kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına ve ticaret sicillerine… ) bildirilen adreslere gönderilen tebliğ işlemlerinin yapılmaması halinde, değiştirilen adres bu yerlere bildirilmediği takdirde muhataba doğrudan 35. madde uygulanarak tebligat yapılabilir. Bir başka deyişle daha önce aynı adrese yöntemince tebligat yapılması koşulu aranmaz.
Somut olayda kamu bankası olması sebebiyle kamu kuruluşu niteliğinde olan T. Halk Bankası AŞ.’ne bildirilen kredi sözleşmesindeki borçlu adresine gönderilen tebligat muhatap ismen tanınmadığından bahisle iade edildiğinden ve Tebligat Kanunun 35/1. maddesine göre adres değişikliğinin bildirilmesi zorunlu olduğundan adres bildirilmediği takdirde aynı maddenin 2. fıkrası gereğince tebliğ işleminin yapılacağı öngörüldüğünden aynı adreste borçluya Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebliğ işlemi yapılabilir ( HGK’nun 5.7.2006 tarih ve 2006/12-378 Esas ). Tebligat Kanunu’nun 35/2 maddesinde de adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi, tebliğ tarihi sayılacağı hüküm altına alınmış olup bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda başka bir şekil şartı öngörülmediğinden borçluya yapılan ödeme emri tebligatı usulüne uygun olup komşudan muhatabın sorulup iadeye karar verilmesi, üstünün çizilerek tebliğ edilmesi hali yapılan tebligatın geçerliliğine etkisi bulunmamaktadır. Bu sebeple usulsüz tebligata ilişkin şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K.366 ve H.U.M.K.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 23.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/20640
K. 2011/947
T. 17.2.2011
TEBLİGAT (Satış İlanının Alacaklı Bankaca Genel Kredi Sözleşmesindeki Adrese Gönderilip Bila Tebliğ Dönmesi – Vergi Dairesinden Bildirilen Aynı Adrese 7201 SK. Md. 35’e Göre Yapılmasının Yasaya Uygun Olduğu)
ADRES DEĞİŞİKLİĞİNİN BİLDİRİLMEMESİ (Vergi Dairesinden Bildirilen Aynı Adrese 7201 SK. Md. 35’e Göre Yapılmasının Yasaya Uygun Olduğu – Satış İlanının Alacaklı Bankaca Genel Kredi Sözleşmesindeki Adrese Gönderilip Bila Tebliğ Dönmesi)
SATIŞ İLANININ BİLA TEBLİĞ DÖNMESİ (Alacaklı Bankaca Genel Kredi Sözleşmesindeki Adrese Gönderilen – Vergi Dairesinden Bildirilen Aynı Adrese 7201 SK. Md. 35’e Göre Yapılmasının Yasaya Uygun Olduğu)
7201/m. 35
ÖZET: Şikayetçi borçlulara, satış ilanı tebliği, alacaklı Bankaca düzenlenen genel kredi sözleşmesindeki adreslerine gönderilmiş ve tebligatın bila tebliğ dönmesini müteakip aynı adrese 7201 Sayılı Kanun’un 35. maddesine göre yapılmıştır. Tebliğ yapılan bu adres vergi dairesinden bildirilen adresle aynı adres olup, anılan yasa maddesine uygundur.
DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: Şikayetçi borçlulara, satış ilanı tebliği, alacaklı Vakıflar Bankası’nca düzenlenen genel kredi sözleşmesindeki adreslerine gönderilmiş ve tebligatın bila tebliğ dönmesini müteakip aynı adrese 7201 Sayılı Kanun’un 35. maddesine göre yapılmıştır. Tebliğ yapılan bu adres vergi dairesinden bildirilen adresle aynı adres olup, Tebligat Kanunu’nun 35/son maddesindeki (kamu kurum ve kuruluşlarına ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına) yapılan tebliğ niteliğinde olduğundan, anılan yasa maddesine uygundur. Yapılan ihalede başkaca bir usulsüzlük de tespit edilemediğine göre şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulüne dair hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/2372
K. 2010/5197
T. 1.11.2010
TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Daha Evvel Davalının Belirlenen Adresine ya da Kendisine Usulüne Uygun Biçimde Tebliğ Yapılmaksızın Kanunun 35. Md. Hükmü Uyarınca Yapılan Tebliğ Geçerli Olmadığı )
TEBLİGAT ( Tapu İptali ve Tescil – Daha Evvel Davalının Belirlenen Adresine ya da Kendisine Usulüne Uygun Biçimde Tebliğ Yapılmaksızın 35. Md. Hükmü Uyarınca Yapılan Tebliğ Geçerli Olmadığı )
ADRES DEĞİŞTİRME ( Kendisine veya Adresine Kanunun Gösterdiği Usullere Göre Tebliğ Yapılmış Kimse Adresini Değiştirirse Yenisini Hemen Tebliği Yaptırmış Olan Kaza Merciine Bildirmeye Mecbur Olduğu – Bundan Sonraki Tebliğler Bildirilen Yeni Adrese Yapılacağı )
7201/m.21,35
Tebligat Tüzüğü/m.55
ÖZET: 7201 sayılı Tebligat Kanunun 35 ve Tebligat Tüzüğünün 55. maddesine göre “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.” Açıklanan hüküm karşısında, daha evvel davalının belirlenen adresine ya da kendisine usulüne uygun biçimde tebliğ yapılmaksızın, belirtilen Kanunun 35. maddesi hükmü uyarınca yapılan tebliğ geçerli değildir.
DAVA: F. D. ve müşterekleri ile A. R. D. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Körfez Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.01.2010 gün ve 162/35 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR: Davacılar vekili, mirasen intikal ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetliğe dayanarak 101 ada 359 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından açılan davaya ilişkin dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebliğ evrakı davalı A. R. D.’un bildirilen adresine tebliğe çıkarılmış, tanınmadığı açıklanmak suretiyle iade edilmiştir. Ardından 7201 sayılı Tebligat Kanunun 21. maddesi uyarınca tebliğ yapılmak istenilmiş ne var ki mahkemece, anılan madde ve Tebligat Tüzüğünde aranılan koşulları taşımadığı bu nedenle tebliğin geçerli bulunmadığı gerekçesiyle yeniden, tanınmadığı bildirilen adresinde aynı Kanunun 35. maddesi hükmü gereğince tebliğ edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunun 35 ve Tebligat Tüzüğünün 55. maddesine göre “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.” Açıklanan hüküm karşısında, daha evvel davalının belirlenen adresine ya da kendisine usulüne uygun biçimde tebliğ yapılmaksızın, belirtilen Kanunun 35. maddesi hükmü uyarınca yapılan tebliğ geçerli değildir.
T.C. Anayasasının 36. maddesine göre herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı önünde davacı ve davalı olarak iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. HUMK.nun 73. maddesi gereğince, “Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez. Bu hükme mutlaka uyma zorunluluğu vardır. Açıklanan nedenlerle, davalıya usulüne uygun biçimde dava dilekçesi ve duruşma gününün bildirilmesi, yargılamaya geldiği takdirde savunma ve delillerinin sorularak tesbiti ile toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesiyle varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA ve 111,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 01.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/5582
K. 2012/8382
T. 5.6.2012
KİRALANANIN TAHLİYESİ İSTEMİ ( Tebligat Mazbatasındaki Adreslerin “Adres Kayıt Sistemi”nde Gösterilen Adres ile Aynı Olup Olmadığının Belirtilmediği – Davalının Adreste Bulunmama Sebebi Görevli Memurca Araştırılmadığından Usule Uyulmadığı – Tebligat Usulsüz Olup Geçersiz Olduğu )
USULSÜZ TEBLİGAT ( Tebligat Mazbatasındaki Adreslerin “Adres Kayıt Sistemi”nde Gösterilen Adres ile Aynı Olup Olmadığı Belirtilmediği/Davalının Adreste Bulunmama Sebebi Görevli Memurca Araştırılmadığından Usule Uyulmadığı – Kiralananın Tahliyesi İstemi )
ADRES KAYIT SİSTEMİ ( Kiralananın Tahliyesi Talebi – Tebligat Mazbatasındaki Adreslerin “Adres Kayıt Sistemi”nde Gösterilen Adres ile Aynı Olup Olmadığının Belirtilmediği/Tebligat Usulsüz Olup Geçersiz Olduğu )
TAHLİYE İSTEMİ ( Tebligat Mazbatasındaki Adreslerin “Adres Kayıt Sistemi”nde Gösterilen Adres ile Aynı Olup Olmadığının Belirtilmediği – Davalının Adreste Bulunmama Sebebi Görevli Memurca Araştırılmadığından Usule Uyulmadığı/Tebligat Usulsüz Olup Geçersiz Olduğu )
7201/m.10,21
ÖZET: Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Olayımızda; davalıya duruşma gününü bildirir dava dilekçesi ekli tebligatı Tebligat Kanununun 21.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, tebligat mazbatasındaki adreslerin “adres kayıt sistemi”nde gösterilen adres ile aynı olup olmadığı belirtilmemiştir. Bu durumda tebliğ işleminin Tebligat Yasasının değişik 21/2. maddesinde belirtilen usule uygun olduğu düşünülemez. Öte yandan davalının adreste bulunmama sebebi de görevli memurca araştırılmadığından Tebligat Kanununun 21/1. maddesinde belirtilen usule de uyulmamıştır. Bu nedenle yapılan tebligatlar usulsüz olup, geçersizdir.
DAVA : İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Tebligat Kanununun 10.maddesine göre tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Tebligat Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yapılan değişiklikle birlikte 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda kabul edilen “adres kayıt sistemi”ndeki adreslerin tebligat işlemleri bakımından esas alınabileceği benimsenmiştir. Tebligat Kanununun 6099 sayılı yasa ile değişik 10.maddesinde, Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen son adresi olarak kabul edilerek tebligatın buraya yapılacağı hükmüne yer verilmiştir. 10. Maddede yapılan değişiklik ile bilinen en son adrese tebligat yapılması usulü terk edilmemekle birlikte, tebliğ işleminin bu adrese yöntemine uygun bir şekilde yapılamaması durumunda “adres kayıt sistemindeki adres”in esas alınacağı, başka hiçbir araştırma yapılmadan tebligatın o adrese yapılacağı usulü benimsenmiştir.
Muhatabın adreste bulunmaması veya bulunduğu halde tebellüğden imtina etmesi halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiği, Tebligat Kanununun 20-21 ve Tüzüğün 28.maddesinde açıklanmıştır. Buna göre muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazıp imzalaması gerekir.
Tebligat Kanununun 21.maddesine birinci fıkradan sonra 6099 Sayılı Kanunla eklenen fıkra hükmünde gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli ayrılmış olsa dahi tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtar veya memurlarına teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştıracağı, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı düzenlenmiştir. Ne var ki tebliğ işleminin Tebligat Kanununun değişik 21/2. maddesinde belirtilen bu usule uygun olup olmadığının denetlenmesi bakımından tebliğ mazbatasındaki adresin adres kayıt sisteminde belirtilen adres ile aynı olup olmadığının tebligat memurunca tebliğ zarfına yazılması zorunludur.
Olayımızda; davalı S. B.’a duruşma gününü bildirir dava dilekçesi ekli tebligatı Tebligat Kanununun 21.maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, tebligat mazbatasındaki adreslerin “adres kayıt sistemi”nde gösterilen adres ile aynı olup olmadığı belirtilmemiştir. Bu durumda tebliğ işleminin Tebligat Yasasının değişik 21/2. maddesinde belirtilen usule uygun olduğu düşünülemez. Öte yandan davalının adreste bulunmama sebebi de görevli memurca araştırılmadığından Tebligat Kanununun 21/1. maddesinde belirtilen usule de uyulmamıştır. Bu nedenle yapılan tebligatlar usulsüz olup, geçersizdir. Bu durumda mahkemce davalıya dava dilekçesi ekli ve duruşma gününü bildirir usulüne uygun tebligat yapıldıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/7290
K. 2012/10144
T. 5.7.2012
ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ ( Olağan Yoldan Tebliğ İşlemi Yapılıp Taraf Teşkili Sağlanmadan Davalının Adres Kayıt Sistemindeki Adresine Doğrudan Tebligat Kanununun 35. Maddesi Uyarınca Tebliğ İşlemi Yapılamayacağı )
TARAF TEŞKİLİ ( Ortaklığın Giderilmesi – Mahkemece Tespit Edilen Mernis Adresine Öncelikle Olağan Yoldan Tebliğ İşleminin Yapılması Gerektiği )
ADRES KAYIT SİSTEMİ ( Ortaklığın Giderilmesi – Mahkemece Tespit Edilen Mernis Adresine Öncelikle Olağan Yoldan Tebliğ İşlemi Yapılıp Taraf Teşkilinin Sağlanması Gerektiği )
USULSÜZ TEBLİGAT ( Ortaklığın Giderilmesi – Olağan Yoldan Tebliğ İşlemi Yapılıp Taraf Teşkili Sağlanmadan Davalının Adres Kayıt Sistemindeki Adresine Doğrudan Tebligat Kanununun 35. Maddesi Uyarınca Tebliğ İşlemi Yapılamayacağı)
6100/m.27
7201/m.21/2,35
ÖZET: Dava, bir adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece tespit edilen mernis adresine öncelikle Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesi gözetilmek suretiyle olağan yoldan dava dilekçesi ve duruşma gününe ilişkin tebliğ işlemi yapılıp taraf teşkilinin sağlanması gerekirken davalının adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca tebliğ işlemi yapılması usul ve yasaya aykırıdır.
DAVA: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: Dava, bir adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar H. Y., H. Ş. ve M. K. tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın ( ortaklığın ) giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar ( ortaklar ) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın ( ortaklığın ) giderilmesi davasını paydaşlardan ( ortaklardan ) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara ( ortaklara ) karşı açar. HMK.’nun 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasının 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur. Bu itibarla, paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Olayımızda dava dilekçesi ve duruşma gününe ilişkin tebligat davalı M. G.’a tebliğ edilmemiş, bunun üzerine davalının adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca tebliğ edilmiştir. 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun ile adres kayıt sistemi esas alınarak 7201 sayılı Tebligat Kanununda bazı değişiklikler yapılmıştır. 6099 sayılı Yasanın 9. maddesi ile değiştirilen 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/2. fıkrası uyarınca “adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır, asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır”. Bu düzenleme uyarınca davalı M. G.’ın mahkemece tespit edilen mernis adresine öncelikle Tebligat Kanunu’nun değişik 21/2 maddesi hükmüde gözetilmek suretiyle olağan yoldan tebliğ işlemi yapılıp taraf teşkilinin sağlanması gerekirken davalının adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca tebliğ işlemi yapılması usul ve yasaya aykırı olup hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.na 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, temyiz nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/6419
K. 2011/11215
T. 19.10.2011
TAHLİYE İSTEMİ ( Adres Kayıt Sisteminde Adresleri Tespit Edilebilen Taraflara 35. Maddeye Göre Tebligat Yapılmasının Yerinde Olmadığı – Kimlik Bilgilerine Göre Adres Kayıt Sistemindeki Son Adresi Tespit Edilerek Tespit Edilen Adresine Tebligat Yapılacağı )
TEBLİGAT ( Tahliye İstemi – Kayıtlı Adres Tespiti Halinde Bu Adrese Tespit Edilememesi Halinde Ödeme Emrinin Tebliğ Edildiği Bilinen En Son Adrese Tebliğ Yapılarak Taraf Teşkilinin Sağlanması Gerektiği )
ADRESİ TESPİT EDİLEBİLENLERE TEBLİGAT (35. Maddeye Göre Tebligat Yapılmasının Yerinde Olmadığı/Kimlik Bilgilerine Göre Adres Kayıt Sistemindeki Son Adresi Tespit Edilerek Tespit Edilen Adresine Tebligat Yapılacağı – Tahliye İstemi)
ADRES KAYIT SİSTEMİ ( Tahliye İstemi – Adresleri Tespit Edilebilen Taraflara 35. Maddeye Göre Tebligat Yapılmasının Yerinde Olmadığı/Kimlik Bilgilerine Göre Adres Kayıt Sistemindeki Son Adresi Tespit Edilerek Tespit Edilen Adresine Tebligat Yapılacağı )
SON ADRESE TEBLİĞ ( Kayıtlı Adres Tespiti Halinde Bu Adrese Tespit Edilememesi Halinde Ödeme Emrinin Tebliğ Edildiği Bilinen En Son Adrese Tebliğ Yapılarak Taraf Teşkilinin Sağlanması Gerektiği – Tahliye İstemi )
7201/m.10,21,35/2
ÖZET: Dava, kiralananın tahliyesine ilişkindir. Adres kayıt sisteminde adresleri tespit edilebilen taraflara Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebligat yapılması yerinde değildir. Kimlik bilgilerine göre adres kayıt sistemindeki son adresi tespit edilerek, tespit edilen adresine tebligat yapılması gerekir. Kayıtlı adresi olmayanlara ise bilinen en son adresinde 35. maddeye göre tebliğ yapılır. Mahkemece hüküm tarihinden sonra 1.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren bu yeni düzenleme de gözetilerek kayıtlı adres tespiti halinde bu adrese, tespit edilememesi halinde ödeme emrinin tebliğ edildiği bilinen en son adrese tebliğ yapılarak taraf teşkilinin sağlanması gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi usûl ve yasaya aykırıdır.
DAVA: İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarda tarih ve numarası yazılı karar, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR: Davacı vekili tarafından davalı hakkında kira alacağı sebebiyle tahliye istekli olarak başlatılan icra takibinin kesinleşmesi üzerine, icra mahkemesine başvurarak kiralananın tahliyesini istemiştir. Mahkemece, davalıya çıkartılan davetiyenin iade olunması üzerine davalının adresinin araştırılmasına karar verilerek gerekli masrafı yatırması için davacı vekiline kesin süre verilmiş, süresinde masraf yatırılmadığından kesin süre sebebiyle istemin reddedilmesi üzerine karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davalıya çıkarılan tebligat, “imzadan imtina eden B. T.’dan soruldu, tanınmadı, muhatabın muhtarda kaydı yok” şerhi ile 18.6.2010 tarihinde iade edilmiştir. Oysa ödeme emri 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmiştir. Bu durumda tebligat yapılan adresin 7201 sayılı kanunun 35. maddesinin o tarihteki uygulamasında “bilinen en son adres” niteliğinde olduğunun kabulüyle dava dilekçesi ve duruşma gününün bu adrese 7201 sayılı kanunun 35. maddesine göre tebliğİ gerekir. Adres araştırması için kesin süre verilmesi ve kesin süreye riayet edilmediğinden davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan, hüküm tarihinden sonra, 7201 Sayılı Tebligat Kanunun’da 6099 Sayılı Yasayla değişikliğe gidilmiştir. 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle, Tebligat Kanununun 10. maddesi “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. ( Ek fıkra: 11.1.2011 – 6099 S.K./3.mad. ) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmünü tk, nun 21/2. maddesi ( Ek fıkra: 11.1.2011 – 6099 S.K./5.mad ) gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adreste binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” tk, nun 35/2. maddesi “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” hükümlerini içermektedir. Açıklanan yasa hükmüne göre, adres kayıt sisteminde adresleri tespit edilebilen taraflara Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebligat yapılması yerinde değildir. Kimlik bilgilerine göre adres kayıt sistemindeki son adresi tespit edilerek, tespit edilen adresine tebligat yapılması gerekir. Kayıtlı adresi olmayanlara ise bilinen en son adresinde 35. maddeye göre tebliğ yapılır. Mahkemece hüküm tarihinden sonra 1.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren bu yeni düzenleme de gözetilerek kayıtlı adres tespiti halinde bu adrese, tespit edilememesi halinde ödeme emrinin tebliğ edildiği bilinen en son adrese tebliğ yapılarak taraf teşkilinin sağlanması gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi usûl ve yasaya aykırıdır.
Hüküm bu sebeple bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın BOZULMASINA, istenmesi halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/1089
K. 2012/18617
T. 31.5.2012
BİLİNEN ADRESTE TEBLİGAT (Şikayet – Şahsın Mernis Adresine Tebligat Yapılması Halinde Nerede Olduğunun Araştırılmasının Gerekmediği/Adreste Bulunmama Nedeninin Tebliğe İşlenmesinin Gerekli Olmadığı)
TEBLİĞ İMKANSIZLIĞI (Bilinen Adrese Tebligat Yapılamaması Nedeniyle Borçlunun Adres Kayıt Sisteminde Bulunan Yerleşim Yeri Adresi Bilinen En Son Adresi Kabul Edilerek Bu Adrese Tebligat Yapılacağı/Mernis Adresine Tebligat Yapılması Halinde Şahsın Adreste Bulunmama Nedeninin Tebliğe İşlenmesinin Gerekli Olmadığı – Şikayet)
TEBLİGAT (Şikayet – Şahsın Mernis Adresine Tebligat Yapılması Halinde Nerede Olduğunun Araştırılmasının Gerekmediği/Adreste Bulunmama Nedeninin Tebliğe İşlenmesinin Gerekli Olmadığı)
ADRES KAYIT SİSTEMİ (Şikayet – Bilinen Adrese Tebligat Yapılamaması Nedeniyle Borçlunun Adres Kayıt Sisteminde Bulunan Yerleşim Yeri Adresi Bilinen En Son Adresi Kabul Edilerek Bu Adrese Tebligat Yapılacağı/Şahsın Mernis Adresine Tebligat Yapılması Halinde Nerede Olduğunun Araştırılmasının Gerekmediği)
2004/m.16
7201/m.10, 21, 23/8
ÖZET: Dava, icra müdürlüğü işlemini şikayete ilişkindir. İcra takip dosyasında bilinen adresin tebligata elverişli olmaması ve tebligat yapılamaması nedeniyle, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesi uyarınca, borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek bu adrese tebligat yapılmasının koşulları oluştuğunda; borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligat çıkarılmasında yasaya aykırılık bulunmayıp, 6099 sayılı Yasa ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi ve Tebligat Kanunu Yönetmeliği 31. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, şahsın mernis adresine tebligat yapılması halinde nerede olduğunun komşu, kapıcı, yönetici gibi kimselerden araştırılması ve şahsın adreste bulunmama nedeninin tebliğe işlenmesi geçerlilik şartı değildir.
DAVA: Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Yasa’nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Yine, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine 6099 sayılı Yasa’nın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü yer almaktadır. Bu maddeye göre tebliğ işleminin ne şekilde yapılacağı Tebligat Kanunu Yönetmeliği 31/1-c maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin son fıkrasında bende göre yapılacak tebligatlarda Yönetmeliğin 30. maddesinde öngörülen araştırmanın yapılmayacağı belirtilmiştir. Nitekim Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30/1. maddesinde de buna paralel olarak; “adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar” tebliğ memurunca muhatabın adreste bulunmama sebebinin araştırması zorunluluğu dışında tutulmuştur.
Öte yandan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 23/8. maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydın tebligat evrakı üzerine yazılması zorunludur. Bir diğer anlatımla 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran merciice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur.
Somut olayda her ne kadar borçlunun mernis adresine yapılan tebligatın Tebligat Kanunu 21 ve Tebligat Tüzüğü 28. maddelerine aykırılık gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmiş ise de; 6099 sayılı Yasa ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi ve Tebligat Kanunu Yönetmeliği 31. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, şahsın mernis adresine tebligat yapılması halinde nerede olduğunun komşu, kapıcı, yönetici gibi kimselerden araştırılması ve şahsın adreste bulunmama nedeninin tebliğe işlenmesi geçerlilik şartı değildir. Şu halde tebliğ usulüne uygun kabul edilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Somut olayda alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlu adresine tebliğe çıkarılan örnek 7 numaralı ödeme emrinin borçlunun adresten ayrıldığı sebebi ile 21.05.2011 tarihinde iade edildiği, alacaklının talebi ile üzerine borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan adresine “Adres Kayıt Sistemindeki Adresidir TK 21’e göre iade olunmaması ihtar olunur” şerhi yazılmak suretiyle çıkarılan tebligatın aynı madde uyarınca 26.05.2011 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Buna göre icra takip dosyasında bilinen adresin tebligata elverişli olmaması ve tebligat yapılamaması nedeniyle, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesi uyarınca, borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek bu adrese tebligat yapılmasının koşulları oluşmuştur. Bu nedenle borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligat çıkarılmasında yasaya aykırılık yoktur. Tebliğ evrakı üzerine verilen şerh de 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 23/8. maddesine uygundur.
O halde, ödeme emri tebliğ işlemi 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2, 21/2 ve 23/8. maddelerine ve dolayısıyla usulüne uygun olduğundan, mahkemece şikayetin reddi yerine, yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nın 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 31.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2012/8019
K. 2012/22714
T. 27.6.2012
ADRES KAYIT SİSTEMİNDEKİ ADRESE TEBLİGAT ( Muhatap Adreste Hiç Oturmamış Adresten Sürekli Olarak Ayrılmış Olsa da Tebliğ Olunacak Evrakın Muhtara İmza Karşılığı Teslimi Gereği – Tebligatın Adres Kayıt Sistemindeki Adreste Yapıldığının Yazılması Gereği )
BİLİNEN EN SON ADRESTE TEBLİGAT ( Muhatabın Bilinen En Son Adresinde Yapılacağı – Adresin Tebligata Elverişli Olmaması veya Yapılamaması Halinde Muhatabın Adres Kayıt Sistemindeki Adresinin Bilinen En Son Adres Olarak Kabul Edileceği )
7201/m. 10, 21, 23
ÖZET: Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna dair kaydın tebligat evrakı üzerine yazılması zorunludur.
DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Mehmet Turan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği düşünüldü :
KARAR: Şikayetçinin ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, gider avansının süresinde yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Kanunun 3. maddesiyle eklenen aynı Kanunun aynı maddesinin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Yine 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine 6099 Sayılı Kanunun 5. maddesiyle eklenen 2. fıkrasında: “…
Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Öte yandan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 23/8. maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna dair kaydın tebligat evrakı üzerine yazılması zorunludur.
Somut olayda, 6100 Sayılı H.M.K.120. maddesi uyarınca şikayetçi borçlu adına gider avansı yatırmasına dair çıkarılan muhtıranın, icra dosyasında ödeme emri tebligatı yapılan “İstiklal Mah., İ… Cad., No: …, İncirliova Aydın” adresine gönderilmeksizin doğrudan, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca adrese dayalı kayıt sistemindeki adresine tebliğ edildiği görülmüştür. Buna göre borçlunun bilinen en son adresi olan icra takip dosyasında kendisine ödeme emri tebliğ edilen adrese herhangi bir tebligat çıkarılmaksızın doğrudan adrese dayalı kayıt sistemindeki adresine yapılan tebliğ işlemi 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine aykırı olduğundan, usulsüzdür.
Bu durumda mahkemece borçluya gider avansı yatırması için usulüne uygun tebligat yapılmaksızın yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.6.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.